21 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16

21 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iş Zavallı bir züppe idi, biraz Ba deli idi — Zaten şairlerin hemen hepsi az veya çok öyle dir. — Yolda avaz avaz haykı Yarık okuduğu manzumenin bo- zuk düzenli olduğunun fafkında değildi: “Aç olsam da, tok olsam da, Pen söylerim sarkımı, FI gülse de, ağlasa da Ben söylerim şarkımı... Fakat, gene içtiği sabahleyin oğan güreşin ışkları, yediği 'de lokantaların önünden geçer - “ken burnuna gelen yemek koku « ları idi. Tabii çok zayıf olduğu- 'nu söylemeğe Hizum yok. Ak - gem olunca «n mühim mesele kendisi için “atacak bir yer temin etmek olurda. O zaman şehir en uzaklaşır, karşı tepelerde yükselmekte oran ay dedeye en İYüzel şarkısındar bir parçayı 0- kurda: YAçlığımda bana gülen tatlı vüz, Ununrur bana bütün dertleri, Gene“ gece, şehrin dışın Haki © ormana uyumak için gidi. yordu. Gene gök. odasının ta- va çök güzek ibirlerine öpü- leri sanılırdı. Fakat karnı çok açtı, midesinde Szliyan bir şey hissediyordu. Bir Biemekçi dükkânın önünden ge Şiyordu. Raflar» muntazam bir şekilde sıralanmış olan ekmek- er iştihasımı kabartıyordu. Vasiyeti çok güçtü: Karşı- nda üstelrinde hâlâ dumanı tö- ten ekmekler, taze ve sicak &k- mekler, fakat midesi bom beş, "beş pzrası yok. Açtı — Eğer, bizim Kastamösulu “asta içerde ise, her halde bir di- Bm olsun verir. diye düşündü. Fakat, bir türlü cesaret edip çeri giremiyordu. Ya, para is terse... Para diye verilecek mesi *yardı, Sırtındaki elbise para'et- mezdi. Hele boynuna bağladığı perdeden koparılıp yapılmış bo- yun bağına herkes gülerdi. Eni isi, elini uzatıp hiç © kimsenin görmiyeceği bir şekilde ekrsekle. airin akşam yemeği rden bir tanesini aşırmaktı. Pe- ki, ama dar dikilme caketinin al- tında bunu nasıl saklıyacaktı ?, Ya hırsız olduğunu anlarlar, ka- rakola götürürlerse.. Gerçi ora da karnını doyuracak bir şeyler verirlerdi amal, Hırsız diye gö türülmek şerefine dokunuyordu Bazıları şairin karların, tar- laların, ırmakların güzellikleri- ni seyrederek yaşadığını, ve hiç bir şeye muhtaç olmadığını lerler: Lâf hepsi. Halbı zamaz: İnsanın midesi aç oldu ğu zaman bir lâstik gibi uzar ki- Salır, « uzar kısılır, yiyecek bir geyler arar... Nihayet dayanamadı. — vermemişlerdi de, çalmağa mec Elini raflardan birine uzat. bur olmuştu? Pakât, birden kuvvetli bir pen- Firini: genin — bilegini koparacak kadar — Alçak, namussuz... Hırsız hık yapıyordun, demek hal diye Mısralarını okuyarak — ormana, tavanı yıldızların öpüştük- leri mavi gök olani evine girdi. # kuğını hissetsi Ağlıyacak ka. bağırıyordu. Ben seni şair bilir. dar gözleri yaşardı. Korkudan dim, severdim. Demek şairlerde sararmıştı.. Bağırmak istedi F. hırsızlık yaparlarmış? ret: Gururunun hırpalandığını gören şair: — Bana küfür etmeğe, kaka — Seni hirsiz, seni! Giye hi kırdı. Çocukla yetişin! hır var, Şair, üstü “başı düzgünce, ret etmeğe hakkınız yok! diye kravatlı bir adim olan kendisine mırıldandı. Beni vurunuz. Kara- hayretle bakan eli hamurlu çı: kola götürünüz. daha ağır şeyler saklar karşısmde utancından kıp yapımız. fakat hakaret etmeyi. kuzmuzı olmuştu. Ağlamak İste. niz. Açtım ve. Hem sonra ekme di, gözlerindeki ısleklık kurumuş. ginizden bir dilim bile koparmış tu. Açtı, niçin kendisine ekmek (değilim. Harflerid resim yapıyorum NOKTALI OLAN YERLERİ KARALA VANIZ. . iert,, demişti. Halbuki, şirmdi için- de bir korku başladı. Ya sahi den onu karakola götürürlerse.., Mahküm bir adamın şiirini meşren derler mi? Ya hâpse giderse, sev- gili mesleğinden uzaklaşmak meç buriyetinde kalacak, ay dede için yazdığı en güzel şiirlerini bir iki bapisane arkadaşmdan başkasına okuyamıyacak, zevkine varamıya» caktı. Bu sırada şairin mazlumluğu önünde yumşayan, ve biraz insa» fa gelen fırıncı: — Haydi! dedi, bu defa se ni affettim. Ama, bir daha se- fer böyel bir şey yaparsan. Şair, katıksız olsun bir ale şam yemeği yemek istemişti. Pa kat, ne yazık! ama, ne olursa olsun, hapse girmekten kurtul « muştu. Şiirleri gene mecmualar. da neşredilebilirdi, Gene karnı aç, fakat sevinçli, ormana giden yola dürünldü O Aydede en Büzel ışıkların: ağaçların dal larına atmıştı. Yol tepede bir deniz gibi parlaktı. Neşeli şair cebinden kâğıdını çıkardı ve: Aclığımda bana gülen tatlı yüz, Unutturur bana bütün dertleri, Mısralarını okuyarak orma- na, tavanı yıldızların öpüştükleri mavi gök olan evine girdi er 1 günl gazelesine ekli vi parasız verilir. No. 55 * BAYAYA Mi DE ASTUA Vi Mi AFET, İN EN İlâve şeklinde verdiğimiz “MİKİ KAHRAMAN. resimli tefrikasını önümüzdeki haftadan itibaren Çocuklar : Mecmuanızın 54 üncü sayısile birinci cildi tamamlanmıştır. HA B ER gazetelerini salmak suretile hemen hemen Jistiyorsamız, Ankara caddesinde (Vakıt Kütüphanesi) ne bir numara mukabilinde bırakınız. Cilt parası için (25) kuru; getirmelisiniz. ARSAN W 4 TR NV ANDIRDI v HAN. HAHA o 53 İE Şİ ? Oz DÜN İl Eş LZ me PR ği / <3 İN NE v ğa Pan ön (EN vi b Pe SAFASI oLDu bu sayfada takip edeceksiniz. para sarfetmeden elde etmiş olduğunuz bu mecmuaları ciltlettirmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: