30 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

30 Ocak 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ver. Yazan: A. Cemalettin Saracoğlu “Demirhisar,, ın heyecanlı sergüzeştleri Mürettebat tekneyi berhava etmeğe uğraştıktan sonra karaya çıktılar "Demirhisar,, bir kere serbestisi. ni kazanınca hemen nakliyelerin se“ i üzerine gelmiş ve (Mani- tov) nakliyesine o yaklaşıp geminin üç dakika zarfında boşaltılmasını em- retmişti. Gemide mevcut flika ve sandallar mevcut askerin ancak üçte birini istiaba kâfi olduğundan bu es“ nada zaten mayna flika © talimine başlamak üzere o bulunan efrat emir verilmeksizin fikaları maynaya baş- Jamışlar ve gemide bir paniktir baş göstermişti. Flikalara (haddinden | fazla efrat doldu ve biri o kadar fazla yüklendi ki metgfarolar kırılarak fli. ka albora oldu. Flikalarda yer bula” mıyan birçokları denize atıldılar. “Demirhisar,, torpitobotu (Ma- nitov) nakliyesine hücum ettiği es nada İzmir önündeki İngiliz. fırka bahriyesi kumandanı amiral “Pears,, erkâni harbiyesiyle karargâh sefine- si olan (Frankonya) nakliyesinde bir konferans aktetmiş bulunuyordu. (Manitov) nun telsizle verdiği istim- dat işareti gelir gelmez derhal emir ve rilerek o “Kenet, muhribi Oo'anda *“Tercyaki,, limanından © firladr vel *“Jed,, muhribi de onu takip'etti. Ay” ni zamanda (Dragon) ve: (Doris)| kruvazörleri de imdat istiyen nekli-! yenin Yordimma koştular. O esnada Midilli adasınm batı tarafında “Sığir,, limanında kömür almakta bulunan| “Minerva,, sefinesinin kumandanı da| imdat isaretini almca “Veayer,, muh-| ribine hemen hadise mahalline yetiş” mesi için emir vermişti. (o Arkadan kendisi de hareket etti. Fakat taki- bin Sakız ın cerup nihayeti 0- lan “Mastika,, burnuna doğru istir| kamet aldığını öğrendiğinde hemen cenuba yol verdi. Bu esnada “Ken- net,, ile “Jed,, düşmanı görmüş ol duklarmdan süratle ona laklaşmakta” idiler. Öğleden sonra saat üçte "Demir- hisar,, Mastiko burnuna varmıştı.| “Kennet,, muhribi düşmana şimdi o kadar yaklaşmıştı ki Türk torpitobo- tu Sakız boğazını şimale doğru ürk“ mak üzere döndükten birkaç dekika| sonra ateşe başladı. Bu esnada takip! olunan Türk torpitobotu ilerideki Kadınlar için yırtılmaz çoraplar icat | edüdi. Fakat kadın çoraplarına avuç dolum para veren aile erkeklerine madlesef “miljde!” diyemiyeceğis; çünkü bu yırtılmaz çorapların astan yüzünden daha pahahya mal olmak. tadır. Holivwdda bası yıldığlar bacaklarını hususi ressamlara boyatmak modası- nı ortaya atmışlardır. Sinema merke. zinden hurice pek çıkamıyacak bir moda daha! ikinci bir burnu dönmeğe yaklaşıyor- du. Bu burun (Kalamate) körfezi- nin şimal çıkıntısını teşkil eder. Li kin “Demirhisar,, birdenbire olduğu gibi iskeleye saldırdı. Çünkü dönme! ğe çalıştığı burnun arkasından “Ve- yer,, muhribi çıkıvermişti. Şimdi tamamiyle kapana düşmüş olduğunu ve kurtuluş için hiç bir ça- re kalmadığını görerek körfeze doğru seyredip sahile bindirdi ve artık ha” reket edemez bir halde kaldı. Müret- tebat tekneyi berhava etmeğe uğraş- tıktan sonda karaya çıktılar ve Yu” nan askeri kumandanı tarafından “Enterne,, edildiler. Alman hükümeti torpitobot mü- rettabatmı Yunan hükümetinden is" temiş ve buna misal (o olarak bizim (İngilizlerin) OB. 4 - tahtelbahirimiz mürettebatının Danimarka hüküme- ti tarafmdan İugiltereye iade olundu- ğunu misal olaark göstermişse de Yur nan hüküemi “Demirhisar,, mürette- batını sonuna kadar tahtı tevkifte bu- Tundurmuşhur. “Demirhisar,, m macerası şüphe yok ki pek çok cesaretle yapılmış bir teşebbüs olup hakikatte büyük mu vaffakıyetlere lâyıktı.., Başka millet dehizcilerini alkişla- makta pek semahatlı olmıyan İngiliz tarihi bahrisi bu kısa fakat belâgatli satırlarla “Demirhisar,, daki Türk de. nizcilerine hak etmiş oldukları “A: ferin,, i vermekte ve onlara dolayı siyle: — Bravo, çocuklar!... Demektedir ki bu da Türk deniz! tarihi için oldukça kıymetli bir iltifat! teşkil eder. İşte mini mini > “Demirhisar,, m büyü ve şerefli akmı böyle bitmiş ol-| dü. Bugün onun el'an yaşıyan kah ramanlarıma minnet duygularımızı sunarken ulu tanrının rahmetine ka vuşmuş olanlarının manevi varlıklar rı önünde her Türk o vatandaşı huşu ile eğilir ve onları saygı ile anıyor... —SON ge kütüğü çıkmıştı. Gütüğün ait tarafmda küçük bir kapı vard. Bu kapıdan, birçok! adalar, boyunlarına birer ilmik takılarak dışarı itilmişlerdi.. Bu, işçilere hürmet tel* kin etmek için en iyi umüdü Yeşil Keman keş de bu meşe kütüğüne ve bu suretla a. #ilmıştı, Kababati , efendisi için vurduğu avdan bir kuşu kendisine ayırmış olmasıy» dı, Bu bir hirsmiikt, O zamanm kanunu mucibince hırsızdarm asılması İlzrmdr, Bellami akşam olunca kütüphaneye dön“ dü. Kocaman ocağın karşına geçü, otur Gu. Yanan kütüklere bakıyordu, fakat gör. müyordu. kütüphane harikulâde güzel tef- rig edilmiş büyük bir salandu. Pencerelerde) mal kadife perdeler vardı. Bel'ami'nin gör leri ocağın üzerindeki taş armaya takıldı. Armanın iki tarafmdaki kaplanlar yenmiş idi, Üzerinde, şatonun enki sahipleri olan “de Curey,, lere ait bu armanm üzerinde gun Yar yazılıyâr: RYTE YS KYTE Bellami gtlümsedi. Okuma © ve yazması pok az olmakla beraber mırıldandı: — Eskiden imlâ nedir, © bilmiyorlarmış Bu herha'da “Right is Rirbt,, olacak. Yani bak, doğrudur, yahut hak, hrktır. Pek ap talon bir söz. Kasa, karadır o veya #u wink ter demek givi bir şey! Vakit gecikti, o günlük işi bitmişti, Kal. ( &. Binirti sinleli hir aşağı, o hir yakar do) laşmaa basladı. İçnde, bir türlü izah ed” mediği bir rahatsızlık vardı. Masasının beşi na geçti, cehinden bir anahtar çıkararak nit görü açtı, İçinden meşin tir canta çıkardı. Şimdi, ellerinde bir kadın fotoğrafı batve yordu. Kadın, Berpten evelki modaya uyur bir tarzda giyinmişti, O kadar tath, 6 ida genç hir yüzü e kadar sekin gözleri vardı ki" Macera veaşk romanı EE Üçüncü Murad, “Sen şu kontes işile & ol. Şunu çabuk hallet!,, dedikten 5”. o geceki işret âlemine dayanabilmek” sırtını örttürdü ve uyudu , Geçen tefrikaların hülâsası: / Üçüncü Murad, şiirden, edebiyattan hoşlandığı için, cahil Çerkes kızları! yerine, garptan getirilmiş tahsilli kız| lardan hoglamıyor. Esasen Safiye #wi- tana iptilâm da bu yüzdendir. Şimdi, Safiye sultanın ayağı alina karpuz kabuğu koymak istiyen sarayın najiz| kadınlarından Canfeda, ona ayni ev.İ safta fakat daha genç ve körpe bir kısı peşkeş çekmeye uğraşıyor. Üçüncü Murad, merakla kulak ka- barttı: — Gayet güzel bir kontes, efendi. miz... — Nereden nasil gelmiş.. — Esir düşmüş... Hani efendimize bundan bir iki ay evvel söylemiştim: Fındıklıda, esir taciri Hacı Mustafa. nın konağında bir sergi yapılıyor; müsaade buyurursanız “gidip gezeyim de saraya muvafık neler var, bakayım demiştim. Aslanım da bana izin ver- miştiniz. Bunun üzerine gidip baktım. Oradaki kadmlar arasında o kontes'i muvafık buldum. Hazırlanması için |. cap eden tenbihlerde bulundum... — İyi ettin. Hep böyleleri için göz! kulak ol.. Ne zaman saraya alacak- sm... — Padişahım, her şeyin sırası var... Huzurunuza, ahçılarınız, bir yemeği, pişmemiş et, yahut çiğ sebze halinde getiriyorlar mı?.. O gıdaların cinsleri nekadar nefis olsa gene de efendimin karşısına çıkmaları için bir hazırlığa ihtiyaç vardır... Koynunuza alacağı. niz kizlar bakkında da vaziyet, ayniy. le böyledir: Evvelâ sarayın dışmda bir konakta, sonra sarayın içinde bir kü- şüfanım maiyyetinde icap eden terbi. yeyi görmeleri lâzım... Üçüncü Murad, güldü: — Aferin, iyi teşbih buldun... Şunu, Edgar Wallace ÇEVİREN: fa Ve tevknlbeşer denilebilecek bir o güzelliğe malkti, Bollami uzun unun fotoğrafa baktı ve: — Pok güzelsiniz, diye murlldandı, faket tamamen delisiniz tâttamen deli, Fotoğrafı bıraktı, bir başkasını aldı. Bu, otuz kırk yaşlarında bir adama aitti, — Bir deli dahan, dedi, evet. Mik, sen de bir deliydin. Üçüncü fotoğraf bir küçük çocuğun idi, Çevird. Altırde, ir gazeteden kerlimiş gu parça yapışrktr: Bu zahit 14 mayıs 1918 de havada döğlü- gürken vurulmuş, tayyaresile düğmüş ve ö” mlştür. İsmi mülâzim J. B. Bellnmidir. As merika orduruna mensuptur, Bellami fotoğrafları çantaya, çantayı gi. ze kaydu. Kilitlemek için eğilince © gözünel yerde bir şey çarptı. Bu, bir sizara külü idi. Kendisi hiç algara içmerdi Fakat KALIM Ses) rini içiyordu. Demek o. Elini zile © uzatb, çağıracaktı. Fakat vazreçti. Kabahat ker disinin değil miydi? Onun ne mal olduğunu bildiği halde kullanıyordu. Binaenaleyh, şahsi evrakını adam alli saklamasını bil. mek ona düyliyordu. Kalktı, çantayı, duvar. &a gizli bir kasayı açarak içine koydu. Her akşam böyle, kütüphaneye © kapana rak iki saat tek başma kalır. Bu esmadı kiman içeri girmezdi, Ayni katta, karşı tarafta bir odada Çal san Sevini, aralık birakteğı kapıdan, Berr.) minin çıktığını gördü. Betlami elektrik düğ“ melavini çevirdi, ve kapmın önlünden geçer ken: — Gidip yatahilirsiniz. bu akşam toplanacak şuara meclisinde anlatayım... « dedi, Canfedanın yanağını okşadı: — Haydi, elverir dizlerimi oğdu. gun... Biraz sırtimi örtde gşuracıtka| uyuyayım... Akşama eğlentimiz var...! Sabaha kadar uyuyamıyacağım yoksa. | Canfeda, padişahı örttü. Perdeleri| kapattı. — Allah rahatlık ğım! « dedi. — Haydi, eyvallah... Şu kontes me.! selesini çabuk hallet... Merak ediyo - rum... Bakalım nasıl şeymiş... — Baş üstüne efendiciğim. Usulla kapıyı örttü. Dışarı çıkarken: “— Mükemmel fırsat. Tam taşı ge. diğine koydum... Safiye sultan! Safi. ye sultan"... Öyle sanırım ki senin de ikbal yıldızm artık sönceektir.. Onu ben şöndüreceğim.. Kendi elimle.,, », 4 4 versin aslancı. Divan odasmmn önünden geçerken, kendi kendine; “.— Şu Nesimin orada bir de karde-! $i vardır... Haberi onun la göndere - yim...., diye dilşindü. Ve seslendi: — Nesim... Onun sesini sarayda kim tanımaz. dı? Hemen haremağalarmdan biri fır. Jadı, — Sen Nesim değilsin... Ben Nesi. mi arıyorum... O, nerede? — Efendimiz, uzun zamandanberi Yazifesi değişti. Artık perdedarlık| yapmiyor... Safiye sultan efendimiz onu emirlerine aldılar... Fakat, o gün- denberi de gördüğümüz yok... Nerede. dir, bilmiyorum. Her halde, başkadı- nın has dairelerinden dışarı çıkarılmı. yor... Canfeda: “ Tuhaf şey... diye düşündü. Diye bomurdandı. Bu homurdanma “gecesi niz hayrolsun,, manasına idi, Bellaminin yatak odasr, şatonun duvarisel rmn Üzerinden harice manzarası elan ye göne odasydı. İçinde az mobilye cinn bu esl da gayet genişti, Ve odanın çift kaplar vars 41. Dış kapı yeknare meşeden gayet ağırd:. İç kapının Üstüne ince meşin © kaplanmıştı. İç kapının hir çelik mandalı vardı, Mandal ucuna bir Ip bağlanmış, bir makaradan ge- çen bu ipin ucu, Blaminin yatağınm' bes ucuna getirilmişti, Röylece, anhahları Haris. mi, hizmetçiyi çağırdığı vakit O yatağından kalkmadan kapıyı acadilyordu. Diy kapım #ki asahtarı vardı. Biri kenöinde, biri hiz-i metçistnde tat, Belli odamma girince dış kapıyı kapadı Killtledi. İç kapısı da kapayarak çelik mar dalı vürdu. Soyundu, yattı. Son iş (olarak ince uzun bir anahtarı ecbinden atıp yastığ»| #13 altma koydu, bu işi sekiz senedir her pes cs yapardı ve anahtar yastığın altmda uyur-| Gu. Bellaminin gayet hafif uykum © vardı) Fakat yatar valmaz da uyurdu, Nitekim öy Ie oldu. Faktt üç saat sonra birtenbire uyan. dı. Yatak odamın pencerelerinin o perdele rini hiçbir vakit kapamazdı. Darda mehtap vardı va sy ıgığı odanm içini kârı derecede aydınlatıyordu. Bellami kapıya baktı. İç ler pi yavaş yavaş açılıyordu. Gürültü çıkarmı dan ve mütemast fakat hafif bir itişle.. Bek Tedi, Nefesini tutarak bekledi. — Sadece, bie gürünü yapmadan baş ucunda duran taban“) easmı addr. Şimdi kapı sınuna kadar açılmı” #r. Belalmi neredeyse kapıyı açanın kim 0'- duğunu görecek, Fakat kapının arkasımia| kimse yoktu. Böylece bir dakika geçti. Kimse görün| müyordu. Bellami birdenbire fırladı ve kapı ya koştu. Ay işiğile aydınlık koridorda evye lâ kimseyi göremedi. Fakat biraz sonra, ka- ranirk bir köşeden aydmlığa doğru tlerliyen! bir gölge farkeder gibi oldu. Bu, ince, uzun, Buna bir mans va Sonra: . “— Ağam seci Bi mektubu başk& Tee rim... Adam (0 di. : Dairesine girdi ea bir hususi kâtibi rak, göyle bir meki “Ban ki Haremi s1 Canfoda hatun cir Hacı M ki geçen sefer E* jJ tesi haremi imali z İstediğin meblâği “ ancak, benim $€ / yasın ve kontesi dg tiştiresin. Saray if benim gayretini" ti ben olduğumu san'; ve defanil | ei hem bana hem“. sy sıl olacaktır. Baki “ Alma mülhrğsi tubu emniyetli b tafaya yolladr. dil Meşhur esir 8“ ği fevkalâde mah vaitlerle bir K ayni adamla , Sonra: — Gidin kontes rek yerinden m Evvelce tasvir tak cariyeleri için na geçti. Paksb receydi. Bunun “ # güncü mevkileri dr. Üçüncülerde kızlar yetigüril d naklarına metini konaklara, ei ” terbiye ediliy! Mer f kontes gibi fev”. yili şahın ve tahta niyle İ zadelerin e a du. id Kontes, sera” ği tunun son ziy? yük sonra, işte bu eği | Ati a ti. Oradan, fevk ömür sürüyord yk muhtesem bir ye sr... Her taraf Pi du. A Dahası da ve? , asilzsde kadını e zırlamak için, 0” da vaktiyle nıyordu. Hattâ ra çıkan Mil vizli asiizadiY”” edi getirilip burayi “gf etmiş, ara! i sıl olmuştu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: