13 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

13 Ocak 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mimi 5 EY : MM hn N ai. Bee ; Debisik i ee Balesi > eitli 3 i li y Metem a ee ie dei ek pisi alli eşissz pEŞEB EzEpgne z S7 EİmE; j heapar kı yalla be ş9? girişli 0: — 2 dili Hİ MİR ei, © iğipe Ggipçire © ; dliisi N EUN, iş ii Bi JR OX yi Plağs E 5 ilen 29 İKİ AR | ?ğ si ein e R eerip ini za Raişeleğşik Glen lik epi iikieeti ilen siği 2 vap” vi R BR R datışaşlı iii palliyazusi?. do. Bis 3 rirpişi il gesi ÖZER ENE çi İİ EMELE ELİE FİİLİ Ri BER O & 3 BEzESE ii 3 — Azizim! görüyorum ki İspanyada SİSP bitenlerden biç haberiniz yokt, Tiraldanını çingene olması ne demektir biliyor musunuz? Bu demektir ki engi- i istediği anda onu yakalıyarak en : İcei, en tüyler Ürpertici işkencelerle öL- gi” dürebilir.. Bunu şimdiye kadar yapma. : â © da Jiraldaya âdeta pereştis © e Sevil halkının isyandan korkusu- ”— Fakat prens çingene değil ya! ME Evet ama bir dinsizle evlenirse ay j “ezaya çarpılır, yani ateşte diri diri Tak yani ateş Ve sanki ezberlemiş gibi şu engizis. nunu okumağa başladı: d >> Bir dinsizle münasebete giren, o b ay de saklayan veya ihbar etmiyen.. A Veya avam olsun, mukaddes ofise ğ dimdan kaçınan herkes, dinsizlik ka .f ni büyük bir cinayet işlemiş sayılıp ay! şef ime a çarpılır; ateş, gene ateş! Da-! i Ateşli, İşte engizisyonun kanunla- Saz Size bir şey söyliyeyim mi, azizim? belâsı engizisyonun ortadan ist icap ettiği fikri zihnimi fe. ke Dalde kurcalamağa © başladı!. Sizin he ,, Prens gelince; biraz onun işleri- w sokmak arzusuna taham- va, <Semiyeceğim.. Aksi takdirde za. te) Şocuk ateşin içinden çıkmıyacak ve anten perestişle Pandayana baktı 4 27 Ne cesaret yarabbim! Don Kişot *E geçiyor, — Bu çok acı vefecibir U hikâyedir şövalye; — Bundan şüphe etmiyorum dostum! Şimdilik çok şükür vaktimiz var.. Şarap da bol. Hem epey konuşuruz. Servantes kimsenin duymadığından İyice emin olmak için tekrar © etrafına bakındı, sonra Pardayanın kulağıma doğ ru eğilerek anlatmağa başlad:; — Evvelâ şunu biliniz ki şövalye, bu işe uzaktan yakından karışan herkes en feci işkencelerle öldürüldü. Bu hikâye, Yi bilenler ve bunu bildiklerini göster. mek tedbirsizliğinde bulunanlar esrars engiz bir şekilde ortadan kayboldular. —O balde biz de ayni âkibete uğra- mamak için bunu bildiğimizi (o kimseye gösteremeyiz. Bu esnada, bir erkekle bir kadın yü vaşça taraçaya girdiler. Erkekğin şapkası iyice öne odoğru iğilmiş olduğundan yüzü iyice gözül. müyordu. Kadın da iyice sarılmış oldu- ğu mantosu içinde yüzünü gizliyordu. Elele vererek içeriye o giren bu çift, birer gölge gibi masaların afasından ge- çerek yarı karanlık işinde bulunan bir köşeye oturdular; Bunlar, hiç şüphesiz, yalnız kalmak istiyen sevgililerdi. Kadınla erkek henüz masa başına o. turmuşlardı ki kendilerini takip eden di. ğer bir erkek nazarı dikkati celbetme- meğe çalışarak gizlice içeriye girdi ve onların yakmiındâ bulunan bir masaya kuruldu. İki masanın ortasında büyük. çe bir portakal ağacı o bulunduğu için bu adam, iki sevgiliyi gözetlermekte hiş de güçlük çekmiyordu. bu miicadele esnasında hayatım tehlik* ye girecektir. Fakat siz de takdir edersi niz ki milyonlarca insanın selâmeti mev zuu bahsolan bir işte benim hayatım bir hiçtir! — Yarabbim, işte Don Kiyota lâyık bir düşünce, Pardayan bir müddet önüne baktı ve derin bir düşünceye dalmış O olduğunu gözünce omuzlarını silkti: — Eğer hakikaten (o öyleyse, ismini mütemadiyen tekrar ettiğiniz arkadaşı. nız Den Kişotun deli olduğuna (o şüphe yoktur. < “— Deli mi? Kimbilir belki def. Evet. Bana verdiğiniz bu fikri nazarı itibara alacağım.. Deli?. Bunu sonra tetkik © derim! Ve uykudan uyandırılmış gibi birden bire ayağa kalkarak kendisine hayretle bakan Pardayanım önünde eğildi ve: — Fakat berkalde, dedi, bu bhak'ka- ten iyi bir adamdır.. İyi ve cesur.. Bu. nun için size bir teklifte o bulunmama müsaade edin: Kadehlerimizi, büyük ve as'l şövalye Don Kişot dö Manşın şere- fine kaldıralım. Pardayan şen bir kahkaha att: Bu asil şövalyeyi tanımamakla bera- ber, teklifinizi bütün © kalbimle kabul ediyorum. Servantes büyük bir heyecanla kade-, hini kaldırarak bağıt'dız — Don Kişotun zaler ve şerefine, — Arkadaşınız Don Kişotun lâyemut! kalması şerefine! Kadehler tokuştu ve Serrantes teşek- kür makamında elini göğsüne götürdü. SS ısı. a 9 id eye me ipi Hiyipep Sergey ş3ier Gâşi İğegi Bi iza in ie ii > ii ii ei il im çi ipi şal. ki 3 Bişi işa İİ diş, ir şi 3 şi şike gi ieişi kelek gile lr Beşli ho rlıl Bi lipiaki min lir çi Mİİ iel ep gpğiğle : HEP datgi 2) kiz ik Sada ij REN 2 ögal şağıdı bir giri Bila li pi pal iel ii ie şar öU id i Ke RE. Ka Saçı geğiiç #e,, giti 5 | Es : 11f 1 ağ LİR alalı İnilri NE 213 $ kaiişneeğkisiziz ilki. bini; e rli j 27: i ii RL Sadi ei pi p ğ 52 HORTLIYAN FAUSTA HORTLIYAN FAUSTA 49 « e Şünkü Jiraldanın çingene okluğu-| O — Canım bırakm şu Don OKişotuf — Gene Don Kişot gibi konuşuyor) O Pardayan muhabebtle arkadaşına bak- j tabif bilmiyorsunuz, Her işe ne diye onu karıştırıyorsunuz? sunuz! tı ve kendi kendine söylendi 3 — Bundan ne çıkar? İyisi mi şu zavalh prensin o hayatından Pardayan bu cümleyi galiba iyice dul o— Şu şairler hakikaten biraz deli a, yi — Nasıl ne çıkar? Ya engizisyon? | bahsedin. Onu iyice tanıdığınız anlaşı- yamamış olacak ki devam etti: damlardır, M —— Canım bu işte engizisyonun ne a. lıyor. — Biliyorum, ben de © biliyorum ki) ( Ve derhal ilâve etti: pr? kam var ki. — Adam sende, başkalarına taş at- mak bana mı düştü? —XxI— DON SEZAR VE JIRALDA Adet olduğu veçhile kadehleri bir ne» feste boşalttıktan sonra karşı (o karşıya oturdular. Servantes mes'ut o bir adam tavrile Pardayana baktı — Şövalye, dedi, size, elimden gelen her yardımda bulunacağımı söylemeğe lüzum yoktur, değil mi? — Çok teşekkür ederim dostum, bu yardımınıza fazlasile ihtiyacım olacak. tır. Ve ik; arkadaş samimiyetle el sıkıştı lar. Bu sırada taraça yeniden (odolmağa başlamıstr. Bircok silâkşarlar o başbaşa vererek hiddetle konuşuyorlardr.? İçlerinden birisi şöyle söylüyordu: — Farkında msnnız?. Sevil (o birkaç gündenbesi âdeta mezarlık hâlini aldı. Ötekini cevap verdi: — Hakikaten öyle. Ölü bir (o şehir, Nerede o eski eğlenceler, nerede o boğa güreşleri?.. Hiçbir şey kalmadı! — Boğa güreşçisi Don Sezar Sierras daki inzivatına çekildikten sonra Sevilin tadı ma kalır? Jiralda da bir yerlere kayboldu. Bu kadın olmadıkça şehir bomboş kalıyor. — Bereket versin ki sevgili kralımız geldi.. Birkaç gün içinde her şey gene eski vaziyetine girer, Ki j $

Bu sayıdan diğer sayfalar: