23 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

23 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış Siyasa Italyan bütçesi Yazan : Şekip Gündüz ÜNYANIN karmakarışık bir hal / mı kapanacaktı? Bu ciheti düşünmek de Geğildir. Varsın Italyanlar aklığı şu günlerde Japonyanın Akdenizdeki biricik müttefiki İtalya 1938 « 1939 bütçesini hazırlamış bulun- maktadır. Bu bütçenin masraf ve vari.- dat fasıllarının - biribirini ne dereceye kadar karşılıyabileceğini bir yıl sonra anlamak acaba mümkün olabilecek mi? Tabil, geletek yılın sonunda İfalya, yi- ne bütçesinin vaziyeti etrafında ottaya birtakım rakamlar atacaktır, Bu rakam- ların ne dereceye kadar hakikatler?' ifa: de edebileceği lüşünmek, hiç şüphesiz, İtalyanların üzerine düşen bir vazile- dür. Biz burada İtalyan bütçesini müna- edilen rakamlar üzerinde bir gezin- apacağız. İşte bütçe: Maliye nezareti 10 milyar 997 milyon liret, âdliye 508 milyon. Hariciye 265 milyon, İtalyan Afrikası bir milyar 785 mil , Münakalât 619 mil- yon, harbiye iki milyar 501 milyon, bahriye bir milyar 9413 milyon, hava ne- zareti bir milyar 265 milyon, loncalar MI milyon, zirâat 779 milyon, halk kül- türü 91 milyon, kambiyo ve esham ne: zazeti 23 milyon; posta Ve telegraf 619 milyon. Geçen yılın rakamlarına göre, yeni büt çenin birçok fasılları bir kabarıklık gös- termektedir. Yalnız loncalar, posta ve telegraf ve hariciye nezareti bütçelerinde Ulak bir azalma var. Hariciye nezare- tindeki bu azalma, Milletler Cemiyetine gidip gelen murahhasların harcırahlarına artık lüzum kalmamasından doğmuş ol- sa İtalyan Afrikasının bt yıl bütçesine yapılan zam 171 milyon lirete baliğ olu- yor. Bu para belki Habeşistanda imara ve işletmeye belki de İtalyan Afrikasın- da her gün çoğalan müdafaa kadrosuna sazfedileçek, Ordu bülçesine yapdan zam 100 mil- yon ve deniz bütçesine yaprlân zam İ51 milyon olduğu halde havacılığıt ancak 15 yon liret ilâve edilmiştir. Bu acaba vi ifade eder? İtalyan havacılık sana- normal çalışmasınt değiştirecek ilik yapılmasına artık lüzum kal- * 1967 yılı bütçesini, ftalya, kâr- padığını -bildirmektedir. Bu bütçe ar 312 milyon varidat ve 20 mil- yar 202 milyon masraf tahmini üzerine kuru'muştu. Netice şu olmuştür: varidat 21 milyar 700 milyon. Masraf 23 mil- yar 413 milyon. Demek oluyor ki, geçen yılım bütün fevkalidde masraflarına rağmen İtalyan bütçesinin 1 milyar 289 milyon liretlik bir kârla kapatıldığını kabul etmemiz i- cab ediyor, Filvaki bu bütçeye - Varidat bulmak için yıl içinde ne gibi fevkalâde tedbir- lere başvurulduğu unutulmamıştır. Fa- Taza menkul ve gayrimenkul sermaye Ü- zerine konmuş olan o mühim ve meşhur “fevkalâde” verginin sermayedarlar mu- "hitine yüklediği ağırlık ve verdiği korku 'malümdur. Sermayenin hükümet >tarafından bir nevi müsaderesine benziyen bu vergi kon k ış olsaydı, acaba Bütçe yine kârla Katil Ahmet Yedi buçuk sene hapse mahküm oldu Evvelki sene Kasımpaşada arkadaşı Rifatla birlikte karısı Esmayı öldüren Abdullahın ağırcezada bakılmakta olan muhakemesi neticelenmiştir. Mahkeme müddetince suçlular her ne kadar suçu biribiri üzerine atmak iste- miçlerse de, mahkeme suçu Abdullah ve Rifatın el birtiğiyle işlediklerini ve kadı- nın ipin Rifata ait olduğunu cesedi lâğrma kadar her ikisinin beraber sürüklediğini ve Cinayetin de Esmadan ietenilen paranın verilmemesi yüzünden iedam üUHİ Seçiit etmiştir. yeti— ölmüş bulunması hasebile yedi sene altı ay müddetle hap- 800 kuruş mahkeme masrafı ö- Rifatın sine ve 8! e demesine kârar bizü düşünsün! Yalnız biz burada 1927 - 1938 İtalyan bütçesinin kabarık - fasıllarına bakarken bu vergiden İtalyan maliyesi- nin bu yıl da bir hayli vefa beklediğini sanabiliyoruz. N0 d İtalyan bütçesinde barb kuvvetleri i- Çin ayrılans olan- tahsisatm yekântu 5$ Milyar 799 milyon tutyor. Buna muka- bil Afrikadaki müstemlekelerin işletil. Mesi için ayrılan para ancak bil milyar 289 milyor ölarak gösteriliyor. Tama- mile müstemleke işlerine yatırılabileceği- ni farzetsek bile, bu” paranın —detrinde elde edilebildeek “fayda” yı korumak için İtalyanın ber yıl altı ngilyara yâkığ bir harb bütçesine tahammül emıe.'-iıx kârlı bir iş olarak kabul etmek mümkün olamıyor. Umumi sulhten ve Avrupada kurula- bilecek devamlı bir umumi anlaşmadan Ttalyanın elde edebiledeği tahmin edilen en asgarf “fayda" dahi, . Bugüne katlar ekle ettiğini sandığı “kâr” lart korumak için Ttalyanmn böyle geniş fedakârlıklara tahammıül etmesini kârlı gösteremez. Şekip GÜNDÜZ Merinoslar yetişiyor Yüz yetiştiriciye pâara mükâfatı verilecek Bursa (Hususi) — Merinos sunt tohumlamas'na tabi tutulan muntakalar da sürülerden kuzular doğmaya başla- mıştır. Merinos yetiştirme — müfettişi Veliyettin doğan kuzular; tesbit etmek Üzere tohumlama mıntakalarını — teftiş etmektedir. Önümüzdeki nisan ayında şehrimiz. de bir Merinos sergisi açılaçak ve Me- rinos yet?ştirenleri teşvik için para mü- kâfatları verilecektir, Sergide (100) yetiştiriciye para mü- kâfatı verilecektir. Bu mükâfat: Sürü- nün yüzde seksenini tohumlama isats- yonlarına getirerek (Men'nos kuzusu) almış, bu kuzulara iyi bakmış, onları iyi beslemiş, ve iyi büyütmüş, kuzular- la analarını iyi ve fenni ağıllarda ba- rındırmış, yonca tohumunu erkek Me- rinos kuzularile analarına yedirmiş olanlara verilecektir, Mükâfatları Bu şartlara en çok dikkat etmiş (10) ye- tiştiriciye (75) şer lira ve çok iyi (30) yetiştiriciye (40) kar lira ve #yi (60) yetiştiriciye (20) ger lira verilecektir. Hakem heyeti nisan ayı #çinde sürü- lerin yanına giderek kuzuları, anaları, yonca tohumlarını ve ağıllarını görerek mükâfat kazanmaya lâyik yetiştiricile- Ki seçecektir. Batan İtalyan vapuru Dün ikinci ticaret mahkemesinde Ça- nakkalede bir müsademe neticesinde ba- tan İtalyan bandıralı Kapopino vapuru- nü batıran İspanyol hükümetçilerine a. it Macellânos vapuru davasına bakılmış- tır, Dava esnasında her iki tarafın avukat ları müsademe fizamnamesi üzerinde Münakaşa etmişler, İspanyol acentesi a- vukatları hamüle sahiplerinin dava et- di'lm hakları olmadığını iddia etmişler. r. Mahkeme karar için başka bir güne bırakılmıştır. e v — Güneşla batışı v......_.o...—..ıs..?âı_. 553 1212 14,33 1644 18,23 5,36 HABER —« Akşam postası ç o İtsiltere, bahriyesi için devamlı bir propaganda yapıyor. Bu uğurda çocuk fruncaklarından da istifade olunuyor. Yukarıdaki noel oyuncaklarma dilikat e- diyor musunuz? Çoğunu bahriye elbisesi giydirilmiş oyuncaklar teşkil ediyor. Bu surctle çocuklarda daha küçük yaştan denizcilik hevesi uyandırmak istiyorlar. (General Ludendorfun ölümü münasebetile... Yazan : Nizamettin Nazif U de adı Çok işitilen Almanlardan birinin daha öldüğünü öğrendik, Erich von Ludendroff adı ile anilan bu Al- man, Kayzer Vilhelm ordularının umu- mi erkâmharbiye reisliğini yapmış ve milyotlarca insandan mürekkep yığın- lar, yıllarca, onun düşüncesine göre bir ateşten çıkıp bir ateşe girmişlerdir. Alman ordularmın umumit harpte ba- şardıkları büyük - vazifeleri ve Alman kıt'alarının gerek ayrı ayrı ve gerek ör- du halinde, cephe halinde, milli müda- faa kuvveti halinde' gösterdikleri yük- silâh arkadaşı selâmi göndermemek in- safsızlık olur, Bununla beraber Alman büyük umumt karargâhında, harbin bü- tün devamınca, Alman cephelerinde muharipler kadrosunun yüksek kıymet- lerine asla uygun olmıyan bir dimağ kullanıldığı da nasıl inkâr edilebilir? Bu dimağ Erich von Ludendorf!'du. 1914 - 1918 inden sonra yapılan ve tekzib edilmiyen neşriyat, simdi Ho- tandafim Doorü adlı kâsâbacığında yazı odun Kesmekle ve kışr kitab ökumakla geçiren “Sabik Alman imparatoru ve Prusya kralr #Vilhelm fon Hohenzol- lern,, in, bilhağsa 1916 dan itihbaren, Bir Kukla balini aldığmı göstermiştir. Ayni iddialar, Alman orduları başkumandanı Mareşa! Fon Hindenburgu dahi harbin seyrinde göre çarpan devamlı hatalardan mes'ul tutmağa imkân brrakmamakta- dır. Zira 1914 de, yani harb başlar baş- y y Tannenberg “zalerinde gentral fon “Hindenburg' kuü- mandaya ne-derece sahip idiyse 1916 dan sonra da kumandayı o derece elin. den kaçırmış bulunuyordu. 1916 dan itibaren Alman ordularının talii tamamiyle Ludendorff'un zekâ ve iradesine tevdi edilmiş bulunuyordu. Vil- helm de, Hindenburg da büyük umumi karargâhın tesir ve nüluzu altma gir- mişlerdi. Mütarekeye kadar Almanyanın mukarlderatına hükmetmiş olan bu mü- escese ise “sadece Lüdendorff” dan iba- rettir,, denilebilirdi. Her plân ya bu zat tarafından hazırlandı. yahut burun tet. kiklerine ve tenkitlerine göre tashih e- dildi. 1916 dan sonra Almanyanın Lu- dendorff tarafından — kontrol edilmemiz hiçbir askeri teşehbüsü olmamıştır. U- mumt harb mağlübiyetinin bütün yükü- nü Ludendorfi'a yüklemek de süphesiz insafsızlık olur. Umumt harb sonundaâki Vaziyet, dört harb yılı içinde ard arda belirmiş bir sürü çapraşık hâdiselerin e- seridir. Askerlik bakımindan — Lüdendorfi'u mütaler edenler onu pelk sathf bulurlar, Zekt adami, kültürlü adâm, ve kartısın- dakinin kıymetini sezebilir adam olmak MUMİ harbin kâbuslu günlerin- [ beğenilir bir not almış sayılmaz. Bilhas- sa kendini çok büyük görmesi, zeki san- ması, ölçüsüz ve haksız gururu yüzün- den büyük Atatürkten gördüğü bir muka bele unutulmamıştır. Umumi harbin Alman cephesini teh- likeli bir vaziyete soktuğu günlerden birinde Çanakkale kahramanı Gerteral Mustafa Kemal Alman büyük umumf karargâhının has misafirlerindendir. İm- parator Vilhelm'in riyaset ettiği bir sof- rada yemek veniyor. Birkaç yıl sonra, “bir yığın düşman karşısında istiklâl ve hayat davasını ele alacağı milletine, Mmöovewt İçLimeal mlenen —tarafmalırr mMüÜs- takbel bir devlet relsi olarak — gösterileri adam, yani Osmanlı imparatorluğu veli- ahtı Vahdeddin, Mareşa' Hindenburg, bazr büyük rütheli Osmanlı ve Alman subayları, birkaç Alman prensi ve Lü- dendorti bir masa başma dizilmişlerdi. Alman orduları umumi erkânıharbiye reisi mağrur bir eda ile, adetâ yanımda- il eraber bulunmiya — güç taham- üş gibi bir tavır takmarak balfpervaz sözlerle Alman cephesi etra- fırda birtalım fzahat vermektedir. Bu bir taarruzdan bahis açılır, Lüdendor(f bir hayli uzun konuş! tapları Üüzerinde istedizi ter dığına zahib olunca sarar: — Fikrinizi öğrenebilir miyim? Müstakbel Atatürk şu kısa cevabı ve- rir: — Alman cephesinin son taarruzu ba- na pek partielle (*) gözülrüyor. Elde & dilen ilk muvaffakıyetler herhangi iyi hazırlanmış bir taarruzun tabitf netice- leridir. Fakat bu taarruzun nihai netice üzerinde müessir olabileceğini gösteren bir delil yok. Ne düşman cephesi yarıl- mıştır, ne de düşman mukavemetinin kt- rıldığı sezilebiliyor. Bu taarruzun filân - filân - fi hattına ulaşabileceğini san- mak için dahi ortada.bir işaret yoktur. Tabit bu cevap Feld Mareşal Lüden- dorff'un üzerinde bir soğuk duş tesiri ya- pıyor. Ve hakikaten iki üç gün sonra Al- man taarruzunun neticesiz kaldığı görü- lüyor. Denilebilir ki bu zat, herhangi bir plâ- nınt harita başında.izah ettiği anda Al- man büyük umumt! karargâhında, gene- ral Mustafa Kemal ayarında bir tam as- ker bulünnüüş olsaydı ve Lüdendorff'un plânları bunun tarafından tenkid edilsey- di, umumi karbin seyri değişebilirdi, Zi- Tra umumf harpteki Alman ordusu ne mâteriyel bakımından fakirdi, ne de bu orduda personel bakımından bir kıymet- sizlik vardı. Hayır. Umumi harbi kahul etmiş olan Alman ordusunun tek eksik- liği vardı: Kumanda. Ve tek hastalığı vardı: Lüdendorfi... bükımlarından da bu ölü mareşal pek | — Allah, rütbesi, mevkii ve salâhiyetleri 23 BİRİNCİKÂNUN — 1937 Hayata dair Şebi-yelda GUNI.!—:H kısaldı, kısaldı, '”.. saatten de aşağı düştü. İ',J, zun gecelere eriştik. Şair, * ::_#,ı da,,yı en iyi kimlerin - bilebil olan düşünürken “mübtelâyı gam, ları hatırlamış ama iş güç çeti aklma gelmemiş. Yatağın en d.:ı!“ iktali kâr, uykunun en tatlı olduğu yola çıkmak, ortalık karard! vi hayli sonra eve dönmek... Bir d:ıd" lara sorun, gecelerin kaç sant da ğunu bakın “mübtelâyı gam,, GA daha iyi bilmiyorlar mı? D“"_';: bilmezler, çünkü zamanı — ÖlÇi ör vakitleri yoktur. Fakat insanlar ledir ki geco uyuyamıyanların ne acırlar da gözlerini kapa' recede uykuları olup da yino y larını bırakmağa mecbur - olâ! açcımazlar, ; Di Gerçi böyle erkenden yola t"':.ı_ lar için de tabiatin bir mükâfat! dır: ortalığın yavaş yavaş nğlm’:; gümeşin gözükmediği, en kapall: V' « murlu günlerde bile tatlıdır. mdl::“' ların, çiseliyen veya şarıltı ile Ton yağmur arasından etrafr İ—":ü, Bını görmemiş olanlar tddia ed' ki hakiki neşeyi, bir kederden gönlü sarıveren neşeyi hithll'”ı tatmamışlardır. & Her yıl şebi - yelda'yı l'"_dı_. ! uzun gecelerin sonu duğü için. Artık günler lll'!'“h Hürmüz ordularımı zafere karanlıklar azalıp İnsan lıdl'.';; için kâfi gelen dereceye kadar cek. Mevsimleri, kış, yaz inkilAbla” Fını, gece ve gündüz müsavatlarmi hayatın mühim yakaları sa; kendimi alamıyorum. b Biliyorum ki haksızım, çünkü tün bunlar ancak tabii halde YAf yanlar için itibar edilecek şeyl Medeniyot ışık verir aletleri ile y a gündüz farkını; etrafa hararet V€ serinlik yayan aletlori ile de kIŞ G farkmmı kaldırmağa meylediyor- neş batmıca şehirlerin hayatı ıiııl":ı yor ki aksamın çabuk gelmesi bif dise sayılabilsin, O kadar ki insa ğer rın Işık değişmesinden, bararet y gişmesinden mütecasir. olmamas?! Çin ışığı da, harareti de, ı:lııı':r__“' alman muhtelif şuar da sun'i ol 'ati temin edilecek, her tarafı örülü ler tazavvur edenler var, Bir. Vi b bundan yüz, yüz elli yıl sonra penti — ottt Uta Yaagot alllnciğ sayılackt” nı iddin-ediyor. y Elbette Sönlarım; insan nızı_ı_, mümkün olduğu kadar tahiate olmaktan kurtarmak — istiyenli hakkı var. Düşüncem bana yi hiir mı söylüyor ama ne yapayım ki w lerim, ta içimde bir türlü sıı:b'w temiyen tabil insan, tabiatin » Terine ehemmiyet vermekten, asıl larr hakikat saymaktan — bir kurtulamıyor. Nurullah ATAC ——__/ Dört1 kişinin boğulmasına sebep olan kaza Suçlunun üç selloıdl hapsine karar veril€i Dün ağırceza mahkemesinde, f:-:üna sene idare ettiği Şahini bahri molö . . Alinin sandalıma bindirerek — sekiz nin denize dökülmesine ve DUl j dördünür boğulmasına - sebebiyet Üyiç. makinist Üzeyirin davası rx!îcdc““;m Mahkeme, vak'a zamanmda kaP' mMotörde bulunmadığını, deniz Ve de ehliyeti olmadığı halde mn_klnî’: Tarak yirin bu mes'uliyeli de üzerine uiki"l hem motörü, hem dümeni idare © ehliyukufun raporunda kazanım sizlik yüzlnden ileri geldiğini fESİ |e miş ve suçlu Üzeyirin 3 sene & hapsine ve 38 lira mahkeme —— A derecesinde büyük bir zekâya Möİ” . mıyan bu Alman Feld Marı siratını affeyliye. (*) Mevgül. atak* alar Nizameddin NAZİF leç'er N “Biz Bizanâ — tebaasr mıyrz?” :Ş ile iki gün evvel Çıkan yazımda " a muharrir Aka Gündüzü kasdetti İ gçir ortada hiçbir" sebeb yoktur. * Aka Gündüz saydığım ve h4 dostlarımdandır. ve o açık yör | Söylediğinin altına derbal m;”"' gF yar, Ona hitab etmek WM | Hi kapaklı konuşmıya Hizam gö Biz meçhule hitab ettik ve meçbi * lümlaşmadı. — N. N. ğ »

Bu sayıdan diğer sayfalar: