12 Kasım 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

12 Kasım 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* SENİM göcüşüm, —x_w' ş;':ı harbinin l Oraması biri Çin harbi- :nramınn: çİzmiş. el, 'öy&' , Çin harbi başlamaz a Söylediğini yazıyor: k.; Kh“ııı'1 Çin'ı)ıeğ,g.m' yazıyot: 4 ö ilileri tedip edeceğiz. W)"!ürü İT kaç darbe, bu memle- Mak için 1 Pleştirmek ve a tir- n küzi mana getir Bi gelecektir. Çin generalle- *t adamlarını ifsat etmeğe b D0n eli halledileceği Ve resmi şahsiyetlerin D0 d 4 Miü)'nndr;hlde plânlar hazır- kâtın masr, Çi eti asrafını Çinlilerden İ ı._ç_:'"de R€ri alacağız. Şimali 8ad ]ş_ îi'ıhndı. pamuk istihsali h İndistandan ve Amerika- &ak ve bundan biz Vetimli o1 İçin <îğîı. Mançukudaki sanayi- B im olan kömürü buradan :"'uş. ğ!:ı Şj”'- bütün ordusunu —da- “'hıiy] "";k orduşu olmadığı için İt y tTebe etmeyiz. ğ: fgh,;ğl';eîu Maksadlarla ve kolay- V het l isteniyordu. Ve evvelâ '::.nlıugı sanıldı. . ni ::ı başladıktan — sonra, "“h inane vaziyetler de- imez Japon menabiinin şu ,Bazetesine bile girdi: çç Slar Hfı“"iff çogaf cenubunda > * ilzıım"L bir kaç saatlik iş- hei "bhr—on gazeteleri, Japon Tn lı]nkıhı- çıkararak, tam ku- lübuki y ekuk ettiğini bildirdiler. B'h. Netice böyle çıkmadı. Haa İ e t y Erikan *€w-York Journal isim- Vorş — Güzetesi vaziyeti nasıl an- İ inarılınıyacak bir şey * Japonlar, evelâ, gemile faaliyete geçiriyotlar. _C sekiz pus büyüklüğün- 1 Yang Tse ve Vanpu ü- ahüt yirmi mil uzaklıktan su:_ Ve patlayıcı madde kusu- Ora Japonların ağır topları he ga MtYor. Gemllerin endahtına A Areştyor. Bütün gün, hava rı n.;;umm etmektedir. Tay- Mbal ü $ bombardıman ve yan A lallaş; AVANT atmaktadırlar. Koskoca bir dazbede imba ediyorlar. ü '”“h;k:ç yüz kadem yüksekler- h:. 5a ir, Çin muhariplerinin etra )a."ı"-iiy_ Yen alev sütunları yüksel- r.h*”ru a'Mn mitralyözleri — dolu th'hnla R'dlıîrnak'ıdxr. Bundan son- Ut aa ” GüşManın mahvolduğunu Süma çe Kaçtığını — sanmaktadırlar, KSa girii *am“î“wmıar. Halbuki yolları ha ** İ ei . ö ? l'ı;,n.ml:" hepsi ölmemiş ve hiç K * * . & B Bünle ler, Müvatf 'de, Japonların Çinde mev- darın 'ükryetler kazandığı ve Al l 'J':— Japon harbini dindir. a Po_nlfr nezdinde tavassut- e ç bildiriliyor. Araltan da Brüksel toplantısı, nı’::iaı:r_ıa dair kararlar vere- Veriy, — ettiğim panorama, iyi bir İ 9T sanırım. ila vakaları Sm? bir statistiğe kq:_,ı[îö"e azalıyor 'îinhr_" (A. A.) — Atina ajansı h li Si ş'a'l u'ye_h_?mreti, 1934 senesinden hlnhıj TBİnin ilk altı ayma kadar l Tda vukua gelen vukuat Ür EçA bir statistik neşretmekte - '_'R'.Ik_“iüsıık, 'Yunanistanda cinai th&mln Mahsus sürette azalmakta V4 j Köstermektedir. ğf'*'in'ı 935 ve 1936 senöleri ile 1937 K Ve 173 y 31 zarfında, 498, 544, y katil vakası vukua gelmiş. '3&,% Müddetler zarfında, katle ğ;._u'_vıkaıan. 277, 295, &54 ve 91 _r%.;e _,“;'17- kati! vakaları, 267, 243, ;ıı,(_:rıüxı. 668, 602 ve 125 taam . ıâl, uğ_:' vakaları 837, 572, 654, ve y 150, n_,'nu*hüz cerh — vakaları, 'ı'îhd,k;g 1 îıîö—'i, ve 3,333 ve hay. Vakaları , 6,393, y “wdlr_ da 7,188, 6,393, *Bn ıKıNCnEŞ!?—Ir—ı — 1997 l?bh'. M Ve Çin mitralyözleri ateşe | " faammütsüz katle teşebbüs | ŞKĞ ÇE T Bi e Lâleli Taşhanda Haberci ile konuyamlar... Istanbul konuşuyor ! Insanları, hayvanlar arasında ya- şamağa mecbur bırakan bir han! Evkafın, yalnız kira almayı düşünüp, mallarına hiç bakmadığı iddiasına nedersiniz Lâleli semtini dolaşırken, bize ©o ti- vartdlaki Taşhandan bahsetmişlerdi. — Taşhan diyorlardı. Sefaletin, pis, liğin, en garip yaşama tarzlarının bir a, b raya toplandığı yerdir. Yol gösteren bir mahallelinin delâ . letiyle nihayet bizde cidden büyük te. cesslis uyandıran bu meşhur hanın önü, ne vardık. Taşhanın karanlık suratlı kaprsı önünde bir kaç tane Üzümcü, bir | kestaneci, bir cimitçi, bir e yekerci o- turmuşlardı. Bunları gördükten sonra “Taşhan,,. da oturanlar, anlattıkları kadar fakrü se faletin içinde olmasalar gerek.. Bak işin eğlencelik tarafına verecek paraları var ki, bu esnaf kapı ağzına yerleşmiş, diye düşündüm. Fakat hanı gezmeğe başladığım za - man, tamamen yanlış fikre sapmış oldu. ğgumu anlamam çok gecikmedi.. Ne pis, ne berbat yerdli burası Ya - rabbi... Daha harap kapıdan içeri girer gir - mez, önümüzde uzanan kapkaranlık ko. ridordan öyle mülevves kokular gelme. ge başladı ki, bir anda mendilimi çıka. rıp, ağzımı burnumu zor tıkadım. Ka. pidan hana girebilmek için 20—25 met- relik bir koridordan geçmek lüzım ge- liyordu. Karanlık oluğunu yukarıda yazdı - Zım bü koridorun zemini, bombardıman edilmiş bir araziye benziyoru. İçi şu do- la derin çukurla> şuradan buradan sivri uçları çıkmış, kaldırım taşları kâfi değilmiş Zgibl. her adımda tabanınızım , Purası bir ahir değil, yüsteroce insanın altına bir okka hayvan pisliği yapışı yordu. Sağımızda, solumuzda ikinci derecede daha dar bir koridor, uzanıyordu. Bun - ların çoğunda örümceklerin koca koca ağlar kurduklarına bakılırsa hiç kullan- mac 'çlarını anlamak güç olmazdı. Gene bu koridorlartlar birisinde çirkef sula - rından etrafa binbir türlü koku saçan patlak bir lâğım da gördüm. Koridor, geniş bir avluda nihayet bu. luyordu. Sön kısmarnda hanmn ikinci ka- tına çıkmak için, geniş taşları aşınmış bir metdiven vardı. Biri goraplk, biri ço- rapsız ayaklarına cski takunyalar geçir- miş, iki Üç yaşlarında mini mini bir yav Tuyu bu iri mertlivenden yukarıya tır. manmağa çabelıyor bulduk., ! Haberci oturduğu Lâlelideki Taşhan avlusudur — İsmin ne yavrum'senin? diye sor dum. Peltek peltek bir şeyler söyledi. Amma hiçbir şey anlamaldım. Tek ço raplı küçük; merdivenleri tırmana dur. sun, biz de, hanın avlusuna çıktık. Bu iki katlı taş binanın ortasında geniş, hem de çok geniş bir meydanlık varklı. Zemini, gübrelerle dolu olan meydan. da, bir kaç ta yük arabasının bulunması büraya tam bir ahır manzarası veriyor- du. Arabalarda dizili duran iyi su dama- canalarının, bu pis gübreler arasındaki haline bakıp ta, acı acı gulmmd ka . bil değildi: ©O gün sanki herkes birden sözleşip toptan çamaşır yıkamışlardı galiba.. Çünkü avlunun dört tarafında, çeşit ge- ——————ELİELİE———....— | git çamaşırlar atılmıştı. Istanbul Belediyesinden i — Fenni mmuayeneleri netice. sinde hiç bir suretle kullanılmağa elverişli olmadığı ve şehrin hayatı ve sıhhati bâakımından dalmi bir tehlike teşkil ettiği anlaşılan Kırk- çeşme sularının artık tamamile kesilerek şehre sokulmamasına ka- rar verilmiştir. 2 — Halkın sağlığını korumak için Vilâyet Hıfzıssıhha Meclisince Iıllhazına mecburlyet hası!l olan ve Yüksek Sıhhat Vekâletince tasvip buyurulan bu karar 15/12/ 987 günü Kırkçeşme suları şehir dışın- dan tamamile ve katiyen kesilmek suüretile tatbik olunacak ve bundan sonra Kırkçeşme sularının İstanbul şehrine akmasına imkân kalmıya- caktır. 8 — Keyfiyet alâkadarlarca ma- lüm olmak Üzere ilân olunur. “B.,, (7515) Avluyu henüz tamamen gezip görme miştik ki, hanın ülst katından acı acr sesler duyduk. Fotoğafçı arkadaşımla beraber, he - men biraz evvelki taş merdivene koşup harım üst katmna tırmandık. Biraz ötemizde ufak bir kız çocuğu avaz avaz bağırarak ağlıyordu. Yanma sokulup: —— N2 oldu yavrum, diyecek oldum. Gözlerinden akan yaşlarla, ıslanıp her tarafa yayılan kirlerden evvelâ pek ga: rip bir şekil almış olan yüzünü bize çe- verdi. Bir an vahşi vahşi baktı. Sonra . HABERCİ Bep- Devamı T incide Osmanlı 3 Tacih diyor ki: saray- larında Çerkes kızları Osmanlı pudişahları, ekzeriya hü . kümdar, ümera ve vüzera kızlariyle ev. lenirlerdi. “İstifraş,, pek nadir olurdu, Birinci Selimin karısı Kırım hanının ki- zı, Fatihin anası bir Sırp prens Birinci Süleyman bir Fransız sesiyle evlenmişti. İkinci Osman, Müftü Esat Efendinin kızını almıştı. Kösem Sultan, Trabzon eşralındaı bir aileye mensuptu. İkinci Mahmudun anası ile NaPolyot: Bonapartın ilk ka. rısı olan Jozefin kardeşti. Osmanlı Padişahlarınımn mevki ve şahsiyet sahibi, asil ailelere —mensup kızlarla evlenmeleri 1050 tazihine kadar devam etmiş; c tarihten itibaren Çer . kes hizmetçileri nikâhla, yahut ollalık olarak almak Gdeti başlamış, hattâ asil aâilelere meni kadınlarla evlenme- mek kanun hükmünü almıştır. 1050 yılından sonradır ki, Osmanlı saraylarınım harem daireleri âdeta bir Çerkesistan halini almıştı. Genç, körpe, Çerkes kızları sarayların süsün olduğu kadar, şakrak kahkahaları, olgun ve dol. gun vücutlarının dilber bükülüşlerile pa. dişahların, şehzadelerin, hattâ hazine - dar ustalarınım, kalfaların şehvoet iştiha- larımı kabartmışlar, saraylarda bir gefahet ve eğlence hayatınım başlamasına âmil olmuşlardır. Sultan saraylarının her aşağı iki yüz, üç yüz kadım bulunur, bazan bu sayı dört beş yüze yaklaşır- dı. Bunların yüzde dokson beşini Çer . kesler teşkil ediyordu. Padişah saraylarından başka veziria. zamların, kaptanpaşaların sarayları da böyleydi. Vezir Rüstem Paşanm bir saray de . mek olan klairesinde bir kaç yüz güzel “cariye,, vardı. Aşağı yukarı önde gelen hatırı sayılan ricalin, ülemanın evinlde bulunan hizmetçilerin, odalıkların sayısı oldukça kabarıktı. ©O devirlerde âdetti: Osmanlı vezir . leriyle hatırlı “tical ve ekâbir,. yeni tahta çıkan padişahlard Nermek üzere süz - gün gözlü, berrak gülüşlü, çapkm ve neşeli Çerkes kızları bulundururlardı. Genç yaşında tahta çıkan İbrahimin, cinnet getirmesine, bir çok rical ve ekâ birin birer cariye hediye etmeleri sebep olmuştur. Genç ve kanı kaynıyan pa . dişah her akşam, bir başka Çerkes kıziy- le haivet oluyordu. Yatsı ezanı okun . duktan sonra, gündüzden gözüne kes . tirdiği bir cariyeyi, esir pazarından ye. ni alınmış, ricaldan birinin takdim et . miş olduğu bir Çerkes kızmı istiyor: — Bana Gülfidanı gönder! , — Mehpareyi yolla!.. — Bu akşam Servinazı isterim! Diyerek baş kalfaya emir veriyordu. Bu hal, 1050 tarihinden en sonuncu. larına kadar devam etmiştir. Acaba bu kızları nasıl tedarki eder . lerdi?.. Bu cihetin incelenmesi cidden birinde en enteresan mevzudur. Asyanm bir çok yerlerinde olduğu Jbi Kafkasyada kır kaçırmak âdet ha. Jini almıştı. Bunun iki sebebi vardı: 1 — Bazı kabilelerde kız çocuklara itibar edilmez, kıymet verilmez, hakir görülürdü. Bunun için aileleri bunları clden çıkarmayı âdeta bir kâr sayarlar. di 2 — Bazı iPtidal kabileler kendi kız. lariyle evlenmeyi, uğurlu saymazlardı. Bu itibarla, kızlarıır başka memleket.- Terde koca bulmak için esircilere satar. lardı. Kalkasyada, küçük yaştaki güzel kız ları ailelerinden satın almak ve satma . yanlardan kolayını bulup kaçırmak, el. lerinden zorla almak için uğraşan, bu süretle para kazanmak istiyen bir çok esirciler vardı. Bunlar, Kafkas dağla - ranın karlı eteklerinde, çiçekli vadilerde, dar ve sarp yollarda atlariyle dolaşır . lar, ovadan ovaya geçerler, köylerde misafir olurlar, beğendikleri kızların a. ileleriyle pazarlık ederler, paralarını verirler, sonra gatın aldıkları yavruları, atlarının eğerlerine oturtarak, dağları aşırırlar, Mereleri geçirirler, ve haykı . ışlarına acı, acı, ağlamalarına ehemmiyet vermeden sevkiyat merkezlerine geti - rirlerdi. Kızlarını satmak istemeyen ailelerin çocukları da kollanır, gözetlenir, suya gittiği, kapısınm önünde oynadığı za . (Lütfen sayıfayı çeviriniz )e

Bu sayıdan diğer sayfalar: