5 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

5 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Miki Afrikada haydutlar peşinde DAN TuT.BEN DE ÖBÜR YON i Mü | Gizlenmiş OLDUGU | ANDIĞI. mam Türkiyenin en büyük sigorta şirketi Bir milyondan fazla sermaye ve ihtiyatı tamamen memleketimizde bulunan Anadolu: müessesesidir SERMAYEDARLARI: Türkiye iş ve Ziraat bankaları mammgış Istanbul, Yenipostahane karşısında, Büyük Kınacıyan han »- Telefon: 24293 istiklâl Lisesi Direktörlüğünden: 1 — Kayıtlara devam olunmaktadır. 2 —7 inci, 10 uncu ve 1l inci sınıflara nehari talebe için yer yoktur. —— — gw Karaciğer - Barsak - Mide ««* Tedavisi için TUZLA IÇMELERİ Mevsiminden istifade ediniz 15 Hazirandan 15 Birinci- leşrine kadar EIA IR BELELERER EELERERER Kuş Tüyünün Kilosu 75 Kuruş Kuş Tüyü Yastık 100 Kuruştur Yastık, yorgan ve yataklarınızı kuş tüyünden kullanınız. Çünkü pa. muktan ucuz, ömrü uzun her zaman yumuşaklığı devamlıdır. Kuş tüyü ya. tak ve yastıklarda yatanlar hiç bir za. Dx iyii man İstiyenlere kayıt şartlarını lir. Fabrik tış deposu: İstan. i buda Çakmakıılarda Ömer Bal oğlu İİ. — Şehzadebaşı polis karakolu “arkasında, Telefon 22354. © kuştüyü fabrikası, Tel 23027 rika sand aa bildiren tarifname gönderi 414 MAĞLUP FAUSTA mektüp götürüyordu. Çünkü Fuusla onu, Fransaya girmiş zannediyordu. Akşam üstü kendisi de hareket ede- cekti, Kral öldürüldükten sonra yani geceleyin Burjansi ve Orlean yolile hareket etmeği Gizle beraber karar- Taştırmıştı. Bu hareket Gizin krallığa olan hakkını ilân edecekti. Taç giyme) merasimi Pariste yapılacak, Dük dö Giz Notrdam Katedralinde Faustayı elinden tutarak kraliçe ilân edecek- ti. Fanusta şimdi hep bunun için çalışı- yordu ki, Giz, kraliçe tacını kendi ba- şma koymadıkça, vaitlerinden vaz geç- mesi iktimali vardı, Son emirler verildikten ve postacı da yola çıktıktan sonra, sabah sekizde Fausta kardinal dö Burlonun Gizle nikâhlarını kıydığı salonda, Gizin ge- lerek: — Madam! Her şey hazırdır, bu ak- gam kraliçe olacaksınız! demesini bekliyordu. Önünde açılmağa başlayan taliine bakarak gülümsiyordu: Birdenbire karma karışık bir takım gürültüler işitti. Evvelâ buna aldırış etmediyse de, birdenbire doğruldu. Çünkü #üfek sesleri duyuluyordu, Nal şakırtıları, haykırışlar, muharebe gürültüleri etrafı kaplamıştı. Alnın- da soğuk terler belirdi. Acaba ne olü- yordu? Bir uşak göndererek ne oldu- ğunu anlamak İstedi ise de sonra vaz geçti. Hakikatı anlar gibi olmuştu, fakat buna rağmen vakayı mümkün olduğu kadar geç haber almak istiyordu, Yü- sü ölü gibi bembeyaz olmuş, nefes ne- fese, yanan doğru eğilmiş dışarıdaki gürültüleri dinliyordu. Kendisine ka- dar yükselen haykırışlardan aklına gelen şeyin doğru olduğunu anladı. Artık düşlnmiyordu, Kafasının içi uğulduyor, titriyor, dişlerini gıcırda- tıyordu. Böylece iki sant geçmiş, gürültüler uzaklaşmıştı. Fausta yavaş yavaş ken dini toplayarak alnını oğuşturdu, — Acaba ne olduğunu öğrenebilecek kadar kendimi toplayabilecek miyim? diye söylendi, Ne?.. Fakat bu müm- kündür?, Tam Zafere yaklaşırken böyle bir mağlübiyet.. Korkunç! Ha- yır, hayır.. Bu, köylülerin bir kavgası olacak,. Giz emniyet altındadır. Bu akşım saat onda kararlaştırılan vaka olacak.. Zili çaldı, bir uşak göründü, Tam sokaktaki gürültülerin sebebini sora- cağı zaman uşak: — Madam, bir asilzade gelmiş; de- di. İsmini söylemiyor ve sizinle görüş- mek istiyor, Favsta zayıf bir sesle; — Gelsin! dedi. Fakat böyle söylediğine pişman ol- muştu, Gelen asilzade kendisine müt- hiş vakayı anlatacağını düşündü, Bu anda Pardayan içeri girmişti. Fausta asabi bir titreme ile sarsılarak, tarif edilemiyecek bir korku ile yuvasmdan fırlayan gözlerini ona dikti. Bağırmak istiyor. fakat ağzından bir kelime çık- miyordu. Ahretten gelmiş bir mahlükun kar- şısında bulunuyormuş gibi oldu, geri geri çekilmek istedi fakat iki elile ar- kasındaki koltuğa sarılmaktan başka bir sey yapamadı. Pardayan şapkasını elinde, Faustanm önüne kadar geldi ve eğilerek: — Madam! dedi, Dük dö Gizi öldür. müş olduğumu size arzetmek için gel- dim, MAĞLÜP FAUSTA 315 —— ———ÖMEÖE'MÖMEÖMÖİEOEEOEMOÖn-Cm$C Acı bir iç çekiş Faustanın göğsünü, doldurdu, Hemen öleceğini zannedi- yordu. Pardayânm karşısında... Sen nehrinin derinliklerinde boğul- duğunu zannettiği müthiş Pardayan, sağ salim karşısına çıkmış ve bu söz- leri söylemişti ha! Rüya görüyorum zannetti, Fena ve kabul edilemiyecek bir rüya. Bu muhakkak rüya idi.. Her halde uyanacaktı. Pardayan ; bir müddet sustuktan sonra devam etti; — Madam, yaptığım şeyi kendim habe: vermek üzere yanınıza kadar çıkmak benim için haklı bir sevinçtir. Evvelce size birkaş kere demiştim ki, ben sağ oldukça Giz kral ve siz de kra- Jiçe olamıyacaksınız! Faustanın bembeyaz dudaklarından bir inilti döküldü: — Pardayan! — Ta kendisi madam! Hayretinizi haklı buluyorum, cünkü sizi papanm elinden kurtardığım zaman Siz beni Gizin adamlarma teslim ettinizdi. Fausta tekrar inledi: — Pardayan! — Eti ve kemiğile odur madam?! Hiç şüphe etmeyiniz. Şimdi anlatacağım. Monmaritr manastırmda zavallı Viyo- lettayı çarmıha gerdikten sonra ha- inlerin arasında sizi o kadar cesur görmüştüm ki, o zamana kadar bana yapmış olduğunuz fenalıkları ve hat- ta bu arada Gizi de affetmiştim. Hal- buki siz büna mukabil bana mahut ağınızda tekrar bir seyahat yaptırdı- niz, O zaman sizin İnsanlıktan hariç bir yaradılışta olduğunuzu anladım ve eşmeğe karar verdim ve sizi eziyo- rum; bunun için bir. söz kâfidir zan- nederim, Giz ölmüştür madam! Ken- disi kral ve siz kraliçe olamadan öldü. Onu ben öldürdüm. Pardayan burada sustu, kollarını kavuşturarak sessizce ve mütebessi- mane Faustaya bakmağa başladı. O zaman Fausta, sanki kelimeler ağzına yapıyormuş gibi bir ağır ağır şunları söyledi: —Siz yaşadıkça, düşündüğüm şeyle- rin olamaması pek de şaşılacak şey de- ğildir, Sokaktaki haykırışları duydu- &um zaman Gizin öldüğü kalbime doğdu. O anda gözümün önüne siz geldiniz. O menlur yüzünüzü naza- rımdan silmek istedimse de muvaffak olamadım, çünkü karşıma gelmiştiniz. Fausia buraya gelince bir müddet sustu., Titriyor, gözleri bir delininki gibi parlıyordu. — Artık felâketim tamamlandı. Bir az evvel büyük bir kudrete sahip ol- mama rağmen şimdi bir hiçim; Fakat siz, bugünkü keder ve hüzünümle in- tikamtmızı söndürdüğünüzden ve aciz bir kadının düşmesile sevindiğinizden dolayı benden çok daha aşağı bir mev kidesiniz, Sizin gibi iyilik maskesi al- tında bir kadını felâket zamanında tahkir edenler hakiki bir Şövalye ola- mazlar. Sizin taşıdığınız şey kılıç de- gil, dir bıçaktır, Siz bir asilzade değil, bir haydut, adi bir eşkiyasınız!, Hay- di dışarı çıkınız! Sizi insân zannetti. ğim zaman öldürmek istemiştim. Hal- buki siz efendisini arkadan vuran bir uşakmışsınız, bunun için sizi yanım- dan kovuyorum, Hem bir uşak gibi koruyorum, haydi git Valvadan işle. diğin cinayetin ücretini iste! Fanusta bunları söylerken “titriyor, ağzından boğuk bir ses halinde çıkan kelimelerin yarısı anlaşılmıyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: