28 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

28 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

38 AĞUSTOS — 1936 HABER — Aksam Postası 7 ie di. Tonton amda Gül pe ve dinç Atiye teyze, bir çay| a € bize Şu hikâyeyi anlattı: dan Üç sene evvel kocam Çu.' bir köşk satın almıştı. Bilir- #rkektez. muayyen bir yaşa ge.) Mal mülk sahibi olmak isterler, öğlene Söylemek lâzım gelirse yük bir bahçe yle çevrilmiş o. N iy sok çok güzeldi. İradı mall dde çürümüş olan evin sa Mer bir kız, köşkünü satmak| Min daha iç tarafındaki küçük) şt, 26 çekilmek o mecbüriyetin de| Satın alma işlerini kocam e başına yaptığı için, bu ihtiyar) * mak fırsatını bulamamıştır Ky *9lül günü, birisi kapıyı çal. m eiçi sokağa çıktığı işin ka Pik, ist, karşıma siyahlar giy fa, S8 boylu bir ihtiyar çıktı. Heye Rörünüyordu. Dana: İÜ” Cesaretimi mazur görünz, de, u köşkün eski sahibiyim. taz al, evini görmek ve hatırala. Mx, Zelemek istediğini anladım ve Olay Buyurun, dedim, burası sizin) iniz, Hatitçe başını salladı: Hayir, beni alâkadar eden o Mi Öğrenmek istiyorum ki... Bah.| İçinm solunda bir gü! fidanı 2 Yerinde duruyor mu? Öl > Ortası erguvani güzel beyaz 2 , açan fidan mı? & paz aretçinin gözlerinde bir sevin- Mz Ş diğını ve sonra da ıslandı. edim İz Demek ; Yaşıyor? Ah, ne kadar yarim. Ona iyibakınız. Biraz ğ iy *, Soğuktan korkan cinsinden. «ag, DİF ricam var, ne olur, müsaa- Yay, Be Ondan küçük bir dal kopara- Yadan sıkarken küçük bir dal il e mi ve t ya bahçesine diktim, tutmuştu Ni evvelisi günkü fırtınada taz durdu, boğazını bir geyler| ME &ibi: “Ah lak gözleriyle uzun müddet| ağ Isi baktı, 5 le yan tün ş asndan bir) küçük bir dal kesti ve çine koydu. Bana: ğ rk gz Simdi, dedi, bunu da eski yeri, akar Dua edelim de tutsun külr ederim Sülüyordu, N diye ilâve etti. ty, lün bulunduğu fiçinm yanıza ça Ciçek açınca, diye ilâve etti,| PET, Bu İş Kiye Türedi unutmuştum, Bir ma- | Kard, köy dışımda yaptığım tay gezintisinden dönüyordum. Üy, Piri kızd > Bi Ak inin çağırdığını işittim. Th, iL. na az evim gelin, dedi, size bir| treceğim nü, x Me düştü, bahçeye girdik, Çi, ağ 8 bir gili fidanı... Ortası er. k ye . hatırladım. Ev sahibi: 4 oldu, m ,dedi, sizin duanız ka. » Me iyi tuttu, ve çiçek de aç, Ta İ gr bir Külüşü vardı. Etrafıma hçede başka çiçek yoktu. S ola, liyeyim, ihtiyar kızın bu sevgisini tasavvur edemi Baki in bir susi sordum : U gülün adı? a ihtiyar kızın derhal sa, : e dadaklarının titrediğini e, eliniz, dedi. | ka ktu, yg elleri indirilmiş bir oda. üs, Fölgelik içinde, par- maş p Ord ayak izleri, “duva. aldızi; serçeveler, re , onu ne kadar seviyorum, Aytaş ar görülmekteydi A alp omodin üstünde, bir Sali olan iki gül Ni mda gençbir de lal snr Gir en, in 1328 tarihliydi A çan hastalıklı ifadesine * bir başı, itina ile dü! la zeltilmiş bıyıkları, gözleri vardı. Ev sahibi, komodinin gözünü ka rıştırdı, bir kartonun kenarma yapı. şık, sararmış bir gazete parçası çikar. dı. — Okuyunuz, dedi Okudum: “Istanbul, 1327 — Beyoğlunda ya- pılan ilk gill sergisi mükâfatını, Ley. lâ adlı olup Halit beye ait olan ortası erguvani beyaz gül kazanmıştır.,, Ihtiyar kız elini tekrar komodi. nin gözüne daldırdı, raf ç:kardı ve bana uzattı: — Leylâ, benim, dedi, o züman. lar böyleydim. Saçları ışık parlaklığında güzel dudaklarından uçan bir) | ıle bana bakmaktaydı. Gülü. kalbinin bütün saadet ve se istiyen bir iddiası şüinün, vincini anlatmak vardı, Leylâ, bana: O zaman on dokuz yaşınday. dım, diye izahat veriyordu. Henüz ni şanlanmıştım. Deminki fotoğrafta gördüğünüz delikanlı ile. İyi, nazik, tatlı bir çocuk değil mi? Bir arkadaşı vardı. nim adımı taşıyan bir buket gül ge. tirmişti.. Adı Faikti. İçini çekerk devam etti: — Bahtiyardım, aklınızın ve ak. lımın almiyacağı kadar bahtiyardım. Fakat, bu, uzun sürmedi. Bir gün has. talandı, ve yatağa düştü, Öksürüyer, du, verem olduğunu söylediler, Ev. lenmeyi tehir ettik. Bir sonbahar sa- bahı, ağaçtan düşen yapraklarla be. raber, o da topraklarla örtüldü. İhtiyar kıza hakamıyordum. Yıp. ranmış yüzü, kanburlaşmış vücudu.!? fotoğraftaki se$ kızım esaletini hâlâ muutaza etmekteydi. Kucaklarında buketleri, gözlerinde sevinç ve ümit, bu iki genci yanyana görüyordum ve delikanlının sevgilisine; — Leylâ, sen bu güller kadar gü- zel ve tatlısın; onlar bu mevsimin 80. nunda solacaklar; fakat, sen benim için daima bugünkü gibi kalacaksın! Dediğini işitiyordum. Kadınca. gız seler neler düşündüğümün farkı- yu kucağa aldı, ba. gnı çiçeklere dayadı; parlak, yıkan. na vardı. Vaz mış ve bulufsuz bir yı | dıran gözlerini bana çevirdi: — Bu güller, ondan bana kalan yarâne şey... M fih, halimden şi. kâyet etmiyorum. Ben de kendime göre bahtiyarım.. Yeter ki, bu güller| | dalma yaşasınlar, daima bana onu ha. tırlatsmlar.. Nakleden : Fahire Muallâ 918 sene aynı çiftliğin sahibi alyanm bir çiftliğinde 918 denberi aynı aile aralarına hiç yabancı karış- madan seppe Pie. bugün, 10181 i toprağı sürüyor. Sabırlı bir tilki İngilterede bir tilkiyi © kadar İyi terbiye etmişlerdir ki, bu, 2 çoban kö peği ile başbaşa oyaşayabilm 700 tavuk arasında bulunduğu hiçbirini yemiyen bu vahşi sabah, sahibinin, kend mizlemesi için, maktadır. Gürültüyü susturacak gidip kapısmı bile çal- ikinei bir fotoğ, Nişan merasiminde bana, be-| | adamlar Cenubi Afriaknın Kap şehrin rültü iler gekkül da alar neticesinde o kadar ol ur ki, bütün aza tam bir ihtilâf halinde dağılmıştır. ) AKSAM POSTASI IDARE Evi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: Istanbul 21$ Telgraf adresi ; istanul HABER Yazı işleri telofonü » 24672 dare vehlğn ,” 24110 ABONE ŞARTI ARI Etmek 2700» hibi ve Neşriyat Müdürü Hasan Resim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası Ül ününelARİİİ Yazan : Niyazi Anmet 410 sene evvel bugün Mohaç harbi oldu Düşmanın zayiatı yirmi bın piyade, dört bin suvariyi buidu Kanuni Macaristan fethine gidiyordu. 410 yıl önce bug'in, 526 yılının 28 Ağustosunda ordu harp asına girmişti. Tk hücum hareketi cı ile Bali bey yaptı. Mohaç na çıkan bir vadiyi tutarak M rı çevirdi. Öğleye doğruda Süley. man Mohaça hâkim tepeye çıktı Burada büyük bir taht kurulmuş. tu, Padişah, muharebe emri! den önce bir harp meclisi kurdu, yer. li ihtiyarlardan birine, Süleymanın ö nünde harp hakkında fikri soruldu Tarihçi Peçevi'nin “Cübbesi arkasın da, Tolgası başında, kepeği terkisin. de, bir kırçıl ihtiyar; bıyıkları tolga. sından her biri düşmana bir ok gibi çıkmış, diye anlattığı bu ihtiyar şu cevabı verdi: — Burada dövüşmekten başka rey mi olur? Beni koca alay beyi si- ze gönderdi. Düşman alayları görün. müş, çırhacılar tutuşmuş; geliniz, sancağınızın dibinde bulununuz. Bali bey, Macar bayraklarınm görünmekte olduğunu haber verince, Süleyman da kendi sancaklarını aç. tardı. Hücuma hazırlanmış süvariler, at üzerinde birer defa doğruldular. Sonra yerlere kapanarak Süleymanı selâmladılar. Memleket uğrunda can- larmı fedadan çekinmiyeceklerine ye. min ettiler. Macarlar büyük bir cesaretle i. lerliyorlardı, İlk hücumda muvaffak oldular, Fakat bu çok sürmedi, Bali ve Hüsrev beylerin akıncıları beklen. Süleyman miyen bir anda vadiden çıkarak düş. virdiler. Kral in kumandasındaki kuvvetler, Anadolu askerinin içinden padişahın ve yeniçerilerin bulunduk. ukları mevkie kadar kendilerine yol ılar. Burada, çok şiddetli bir bo. manın ğuşma başladı. Bir mareşal ile iki şövalye padi- şahı ya ölü veya diri tutmak İçin ye. min etmişlerdi. Muvaffak olamadık. ları takdirde çarpışarak can verecek- lerdi. Saldırış korkunç ve şaşırtıcı bir süratle oldu. Birkaç muhafız yeniçe. riyi öldürmüşlerdi. Fakat bu mid. det zarfında vaziyeti kavrıyan diğer yeniçeriler de ölümü göze alarak ile- ri atıldılar. Macarlar, ayakları ke. silen atları yere kapanmerya kadar savaştılar. Kanuni Süleyman, birçok defa vücuduna gelen oklardan ancak zır. hınm kuvvetli olması sayesinde kur- tuldu Birbirlerine zincirlerle bağlı bu. lunan Türk topları, fedai Macarlar k- leri atılıncıya kadar susmuşlardı, Bu tehlike atlatıldıktan sonra on adım mesafeden taneler yağdırılmağa baş. landı, Düşman, neye uğradığını bir an içinde anlıyamadı. Ayakta bulu. nan askerler bağırışarak yere serili- yordu. Kaçıp kurtulanlar bataklık. lara saplanarak boğuldular, Kral da bunların içindeydi. Ölüleri sayıp gömmeğe memur defterdarlar, yirmi bin piyade ve dört bin süvari tespit ettiler, Elâziz Halkevi temsil kolu 6 ay içinde 92 temsil! verdi Koyduğunmuz resimler, mundan) bir sahneyi, Ertuğrul Sadiyi, verilen temsilderden Musahipzade Celâlin (Heat ilâ. Hüseyin Rahminin (Mürebbiye) pi. yesinde Dehri Efendiyi, Mürebbiyede Eda Kelfa rolünü yaşatan Bayan Sua. dı göstermektedir. Halkevinin tuttuğu bir statistiğe göre, temsil kolu 6 3 sil vermiştir y İçinde (92) tem. Halkevleri temsil kollarının senelik statistikleri tetkik edilirse bu Ta“ kamın ehemmiyeti meydana çıkar, 6 aydanberi Halkevinin Halkevinin pösteri salonu hınca nilen hususiy kilde sahneye Temsil ke Adana) vi konuşudur. xevverlerinin fiyatro ihtiyaçlarını kar da) yeni bir eser oynamıştır, reğisörlü Yünü tiyatroyu medeni büyük bir ihtiyaç haline £ dolmakt i tam halk diliyle olusu w bu 6G ay zarfında (Diy rine bir turne yapmş ve El şılıyarak her hafta arbekir — Mardin frul Sadi, Elâzizde temsillerde in en çok b rükemmel bir se. Bütün ve iyi hazırlanara! Urfa — Antep — ziz mü. ztrosun-

Bu sayıdan diğer sayfalar: