14 Şubat 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

14 Şubat 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YEŞİL HAYALE YAZAN: Edgâr — Ocağa bir odun atayım m: mösyö? | Bu sakin sesin sahibi, gayet o hürmetkir hir reveransla duran bâş hademe İdi 'Ballari hiğtetini nasi zaptedebildi? Bu; nu anlatabilmek imkân: yoktur. Bu fevkalbeşer bir cehd ite kabildi . ve ihtiyar) ba cehdi gösterebildi. Ve ber zamanki sesle: Filip, dedi, eğer alzo #tiyderm olur çağıtırm. Hem efzi izini biliyordum? — Henüz geldim mösyö, misafiriniz oldum gunu hasr sidim da, — Çıkmızi Bu “çıkınız, bir tabanca gibi patlamıştı. Başiademe eğildi. Dalma hürmetkâr, çeki” &. Ballami, yalnız kalınca, genç kıza döndü: -- Bana, deti,ssnnedersam annonizden bah #etmigtiniz. Hayret ettim doğrumu mis He yet. Havır, annenizi lanmmıyorum. Bizi de tanımıyorum. Londrada sizinle ayni otelde oturduk Zannedersem, Nevyorkta da, 1914 #enelemde ayni otelde aturduk. O tarihte ben İngilterede Ilim, fakat sık sık Nevyorka ge İirdim ve adresim örnda idi. Bir aralık, mek tuplarımdan bir kam çalındı. Balki de çalan, kimse, o mektuplardan annenize dair mali matım # olduğuna ( hamletmiştir.? Ola| bilir, erkek olsun, kadm olsun, hırsızların tahminler yapmalarına mani olamam. Ann nizin nereio olduğunu bilmiyorum. Anperi. in ölüp ölmediğini bilmiyorum ve eğe” bilseğ'dim, Mis Hovet, size söylemezdim. Hem | şuna "eminim ki o ölmüş, adam allı ölmüş | bulunuyor. Çünkü izini kaybettiğiniz kimse | lerin coğu ölmüş demektir. — Annem nerede? Genç kızm sesi titriyordu. Bayılâcak gi tiydi: l mi nerede? (o Söytemedim imi| Valeri Hovet kafanızda delilik emareleri gü rüyorum. İşte insan, oçalınmiş mektupları okura Biyle hayrlere saplanır. Eğer onun bana yazmış olduğu bir mektubu Bulmam; olsaydınız, o zeman kendisini kalayen bulü-| bilirdiniz. : Ve Esllami, bir hizmetçiye emreder gibi, | başınm bir işareti ile Valeriyi koğdu, Ve Va leri, sallana #alların kapıya doğru (o yürüdü Orada eli tokmakta, durdu, döndü, O geriye baktı, Bellami gözlerini ona © dikmişli ve o kadar müthiş bir kinle bakıyordu ki, genç! Kaz titredi. MACERA Valeri,, bahçede olurmuş, son yirmi dört zaşlin- hâdisşlerini düşünüyordu. Vakit ak“ şamdı. Şatonun buhçe duvarının Ooyanımdak geçerken önüne beyaz bir şey düştü. Bu bir kAprtir. Aldı, Okudu. » O akşam sast onda, Fiter geldi, onu bekliyordu. Kapıyı bizzat açtı. — Geldiğiniz memnun oldum. 'Held'in maccrasmı anlatacağım. Sa'onda yalnızdılar. Genç kız Fiter kik çücük bir paket uzatarak; — Evvelâ, dedi, size ait olan gupaketi »| Imız. Hizmetçi sabahleyin salonu temizler» | ken bulmuş. — Kol düğmem değil mi? Koptuğunun far | Kina vardım, aradım fakat fazla vaktim yok | tu. — Demek beni buraya siz getirdiniz? Ha zır, bayır, bir şey söylemeğe (o kalkmayın, Yazlamn: bilmek istemiyorum. Bana karşı, PFiter o kadar iyi davrandınız ki. Fğer size, şimdi söyliyeceklerimi daha evel söylemiş, olsaydım, tHirçok delikler yapmama lüzum kalmazdı zannederim, Zira sizin (o zeki ve kabiliyetinize © kadar eminim. Evveli size söyliyeceğim şey gu, azizim Fiter. o Mösyö Hovot benim babam değildir. Fiter bu Hşaata bayret etmişti, devam etti: — Bundan yirmi üç sene avvel, Hovat fa | kir bir adamdı, Hongomeri vilâyetinde, *Trer verde küçük bir çiftlikte yaşıyordu ve güç bal ile geçirebiliyordu. O tarihte gözlerinden | müthiş surette Pahalsızdı ve Adeta kör deni Valeri Madam Valeri cek bir hale gelmişti, Çok ivi bir o keömin enelerdenberi evli olmalarına rs#men çocuk ları olmamıştı. Bir gün, gittikçe artan Buyat zarreti karşısında, gazeteye bir ilân verdi" Jar ve Gereli mukabilinde çocuk beşliyeceke Jerint ve fcabmda evlâtirğa da alabilsenk'ovl. »i bildirdiler. Bir çok müracaatlar oldu. Fer kat hiçbirini onları tatmin etmedi, Yalnız madam Hovelin gidığı mektuplar içinde bir tanesi nazarı dikkatini celbetmişti. Bu mek tubu, Nevyortta beşinci caddede bir otelin kâğıdı üzerine yazılmıştı. İşte moktup. Genç kiz kalirtı, Yazı masasından bir mek tup alarak getiri, Fitere vemi. Mektupta Şanlar vardı: “Gazetede Mânmızı okudum. On iki aylık bir çocuğu evlâtlrk almak ister Oo misiniz” Zavallının anası ve babası üldü. Bu yadmeti mize mukabili siz» bin deler verebilirim... Maktubu yerine koyduktan şonra ( Valeri devam etti” — O terihte, mösyö Hovelin (o çiftliğine haciz konmuştu. Ayn! zamanda da bir çocuk almağa karar vermişlerdi. Bu teklif işlerin geldi, kabul edeceğini bildirdi. e Birkaç gün sonra, çiftliğe, otomobile bir adam O geldi Adam otomobilden bir çoouk çıkardı, Mösyö Hovetin kucuğma verdi, Bir de hin de. Ver burtuşturdu, ve tek kelime © söylemeden binip gitti. Fakat, o tarihte çifliikte, mhite Wallace ancak! ” İ Fakat fotoğraf fabrikası, en güzel enstanta” Tefrika numarası —5— ÇEVİREN: fa Kendisine birkaç gün evvel yeni bir fotoğraf makinesi bediye etişlerdi. Otomobti geldiği zaman oradaydı, Otomobilden inen (meçhoi resmini çekmeğe muvaffak op , Size ba resmin Oobüyüümüş bir nlishasını göstereceğim. Düşünlnliz bir kere eğer bu tesağiif ve resim (olmasaydı, ben ailemi bulmak imkânlarını kaybetmiş olacak tom, Bir başka ihtysal olarak bü Yotoğrafı çekmiş olmasına rağmen, o delikanlı bir te rafa stahbirdi. Nitekim öyle da o yapmıştı. | çekene mükâfat vaadetmişti, Ve dell. kant bu resmi müsabakaya (o göndermişti. Resim birinciliği kazandı ve (o mecmualarda neşredilâi. Ben de aslını böylece tedarik edi hdi. Valeri tekrar yazihanesine fotoğraf getirdi. Piter baktı: — Şüphe yok, dedi, bu adım Abel Bellemi Gir. Dünyada bu kadar biçimsiz suretin iki adam lunan &z. — Evet, Bu arada, Müsyü Hovetin çit İğinde nasi? bir petrol damarı bw lunduğunu ve birdenbire nasıl zengin olduğunu ( anlalırıyacağım. Bunlar | mnlüm geyler. Yalnız, ben resmen ve kani. men onların çocukları olmuştum ve bana hr kikt annelik etmiş olan Madam Tovat ölünce | şabsan bana büyük bir (servet bırakmıştı. O zamanlar gençtim, tahsilimle meşguldüm. Fakat mektapten çıkınca, sitemi aramak ak Uma geldi, Fotoğrafı tuldurdum ve herkesi, bunun Bellami olduğunu tanıdı. Bellami her kesin nefret ettiği bir adamdı, Yaptırdığım tahkikat, beni çifüiğe getiren adamın o O duğunu ker cihetçe isbat ediyordu. Bu ağn. vim, beni başmdan defedebilmek için a işi yaptığna şüphe edilemezdi. Bin döları 4s veren o idi. Tshkikat, onun akraba nigmini kimseni olmadığını gösterdi. Yalnız bundan on sekiz sene evvel ölmüş bir kardeşi vardı, Kardeşinin ikt çorağu olmuş, onlar da öle maşlerdi. nayi giderek tir (Devamı var) <i Macera ve aşk romanı (Geçen tefrikalarn hülâsası) Yüz iki evlât sahibi oluncaya ei örrünü sefahatlerde geçirmiş olan Üçüncü Murad, elinde kamçı, kadın-| ları koğalıyor. : b Odanın içinde fır dönüyorlardı. Fa. kat padişah onlarla kovalamaca oy-| narcâsina koşuyordu. Yedi sırımlı ve uçları kurşunlu olan bu kazak kamçi- smi ha yapıştırıyor, ha yapıştırıyor. du. Bundan bir zevkaldığı gözlerinin “ i sıltısından belliydi... Canfeda kadın, onun nahak yere arkasından koşuyor:| — Yorulacalsınız, üzüleceksiniz as; lancığım... Valdeniz sizi hana emanet! etti... Yapmayın allah aşkma... İ Padişah, soluk soluğa... j — Dur.. Pay verdiler bana... Geber-| teceğim kaltakları, dur... | Kızlardan biri: | — Ben pay vermedim, sultanı ve) Hem söylemiştim: karnımda necli ne-| cibiniz var... — Hâlâ söyleniyor... Al! sanada... Sana da bir daha bir daha... Karnında çocuğum varmış... Köküne kıran gir. medi ya... Dünyada az şehzadem mi var?... Yüz iki evlâdrim doğdu.. De. minki hâsekinin söylediklerini işitti-| Yazan: Edgar Rice Burroughs niz... Nasıl olsa ölecek... Yaşı ilerle - dikten sonra kardeşi öldürecek madem ki, doğmadan babası öldürse ne çıkar? Al sana... Al sana... Canfeda: — Allah rizasiçin yetişir!.. . diye israr citi, - Padişahı çekip bir tarafa oturttu. Üçüncü Murad soluk soluğaydı..! Babaları kı''alar içinde, ellerinde si- Jâh düşman koğularken, o, odanın için de kamdi ile kadın kovalamaktan bu hale gelmişti işte... Hem de nasıl bit. wişti,.. Zaten sarı olan benzi büsbütün sarı kesilmişti. Başı adamakıllı titri- yordu. Canfoda, elini onun yakasından içe- ri soktu. — Terlemişsiniz, aslançığım... Arka- niza bez sokayım... Padişah, itiraz etmedi. Kâhya kadın, dayak yiyen kızlara haykırdı: — Haydi! Ne duruyorsunuz?... Bez getirin... Ornda zaten bir sedef kakma sandı. ğım içinde nadide oyalarla işlenmiş bezler vardı. Bunlardan alarak, korku- dan titriyen vücutlariyle yaklagtılar, Canfeda, padişahın sırtıma, göğsüne Iki metre uzakta iki altın göz alevler saçıyordu Çubuğun ucunu bu deliğe soktu, | tereyağı çalkeliyormuş gibi bunu avuçlarmın içinde hızlı hızlı çevirdi. Az sonra ince bir duman yükseldi ve birkaç dakika içinde yosunlarla dallar alevlendiler. Tarzan bu küçük ateş kaynağını durmadan besledi. Ni- hayet yapmak istediği işe yetecek ka- dar bir ateş ocağı elde etti. Bıçağını bu şiddetli ateşin ortasına daldırdı, sonra da çıkararak duman- larr üstünde iken rutubetli toprağın içine daldırdı; böylece su vermek suretile bıçağı yavaş yavaş biliyor ve sivriltiyordu. : Bu işi de bitirince, eğilip bükülür uzunca bir yayla birkaç ok yonttu. Şimdi sıra başka işlere gelmişti. Geceyi geçirmek için bir yuva yap- mak lâzımdı. Tarzan yüksekçe bir ağaç buldu. Bunun en üst dalları ara smda bir sahanlık yaptı; üstüne ört tüğü yaprak ve polmiye dallarile de tavarını t i Bütün bu çalışmalar biterken de ak samın kızıllığı ortalığı sarmıştı. Tar- zan birdenbire çok acıktığını hissetti. Ormanda yaptığı kısacık bir gezinti esnasnda, intihap ettiği ağacın az ile- risindeki açıklıkta bir su başı bulun- duğunu görmüştü. Oraya doğru gi- den bütün izler, hayvanların sulan- mak için, bu su başma geldiklerini gösteroyordu. Tarzan gürültü yap- maksızm buraya doğru ilerledi. Bu sırada kafasınm içinde beliren bir takırmdüşünceler dudaklarına aci bir gülümseme getirdi: Lordlar Ka- marasmdaki arkadaşları, aralarından birisinin günlük yiyeceğini tedarik için çırçıplak böyle daldan dala s1ç- rayarak, yırtıcı bir hayvan gibi avr- ilerlediğini görselerdi acaba ne yapar.) lardı? Herhalde asi ellerini büyük bir dehşetle göğe kaldırır ve yüzlerin de nefret ve istikrah ifadeleri oku. nurdu. Kocaman bir ağacın, sağlam bir dalı üstüne uzanan Tarzan inanıl maz bir sabırla beklemeğe başladı. Akşam yemeği için bir ala geyik! yahut da ceylân kendisine mükem-| mel bir ziyafet olabilirdi. Tarzanm tükenmez sabır mükâ. fatmı görecekti. Nitekim çok geçme- den bir alay geyik su içmek için göle yaklaştı. Fakat Tarzan bu güzel hay van: bekliyenin yalnız kendisi olma- dığını gördü. Yüz metre kadar uzak ta iki altın göz alevler saçıyordu: Bu hiç şüphesiz bir aslandı . Avcı, bu vahşi hayvanın pençeleri arasma düşmemek için avını bile el den kaçırmağa razı idi. Aslanm yes! rinden kıpırdanması, geyiği Tarza- nm bulunduğu istikamette kaçırdı.| Kızgınlıktan kuduran aslan o tarafa doğru sıçradı. Tarzan vaziyeti bir tek bakışla kavramıştı. Yayında henüz ip olma- dığı için geyiği avlamak güçtü, Biri- cik muvaffakiyet ihtimali, o, dalm altma geldiği zaman, sırtma atlamak- tr, Fakat bunda lüzumu kadar süratle hareket edebilcek miydi? Aksi tak- dirde bir saniye sonra aslan gelmiş olacaktı. Tarzan © geceyi aç karmla geçir- mek istemediği takdirde hemen ha- rekete geçmeli ve çok çabuk davran malı idi. Dizlerini çökerten bir kuvvetle hayvanın sırtma atlar atlamaz, nuzlarmı yakaladı ve başmı b ti. Hayvan bir külçe gibi yere yığıl- dı. Tarzan geyiği sırtladığı gibi ağa- cın alt dallarına tırmandı. Bu esnada aslan da müthiş bir kükreme ile ora- ya varmış bulunuyordu. Sırtındaki ağır yüke rağmen, Tar zan, iki elile tutuna, tutuna ağacım üst dallarına çıktı. Tam da vaktinde davranmıştı. Tarzan ağacım tepesinde çiy etten ibaret yemeğini, dudaklarını şapırda- tarak yerken aslan da aşağıda kor- kunç kükremelerle ortalığı tehdit ediyordu. Yemeğini bitirdikten sonra geyikten geri kalanı bir dala astı. Aslan hâlâ ağacın dibinden ayrılma. mıştı. Tarzan daldan dala atlayarak, gündüzden hazırladığı yuvaya gitti ve ertesi sabah güneş doğuncaya ka- dar rüyasız ve deliksiz bir uykuya daldı. W Tarzan, müteakip günlerde silâh- larmı mükemmelleştirmek, ormanm iç taraflarmı ihtiyatlı araştırmalarla geçirdi. İlk gece öldürdüğü geyiğin adalelerile yayma kiriş yaptı. Bir'pan ter öldürünceye kadar yayını böylece kullanacaktı. Panterin kurutulmuş bağırsaklarından çok daha sağlam ve çok daha elâstiki yay kirişi yapılırdı. Tarzan kendisine sarmasıkların lifle- rinden bir kement, geyiğin derisin- den okları icin bir torba ve belinden aşağısını örtebilecek kuşaklı bir etek yaptı. (Devamı var) .Şu yatağıma koyduğun beş kız da beni 2i8 etmedi... Istemiyorum bunları... Ya şu Mehcemal yok mu 2... | dukları diyorum! tülbentleri koyar” haykırdı: — Kızlar!.. Ne. Ne ferman ef Bu fermanm li müşkül oldu. dı. Herbirini iki e İİ nn bir t ğu sedirin önüne KS” ğ — Açm Bütün bu 4 hayretle pe | ' açılması ine ii ra, bunların hepa si müş, zeberceğ, yek 3 ve mücevherle e , Padişah, dedi &” — Al, Canfeds” gi sandık feda olgu di bir nükte yaptı - kiselim” bulun Kühya kadın, gesi yaklarma ç — Bu can seni Padişah, bir Ni y — Gene gi 2 Al gu ikirci meç pek bilemiyor diler... Akıncı di lerdanmis... Be» Canfeda, bir — Bu haz ali için güzel kızla” Zim! - dedi. i Padişah: ie — Rulduldarın diye, istihfafle DER “pi temiyorum, p ihsanla bana DEĞİ mez. Utanmıyaf. da.., Şimdi si — Aman h Padişah gittik? — Şimdi sana pir fena dan ii” — Haydi ğ — Aman efer gu sandıklar am buk, çak Gi z yalnız o iki 1 sana verdim. ga ç Al, başma çal şımdan defetr o k

Bu sayıdan diğer sayfalar: