4 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

4 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

we Kocasını HABER — Akşam postan cellâttan kurtaran kadın Iİngiliz tarihinin enTeda-ı köârkadını sayılıyor & Lon kul dra esi Asırlarca kimsenin kaçamadığı bu müthiş hapishaneden idam mahkümu lord İngillerenin en meşhur hapishanesi, Lon ? dra kulesidir. Landra kulesinin ismini andı nIz mu, bütün ingiliz kulpleri Ütrer. Asırlar danberi en azılı haydutlar, en — tehlikeli giyast — mahkümlar Buraya — hapsedilmekte | dir. Londra kulesi dünyanın ea mühkem ha plshaneaidir. Hiç bir mahkümun — buradan Kaçması ihtimali mevcut değildir İşte bunun içindir ki, böyle müthiş bir yerden, hem de Ihtilâl zamanı, kocasını kâ Çırarak idamdan kurtarmağa muvaffak olan Lady Nithadale, İngiliz tarihinde en cesur, €en metin ve en kurnaz kadın sayılıyor. Meşbur bir ingilin resaamı ve muharriri olan Matanlo, bu fedakâr zevoçnin — şayanı hayret macerasını yazmış ve resimlerini! de yaparak neşretmiştir. Dikkate değer buldu Şumus bu yazıyı kısmen ökuyucularımıza naklediyoruz. Ön sekizinci asrın ilk nrsfında, İn. giltere bugünkü İspanyol harbinden da- ha dehşetli bir mücadele — içindeydi. Kraliçe Anne ölünce, Hanover haneda- mndan birinci Jorj tahta geçirilmişti. | Stuartların bu süretle bertaraf edilmesi | üzerine İskoçyalılar fayan ettiler. Stu-| art hanedanının başı olan prens James Edvard Stuartı önlerine katarak birin- ci Jorju tahttan indirmek ve yerine, ananeye muvafık olarak Stuart pren- Bini geçirmek için büyük bir ordu ile Londra üzerine — yürümiye başladılar. Birinci Jorj taraftarları bir gece ani baskın verdilerve asi İskoçya ordu- | sunun belli başlı erkânından bir kısmını | ele geçirdiler, Bunlar arasında Lord Mithadale de vardı, Asilzadelik o ta- | rihte büyük bir imtiyaz sayılıyor ve bir | Londra kulesinin demir kapıları, dışı vi çılımak istiyen bu iki retçiye, ardına ada açıldı * nasıl kaçırıldı? asilzadeye, hapsedildiği vakit bile, son derece hürmet gösteriliyordu. Âdi caniler gibi.. Fakat birinci Jorj. — İskoçyalı asi lordlara öyle kızmıştı ki esir ettiği düş- manlarını asiizadeliklerini hiçe sayarak, Londra sokaklarında — adi caniler gibi teşhir etti. Ve sanra da Londra kulesi- ne kapattı. Kocaları hapsedilen birçok kontes- ler Markizler kraldan af dilemek - için Londraya akın ettiler. Lady Mithsdale de kocasından aldığı bir mektup üzerine son süratle Londraya geldi. Kuleye koştu. Fakat, kocasını, ancak onunla hapsedilmeyi kabul ederse görebileceği- ni söylediler. Fedakâr kadım ilk önce razı oldu ama, aklırır başına toplayınca, hapiste kocasını kurtarmak için hiç bir teşebbüste bulunamıyacağını da anla- dı. Londraya gelişi boşa çıkmış ola- caktı. Bütün salâhiyettar makamlara baş vurdu... Fakat nafile.. Aldığı cevapların hepsi menfi idi. Herkes vaziyetin ümit- siz olduğunu tekrarlamaktan başka bir şey söylemiyordu. Birinci Jorj, lord Mithsdale'i astlerin müşvviki sayıyor- du. Diğerlerini dehşete sokmak için | onu idam etmiye karar vermişti. Krala rica mektubu Asi lordun muhakemesi çok çabuk görüldü. Ve mahkeme, idam hükmünü verdi. Birinci Jorjun hiddetinen kor- kan hâkimler, matıkfimun karısınım rica- darma kulaklarını, kalplerni kapamış- lardı. Ledy Mithsdaleson bir çare olmak Kral öfkelidir; beyhude Yyalvarıyor iülzere bizzat krala baş vurmayı aldı, - Kralım bu gibi müraczatleri a sak ettiğini biliyordu. Fakat kocasını kurtarmağa azmetmişti. Aradı, taradı ve bir fırsatam bulup | kralın metresiyle konuştu. EöaCan, kra- lın o gün gideceği yeri öğ.tudi. Şimdi artık krala ricanamesini nasıl verdiğini ve kocasını nasıl kurtardığını kendi ağ- zından dinliyelim: “— Kralın geçeceği odanın kapısın- da yer aldım. Matemli imişm gibi, si- | yahlar giymiştim. Kapr açılır açılmaz ayaklarına kapandım. Almanyadan yı gelmiş olduğundan daha İngilizceyi öğ- Fransızca olarak — Lady Mithadale olduğumu söyledim. Ricana- meyi uzattım. Aldırımıyarak —yürüdü. Bu defa ceketinin eteğine yapıştım. Ağ- lamağa başladır. Seş çıkarmadan yürü meğe devam etti. Beni de birlikte oda- kapısına kadar sürükledi. Bu sırada muhafızlar yetiştiler. Kralım eteklerini aımsıkı tutan ellerimi çözdüler, Kral, ye r*e düşen ricanamemi çiğniyerek geçti gitti. Artık ümidim kalmamıştı. Hün- Bür hüngür ağlıryarak geri döndüm. Firar plânı İdam gününe bir hafta yardı. yük- sek makamlar nezdindeki ısrarlı teşeb- büslerim neticesinde, mahküm kocamı hiç olmazsa görmeme müsaadelerini te- min ettim. Artık iyiden iyiye onu ka- çırmak teşebbüsünde bulunmağa karar vermiştim. Oturdum, düşündüm; bir piin tasarladım. Kocama serbestçe gidip gelebildiğim için bu plânt onunla | da müzakere ettim. En ince tefetrüatma | kadar görüştük. Ydam gününden bir gün evvel, ko- camı ziyaret için kaleye gittiğiri za- man muhafızlara karşı kendimy gayet sevinçli gösterdim. Onlara kocamın ertesi günü affedileceğine dair nat aldığımı bildirdim. Lord le'in hayatını bağışlıyan kral 4 şarap içmeleri için balışişler dağıttım. Ertesi gün yapacak çok işim vardı Kuleye gidermedim. Akşam üzeri ma- dam Milla famindeki ahbabımı çağır- dim. Benimle hapishaneye — gelmesini rica ettim. Sonra dostum madam Mor gana hâaber yolladım ve kararımı — ken- disine bildirdim. Madam Morgan ga- yet uzun boylu ve ince yapılıydı. Koca ma giydirmek icin hazırladığım kadın elbiselerini giymesini ondan rica tim, Bu elbiseleri kimseye den bapishaneye gi Kuleye vasıl olduğumuz zaman — ev- velâ içeri madam Morgani — soktum Çünkü kuleye bir kadından fazla alma ma mÜüssade . etmiyorlardı. — Madam Morgana kocamın giyeceği elbiseleri sonrar dışarı çı- urlarken, herkesin ide soyunduktan artlım, Ve onu v duyacağı bir sesle : — Lütfen derhal) hizmetçimi gön- Ü2 l Sakallı Madam Milis Ondan sontra içeri madam Millsi soktum. Madam yüzünü mendille ka- patmıştı. Bunu ondan ben istemiştim. Sebebi de gu: Kocamın kaç gündür sakalları uzamıştı. Kaşları da kalındı. Kadın elbiseleri altında bile bir görüş te erkek ol nun anlaşılması müm- ündü. İçeri ken ağlıyormuş gibi yüzünü kapatacak olan madam Mills, biraz sonra kadın elbiseleriyle ve ma- dim. vm Milis ünvaniyle çıkacak kocama | da mendille yüzünü, gözlerini sakla- mak fırsatını verecekti. Bir idam mahkümunu görmiye gi- | den kadının kâleye girerken de çıkar- ken de ağlamsar pek tabli idi. Muhafız: ların şüpüesini üyandıracak bir vaziyet mevcut değildi. Madm Mülis içerde biraz — kaldıktan sönra aklıma bir plân daha geldi. Ko- cam için getirdiğim elbiseler madam Milise giydirmek daha iyi olacaktı. dam Milis de diğer elbiseleri giy Kocam madam Milis olarak çıkınca İkim Derhal plânr e d se farkına varmıyacaktı. tatbik ettik. Bundan sonra M'l! şarı çıkardım. Bene muhafızların duya- | bil ica ederim, hirmetçlmi gön- der, Bu akşam taraya gidip kraldan ko- camın af kararını alacağım. Geç kalma- dan beni giyindirs'n! Dedim. Kotamm affedileceğine iyi ce kanat getirmiş olan muhafızları — bir âz da bir gün evveİki balışişin tesiriyle artık beni hareketlerimde serbest bıra- kıyorlar, eskisi karlar alâkadar olmuyor di. Tekrar kocamın koğuşuna daldım. Onu giyindirmiye başladım. Yüzüne makyaj yapmayı ihmal etmedim. Saka- lın: pudra #le örttüm. Madam m'lis'n kağları kırçıldı. Kocamınkileri de ona bensettim. Akşam karanlığında, koluna girerek onu dışarıçı kardım. Kocamı muhafız- lar içeri ağlıyarak giren kadım zannet- sinler diye, mendilini yüzüne kapamış- tı. Istıraptan sanki yürümeğe mecali kılmamıştı. Bu sefer yolda h'zmetçim Evanse tesadüf ettik. — Geldin mi? diye seelendim. — Evet, dedi. — Madamı kapıya katlar götüz, gel beni al, dedim. Kapıdan rahat rahat çıktıklarını gör düm. Plân müvaffak olmuştu. Dalgaya düşen muhafızlar içeri iki kadın girip üç kadın çıktığını farkına b'le vatma. cocam telâmete ka mışlardı. Daha vuşmuş değildi. Tekrar koğuşa daldım. — Kapıyı, ge- nuştuklarım duyulabilecek, fakat içerisi görünmiyecek sürette aralık brraktım. Sanki berabe: gibi aşağı yukarı Hiç durmadan kralır #yor, onu ması) afetmiye rıza göst ğini, af fermanını saat kaçta getirebile- ceğimi anlatıyordum. işiz ve konuşuyormuşur ümiye başladım. Nihayet: — Allaha ısmarladık kocacığım! de- dim. Kapı mandalırın ipini, içeriden açı- labilecek surette çektim. Dolaşan gan yana: — Kocam biraz dum edecek. Rahat- sız etmeyin. Şit ik ışık istemiyor. Ça ğırınca götürürsünüz, dedim. Eline bah- giş sıkıştırdım. Merdivenlerden indim. İçim rahat, kocamla buluşmayı — kararlaştırdığımız yere gittim.,, Lady Nithsdale'in sözleri burada bitiyor. Lord — Nithsdale Londradan kaçabildi. Karısı son bir cesaret göste- rerek şatonun bahçesinde gömülü b; evrakı almak için geri kaldı. Nihayet bu işte de muvaffak olduktan sonra Pariste buluştular. Birinci Jarj lirarı işitince son dere- te hiddetlendi. Bunu adamlarınım ken- disine bir ihanzti saydı. Fakat vakanın tarzı Cereyanı anlatılınca, şaştı ve söy- lendi: — Beni Avrupada buü kadın zibi mağlüp eden kimse olmamıştır! Lâdi Nithadale, şato bahçesinde gö. mülü mahrem evrakı çıkartıyor. ae —— v e aa

Bu sayıdan diğer sayfalar: