3 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

3 Ocak 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İN eReeRKATİNZEYEREE KEKEÇ il iie ei i DE yila SşBa$ SARAYI Dış İRERN İyi ieeirePi ire EiieriYiz zan rin biR GİRE İŞ İrt piri ii : Lİ e eşi MP Ta api SERE j Ti e ia Seir İŞE şili ku BE ne. Mİ RE OD ERİN zinBeti Li e erer 2 (e anin Trier 2 Mi rek iler. RİSK) vip Şe ri gaye hepa çim şili NG a ii z SER gili a | 4 siki: NN 10 HORTLIYAN FAUSTA Fakat birdenbire bundan vaz geç-| Prensese ç 8! Bir müddet evvel evrakı imha et-| ğim. “mek istiyordu. Uzun müddet tereddüt — O halde rwükeesei, böylelikle etmişti... Bir hal çaresi ariyordu. Yeğe-| Prenses emniyet altında bulurmuş ola- ; Bi farkına varmadan meseleyi halletti. | tak. Pavusta (veya başka birisi, Ne ehetii- Montalt soğuk © bir tarzda? ia Mmiyeti var?.. Maksat, evrakm Pilipin — Ben de öyni #ildrdeyim, Mon. â eline geçmesine mani olmak değil mi?.. ,O halde! Papa kararını vermişti. — Belki de hakkın var oğlum, bem bizzat kendim refakat edece- ? madem ki Favustayı, ve seni affettim, irt e evrakla beraber — gidebilirsin, haydil.. - Bir çeyrek saat sonra, Montajı, o; FAVUSTA UYANIYOR Mi Espinosa'ya iltihak etmiş ve: Favusta kendisine geince, ilk duydu Zn — Monsinşör, evrakı getirdim) £w #ey desin bir hayret oldu. ye diyerek © parşömeni kendisine göster - Evvelâ Papanın, kendisini cellâ- ği, dın baltasına teslim etmek için intiha- rına mani olduğunu zannetti. o Montalt onu hayatta görünçe::Öyle büyük bir sevinçle bağırmış, sesi öyle bir iştiyak ve arzu ile titremişti ki, Favusta ken- disini bu kadar seven (adamın kim ol- duğunu öğrenmek istedi. Gözlerini açtı ve Papanın yeğenini gördü. Sonra tekrar gözlerini kapayarak ( düşünme- ge başladı. — Bu adam beni sevdiği için, Siket > Kente yalvararak — allımı temin etti. Fakat bundan ne çıkar? Madem ki ar .) tik elimde biç bir kuvvet kalmamıştır ve madem ki oPardayan da öldü, haya- tun ne kaymeti olabilir? Hayır, ölmeli yiml.. Bu geceden evvel her şey bitmiş olacaktır!.. Fakat (Oo yanndakilerin konuşmalarını duyunca, . yanıldığını anladı, Hayır! Sikst » Kent oonu kendi arzesiyle af- fetmemişti. Montalt kendisine yâpılar ülüüm bahası “teklifleri büyük bir ce © Engizitörün © gözlerinde bir kavık patladı, fakat böyecanini gizleme- gi maine en kı-; saret Vi nl si , pengesin; Tavusta kararını vermişti, | | Gi ai aa e in Eli; SESİ 20: 3) $si z 8 alçi EE gül S ENİYİ Seli z 2 wi0i çö” e Gg ii ie Jai $ e id 1 aşar yeli 8 ajE Seli zi ; i Mİİ, şi ii İleoili i ş Mabinii yi gu kei, DH il Gy idil va Ti Ğ sel Rİ ği ili İdem ilim MİRİ ln ne idi kiz gi di izli MİLL Nİ ii SEşdE8 w S4 3 iiğei; Sİ ği #öyilş pi adr. AZER A 3 BER in dtsişdğdi 8 İl E GSİyAN şğ3 ği j li $i iizisisi.rii Sİ Kişliğikizi öğ BenEsiiğ 3 PEPEE 33 İröileşsiliz Sf mideyi iddi hi oklar HORTLIYAN FAUSTA N Favusta hemen, bu kâdar kuvvet- BE âşktan temin edebileceği istifeleri dü- gündü. akat neye yarar!. O ölmök İs- Uyordu, ölmeliydin. Fakat, her şeye rağmen, yanında söylenen sözler merakınr tahrik etti. , Bu evrak da ne öluyordu?. Hem bu * pörgömenle onus ne alâkası vardı?. Fivusta, birisinin, omuzlarına do kunduğunu hissetti.. Kendisine bir şey- ler o söyleniyordu. O Gözlerini açtı ve Espinosa'yı gördü. Zihni gitgide O& lu, Oğlu?.. Evet! bu masum yavrucağı müteaddit defalar düşünmüştü. Yaşıyordu... Ser- bestti. Ebemmiyetli olan cihet de bu idi... Annesine gelince bu daracık O höc- reye diri diri kapatılmaktansa ölmeği tercih ediyordu... Birdenbire, zihnini - şimşek gibi darbeliyen (şu sözleri duydu: — Pardayan yaşıyor: İki kelime ki, ölüm mücadelesi ve “eşk o herrsiyle dolu bir MAZIYİ hatırlı yordu. o Bu mazi şimdi ona uzak gibi geliyordu!., Halbuki, ne kdar yakın- &x Çünkü Pardâyanı Rian sarayı yan- gırında telef etmek (o İstediği günün üzerinde ancak (birkaç ay geçmişti. Ah Pardayan!.. Bü kadar sevdiği ve bu. kadar nefret ettiği Pardayan?.. Ne maziydi ol... O: zengin, muhteşem, Haris, kud retli, fakat bütün teşebbüslerinde mağ- Jöp bir kadındı. Pardayan: fakir, yer. “ve yavaş Halbuki Favusta hiç bir zâman kaç mamıştır!.. Hayır, o artık ölmek iste- miyor.. O, inkitaa uğrıyan amansız mü- tâdeleye tekrar girişmek için yaşıyacak ve bu defa O muzaffer olacaktır. Favustanm bunları düşündüğü sırada idi ki, Montaft yan'na yaklaş- tı. Kardinal ona doğru eğilifken , Fa- vusta da . sanki her zamanki Hâkim kâ Ötnmniş gibi - emitate bir tavırla kendi- sini sürerek, hâşmetle doğruldu, Fa- vusta (bu hareketiyle, beliri de, ara- larında dâlma kalacak © Glen, aşılmaz mesafeyi göstermek © istiyordu. Amirane, fakat tatlı bir sesle sop- du: — Bana söyliyecekleriniz mi var, Kardinal? o Sizi dihliyorum. Ve ayni zamanda oFâvusta büyük (siyah göz- İerini Montaht'a dikti, OO zamana kas dar, © belki de Favustanın kalbini ka- zanacağını ümit eden Montalt, daha ilk anda mağlüp (olmuştu. (Biraz daha eğilmiş, prestiş içinde Favustay: sey- rediyordu.. O zâmân Favusta, onun bütün mevcudiyetiyle (kendisine bağ- landığını anladı, tatlı bir tebessümle: — Söyelyin, (Kardinal, dedi, Bunun Üzerine, Momtalt, titrek bir setle, serbest olduğunu Favustaya — bildirdi. Favusta hiç bir heyecan ve hâyret alâmeti göstermeden: — Demek ki Sikatı, Kent beni atfedi- yot öyle mi? diye sordu. Montalt baş'nt salladı. — Hayır Madam , dedi. Papa af Mösyö Düran Madam Düran'ın kocasıdır. — (3) Mösyö Düran çocukların babasıdır, — (4) Oğlan kız:u erkek kar-

Bu sayıdan diğer sayfalar: