21 Şubat 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

21 Şubat 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EL e K EŞ e A a e 499/194 Y893U93j439Z3 ZUMA ÇZOUŞUSOZ ŞUOK 4413 zuiğdek opursa puşra "şpuurğ “sğavsuağo zapap TEN OLUNAN yua OA zığeveğiyi opulaza uysal nd 3D 810p İtgaığ “Bauo$ ULpung 'aypoyouLaysgğ tulsepo yaN ALT NİNK EPEY 1g EoULeN OA 27148214 ŞU ep puma 0k US0) EMAOĞLMA MsİZ ai) TAK azı OPZTUNSEAP MEL TE 4 vu) in Gaelepi ği Mipsieiişiş DE Mp hs ayağa. 25 ipe İ.eereğ pi e Rİ ef ia i bl i, ME £ e | 208 HORTLIYA >— Bu benim için bir hayli kârtır $ö-) Ylye ve eğer buna mukabil benden ağır i muvaffak” — “atağına şüphe yoktur. even hafifçe gülümsedi ve cevap ” iy , — Bu işte nasıl isterseniz öyle hare- «din. Fakat memleketime göz koy- Size söylemiştim, Fransanın sul- mal dimi methetmek ne de sizi düşür ki e li Ve Vatista ciddi ve samimi bir sesle: > Evet biliyorum, dedi. Bana söyli- Yecekleriniz “ ”— Çünkü sa Ml bu teşebbüsleriniz, zulüm, i ne ve cinayet üzerine kurul”. Çünkü sizin hayalleriniz, bu! kabul etmiyecek olan, sade Du üst Bİ Terereya bağlıdır. Çünkü bir Sezar takdir ettiğim ve sevdiğim mak ie ve eğer beni kanymızda bul ona taarruz etmeni-. , a MenediyoruR, duyuyor musunuz men diyorum, e Man arm İ aa dyan bunlar söyliyerek ayağa! karşısında durdu. ayşem sanki onun sözlerini ie Bibi, ölüm naraları atan iL lari iv akli “495994 MİD tap d OY SOPDA “Elime MOUİDİŞ 1 ğü e > v PEP ie iü LİE | Mİİ iie ig: Hile ii İh i 3 838 ; i i : iie 2 EO? | ro pr Ener İRBEİZİRE gir Eibsrçt £ 339, a eesafE > pile bipiğii 3 Miri 1 3 bize İk g3 ekli; ai. 8 | İ N FAUSTA satiller salona bücum ettiler. Fausta da ayağa kalkmıştı. Hiçbir şey söylemeden, döndü ve ağır adımlarla salonun uzak köşelerinden bi- risine giderek bu müthiş mücadeleyi seyre hazırlandı. Eğer Pardayan isteseydi, kolunu uza- tr Fawstayı yakalardı ve böylece, mü- cadele daha başlamadan bitmiş olurdu. Çünkü, adamlardan hiçbirisi, ona bu -İ vaziyette hücum etmek cesaretinde bu- Tunamazlardı. Fakat Pardayan böyle çarelere baş vuracak bir adam değildi. Nitekim Fa- usta yanmdan uzaklaşı'ken hiçbir hare- kette bulunmadı. Kristobal, işini iyi becermişti. Vakıa işi biraz uzatmıştı. ama, Faustanm Par. 'dayanı İstediği kadar oarada alıköyaça- ğın: biliyordu. İçeriye getirdiği on beş silâhşor, Barbarojanın en cesur adam larıydı. Bunlardan maada, Kristobaj Fa- Ustanın üç yaveri: Sent Malin, Monseri, | ve Şalabrı da yanma almıştı. Fakat bı üç silâhşor, Kristobalı pek de sevme- dikleri için müstakil hareket etmeğe kas rar vermişlerdi. Nitekim, on beş kişilik gruptan ayrı olarak içeriye girdiler, Gerek bu üç yaver, gerekte diğer on beş kişi dişlerizden tırnaklarına ksdar silâhlıydılar ve hepsinin de ellerinde uzun birer kılıç vard. Fausta Pardayanı bir köşeye sıkıştır. #akla, onu vakıa müşkül bir vaziyete düşürmüştü. Fakat buaynı zamanda, onun işine de yaramıştı. Çünkü, adamlar onun üzerine saldırmak için, arka a-ka- ya dirilmiş olan sıraların Üzerinden at- lamak veya etraflarından geçmek mec buriyetinde kaldılar. Bu maniler, onlarm hücumlarını bir hayli yavaşlattı. Pardayan, böyle za MN lal b yle al elemi ti ledi nak Soda Ri Dü vid yi si ç i 1 : m e sip laşış İSİ z ea ağ İl ee de K aşgakindi' ize li ralarindşsi 2 ; iğlağalanğ amalılı e dişli, ki şi ile; ; lala A ili pilin »dadikemı ii görüşmem İcap ettiğini size söylememiş miydim? — Bana söyliyeceğinir şeyler demek © kadar mühim ki, bir mucize sayesi, de ölümden kurtulduktah sonra, tekrar tehlikeye atılmaktan çekinmiyorsunuz? — Aman madam, sizinle başbaşa ko- huşmaktan daha büyük bir saadet olur- mu? bunun benim için bir tehlike oldu. ğunu ne diye söylüyorsunuz. Fausta bir an ona oaku. Ciddi mi söyliyordu. Hakikatı görmiyecek kadar kör mü olmuştu? Yoksa nefsine olan büyük itimadından me cesaret aliyor- du? : Fakat Fausta bütün dikkatine rağ” men gur yüzündeki manayı okuyama- dı. Biran ne söyliyeceğini düşündü, sonra, ami bir kararla; — Zenneder misiniz ki, dedi, buradan kolay kolay çıkmanıza müsaade edece- ğim? Pardayan gülümsedi. Fausta devam etti: — Bu defa da ben size söyliyeyim. Tebessümünüzün manasını anlıyorum. Kendi kendinize, dışarıya çıkmanıza ben mi mani olacağım diye soruyorsu- nuz. Hakkınız var. Fakat şunu biliniz ki, biraz sonra hirçok adamların taarru- zurna maruz kalacaksanız. İyi muhafaza edilen bu salonda silâhsız've yalnız ba- şınıza kalacaksınız. Bunu ona niçin söyliyordu? Pekâlâ biliyordu ki, Pardayan bu İksrı karşı-| smds derhsl kaçabilirdi ve o, yalnız ba- $ına ona mani olamazdı. Yoksa, mağrur! ve cesur Pardayanm, kaçmağa niyeti olsayd: bile, bu tehdit karşısında artık muhakkak orada kalacağından emindi? Herhalde sırf bunun için onu ikaz et- mişti, P Pardayan sakin bir tavırla cevap ver- diz , / A e 5 z 5 E ek &y 1- uğ e... S8 nr? z İN O Ej va öne > 3 Mr Se Çi a “34E 53 E eşi e Tİ 28. 4 $ il ei EE AN 5 Kip hlE e ZE 'eB z SA Sİ'Y 8 ; Zula Ba z ei ui v BöRESAZ 28E a E i Konuşma . — Was stelit uns dieses Bild dar? (O, adam hi oturmadı, misafir değildir.) Ayakta kalan Er hat die Suppe eben gebracht. Auf dem Tiseh ist alles was manzum Essen braucht. Das Tisehtuch, wel- ches (das) über dem Tisch ist, ist wei8, Die Lampe, die (welehe) über dem 'Tisch höngt, ist groB und sehr schön, Der Herr, der (weleher) neben der Dame sitzt, ist cin Gast. Der Tiseh, der (weleher) in der Mitte steht, ist nieht rund. Der Mann, weleher (der) die Suppe.bringt, ist keln Gast, Das Bild, welches (das) ander Wand höngt, ist sehr klein. Es ist cin kleines Bild. HORTLIYAN FAUSTA 205 i — Şu miibarek engizitör memurunun | koşarak çağırmağa gittiği kahramanlar» dan mı bahsetmek istiyorsunuz? — Demek bunu biliyordunuz.. — Tabii! Yalnız bunu değil, fakat ay- nı zâmanda, beni salonun bu köşesine - sıkıştırmak için yaptığınız küçüçk ma- nevranın da farkındayım. Fausta her şeye rağmen onu takdir &tmekten, ona hayran kalmaktan kendi- sini alamadı. Fakat bu takdir ve hây- ranlıkla beraber içinde birde «endişe uyanmıştı. Pardayanın, hücuma maruz kaldıktan sonra, buradan kurtulmasına imkân yoktu avaba neye güveniyordu? Bir defa daha. şüpheli nazarla, etra- fha baktı ve gayti tabil bir şey göre medi. Tekrar Pardayana baktı. Şövalyenin yüzü sakindi ve her şeye rağmen, kuv- vet ve cesaretinden emin bulunduğu an- Jaşılıyordu. >. Fausta kendi kendine söylendi: — Kurtulamayacağını o da biliyor fakat her şeye rağmen. cesaretini sonu na kadar muhafaza etmek istiyor. Bu sükünet başka türlü tefsir edilemez. Sonra, Pardayana hitaben: — Size hücum edileceğini bildiğiniz halde burada kaldınız. Benim manevra” min farkında olduğunuz halde bundan kaçınmağâ lüzum görmediniz, Size hü- cum edecek olan en aşağı yirmi mulha- riptir. Ufacık kamanızla onların hepsi- ni öldürerek cesetleri üzerinden çikip gitmeğe mi niyetiniz var? — Bu kadar mübalâgalı bir iddiada bulunmıyorum, madam. Yalnız bildiğim bir şey varsa, o da, hefif bir yarayla ve belki de hiç yaralanmadan çıkıp Glrur ceğim. e ği ich setze mich — oturuyorum du setzst dich — oturuyorsun er setzt sich — Dieses Bild #tellt uns ein Speisezimmer dar. — Wieviel Personen sitzen um den Tisçh? — Wer sind diese Personen” oturuyor pm

Bu sayıdan diğer sayfalar: