7 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

7 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mi li ME 5 — WBirinciteşrin — 1036 : SN HABEN — AX,ım postası G0 ex» Karaciğer - Barsak - Mide Tedavisi için TUZLA İÇMELERİ Mevsiminden istifade ediniz 3 15 Hazirandan 15 Birinci- B teşrine kadar SEEEEREREE ARARIZ DADADAD İ istiklâl Lisesi Direktörlüğünden: : — Kayıtlara devam olunmaktadır. — 7 inci, 10 uncu ve İl inci sınıflara nehari talebe için Şehzadebaşı polis karakolu arkasında, Telefon 22354 Büyük ikramiya: 200.000 Liradır. yg 4 O ıncı keşide 71 Birinci teşrin 936 dadır. 4 Ayrıca: 30.000, 20.000, 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiyelerle (50.000) liralık iki adet mükâfat vardır n yy yy gg uyg e ar Güzelliğin En birinci şartıdır Petrol Nizam KIRALIK APARTIMAN DAİRELERİ Mercanda bir tarafı Örücüler sokx. ler kiralıktır. Bütün konforu tamam- dır. Kaprcıya müracaat. Umum Kitap satın alıyoruz Eski ve yeni harflerle ber nevi kitap lar ve okunmuş yeni harflerle lise kitap ları iyi fiyatla satın alınır. İstanbul An- kara caddesi 155 No. Inkılâp kitaphanesi BU'TECRÜBEYE TAHAMMUL EDEN YALNIZ 4 AVA j di Sapah dokuzdan akşam saat beşe kadar mat, saf ve sevimli bir ten. Gündüz tekrar pudralanmıya ha. cet yo”. İşte; havalandırı). mış yeni Tokalon pudrası. kimyagerin keşfidir, Bu usul dairesinde havası top landırılmış yegâne hafif pudradır. Şimdiye kadar yapılan pudralardan on defa daha saf ve daha ha. hemen görünmez bir güzel HAVALARI BİR PUDRA VARDIR lik tabukası ile kaplar ve yer yoktur. Nr e i ” ği bir tarafı Eminpaşa sokağı köşe- nm garanti muhassenat | yüze tabil bir güzellik ve. iL yemlere kayıt şartlarını bildiren tarifname gönderi başında her tarafa yakın Mercan â bunlardır. Bu cazip bas: | rir ve modası geçmiş ve partımanında küçük ve büyük daire- Yandırma usulü, Parisli bir | yüze bir makiyaj şeklini vermeden kalın âdi pud. ralardantamamen başka bir tesir yapar. Bu yebi Tokalon pudrası yüze ya» pışık kaldığı cihetle buna “8 saatlik pudra, tâbir Mektep kitapları Mektep kitaplarmızı kolaylıkla almak isterseniz Ankara cadde: “VAKIT,, Kitap Evinden geçiniz. 4 4 . sömmiiğiki MAĞLUP FAUSTA : Bi ? e e dü kini olmadığını. söyliyordu. Büssiye ana mle gelmezseniz sizi öl yedi türlü usulle bir adamın kılıcını E im? dedi. elinden çekip almağı bildiğini ve İs- 'ardayan hemen kılıcını çekerek| terse kendisine de öğretebileceğini an» hazır oldu. latıyordu. — Haydi bakalım, istedi; .İ O Büssi nihayet Pardayan gibi bir hız! ğinizi yapı adamın dostu olmamasına teessüf et- tiğini söyliyerek elini uzattı ve barış” tılar. Pardayan Büssiyi arkadaşının ölü sü yanında mahzun ve düşünceli bıra» karak uzaklaştı. İri Fakat ilk hamleden sonra Büs- NİN elindeki kılıç elinden fırlayarak hesabımı görelim. Çabuk çabuk yürüyor, Moröveri Jak Klemanın muhafazası altında bıraktı. “dı kulübeye gidiyordu. Tam buraya iki yüz adım kadar yaklaşmıştı ki, bir adamın telâşlı telâşlı oraya buraya koştuğunu gördü, Bu adamın Jak Kleman olduğunu anlaymea koşarak yanına gitti. Heyecanla: — Moröver nerede? diye sordu. Jak Kleman gayet müteessir bir sesle: — Kaçtı! dedi. Şövalye; i — Tü Allah belâsmı versin? diye- rek içeri daldı, Moröver ortada olma- dığı gibi, çıta bağlı duran beygirler- den biri de meydanda yoktu. Jak Kleman Pardayanın yüzündeki hiddeti görerek: — Kardeşim! dedi. Büyük felâket, bir türlü teessürümü geçiremiyeceğim Pardayan sert bir sesle: — Hakikaten öyle! dedi, Fakat ng- sıl yaptı da kaçtı? — Elimdeki bıçakla herifin karşısı. na oturduğumu biliyorsunuz? Bir mü det bu şekilde bekledikten sonra sizin gelip gelmediğinize bakmak için eJim- ilerideki hendeğe düştü, Menevij br.) | Kepdi kendine: Pardayanın Faustaya doğru uzan-! o, yoktu, Ilıçkırığa benzer bir sesle # sak kullanmasını ihtar etmesine rağ- — Haydi, dedi, Şimdi de Moröverin mak istiyen eli hafifçe titredi, hu el haykırdı: 3 — Fans! “ ; li dinlemiyerek kılıcının arkasından oştu. Geri döndüğü zaman arka daşı- taşları kopardıktan sonra kımılda- maz oldu. Artık ölmüştü. Büssi bu vaziyet müddet şaşırdıktan se den yaşlar boşanarak hemen Parda- Yanın üzerine atıldı. Pardayan hazır- dı Büssiye daha hücuma geçmeden Şunları söyledi. — Bu sefer kılıcınızı L firlataçağım, Hakikaten aki mişti ki Büssinin kiler elinden fırla- Yarak nehre düşmütü, Şövalye: — Haydi gidin! dedi. Bir daha alın, Büssi bir şey yapamamakta; bir aciz için de nehrin 0 rağ Tarak ağlamağa başladı. Pardayan bu vaziyet üzerine kılıcını yerine ko- yarak Büssinin yanına çömeldi, onu teselli ediyor ve kendisine karşı hiçbir) MAĞLÜP FAUSTA Fausta anlaşılması güç bir sesle; — Mösyöt dedi. Artık hayatımı si. zin hakkımda vereceğiniz hükme bağ- lı görüyorum. Beni kalbinizde yer et tiğim gibi fikrinizde de kabul ediyor musunuz? Yalnız bir söz isterim, eğer beni dediğim gibi kabul ederseniz ya- şayacağım. Eğer benden ayrılıyorsanız hayat artık benim için ağır bir yük olacaktır. Bunun için öleceğim. Bir söz, Hayır mı? Eğer yaşamamı İsti- yorsanız elinizi uzatınız. birdenbire eski yerine gitti, Şövalye. nin yüzü donuk bir hal aldı, Fikrin. den yıldırım gibi şunlar geçmişti: — Yalan söyliyor! Kendi ölümünü değil, behim ölümüm istiyor! Olduğu yerden kımıldamadı.. Faus- ta ner bir surette inledi, Gözlerini si- yah bulutlarla kapanmış olan havâya dikti, Pardayan, onun gözlerinde İki damla yaşın belirdiğini ve sonra ya- naklarına dökülerek hararetten kayb- olduğunu gördü, Fausta hemen beygirinin dizginle- rini topladı, sonra birdenbire hayva- na şiddetli bir mahmuz darbesi indir- di. Atın başı köprünün korkuluklarına doğru dönüktü; şahlandı, acile kişne- di ve aynı dakikada korkuluğu aşarak kendini boşluğa bıraktı, Fausta ile be- raber Luvar nehrinin dalgaları arasın da kayboldu. Pardayan: — Fausta! diye bağırdı. Ona. bu şekilde ilk defa olarak hitâp ediyordu, Bu söz, dimağında bir aksi seda gibi çınladı ve hayretle şu keli- meleri mırıldandı: — Onun öldüğünü istemem. Esasen evvelce de istememiştim, Bunları söy-| ler söylemez kendini beygirden fırlat- tı. Evvelâ nehrin dibine kadar daldı, suya şiddetle çarpmaktan ve cereya- nın çok kuvvetli olmasından kulakları uğulduyor, gözleri görmiyordu. Elhi- sesl kendini sıkmağa başlamıştı. He- men ayağını şiddetle yere vurârak su- yun yüzüne çıktı. Tekrar bir cereyana kapılarak dibi boyladı, hayli kuvvet sarf edip de suyun yüzüne çıktığı zs- man, etrafına baktı, ileride Faustanın beygir! sahile doğru yüzüyordu. Fakat Gözü birdenbire İleride cereyana kapılmış bir cisme ilişti. Bu Fausta 1di.. Fakat hiç kımıldamıyordu, kim bilir belki de boğulmutu, Pardayan suları yararak bütün kuv vetile ona yetişmeğe çalışıyordu. Tam dalgaların arasına gömüleceği sırada kolundan yakaladı. ; z Çer yaye e Birkaç dakika sonra Pardayan Fa- usta kollarında olduğu halde sahile çıktı, Fanusta bayılmamıştı. Gözlerini açmış kederli ve şikâyetçi bir nazarla Pardayana bakıyordu, Nihayet doğ. rularak kalktı ve sert bir sesle: — Niçin, ne hakla beni ölmekten menettiniz? diye sordu. Pardayan son derece yumuşak bir sesle? — Koluma dayanmız! dedi. Sizl şuradaki balıkçı kulübesine kadar götüreceğim.. Orada üstümüzü kuru- turuz.. Sonra gülerek ilâve etti. — Kurunmağa muhtaç olduğumuzu da inkâr edemezsiniz ya? Aralarmda geçen bütün sözler bu kadarla kaldı, Fansta şimdi ağlıyor. Telefon: 24370 eğ .. Türk Hava K u Mektep fiftir, Bu usul, Tokalon | derler, Artıkneparlakbı... | Bü urum kitaplarınızı erer egr rün, ne yağlı cilt görünmi. / Yorulmadan tekmil olarak İstanbul ullanılmaktadır. İşte bu. | yecek, belki rüzgâr, yağ vü k Piyangosu Ankara caddesi İnkılıp kitaphanesin nun içindir ki, Tokalon | amurunv terlemnin icrayı iğ Şi di 1 den alırsınız. ze “e muntazam | tesir edemiyeceği mat, saf di imdiye kadar bi İlel ii di ve daha mükemmel bir | ve sevimli bir ten görü A y nlerce kişiyi zengin etmiştir ağ m görünes

Bu sayıdan diğer sayfalar: