3 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

3 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış Siyasa: Dostumuz ve müttefikimiz İrakın Hariciye VezİTİ ..: Yazan : Şekip Gündüz Garbi Asya paktı ile bize müttefik | olan, fakat içtimal bünyesine hâkim olan bütün hatıralariyle, tarihi ve | coğrafyası ile, münevverlerinin ve as. | kerlerinin kültürümüze olan yakın bağlılıkları ile, halkının asırlarca hal. kımızla yan yana ayni istibdadın bo. yunduruğuna koşulmuş - olmasile çok eski ve devamlı bir dostluğu gözleri. müzde canlandıran İrakı, geçen yıl sa. bik diş bakanı Dr. Naci-ELAsi)'in şah. sında selâmlamak Tırsatını bulmuş- tuk. Bugün de ayni İrakı bir başka münevverinin, bir başka devlet ada. manm, yeni dış bakanı ekselâns Tev. fik . El . Suveydinin şahsında selâm. Jamış bulunuyoruz. Dostumuz ve müttefikimiz İrak ile olan her münasebetimizde mes'ut in. kişaflar kaydedildiği bu günlerde ek. selâns Tevfik . El . Suveydi'nin mem. lJeketimize uğramış bulunması dost ve müttefik devletin iktidar mevkilnde ehemmiyetli bir rol oynıyan bu şahsi. yete, İraka kargı duyduğumuz dost. Juk ve sevginin yalnız bir. hükümet Ve bir politika sevgisi ve dostluğu ol. madığmı, bu dostluk ve sevginin Türk milletinde en tabakalara kadar sindirilmiş bulunduğunu elbette gös. termiş ve anlatmış bulunmaktadır. Dost ve mütttefik İrakın sayın dış bakanı bir Traklı münevver - sıfatiyle memlaketimizo ve gu İstanbul şehrine duyduğunu söylediği daüssılaya, Türk münevverlerinden Bağdadı görmek ve İrakt tanımak saadetine ulaşmış olan. ların da zaman zaman tutulduklarına ve eski nesillerin yeni nesle verdikleri terbiyede İraklının meziyetlerine, milli ve medeni- İrak merkez. rine karşi dostluk ve alâka telkin etmenin mühim bit mevkii olduğuna inanmalıdırlar. Ekselâns Tevfik .- El . Süveydi ka. bul etmek nezaketini gösterdikleri 'Türk gazetecilerine Saadabad paktın. dan bahsederlerken Milletler Cemiye. ti 18 nci asamblesinde söyledikleri mühim nutuktan gu parçayı da tek. rarlamış bulunuyorlar: “Âlemin muztarib olduğu şu devir. de yakın gark (Garbi Asya) gayet meserretli bir vahedir. Çünkü biribi. rimize kargı itimat ve emniyetimiz berkemaldir. Her devlet kendi dahili ıslahatında ve umranında çalışmıya fwsat bulmaktadır, ilâh.,, Dost ve müttefik devlet dış bakanı bu sözlerinin Cenevrede söylendiği Anı takib etmiş olan günlerde Türk mafbüatında ne samim! bir akis yap. mış olduğunu ve Türk efkârı umumi. yesinin bu beyanatı kabulünde Saada. bad paktıma yeni bir kuvvet bahşeden ne mes'ut bir tefsir tarzı bulunduğu. nu elbette öğrenmiş bulunmaktadır. har, Türkiyeyi ıuıın! ve medeni duygu. Jariyle, milli ve haklı menfaatleriyle ko:ıul_hmm ve dostlarının insanf ve >medeni duygularma, milli ve haklı menfaatlerine bağlıyan iki pakt, yan! Saadabad ve Balkan paktları, dünya hâdiselerinin bütün seyrinde, arsıulu. sal sTyasanın mes'ut ve emniyet veri. €i veya matemli ve tehlikeli her te. Zahüründe ne dürüst, ne isabetli bi. İ““zereaessaan aa ecevene seneDErSEAEnn. MA ter vesika ve emniyet supabı oldukla- rinı izpat etmek fırsatına ulaşmakta. dır. Çölün — kumlari iç'nde — susuz. luktan yanan ve renksizliğin dehşeti içinde bunalan hür bedevinin tahay. YÜL ettiği en büyük cennet “vahe” dir. en Mmünbit ve verimli top. sahib olan İrak, bereketin sombolü olan yeşili kâna ka. na tattığı ha'de, toprağında petrol çı. kan bir memleket olması itibariyle ti. cari limanları muasır bütün faaliyet. lere ve dolayısiyle bu devir medeni ahenginin bütün sırlarma ve çartları. na vâkıf olduğu halde Garbi Asya paktında dört devletin aldığı saadeti bir vahe olarak tavsif etmesile çok ma nalı bir işarette bulunmuş oluyor. Zira bu kelime ile ekselâns Tevfik . El Süveydi medeni âlemin sulh susuzlu. Bu ile yanan bir çöle dönmüş olduğu. nu izah etmek istemektedirler. Şekip GÜNDÜZ Bombalı suikastler Parisı 8 (ALA.) — Matin gazetesi- nin bildirdiğine görer Österliç istas- yonuna bırakılan bir paketin — içinde kapsülsüz İdört tane obüs mermisi bü- lunmuştur. Son suikastın faillerinden biri Paris, 3 (Hususi) — Patronlar merkerzine yapılan — suikastm failleri meydana çıkmıştır. 1 Polis Fiamberti adında bir İtalynı yakalamıştır. Bu İtalyanın Presburg sokağında Patronlar cemiyeti merke- zipe bomba . ile yapıdan - suikasdın fa- illerinden olduğu anlaşılmıştır. Polis tahkikatıma göre bu İtalyan İspanyada harp ediyordu. — Oradan Fransaya geçmiş, 9 eylülde Parise gel- miştir. 2 gün sonra suikast olmuştur. Bir takw şolörü, Fiambertinin di- ğer 3 kişi ile beraber kendi otomobili- ne bindiğini, yanlarında 2 sandık bu- hunduğunu, Fiambertinin kendi yanın- da oturduğunu kati surette göylemiş- vr. Yapılan muyacehede Fiamberti hiç bir şey söylememiştir. Ajansın verdiği malümat Paris, 3 ((AA.) — Bir taksi şoförü geçenlerde tevkif edilen İtalyan Fiam- bertinin Etoile suikast? günü saat 13,30 da İdoğru iki küçük sandıkla beraber o- tomobiline binen dört kişiden biri ol- duğunu katiyetle beyan etmiştir. Şoför Pöambertinin taksinin ön - tarafındaki kanapeye oturduğunu da tasrih etmiş- tir. Yapılan muvaceheden sonra sorgu- ya çekilen Fiamberti, avukatr yanında olmadan cevap vermiyeceğini söyle- miştit, Maznun Etoile suikasti hâdise sin' tahkik eden sorgu hâkiminin emri- ne amalde bulundurulmaktadır. Fiamberti İspanyada — beyrizimilel livada çarpışıken 30 ağustoşta Fransa- ya gelerek Perpignanda kısa bir ika- metten gonra 9 eylülde PariPse gel- miştir. Tahkiki hüviyet serv'sirin yap tığı araştırmalar neticesinde Fiamber- tinin tehlikeli bir anarşist olduğu mey- dana çıkmıştır. veLer eeseean e Leea ae Ra eee eaR A EELaraReereasensenEnn A ESENE YO Müsabakamız Neticeleri yarın ilân edeceğiz Mayo müsabakamıza iki bine yakın okuyucumuz - iştirak etti. Gönder- dikleri listeler birer birer gözden goçir.Idi. Mayoları hiç yanlışsız ayıranlar seçildi. IMMW olan 360 adet hediyemizi bu mayoları yanlışsız ıvıı—dayuıl-ı—ııııııhıkıııııılu_ yarınki nüshamızda ilân edilecektir. Zehirli g gaz istimali | Zevata nezaman öğrenildi? llk hava savaşları ne zaman oldu, Gaz maskeleri ne zaman İcat edildi ? Yazan: Hüseyin Rüştü Tırpan Kapitalist dünya, durup dinlenme . den, beşeriyeti kırıp geçirecek, bütün medeniyet eserlerini bir saniye içinde mahvedecek yeni yeni silâhlar, tahrib Aletleri ve zehirler aramakla meşgul . dür. Müztemleke arıyan milletler, para. smm dünya parasına hâkim olmasmı istiyen hükümetler, borsa dalavereci. leri, istismarcı teşekküller, bu arayı. tıların önderliğini yapıyor, zekâ ve paralarımı bu uğurda kullanmaktan geri durmuyorlar, Bu arama ve araştırma, muztarib beşeriyete acaba neye mal olacak? Kuvvet ve tahribkâr ajlâh sahibleri bi ribirlerinden çekinerek, korkarak, is. tNA ve taârruz politikasından vaz mı geçecekler? İnsanlık bundan fayda mı görecek? Yoksa, zarar mı? Bu gorguların cevabını yakın —bir istikbal verecektir. Bugün ortada yal nız bir hakikat var: insanlar mütema. diyen ölüm âletleri, tahrib silâhları aramakta biribirleriyle müsabakaya girişmiş bulunuyorlar. Bunların ba . gında: Zehirli gaz! gibi korkunç bir Azrail vur, Denildiği ve zannedildiği gibi zehir. li gaz, umum! harpte kullanılmıya baş lanmamıştır. Halbuki bu zan tamami. le yanlıştır. O, eski, çok eski bir ma. ziye, uzun bir ömre maliktir. Zehirli gaz, ilk çağlarda kullanılmı. ya başlanmıştır. Teodikisin (Pelepo . nez harbi tarihi) adlı. kitabmda içi (Sülfatdokzit) dolu bir mermiden bahsetmesi bu iddiayı kuvvetlendire . cek bir vesikadır. Başka bir Yunan mü verrihi, Plütark, İspanya savaşların . dan bahsederken şunları anlatıyor: Kumandan Kertoriyüs, — düşmanı Kondüsle hatbederken, askerleri kur. şunlu toprük toplıyarak atlarma çiğ. netmek suretiyle toz haline getirmiş. ler, birkaç saat sonra rüzgâr bu toz bulutlarını muhasara altında bulunan şehre doğru sürükliyerek etrafı kap . Tamış, düşman askerleri kör olmuş, körlükten kurtulanlar da giddetli ök. sürüklere tutulmuş, nihayet korku ve telâş içinde teslim olmıya mecbur kalmışlar... Plütarkın pek canlı bir İlsanla tas. vir ettiği bu harb sahnelerini ve as. keri kör eden, bayıltan, öksürten ve teslime mecbur edecek denecede kor- kuya düşüren bu gibi harb vasıtaları. nın kullanılmakta olduğunu öğrendik. ten gonra, yüz binlerce yıl evvel mu. harib uluslarm pek o kadar basit harb vasıta ve Aletleriyle döğüştükle. rine inanmak mümkün değildir. Asyalı milletler dahi, hemen hemen hep harb ve istilâ akınlariyle geçen hayatlarında, ellerindeki tahrib vaar . talarını mükemmelleştirmeye çalışmış lar ve muvaffak olmuşlardır. 1241 se. nesinde Tatarlar, faik bir kuvvetle kendilerine hücum eden düşmanlarına karşı boğucu gaz kullanmışlar ve he. men hemen ricat edecekleri bir za. manda bu gaz bulutlarmı, rüzgürm ta. Tili bir cilvesi, düşman saflarına sü. rükliyerek, hiç Ümid etmedikleri bir vaziyette büyük ve hayret verici bir zafer elde etmişlerdir. On sekizinci asırda, Sehvcidmtr ka. lesinin muhasara&ı esnasında sıkışık bir vaziyete düşen müdafiler faik ve saldırıcı düşman askerine karşı bo. Bucu faz bulutları kullanmışlardır. Bu müuharebede boğucu gaz bulutları her iki taraftan da kullanılmıştır. Kale Avusturyalıların - elindeydi. Kaleyi zaptetmek istiyenler de Pruz. yalılardı. Her iki tarafım safları ara. sında, garib bir tesadüf eseri olarak birer Fransız mühendisi vardı. Karşı karşıya harbeden iki Fransız mühendisi, biribirlerine karşı lâğımlar açmışlar, büyük ve küçük çapta nevi nevi bombalar ve muhtelif terkipli gazler kullanmışlar, harb fenninin ilk defa gördüğü yeni ve müthiş bir bo. Buşma sahnesi yaratmışlardır. Bu muharebeyi tasvir ve tenkid e. den Avrupalr harb tarihi mütehassıs. hn.ıyn:ıynd(_lmnıqınndşbol ücretler ve dolgun ihsanlar mukabilin de harbeden bu iki Fransızm bu bom. ba ve gaz hücumu muharebelerini “yüksek bir ilim eseri,, sözüyle kayıt ve methetmekten çekinmemişlerdir. Prusyalılarla — beraber — harbeden Fransız mühendisinin zekâsı ve icat kabiliyeti, öteki cephede boğuşan Fransız mühendisi Bauval'ın zekâ ve kabiliyetini yenmiş, kat'l zafer, bir gaz savası esnasında Prusyalıların yüzünü güldürmüştür. Orta zaman muharebelerini tasvir ve tenkid eden askeri eserlerde afyon. lu maddelerle yapılmış uyuşturucu gazler hakkında bir hayli malümat vardır. Hattâ, zamanının en maruf ekaperlerinden biri sayılan Leonard dö Vinçi, düşmanı tamamiyle imha etmek veyahut harb sahası dışına atıp sü . Tüklemek için zehirli gaz kullanılma. sını düşünmüş, bilhassa arsenikli du. manlar, boğucu bulutlar istimalini tek Hf ve tavsiye etmiştir. Türklere karşı ümitsiz harplere tu. tuşan Avusturyalılar, birçok savaşlar. da arsenikli dumanlar kullanmayı tec. Tübe etmişlerdir. Meşhur Avusturyalı kimyager Glauber bu harb vasıtasını mükemmelleştirmeye muvaffak ol . muş, Türklere karşı kullanmasını da o tavsiye etmiştir. Asyanın uzak kıyılarını ve engin memleketlerinin yol ve nehirlerini a. sırlarca tahakkümleri altında bulun . duran Çinli korsanların, terebantin ya &, kükürt ve diğer bazı maddelerle karışık ve çok şiddetli, tahammül o. Junmaz kokular neşreden mermilerle kendilerinin birkaç misli faik düş - man kuvvetlerini kaçmıya mechur «t- | , tikleri, yine harb tarihine ait birçok- | ..___'ı_&__—ı'———-—-l—ld—lıl—— Komşusunu eserlerde kaydedilmektedir. Gaz maskeleri tamam bir buçuk a. sır evvel icad edilmiştir. Ve meşhur Fransız deniz seyyahı Pilâtre, ilk gaz maskesi modelini 1784 senesi martı. nın yirmi birinci günü Fransa ilim a- kademisine vermiştir. Hava savaşları da öyle zannettiği. miz gibi o kadar yeni değildir. 1849 Venedik muhasarası sırasında Avus . turyalılar bu vaaşıtaya başvurmayı ve istifade etmeyi düşünmüşlerdi. İştiale kabiliyetli maddelerle doldurulmuş üç yüz küçük balonu gehir istikametine doğru bırakarak yangınlar çıkarmayı ve bu suretle zafer teminini ummuş . lardı. Fakat muvaffak olamadılar. Çünkü rüzgür bütün balonların yolunu değiştirmiş, şehre doğru değil, aksi tarafa sevketmişti. HBüseyin Rüştü Tırpan Japon ordusu Ricat etmeğe başladı Nankin, 2 (A. A.) — Central News ajansınm bildirdiğine göre Çin kıt'a- larr Japonları gimale doğru otuz, kırk kilometre kadar geri püskürte. rek Tsangtehienin 20 ve 40 kilometre cenubunda kâin Pokeoutchen ve Feng. kiakeu şehirlerini istirdad etmişler . dir. Çinliler ilerlemeğe devam etmekte. dirler, Japonların ricati Nankin, 2 (A, A.) — Çin- tebliği resmisine göre, Lotlen - Şapel üzerir ne Japonların yaptıkları şiddetli bom bardımana rağmen Çin hatları kat'iy. yen sarsılmamıştır. Lihong'da çok şiddetli hir muharebe olmaktadır. Çin liler Japonlardan mühim miktarda mühimmat iğtinam etmişlerdir. Ja. ponların zaylatı oldukçı. mühimdir. 3 ıı.xmıuu — 1937 Ti ıgatro OCUKLUĞUMDA. tiyatroyu pek we verdim. Gençlik yıllarında da arası. ra gitmekten kaçınmazdım. HattA bazı pi. yealeri seyredip anları — beğenip bağenme. diğimi, onlar hakkımda düşündüklerimi söy. lemeği kendime vazife edindiğim bir zaman Üa olmuştu. Şimdi o günleri düşündükçe, bel. ki geçmiş gençlik günlerini hatırtadığım için bir haz duyuyorum ama biraz da şaşmyorum. Kuşdili'ndeki asalaşta, satıcdarın bağırtıları Ve çıngırak sesleri arasında, perdenin açılıp Kel Hasan'ın tuhaflık etmesini bexliyen ço. cük gerçekten ben miyim? Şehzadebaşı'nda birtakım eciş bücüş vodvilleri dinleyip on. larmm manoloğlarını anlatmağa çalışan deli. Kanlı görçekten ben miyim ?... Tiyatro yü. zünden hatiyınt kırdığımı, kavga ettiğim a. Gamlar bile oldu, Sahiden hayret ediyorum: Şimdi bir akşam tiyatroya gitmek için uy. Kkumu feda etmeği aklım almıyor. O güzler muvaffakiyetle öynamış; günlerce niyetlen. dim; “Bunu muhakkak görmeliyim!,, dedim, fakat Tepebaşı tiyatrorunda kalabalığın a. Tasma girip saatlerce — hareketsizce dikkat etmeaği bir türlü gözüme alamadım. 'Tiyatronun «leyhine mi döndüm? — Onu yermek mi istiyorum? Hayır. Bilâkis, Uyat. ronun büyük bir sanat olduğuna hâlâ kani. im. Dramı, tragedlayı romandan da — üstün bulurum. Bir gaham huyunu, (htiraslarmı hi. kâye ile anlatmak, onun kendini! konuştura. Tak Anlatmaktan çok daha zar, çok dahır in- ©6 bir sanattir. Fukat günler geçtikçe — tiyatroyu seyret. meklenme kitabıni. okumağı tercihe başla. drm.. Koltukta temağa .. Bu, insanın hayali. ni daha serbest terakryor Eseri benim anla. mama bir de gahne — sanatkârınn anlaması Karışmıyor: Meziyetleri de, kusurları da da, ha iyi Hlasediyorum. Aktörün mahareti ku. surları, aksi de metiyetleri örtmüyor. Kita. bit yapraklarını çevirdikçe şahıslar — gözü. ınlll önünde beliriyor ve aözlerini bana her, hangi bir aktârln söylülyebileceğinden daha doğrü bir oda ile söylüyor. Daha doğru de. dim; dittabi bu gayetle misbiidir: Benim an. Tadığım gibi demek isterim. Fi 6 şalırmların her birine, kendi anlayışmı, hiasedişime göre bir Çehre veriyozum; benim tasav. vuruma hiç gçehresi ha. yalImI taciz ediyor. Biliyorum Wi hakarzım: tiyatro kitab. da değil, ancak aahnededir. Öyle ama haksız olduğumuzu bilmek, huyumuzu değiştirmek için KAfT midir? Nurullah ATAÇ bıçaklıyan bir kadın akalandı Un!pınmdı Yavuz Sinan mahal- lesinde oturan Zehra isminde bir kadı- nın bundan bir müddet evvel bazı eş- yası çalınmıştır. Zohra bu eşyanın Fat- ma #emindeki komşusu tarafından ça- Jındığını elinde — bir delil olmamakla beraber göziyle görmüş gibi bilmekte- dir Ama bunu Fatmaya bir türlü iti. raf etmemiş ve bitabi eşyacıklarına da kavuşamamıştır. Dün Zehra öteberi almak üzere tor basını koluna alıp sebze haline yollan- mıştır. Yolda giderken 20 kuruşa sa- tılan güzel Bursa bıçaklarından beğe- nip bir tane alan Zehra hale gelmiş tam kapının önünde dolmalık biberle- te, bostan patlıcanlarına bakarken gö- zü kalabalık arasında Fatmayı görür gibi olmuştur. İşte o vakit cinleri başıma toplanan Zehranm gözüne dünya zindan olmuş, güzel eşyacıkları hafızasırlla resmi geçit yapmağa başlamıştır. Aksilik bu ya o esnada Fatma da yanındakilerle konuşup gülüşmez mi? İşte Zehra bu- na tahammül edememiş ve © yepyeni Bursa bıçağını çekerek Fatmanın göğ- sünkle birkaç tecrübe yapmıştır. O sırada kalabalık olan halde ahali Fatmayı kanlar irinde Zehranın — elin- den güçlükle kurtarmışlardır. Kli bıçaklı Zehra yakalanmış ve Patma da imdadı sıhhi ile hastahane- ye gönderilmiştir. Fıkat eşyalar? Onların ne olduğu el'an meçhuldür. Çinlilerin mukabil taarruzu Japonlar dağınık bir tarzda başlamışlardır. çıhıım&ı-ı.vmı. neticesinde Mwm rini tekrar ele geçirmişlerdir. Japon.

Bu sayıdan diğer sayfalar: