11 Şubat 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

11 Şubat 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YeSLHAYALET E: ALİTELE Tefrika numarassı YAZAN: Edgar Wallace ÇEVİREN: ja Bellâmi masan'n üzerinğe duran viskiden Bir kadah doldürdu. Smit simak için uzattı. Fakat Bellami bardağın içindeki vi- kiyi karşımndalirın suratma Çırlatmıştı. örile yüzünü kapadı, gözlerini © kör oldu. herhalde kendine geldin değil mi? Du da kâfi geimesse. : çaaladı, şiddetle sale ratmın bir safına bir #0 ei tokat yapıştırdı: — Bey senedir benden mütemadiyen para çeker, ve bir şey yapmazsın, tam işin olda fu ve çağırdığım zaman bulut gibi sarhoş gelirsin. Aydmağa başladım mı? Olar şe! raya! Smit Kendisini reüdafsaya teşebbüz etti, fakat muvaffak olamadı, Bellaminin tazyiki e sandalyeye oturdu. — Dinle Smit, sana bir iş var, geçen gün yazdığın mektupta artık İnyitereden bıkti #mı, cenibi Amerikaya gitmek arzusunda olduğunu yazıyordun. Yani açıkçası, burada .pollele başın hoş değil, Şimdi sana yapaca. *dım teklif, bu arzunu tahakkuk ettirenilecek mabiyattedir. Dinliyor musun? Kendine gel! din mi? — Geldim efendim. Smit kenüine gelmişti. Bellami onun yü süne dikkatle baktı, sonra gülerek: — Sen, dedi, bu işi yapabilirsin. KAH de receie oçirkinsin. Ve yılana benziyörsum. Zaten benim de aradığım bu, şim, teni iyi dirle Belinmi gidip kapıyı külitledi, ve bir saat TAKİP Yeni gelen başkareme, Koldharbür Smit gittikten hiraz aonra, Bel'amirin odasmda hir pencerenin şiddetle aşıldığını ve şato sahibi İ nin “İşte, orada!,, diye bağırdığını — duydu, koştu, kendi odamnm pencerelerinden birini Açarak bakir. Bahçede, ây ışığında bir gök ge kayıyordu. Nihayet, Mr o ağaçlığa pirip kaybol. Bu gölge bir kadm röireat 141, Bahlami, sartoş Misafiri çitikten © sonra koltuğu pencereatnin önline çekerek diiştirr meğe başlsmişt. Dışardn herif bir mehtap vardı. Bahçe, kaptomm köşküne kadar, bir gümüş tabak gibi görünüyordu. Fakat Bel. lami bu güzel'ikle siikadar değildi. O, bum dan yirmi Mir sena evrelini | dilgünlyerde. Yoksa bu garip bir tesadüf miydi Dünyada yüzterse insan Hovet ismini O taşyabilirdi, vo Valeri Hovet isminde belki binlerse kız vardı, Yakat bu Valeri Hovetin de Mongo İmeride dolmus olması tuhaf değil miydi? Ya © is, Bu düşünce He Bellami (o gülümsedi Eğer o ise ak saçlı kadına güzel bir havadis verebilecek. Ak saçir kadm! O PBellâminin gözleri parladı, ayağa kalktı, pencereden dis garı baktı. O ne? Ağaçinr arammdan bir şey kımrldanır gibi olteuytu. Daha dikaktii bak $. Evet. Bir gölge deleştyordu. Bu kim cin büirdi, Herhalöe şato o kademelerinden biri değildi, Hiçbirini xece dışarı çıkamazd. Kö | acera ve aşk romanı Yazan : V gz da duruyordu. O da kaçan gölgeyi görmüş! e b a a a Safiye sultan: | iz kaybetti. Yalnız bir köpek takipte devam) ett. Valerinin sanki kanatları vardı, Kaşvs yordu. Fakat nefesi kesiliyordu. Bir taraftan Kar boğazını tıkıyordu. Şimdi ar yak sesleri peyda olmuştu. Bir e dam koşuyordu. Fakat tiraz daha gayret et 84 merdivenin olduğu yere yelişecekti, Yeti gwbilecek miydi? Dönüp arkasma Bakmak isteği. Fakat bu ona çok krymetli bir saniye kaybettirebilirdi. Eznsen şimdi. Ayak sesi rine, peşine düşmüş olan köpeğin solumala re katılmıştı, Art merdivene pek az kak mist. Lâkin küçük bir yokuş çıkmak İâzım dr. Köpek kavindr. va Valeri köpeğin çenele rinin trak diye kapandığını duydu, £ Köpek a2 kalan baldırmı kapacaktı © Valeri son bir hamle İle köpeğin ikinci bir saldırışmdan daha kurtuldu ve korkunun tesiri ile bir ön metre kadar ilerledi, İyi Mi buna muvaffak olabilirdi. Eğer (o ierlememiş ve © durmuş! olsaydı, bu sefer, müthiş bir Omanzara ve| bayılatilirdi. Zira orada ağacım birine yas.| larımırş, balmümü yüzlü ve yezii elbiseler si) miş bir kemankeş, ona doğru çevirdiği yes| yını geriyordu. Waleri bınu O görmâdi mi? Gördü. Fahat o Kadar halsiz düşmüştü ki, ea nee) — Kızım! - dedi. dık bir cariye old ksm.. kikatlen ziyade-muhayyilesinin bir - görüşü olarak yaşay Meimdisğ hel ün yeniden hayata ka- sandı. Beyni zönkluyordu, ayni © #amanda Tam manas'le kulağının dibinden bir vezildr geçiyordu ve ” bir sâniye sonra, sırtım &ğır bir cisim yük-| © Baş kalfa, vicudunun herzerresi se- tedi. çe İremiler iz yeğ e Hileleri | vinçten titreye titreye dudaklarmı ha- di el ver “ teskil Wİİ ayının eline uzattı. Yüzüğün m emdi. Sonra Safiye sultanm ayakla- rma kapandı: — İnsallah bin kere senin uğrunda ölüp dirilmek bana nasip olsun. Fu- zulinin beytinin manası zahir olsun.. Safiye sultan: — Peki, peki. - dedi, - na'şı kaldırm şuradan., — Gizli olarak mu efendimiz? — Ne hacet? Benim irademle öldü- KOL DÜĞMESİ — Bahanız kahvaltıya inip inmiyeceğiniz! | soruyor sintmamal? Valeri yutağında doğruldu, gözlerini & Fuşburmdu. Başmda müthiş bir ağrı vardı. So muriarak: — Kahvaltı mi, dedi, evet.. Evet. Geliyor) Şu yedi (Devamı var) Yazan: Edgar Rice Burroughs Çeviren: A.E. benim yanımda, en mutemet adamım “ Vay küftehor lerini, gazaba uğradığımı söy- üstüne, efendimiz. 2, bü fermanı yerine getir- mek için, biran dışarı çıktığı sırada, orsun, kızım. Hükm- bu derece sert ve müşfik olmalı. Sen de benim ı aşarlanırsan ne Aksi ta kdirde yandın.. Kalbur « Zira, kargı tarafta da Hem de ne canavar- ret tatir, Ancak biraz müteteddi.. raber çok nazik. Baf'ye sultan İyi görmüşsün.. Tem manasile bir kaplan gibi.. Otururken, yürürken, yatarken, kalkarken, zarif çizgiler,| razik bir hal, Fakat bir de tmnakla- rını gösterme egeli, sana da an“ latmışlardır ya, padişah, ilk devirdeki gehzâdeliği zamanında bütün ömrünü bana hasrederdi. Onu gayet iyi tanı! . Halbuki, babaer-! nm. öldüğünü haber alır almaz: “Kar- döşlerim!,, dedi.. İlk önce ak'a na ge- lir: “Ah, kardeşlerim ne kadar müte- essir oldu, şunları teselli etmeli! yor sanılır, değil mi?.. Hayır, gayet hoşsohbet... Bununla be- dü: Uzaktan uzağa bir parsın kükremesi işitiliyordu istiyormuş gibi Gözlerini, dikkatini celbetmek Bulunduğu yerde uzun zaman hareketsiz kalan bu mehlâk, ı| geliyor. İ vay! Kap dinlemiş... Esrarımızı öğrenmiş!,, dedi kendisine Kayla bakan Zenciye kız kardeşlerimi vi istiyormuş. Bu ari tu. O kadar yalvs” 5 di.. Emeline muvi dini emniyete Ve işte gimdi eşsiğ” tar. Yoksa, insan ? e, Nü edecek olursa, m© nın derekesine d Bir prtırdı işi! — Nedir 0? Kontes: Tam eşikte si yi niz?.. Bizim #sht© — Belki kalfa & bül.. Konuşulanis" meşhut halinde Dz ye geri dönmüştür. — Hayır, bu Kontes, biraz ra, kımıldandı. Safiye se — Oğlan. Ser P yin arıyorsun ?.. BİSİ Küetik zenci: p — Ben, Sürbülü” Safiye gulain: — Ay. Bu Yine zenci: pe — Evet efendi” ; nti Kontesin hay# er köleyim.. Ons bir ye kapınm öDÜ! Safiye sultan, alamadı: — Olur geyte” Gel bakayım bur my gözline kıslarmda ytiis” Safiye gulta: e ç sını sezdi. Fakat © vi — Sen, hadi ai Dur bakayım “a bülü kolumdan Küçük harem # ae de bozuldu. Sonra — Sultanım! * di.. Tarzan da dudaklarında. beliren acı bir gülümsemeyi güç zaptetti. Na bağıran bir siluet gördü. şiddetli güneşe karştı eliyle koruyarak pekler vardı. Bu olsa olsa bir o yabancı idi, Belam! odasından çıktı, köpeklere seslendi. Trisi koşarak geldiler, Bellami babçe kapta ir açi ve “işte, orada, diye owlar: bahiçeye koyuverdi. Öteki iki köpek de yetişmişti Dördü bin dan bahçeye friaddar, Oo Köpeklerden İkisi, “er derhal ee, © tarafa seğiri. e tehlikeyi görmüştü. Bütün İuvve tini toplayarak merdivenin dayalı olduğu ter rafa doğrun koşmağı başladı. Bellami kapp Yalancılar maskesi iyice baktı., Bir adam bir çocuk göv- desini başımın üstüne kaldırmıştı ve vahşi kahkahalar atıyordu. Tarzan vapura yetişmek için az kalsın kaldı. rıp kendini denize atacaktı; Fakat, böyle bir teşebbüsün © çılgmlıktan başka bir şey olmadığını anlayınca bulunduğu yerde kaldı ve müthiş hiddetini ancak acı bir feryatla iz * sıl bir tongaya düşürüldüğünü ar kadaşlarma © anlatabilecek bir fırsat belirmişti. Karşısmdakini şüphelendirme - mek için, evvelâ itirazda bulundu. Palviç muazzam bir yekün : Fakat, Palviç ısrar etti. Tarzan is- dı. Bu yekün bankadaki matlöbun- yavaş harekete geçti ve hiç p yapmaksızm Tarzana yaklaştı . Bir vakitler yarı maymundan baş- ka bir şey olmıyan Tarzan ne ol - muştu? Onun keskin hissikablelvur kuu, her şeyi önceden sezmeğe alış - kın hisleri nereye gitmişti? Londranın medeni kucağında ge - çirdiği uzun seneler onun bu tabii in- vi i a ye? zehirli yemekte » Şu hi esasi İİ —Odane — iie a sulta maktan kendi ei — Vay kafteb” dan cok daha yüksekti! Tarzan çeki memnuniyetinden kabına sığamıyan Rusa uzatırken, Kinkaydın sahile yaklaşmak üzere olduğunu görerek şaşırdı. Sahil sıcak iklimlere mahsus nebatlarla doluy- du. Tarzanm sahile bakışmı takip eden Palviç, soğuk bir sesle: — Burada serbest bırakılacaksı- nız, dedi ve: — Elbiselerinizi çıkarınız. Çünkü artık onlara hiç bir ihtiyacmız kalma- di. Sözlerini ilâve etti. Tarzan hiç kıpırdanmadı. Bu sefer Palviç bir tek kelime bi- İ İe söylemeğe lüzum görmeksizin, te- i tikleri çekmeğe hazir duran tayfelara parmağivle isaret verdi. Bünlar bir köpek öldürür gibi Tarzana ateş ede- ceklerdi. Bunun üzerine soyunmağa basladı. Denize bir kayık indirildi. Tarzan sk: bir muhafaza altında olduğu hal. de karaya götürüldü. Kayık'yarım saat sonra vapura Kurunu vustada Avrupada yalancr.) dönmüş, Kinkayd da yavaş yavaş w Tarı böyle teşhir ederek cezaları dı. Şimdi de bu âdet kabul edil epi- mizin böyle birer maske tedarik etme, si lâzım gelir herbaldel zaklaşmağa başlamıştır. s.s Tarzan kıyıda uzaklaşan vapu" ru seyrederken güvertesinde nazarı tenilen meblâğı yazarak çeki ai i | har etti, Bir heykel gibi hiç kımırdamakar zın duruyordu. Gözlerini Kinkayt'in geride bıraktığı beyaz köpüklü yol - dan ayırmıyor ve öylece duruyordu. Nihayet vapur, kıyınm bir çıkıntısı gerisinde gözden kayboldu, Bir kaya hareketsizliğiyle sahilde duran adamım arkasındaki ucsuz bu- caksız ormandan, deniz dalçalarınm #mırıltılarmı andırır homurtular yük»! seliyordu. Uzaktan uzağa bir Parsm kükre- mesi ve deldan dala sıçrıyan may - munlarm burıltları işitiliyordu. Gittikçe gözden kaybolmıya yüz tutan vapur dumanına karşı icinde mütbiş bir intikam saklıyan Tarzan körleşmiş ve sağırl, gtr. Neden sonra kendini toparlıyarak söylenmeğe başladı: — Benim için bir tek teselli nok-! tası var: Hiç olmazım karım İlondra- da emniyettedir.. Ali-ha çok şükür, ©'da bu haydutların ellerine düşme - di. Tarzan böylece derin düşüncelere dap gitmişti. Bu srada vahsi ve gözleri kan dolu acayip bir mahlük mi dikilmiş kendisini gözetliyor siyaklarmı alıp götürmüş, sıcak ık -| dan dinlemis- e İlimlerin pusularına galebe çalan kud* mer ime pacak tes'e EE saray icinde iyi Çünkü kendi Tarzan birdenbire, sahile adım a -| pe de dert #© tarken, tayfalardan birinin eline 81 -İ musun. Ye kıştırdığı bir kâğıt parçasını batırla-İ O Sünbül: z — Görüyor. benim arar lar, değil m “Bu yazı size ve oğlunuza karşı ar bel ak Pa olan niyetlerimi izah edecektir. Siz! #yi ettiniz. Art ormanda doğmuştunuz; bir hayvan | bu esrarı se” mi e al T gibi yaşamıştnız. Gene bir hayvan! bilen kalmadi gibi oraya dönmelisiniz. Fakat evlâ - RaP sinden iz giren vi retini silip süpürmüş müydü? dı. Kâğıdın katlarmı açtı ve yazıyı sü- ratle okudu; dınız mahlâklar merdiveninde, tekâ- mül kanunlarına uygun olarak bir ba. samak yükselmelidir. Babası bir or. inan hayvanı ise, oğlu da bir insan ol- maldır; Fakat insan sınıfların en az aşağı tabakalarma mensup bir in- san! Bu çocuk en az tekâmül ede - bilmiş vahşilerin, daha doğrusu yam yamlarm arasmda büyütülecek, on- İar gibi yetiştirilecektir! (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: