16 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

16 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNKÜ KISMIN HULÂSASI: Ti ch"" sarayında, — Romcliların ,:r'"?"da kazandıkları parlak za- b " şerefine bir ziyafet verilecek. h:: gözleri üserine çeken Tiberin Tuli bütün iktişamını orlaya Vübilmek için fırvalet yapıyor. İm %“' karısını — kıskanmaktadır. Tağmen fettan Juli her şeyin *ini buluyor. dik çok yakışıklıdır ve Cerman- Baferinin kahramanıdır. Zivafet &; İ Juli ile konuşmuya başlıyor. t Hösin kadın kendisine her şeyi ''n imalı sözlerle mukabele e- _ğt Kassiıi'e tmoaratoricere âşık Üü frkadaşımı hatırlıyarak bu ka- N elindi Var, u kurtulmaynı düşünü- e;'_'mn bir idam hükmü kadar ik Ç Süylenmişti. — Ç1, Tibor ty fahammülün sonundaydı. Jüli- Üygfün EBelmiyen — taşkınlıklarını lq“, © kadar sabırla karşılamasına .lq Olan aşkı, artık, — hırsramn ve karşısında fazla mukayemet Olmustu. Temi dünyanmn dört M h da anılan bir arator için Aun lümmül yüöz kızartacak kadar S NL bile.. W y Vağa kalkarak Kasiyüse: ln"'*dn rahat, rahat konuşmak ' g_..”!ın". - dodi - 'h,_u"“l. ümitsiz bir nazarla Antu Na dOğru baktıktan sonra, bahçe- " yürümeğe — başlam l.,'“"n otti. DS ıîh.::ıîlurı, ağaçları, ve çiçekleri K"rmı bir âlemi andıran hahçe- & İnCi asır Insanlarının yüzle- .,“N Ttacak sahneler cereyan ©- ğ:'; Fakat, birer ceylân sürüsü MA ’:Şnn yarı çıplak — kadımları ) n | h:,:.ı #rkekler,bundan 2000 ga Yaşıyan bir neslin evlâtları gibi bir kumandana esir $e Cormanyalı bir kız olma whl #derdim Kasiyüs! - dedi - k .n':l mahzunlaşmış gözlerini Va / olan Kasiyüs, bu mütehak h'Işı.e."!'ll kadının elinden nasıl &hn 'ağını düşünüyordu. Onun bu N.I“Ou heyecanmmın — fazlalığına N':lh Üimparatoriçe — güzel par- ha T genç adamın R. - , ğ örmer bir arraya oturarak; HN tetn, Bık Baçları *n.:'knrnk kısık bir sesle: %,. dı geceleri aşk için yaratıl- LM nI &di - Bu güzel saatlerih bir t>, , Bile ziyan etmek aşk ma- ğ İi Bücüne gider., Nı:ı & bir harp adamı olmasına İaşgtke; Sk hususunda çok İnce ve ş,:ıî_ ,&A.'nl samanda çok da mağ N’h.ı ihteris bir kadınm elinde .n.“ğlmnk düşüncesi — bile onu "ı..:î'nı' kâfi gelebilirdi. Boynu- N_ h'rn güzel kollardan şayanı & Soğuk kanlılıkla kurtula- Bi İm, T Sır.'bütnrıçe bu gece fazla iç- hkl Ca © verdiği sıcaklıkla, se- .ln;î“e Oturmak, güzel vüçüdü- Ola tdırabilir. İçeri — girmek Pati ı-u,";'l zannederim, - dedi - N%- İlk defa böyle bir haka- | Z kalan Juli, kalbine bir İ gibi sendeledi, garardı. e A ancak biran — devam imnaratofiçe Ntikamalıyor rız. İzimizi kaybettirdikten hoşumuza giden bir sahile mak güç bir şey değildir. Efendisine, sadık bir köpek gibi fşık olan Kurin, kumran başını Kas yüsün göğsüne dayadı, gözlerini ka- pattı, 'Toz penbeden, kızıla kadar giren, çeşit, çeşit, renklerile gökyüzünü kaplayan güneş, yavaş, yâvaş yük- solirken Kasiyüsün bahçesinde, çok tan uyanmış olan esirler, şarkılar söyliyerek çalışıyorlardı. Kiymetli eşyaları taşryacak olan | katırlar hazırlanmıştı. — Kapalı bir sedye mermör basamakların önünde duruyordu. Kasiyüs, bu erken uyanışın halsiz Nğini, yorgunluğunu gidermek için vücadunu.matir — oğucuların eline terketmişti. Nereye gideceklerini — hâlâ, sor- mağa lüzum gürmiyen Kurin, bir e- sirin getirip mermer masanın üzeri- ne koyduğu tabaktan, altın — renkli bir üzüm salkımı aldı. Kasiyüs yattı St verden, savgilisine bakıyordu. Gü lerek: — Hodbin seni! »- dedi - En güzel salkımr aldın yarısını — bana ikram etmek b'le aklından geçmiyor. Sonra uzanımrak — ayrıca bir sal- kim da kendi aldı. Fakat tam üzüm tanesin' “zına götürmek üzere idi ki, Kurin, calondan salona akseden gılgın bir feryatla yerinde — fırladı. Deli z'bi genç adamın üzerine atıl- dı. Ş — Yeme onu'. Yeme onut.. diye baykırdı , Bunler..... Fakat sözünü tamamlamadan, yıl- dırımla vurulmüş gibi yere yuvar- landı. Vücudu iki büklüm oldu. İm- dat isliyen bir naszarla sevgilisine baktı, morardı, morardı ve birden kaskatı kesildi. Genç adarı sanki taş kosi)m'eti, Esirler sanki tas kesllmişlerdi. Nir- an müthiş bir ölüm sükütu — dilleri bağladı. Sonra, boğazı sıkılan bir as- Tanım iniltisini hatırlaltan, hem kor- kunç, hem elem verici bir inllti du- yuldu. Kasiyüstü bu.. Çıplak vücudi- Je, kudurmuş bir mabut gibi yerin- den fırladı. Kurinin üzerine atıldı. — Kurin! Kurin! diye baykırdı - Bak katırlar hazır. Sedyo bizi bek- liyor.. Hani bu seyahate beraber gi- decektik.. Ve, birden genç kızım yere düşmüş salkımını kaparak bütün — taneleri nüzma doldurdu. Sonra, müsterih bir tayırla yere uzandı. iki kollarını Kurinlu beline dolandı. — Geliyorum — sevgilim - dodi - Gene deni yalnız birakmıyaae tım!.. Birden ayni iİhtilâç onunda vücu- dunu iki büklüm etti. İki — kolları genç Ü'ünün belini — sıktı, Bıktı.. Ve son bir debelenmoden sonra hareket | sir kaldı. Ödleri patlamış olan esirler kudur mus çakallar gibi bağısıyorlardı Meşhur bir askerin oğlu olan Kasiyü sün zehirlenmesi, bütün Romayı alt Üst etmişti. Zehirli yemişleri gettran adam yakalanmış imparatoriçenin emrile hareket etmişti. Tiber, sarayında teessüründen ve hırsından ağlıyordu. İhlirası cinnet haline gelmis ve bu uğurda cinayet- ler işlemeğe de başlamış olan Juliyi vezalandırmak Zamanı gelmişti. Krp sonra, yanaş- HABER — Aksam postası Bir işçi gibi fabrikada ça tım ; hizmetçilik yaptım (24) Tf Köprü üstü arkadaşımın tavsiyesi: Yüksek kaldırımda bir iş idare- hanesi var; git oraya.. Kibar bir eve düşersen rahat edersin, diyordu, orta halli * Bu genç ihtiyarın Üstünde giyecek, insan yüzünce çıkacak elb'sesi yoktu am- ma, kendisine itimadı vardı. Bir insan için de önce lâzım olacak bu değil miydi?. Bana: — Anladığrma göre sen?n tahsilin de var, dedi. Dilinden öyle anladım, — Eh, oldukça, dedim. — Ne kadar?, — Lisede okudum. — Bititdin mi? — Evet.. — Böyle olduğu halde hiç bir iş bu- lamıyor musun?, v — Bulamadım. P!r hafta kadar evvel fabcikada çalıştım. Fakat sırtıma ağrı - lar geldi. Tabammül edemiyeceğimi anladım. Oradan ayrılacağım amma ne iş aradımsa bulamadım. hizmetçiliğe bi - le razıyım, — İşte insanlık budur. Aferin.. Her şeyi yapınalı! Tahsilim var, ben bu işi yapamam dersen aç kalırsm, kötü olür- sun, İyisi mi her şeyi yapmalı. İnsanın tahsili olursa hizmetçilk yapamaz mı sanki? Yapamam diyenler, elinden iş gelmeyenlerdir. Boş oturacağına, ötede beride dolaşacağına hizmetçilik yapat- sın., Daha öyi iş buldun mu oraya ge - çersin.. Hayatta çok iş değiştirmek te iyi değildir hani. O zaman hiç bir şey olamaz, hiç bir yerde dikiş tüttura- mazsın.. Kendine uygun bir. iş bulur bulmaz, artık onda karar kılmalı! Ha - yırlısı budur. ; Biraz durdu. Haliç üzerinde hâlâ iki tarafa sallanan kayıklardan birine gö - zünü diktikten ve bir m'tidet böylece dalgın kaldıktan sonra tokrar söze baş- ladı: — Bir şeye aklım ermedi, idedi! Fab- rikadaki işinizden neden ayırlacaksı - nız?, — Bırtım ağrımıya başladı.. Taham - mül edemiyorum, dedim ya! — Hat., Evet. Evet.. Dalgınlığıma gelmiş olacak.- Amma hizmetçilik bun - —— —mdmmome kızıl gözlerile yerinden fırladı. A- dota koşarak,karısının bulunduğu o daya girdi ve gökgürültüsüne benzi- *yen bir sesle: — Söni Romadan — nefyediyorum “melun kaâdın!., - diye gürledi - Şimdi hemen, yola çıkacak&sım ye gittiğin yörde yaptığın rezaletlerin azabmnı ceke çeke açlıktan gebereceksin.. Biribirine srmsıkı Sarılmış yatan iki güzel ölünün. heykel — vücutları daha soğmamıştı. Her târafı kapalı bir sedye sürat- le şehirden unzaklaşıyordu. Muhak- kak bir ölüme giden Juliyi, ne esya- g1ı, ne de esirleri takip ediyordu. Yal nız kuyu gibi delik gözlerile peşin- den gelen bir tek yoldaşı vardı. Ölüm... Leman Karaman Oğlu Köprü üstü arkadaşımdan K e a - hu ; ayrılır. ayrılmaz Beyoğluna çıktım, müs- evlere kulak asma, berbattır ! Röportajı yapan: erilman tahdemin idar hanesini buldum... dan daha âaz yorucu bir iş değildir ki.. — Belki işi hafif bir ev bulurum, di- ye düşündüm. Fakat bunu nerede ve na- sıl bulmalı?. Maw gözlerini süzdü: — Nerede oturuyorsun? dedi. — Aksarayda ninemle birlikte otu - ruruz. “— Şimdi nereye gideceksin?. — Gidecekm alüm bir yerim yok. Ev- den - iş aramak #çin çıktım. — Öyle ise sana - bir iyilik edeyim. Hizmetçilik yapmak için kararın kat'i mi?, —— Başka iş bulamazsam tabil, — Mademki evinden iş aramak için çıktın ve buraya kadar geldin. Karşıya geç.. Yükselekaldırımda mıdır, nedir, bir iş idarehanesi vardır. Oraya git.. Onlar sana iyi bir iş bulurlar. Bugün adresini berakırsın bir kaç gün sonra da uğrar sorarsın ! * — Teşekkür ederim; öyle yapayım. Fabrikaya artık gitmiyecektim, Yal- nız çalıştığım günlerin parasımı almak üzere bir gün uğrayacaktım. Belki de bugün geçer, o işi de hallederdim. Genç adam, idoğru söylüyordu. Bir hizmetçiye ihtiyacı olan evvelâ böyle yerlere başvururdu. Onlur kimin nasıl bir hizmetçiye ihtiyaçları olacağını bi- lirlerdi. Genç adam beni müracaat etmemde teşci ediyordu: — Kibar bir eve düşersen rahat eder- sin, diyordu. Orada her işin adamı ayrı olur. Yalnız bu adamlarla geçinmek yo- kana bakarsın.. Yemek, İçmek, yatmak onlardan.. İyi para da alırsın.. Orta halli evlere kulak asma.. oralart berbattır. Gürültü, patırdı icinde göçer bütün günlerin.. Paranr güç alabilirsin. Böyleleri para vermemek için erksık adam değiştirirler. Boğaz tokluğuna da çalıştırmak ister- ler amma bu sana yaramaz, daha genç- sin, elin para görmelil. . Köprü üstü arkadaşından ayrıldıktan sonra Şişhaneyokuşuna çıkmak Üzere ilerledim. Yolda düşünüyorum: Hiz- san'at miydi? Bunu bu dakikada tahlil etmeye im- kân yoktu. Ben (....) #darehanesinin kapısma geldiğim zaman etrafıma göz gezdirince, üzakta, gene köprü üstü ar- kadaşını gördüm, Galiba benim hirz « metçilik bulacağımıdan emindi. Belki de, kafasından kazancıma ortak olmayı ge- çiriyordu. İdarehanenin karanlık ve dar merdi« veninden çıkıyorum. Aralık duran tek kanatlı küçlik kapıyı iterek içeriye giriyorum. Burası sofa.. Dört beş ka- dın, eski sandalyelere gelişi güzel sı- ralanmışlar.. Bu sofaya açılan daha dört kapı göze çarpıyordu . Onlara yaklaştım. İdarehaneye — ba- kan madamı anlatmak istiyerek: — Madam nerede? Diye sordum. Kimse cevap verme- di? Yalnız içlerinden biri. Orada boş duran sandalyelerden birini göstere- rek: / (Devamı var) kabı olmadığından şüpheleniyorum; lâkin büyle açıktan açığa o kadar ileri gidebileceğini ummu- yordum. Tufan relsli yanımdan savdıktan sonra Amerika harp gemisinin ve büyük atlantik pos- tasının munzarası bu düşüncemi zayıflattı. Yanı- mızda bü küvvetli arkadaşlarımız varken ve tek bir Işaret onları yardımımıza çağırabilirken Pa- olo denilen heriften ne korkumuz olabilirdi; on- dan başka artık Amerikanın eteğini tutmuş sa- yılırdık. Paolonun plânı ne olursa olsun tatbiki- ne vakit bulamadan Noevyork llmanma girecek- tik. İşte bütün büu sebeblerle o gece — yatağıma rahat, ümitli bir yürekle uzanıp uyudum. 'Tufan reisin beni gecenin hangi — saatinde uyandırdığını bilmiyorum.. Fakat birinin beni lardanberi bu aller'a hizmetinde — olduğumdan doğrudan doğruya size geldim. İtalyan — kaptan geminin içini tuhaf bir hale getirdi. Evvelâ, yeni hristiyan tayfalarla pek teklifsiz; ondan başka her gece yemekte ve yemekten sonra yeni tayfa- lara nereden bulduğunu bilemediğim — şişe şiçe icki veriyor. Başaltında bir gürültüdür gidiyor; bizim Tirebolulu Temeli bilirsiniz, on sene İngi- liz gemilerinde bulunmuş olduğundan iyi ingiliz- ce bilir, gecen gece başallında — yatağında uyuür gibi yatarken ikinci kaptan Paolo İle İngiliz ge- micilerinin konuşmalarını dinlemiş. Kaptan Pa- olo bir taraftan heriflere yeni şişeler — açarkon bir taraftan da bu gemlnin çok uğursuz bir tek- ne olduğunu s#öylüyor, sahibinin birdenbire öldü- D bir gesle: İrlale Güzel Kasiyüs kalbini op'dan N6 vermiş. - dedi - Senin *hallan p Haberin deniz va macera romanı: 25 uınvıımı—,k sandetine maz- %' Ha kızın adını söyle de, ya NR #deeler yanına sokturayım? “sk'q,.f;“l bir mukabele bekli- V bu sükünet karşısında ıhh di Kadı hx"lı. Öper, Sdnın » R'n. rok; %' :oı:hnln tarafından soruldu Bater buz gibi ol- Bizim gemide, 'bu sırada dikkatimi — üstüne çeken bir Şey vardı. Yeni yat için aldığımız bir kaç İngiliz güverte tayfasile ateşçiler arasında, geçen hâdiseler büyük dedikodulara meydan ver mişti. Ben İneiliz gemicilerini metin, — disiplinli ı" Çok bahiyardır. dedi. N bu sözlerin bitmesini v Ağaçların arasında kay- "lıı 4 ıhî üzaklaşma Kazlyü- ::?ıı:'ı:;::ılîlğl:: h:l:îvgn'inş:::;âlgf:[.')ı’,ı': ğünü en sonraki kaptanının kamarasında kendisi — saramakta olmasından uyanarak elimi elektrik ltrd, © habori gibi göründü. meliyim ki: Bu nuılır(-lı.kl Bgemici ve ateşçiler İn- ni astığını, karanlık gecelerde ve açık denizlerde — mandalına uzattığım anda sert bir el bileğim- tün sonra, pelerinine , bu ölülerin hayaletlerinin başaltında, makinede, — den demir kelepçe gibi tuttu ve —Tufan reisin giltereden tutulmuş olmakla beraber hemen ya- yısından riyadesi Fransız, Amerikan, Yunanlı ve | biri de Rustu. kaba sesi kulağıma şöyle fısıldadı: — Aman lâmbayı açma! Ses çıkarma! O zaman ortada bir felâket olduğunu anla. güvertede dolastığını anlatarak herifleri korku- dan çıldırtacak hale getiriyormuş; gemilcilere di- yormuş ki: G; Süratli adımlarla bah fravda öğlence bütün #diyordu. ı tin Sokaklara Besaizliği — cökmüstü Beşinci gün sabahleyin güverteye çıktığım — Bu Türkler kimlerdir? Bu gemi ile neres — dım ve: Anısının önünde, atı-| zaman Amerika devleti harp — gemisinin beyaz ye gidiyorlar? Bu bir eğlence seferi değil, ticaret — No oldu, ne yapacağız? Artıklarmı bakliyen bir | teknesi bir mil kadar ilerimizde, atlantik postası seferi değil.. Maksatları ne? Bu uğursuz tekne Diye sgsordum. eı:ı""'" 186 üç dört kulaç gancak baş omuzluğumuzda o- — bütün İçindekilere felâket, ölüm getirmekle ta- — Hemen kalkın, kendinizi göstermiyerek ti n_-'î hofesini ancak Kuri | larak yol almakta idik. Güvertede kimso yoktu. nınmışlır. Görmüyor musuuzn, denize cıktıktan $ — eğile eğile güverteye çıkın ve orada yere uzanın! Seyaş Ablldi. — Geniş göğsü | Lâkin bizim Tufan reisin iri gövdesi birdenbire gün sonra uğradığımız halleri! Şimdiye kadar de Dedi vo sestizceo, kamaradan güverteye çıkan merdivene gitti. Ben de kalım tanlamı ve lâstik kunduralarımı giyerek arkasından gittim. Tufan Teiş en üst basamağa çıkınca yüzüstü — ilerleme- Wi »;"'n, ::""nl sıkarak: verdikten Tz ge Den yarın Romadan Ş ğ“m., ÜNE - dedi - Sandeti- önümde göründü, askerce bir selüm sonra: — Size bir şay söyliyeceğim.! * niz yüzünde böyle bir iş olmuş mudur? Amerika kruvazörleri yetişmeseydi bis o garı peminin elin den kurtunlabilecek miydik? Bu İşin bir çaresini l'.:;: ,;;k'!lnnııı, Rurnum Dedi. Başrmla, söylemesini işarat ettim. n bulmalıyız.. #e başladıysa da birdenbire geri çekilerek üst- bine, alryor. — “Üstü,den — Boyefendi, bu sözleri önce Doğan kaptana Tufan relsin bu sözleri önünde düşünmeğe — basamağa ve hemen benim başıma basacak vazi K Tek enginlere açılı- | söylemek daha uygun olurdu, lâkin ben uzun yıl- başladım; dediğim gibi Paolonun sağlam ayak- (Devamı ) K Wer Ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: