12 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

12 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'& * TU ua SETARAE A XX Aşk ve macera romanı — — e :'“î kiz, daha büyük bir coşkun- ğ Y Kesik: kş. “€ hiçbir suretle serzinişte bu- K, e Na size, ne kardeşinize.. İki- Th Hh Hikâyetim yok. Çünkü biliyo- NÇ bütün fenalık benden geliyör. Ha Müğün membaryım. Siz bana ıışn'“'- Beni korumak için aşırı ha- Ö y Yaparak mutazarrır oldunuz.. & , FY? bir yetim ve metrük kızldım. “'* Nikâhla almak büyüklüğünü WĞ"“- Şimdi ağladığıma, ızdırap $& € bakmayınız.. Bunun sebebi.. . H“,'"“n sebebi.. a timdir, İşte sade o kadar. K a, PU perişan yüze uzun uzun | leri şişmişti. Düşünmekten, ilk ve muvakkat kırışık- ? saf ve haddi zatında —bu | Olan bu saf kız, ona karşı ka- et eseri göstermiyordu. | *Tevcut adet ve itikatların fev- t ö Yey yapılmış ve buna kendinin :ı olmasını bir türlü affetmi- Bı_. basit bir kızdı. “Beşeriyetin e ak,, diye anlattığı şeyler Yaln,, FEnu anladı: #demiyordu. z ğ a İ bai Nermin değil, bütün- beğeri- KN Mevzu kaideler, onu itham "!::' Kardeşine karşı gösterdiği bu Ği bi Baya Biç kimse mantıki ve ahlâki İçe n Zira, Rüştü mevcut te- vi çıkmıştı. Dünyada hiç | “Üplin k d”'ıııdığı bir şeyi yapmıştı. | in,., | Rı,,".hııumeı olduğu gibi, Atlah R 'da mesuldü. Zira, Rüştü mu- Tinsandı. Bu mevruu o clhş— .Mllıı etti. * herkes buzururdla —mesuldü. Yey yapmıştı. Bamir'de K !ıf:"h tepesine *ı.:’fl olarak çıkıldı Yet dağcısı, 17 Ağustosta, S a Ş—l:— b::. Pamirin en yüksek zirve ı'_r — olan ve deniz sathırldan & * irtifaında bulunan (Lenin) * l""hııı muvaffak olmuşlar . | Üt daç *Bcilar, cenubi Kırgızistanda « e n temmuz ayı zarfında ha. kh_ *k cenuba, Transalay dağlar | doğ » *8ru yol almağa başlamış . Si — Va e e aıı'k' irtibatlarını muhafaza için ç' İki b6 Şok hafif ve protatif olmak & lbaşa * telsiz ahize ve mürsile Si Müşlerdi. Bunlardan en ha. İ Sadan ? tepesine kadar çıkarılmış % Sdağıya haberler verlimiş - Bila, Ğ l " heyetine tayyareler de re . ,”:N..“y"e_kmdiıc paraşütlerle “i'“ltı““ gönderilmiştir. Bu su. a BAA Sğh :r"î_nk ağır yiyecek ve giye N:m_.m; k. bidayetten beri sırtların, lit Meçbüuriyetinden kurtul . taa, Ptend metboraloji ofisi, Yo jl ı il mıntaka . ni ve ihtimalleri bildir , S Ovada doğum k_* ı.hw'll'rlıyor B aa İlk altı ayı zarfında, * Ztçen aylarına N Fde bin fazla olarak 68.279 do. dilmiştir. En fazla f OA $tir, En fazla fark tem h İ.n:'l faki Olmuş ve bu ay içinde bi. | Vüz, Peden iki senenin doğum 106,5 br fazlalık göster . 8) e dağcılara senenin 'de Nikleden: (Vâ-Nü) Ahik kaldelerini — bir ferdin yalnız başına kurmasına imkân yoktur. Herke- se ait ahlâkı kabul etmeli. Kaideler için de yaşamalı. Ekseriyetin tâbi olduğuna olmalı, İrte, bu sükütün devam ettiği sıra- | da, Rüştü bunları düşünüyordu. İçi azap içinde burkuluyordu: *— Haydi ben kendi nam ve hesa- bıma bunu yaptım. Yanıldım, Şimdi de yanıldığımı anlıyorum. Fakat bu zavallı | kadın! Onu, hayali hanım için feda et- miş bulunuyorum., Kızın yüzüne bakıyordu. Renk renk camların önündeydiler. Buradan sızan ışık, onun yüzüne çarpıyordu. Demin Nermini omuzlarından tut- Kız. ondan kurtulmak istemiş: ti. Silkinmişti. Fakat Rüştü bırakms mıştı. Nermin de artık kendini kurtar- mak için tecrübe etmiyordu,. Göz göze bakıştılar. Kızım gözlerinde müthiş bir azap 9 kudu: Kendisine işkence edileh bir a- damın azabı. — Niçin ağladığınızı, üzüldüğünüzü biliyorum! - dedi. — Niçin? — Çünkü ben size fenalık yaptım. — Beni affedin, Nermin.... — Rüştü bey. — Bizin ağladığınızı görmeden ev- vel, size zarar verdiğime kani değildim | Ancak göz yaşlarınızı gördükten sonra vaziyeti kendi — kendime — düşündüm ve bir olmryacak hayal ;çin sizi kurbatı ettiğimi anladım. Affe beni! Ve yavaş yavaş yürüyerek, kızı da yürüterek, onu dışarıya bıraktı. Zira yalnız kalmağa, geniş bir nefes almağa ihtiyacı vardı. ... Nermin, mütevatzi sürette ğgiyinmiş, kuşanınış“ve bu haliyle pek şıpşirin ola- rak odaya girdi. Zaten kocası onu bekle mekteydi. İki bavul, seyahat için, hazırlan- mıştı. — Nermin! — Efendim. — Yemek yediniz mi? — Evet. — Ne yediniz? — Bir bardak süt içtim. — Sizin yaşmızda insan daha fazla yemek yemeli. Etrafına bakındı. Bir çekmece ka- pattı. Anabtarını cebine koydu. Taha- kasına cigarılar yerleştirdi. Bütün bun- ları o kadar dikkat ve itina ile yapıyor- | du ki, başka bir şey düşünmüyor gibiy- di. Sonra, genç kızın yanıma gelerek | onun karşısında durdu. — Çocuğum! - dedi. - Böyle bo- ğazsızlık olmaz. İnsan yaşamak için yemek yemeli. Hayat, biliyor musunuz ki, hayat kıymet verilecek ve uğrunda mübareze edilecek yegâne şeydir. Geri kalan ne varsa hepsi duman gibidir! Aşk, şeref, para, teferryattır. Hayatı süslemeğe yararlar. İşte hakikat budur. Hayat en büyük en güzel olandır. Al- lah bize onu vermiş. Katiyen ihmal et- | memeli. Genç kız, dudakları rıldandı: — Hayat verdiği netiteye göre kıy- met alır. Bu sörü erkek anladı. — Hayat, göğsümüzü dolduran nefsi bize verir. Hayat bize, hareket u_m_ık imkânını verir. Bu sayede sevinçli his- arasından mi- mbilirir. (Devamı var) 6 sene evvel bugün Şinasi K öldü Cenazesinde dört Belediye çavuşu ile yorgancı Raşit, sermürettip Riza Hoca ve Ebuzziyadan başka kimse yoktu Büyük Şinasiyi tabutla bile gömmek islemiyorlardı Bbüzziya, Şinasinin ölüm haberini naarl aldığını şöyle anlatır: “IŞTI eylülünün 13 üncü çarşamba günü Wi Kemal ile beraber — Bayoğlunda, o gece mişufir olduğumuz mösyü Fantonun evinde sabah kahvesi içiyorduk. Ben, Diyojen için yazdığım bir makaleyi okuyordum. Kemal da bazı cümlelerini, daha manldar barelerle ve imlâ tarikile mlah ve tezyin ediyordu. Bu sı. rada sahibi hanenin hizmetkârlarından biri lçeri girereki Bir adam geldi. Kemâl beyi gürmek ia. terim diyor dedi. İkimiz de gecelik dle olurmakta idik. Ben derbal mühtelit olan yatak odasına çekildim. Uşak du gelen adamı içeri getirdi. Kapı aralık idi, gelen adamıı — görmedim. Lâkin kâğıt yırtılmasını andırır. tir ses (, şittiğimden herifin bir tezkere getirmiş ol. duğunu anladım. Bir dakika sonra — Kemal Kapıyı iterek elindeki kâğıtla içeri girdi. Sı. ması bir vakal kedernâk Üzerine — herkesla hasıt edebileceği bir rengi tocastir ihsaa edi. yordu, — Büyük bir felâket! diyerek kâğıdı uzat. &. Tezkere; “Şinasi efendi bu gece vefat et. Miş.,, Süzü ile başlıyor ve cenazenin kaklı. rılmast Kemaldea iltimas olunuyordu.., Kbüzsiya, Şinasinin Glüm haberini aldık. tan sonra Firuzağadaki evine nasıl gittiğini Anlatır: Yolda bir yorgantıya — rastlryarak Sormuş: — Baksan a ağnbey! Sormağire neroden gidilir?.. Yorganecı yolu Larif ettikten sonra: — Galiba Şinasi efendinin evine gideceksi, niz? demiş ve kendisi de Tefakat etmiştir. Yorgancı, Şinasinin ölümü anında bulun. muş, göyle anlatır: — Kahyeden kalkıp gittim. Müftü efendi yanında idi. Ben içeri girince merhum gü. Tümsiyerek yüzüme baktı. Ayak — ucundaki! küçük mindere oturdum. MUZLÜ cfendi mer. huma: — İzin verinseniz azıcık dişarı — çıkayım. Bir çigara içeyim. deyu çıkımıştı.. Beş dakika kadar hio sen çıkarmadı. Yalnız yüzüme ba. kıyordu. — Efendi rahatsız mismiz? dedim. — Vücudum rahat ama başım pek rahat (Devamı FT imoide) amcanın mahzeni iki kadin Bay Reşidin yakalık düğmesi Bini uzatıp çıkarmak için dölabın altma e. gildi. Fakat düğmeyi bulamıyarak, — aramakta devam etli. Parmaklarının ucuna, buruştu- rulmüş bir kâğıt parçası geçti. — Maşallah.. Maşallah.. - dedi. Kâğıdı aldı ve söylenmekte devam etti — Odu iyi temizlenmiş doğrusu! Doğrulduktan sonra, kâğıdı açtı. Bu bir mektuptu. düşmüştü. Bay Reşit, mihanik? surette bir göz attı. | İyle o zaman... Ah işte 6 zaman, tavatun gümbür bür başına yıkıldığını sandı. Okuduğu satırlar şunlardı: Güzelim? İKi gündenberi seni kollarımın — arasında gıkamıyorum. Sensiz ve senin bakışlarından uzak yaşanılan bayatın kıymeti yok benca. Ya hele düdakların, ah dudakların... Osları öpemiyecek olduktan sonra öleyim daha iyi. Doğrusu urtık dayanamıyorum. — Elinden geleni yaparak, bugün saat dörtte her zaman ki yerimize gel, Senin öpücük hususunda ne obur olduğunu bildiğim için, kalbimi şimdi. den bir diname haline getirdim. — Otomatik öpücükler İstihsal edip duruyor. Senin : KOKON güm. ... Şimdi artık Raşidin nazarlarında, hakikat bütün vüzühile orlaya çıkıyordu. Karısı önü aldatıyordu. Neclânın bir Bevgilisi vardı. Bvet, muhakkaktı. Besbelliydi. bu! da buruştürülmüş başka bir kâğıt buldu. İş. te akudukları: Evlâdım, Nassıl oluyor? Beni unutuyorsun. Bukada. B1 da olur mwu.? B akşam gel de seni güzel güzel öpeylm.. BELÂLI .. * . Reşit artık burnundan soluyordu. , — Artık bu seler itiraz edemez. Yakalan. di. Ne alçaklık! Beni aldattı. — Namusmız! Yallah pılını pertmı topla Detol evimden! Şimdi artık hakikati aniryo. rum. Şimdi artık beni aldattığını takâr ede. mezsin ya. — Neler söylüyorsun? Gene mi çıldırdın, | kocacığım?.. Mektup bezlm değii. — Ya.. , diye homurdandı. . Deamek banim bunu ebediyyen farkedemiyeceğimi sanıyor. | dut.. Fakat işte mesele maydana çıktı Koştu. Hemen, suçlü karısının — odasına Kgirdi. Neclâ, aynanın karyısına geçmiş, kir. | piklerine rimal sürmekle meşguldü. Koca hâzretleri, abus ve halleengiz, öyle. ©e durdu. Kollarını göğrü üzerinde çarprast. | tadı: , — Ne oluyorsun, Reşit? — Mektup mu? Ne mektubu bu? Vallahi nedir, anlayamıyorum, kocacığım.. Bunun üzerine, Bay Reşit artık patladı. — Anlamıyor. musün ? Öyleyse dür. ben Bana izahat vereyim, Sen alçakların en ai. çağısın. Bu mektup sana Jigolom Larafından yollanmış. Bu hergelenin de ağaını burnuna Karıştıracağımı ya, o cihet de başka.. Haydi, Böyle bakayım.. Kimdir 07.. Kimdir o?. — Aman köcacığım! Aklmı mı kaçırdın ? Benim jigolom olsun; kabil mit Ben — soni, Benin giti yüksek bir adamı aldalır mıyım hiç? Sen ki kocaların en naziki, en harikulâ, desisin. Eğer bu itbam pek ağır, pek tahkir edici olmasaydı, şüphasiz kahkahayla güler. Gim. Fakst erkek sabıraızlantyordu: — Kompltmarı brrak.. Şimdi bu sözlerin sırası değil, Bu mektubu ovin içinde — bul. dum. Eğer sana hitaben değilse kime yazıl. dr? — Bilmem, vallahi tdimem.. Dur da düşü. neyim Biraz... Bişdanbire baykırarak: Rizmetçiye, Emineye. Üvet şüphesiz ona. — Hizmetçiye böyle mektup yazılır. mre Rica ederim komedi oynamak için kendini bu kadar yorma. Eansen ben hemen gimdi OnU Senin karşında (atintak edeceğim. Züle bastı. Emino, atik yürüyüşile, beyaz önlüğiyle, kıvrak haliyle, göründü. Reşit, tatlr bür sesle sordu : Emine! Doğru söyle, Bu mektup senia mi? — Hayır, gey, evet efendim. Bu meklub Reşit, decin bir nefes aldı. — Tebeik ederim marifetinden dolayı.. Bu Bat pek kibara benziyor.. Kim olduğunu öğ. renmeme müsnade var mı? — Şey.. Şey- Çalgıcıdır. efendim. Reşit bayretle — Çalgıcı mı7.., Mektupluk kâğıdı da pok güsel — Hani çalgıcıları küçük bastanla eden yardır.. Öyle çalgıcı, efendim. — Peki kızım.. Haydi git öyleyse.. Reşit, karısının ayaklarına kapanarak on. dan af diledi. Bir Arjante tilki airp bir haf. ta uslu durarak kabahatin! ödedi. Zira ber kabahatin cezası vardı. Bu bâdisş unutulmuza benziyordu ki, bir Wdare kaç halta sonra Reşit, portmantanun altım. — Benin değü mi? Öyleyse kimin? Neclâ, için! çekti — O kadarmı sorma, bilmiyorum. Herhal. de hizmelçinin olacak. İşte bunun üÜterine, Bay Reşit, bavaya kalıdırdı. — Hizmetçinin, hirmetçinin! Hep — onun öyle Mi? Bonl aptal yerine mi koyuyorsun ? Bu kızın ne ince ruhlu olduğunu biliyoraun. Kocası şef orkastrdir. Böyle bir jigolo onun olamaz. Halbuki bunun imlâ — yanlışlarna bak. — Peki ben?.. Ben?.. Benin gibi ince bir kocam var.. Nasıl olur da başkasına baka. rım.. Mademki Üç erkek iki kadın arnımda taksim edilmek isteniyar, niçin“ille beni ikd erkeğinki yapacakam? Sen bana kâflain. Regit, güpbeli şüpheli baktı. Sonra, ge. kallarını | ne kandı ”. . Rir hafta sonra, genç kadın, süslü bir el. Bite sahibi daha olmuştu. Nakleden?”Hatice Süreyya Petrolla tedavi Sovyet Rusyada tatbik ediliyor Azerbaycanda küçük Geran kasabası, dünyaca tanınmış bir tedavi istasyonu mahiyetini almak üzeredir. Filhakika, şimdiye kadat yalnız burada haatalar, (Naftalan) denen hususi bir petrol ile tedavi edilmektedir . Naftalan, koyu gri renginde lüzu . cetli, ağır bir mayidir ve içinde ne ben. zin, ne petrol, ne parafin, ne de su mevcuttur. Mayiin sıcaklaşması ile faz Jalaşan kendisine mahsus bir- kokusu vardır. Naftalan banyoları, bir çok sinir has. talıklarımı, romatizmayı, deri hastalık . ları ile kadın hastalıklarını iyileştir. mektedir. Sedye üzerinde gelerek bir kaç banyodan sonra bacaklarını istimal etmeğe başlıyan bir çok hastalar gö « rülmüştür. Naftalan, madeni çamur banyoların . dan daha milessir ve kürü daha çabuk. tur. Ayrıca, hastalar, naftalan banyola. Tıtt çamur banyolarından daha — kolay alabilmektedir. Hükümet, üçüncü beş yıllık plân müddetince Naftalan banyolarının ge. İnişletilmesi işine 30 milyon ruble tahsis etmiştir. — (Tass) ESETTETİTDLMREEN SEZLEEEETELELENM TETİTTLEMEE LNUN Lisan derslerimizin geçmiş formaları yazılmıştı. Keyfiyeti bir daha tavzihe lü. n zum

Bu sayıdan diğer sayfalar: