30 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

30 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dn Üçüncü Lui, Mazarenin Başvekil ündan beş yü sonra ölmüştü. Oğlu İ Gördüncü Luj babasından tahtı mi Akdığı gün bey e'ti yaşında bir ço- iğa ar.nesi Andotriş(*) hükmetme huuu.ıı. Halk, aleyhindeki bütü: mlara rağmen kraliçe Andotrişin Müreni tutmasını evvelâ garip bul B. “Acaba krzliçe bu İtalyalı pa- niçin bu kadar yüz veriyor,, dye 4 hayli düşünmüştü Pakat doğru dü- Bir cevap bulamamış, vaziyeti ken bendine izah elememişt'. Bunun - , 'Be genç bir dul olan kraliçen'n, ho ğı bik hayli meşhur olan Bayve vurulduğunu töyü'yenlere inan başlamıştı. Bu yüzden tam yee li htlk için için kaynıyordu. Ve iş h'lliç: Mazarenden tatlıl.kla ve ricz Vazgeçmemekte İsrar ed'nce halk ha sartimış, İtalyayı papasın kovul Şanr istemişti., İ akat Andotris, gene hâallan istediği- Yapmamıştı. Halkıa karşısma silâhla h!ı'v. garpışmayı kabul etmiş ve pa- N tavsiyesi Üzerine oğlunu alıp W! Jermene kaçınıştı. Mazaren karar- ni orada kurmuş topladığı aske; K0 göğüs'erine kendi adının Ük he: y Sırma ile işirterek Pan'se yolluyor- | ae ; Kim der ki günler bitmez — ve yıllar üdur İşte yıllar sür'atle biribizini glardır. 1651 in üstünden tam tanc yı] geçmiştir. 01661 babar aylarındayız.. Ündi Perisin gürültüleri bitmiş, par- Rnto ile kraliçe arasındaki kanlı kav- At tazha karışmıştır.. Barikatlar ku- MA yerkerde âşıklar şarkılar söy'iye- Sarhoşlar nâralar atarak dolaşmak- p *lar ve halkın sevmediği o kardinal aren adlı başvekil öleli on beş gün ttur, ı"il haziranında 13 yaşında olan Sita 'eralr 14 Üncü Lüi, şimdi yirmi Sürnda çevik ve çapkın bir deli- ikder, Artık Fransayı demir — clle edecel ti kendinde bulmak- i bir hi evvel nazırlarını çığı- ü meşhur sözünü söylemiştir; » S Etendiler! Buzünden itibaren ada bir kral olduğunu —unutma- t size tavsiye ederim. “Devlet M (1) talline tam bir irade ile Mütmağe başlayan kral — evlenmiş- İÇİĞ Pakat bu yüzden en yakın zdam SÜe Mazarenin adını anmağa cüret ğ . Zira kral Başvekili- İki yıl önce yaptığı Pr Müshedesi mücibinçe — İspanyol hçti Mari Teresle evlenmeğe mec- şmlm bir tyrlü unutmamakta —h musallat ettiği bu kadından K tki Başvekilini bir türlü affede- AE K Ç Etüla beraber Lülnin hayatı hiç _ Bgeçmemektedir. Mari Teez Bt Yülniz tahtırı paylaşmıştır. Fa- TA gelmiş güzel bir kıza » onunla yaşıyor? — F Atena's de Roşuart. doldürmüş bulunuyordu. Fa- a *N dördüncü Li onu iki çocu- Ö eei yapmıştı. Markiz d8 Mon- Adile tarihe göçmiş olan bu genç Pransann bokiki kraliçesi — gi- k"" Onüm tarafından gelen bir il- 'yen reddedemiyordu. İspan- Terez kerallığin — elmaslarile du, Fakat Şarantlı Markiz $ Yazan : Nizameltin Nazij j » -— 4 —— dördüncü Lui, asil bir Fransız ailesinin kanından dünyaya gelmiş güzel bir kıza vurgundu kralın kollar; arasınca idi. Kral tara- fından sevilen kadın olarak her yezde, :ıııı ur:yuı içinde bile saygı görüyor a. Varsayın bahgeliri ressamlar, şair ler, tirajediyenlerle dolup taşıyor, Av- Tupanın garbinde çok kuvvetle kendini hissettiren — Fransanın — günden Güne yükselen tıkir, sanat ve kültürü içinde kral Lüj — bir günş gibi parlıyordu... Bununla beraber memleketin iktıta- &i vaziyeti bir türili düzeleceğe benze- miyordu. Ordunun ve sarayın masraf- karını ölzmeğe mecbur edilen halk Lü- yük bir selalet içinde idi. Yalnış halk değll, birgok asil ailclerde berbat — bir halde idiler. Son otuz yıl içinde Rişli- yö ve Maxsrenin takip ettikleri iç sl- yasa jle imtiyazlarının mühim bir kıs- mun) kaybeden aristokrat tabakalar orta halli ailelerden beter bic vasiyete düş- müşlerdi. Bütün kuvvet sarayda — toplanmıştı. Öldüren, astıran da kraldı, yaşatan ih- ya eden de yine kçal, Bunun için de Versay yalnız her ta- raltan gelen şefirler ve kralın devamlı dostları olarak yaşayan artistler ve za- bitlerle dolmuyordu. Birçok — kibarlar da yiyecek ekmek dilenmek için, kralın başını ağrıtıyorlardı. Bilhassa 1661 baharının bu gülen gününde sabahtanberi o kadar çok yal varan iİn$an gelmişei ki /Lti . niheyet dayanamımış, öğle yemeğini yerken saray mnazırını çağırtıp şu emrti ver- mişti: — Kralım üç ay müddetle dinlenme- ge ihtiyacı olduğunu herkese bildiriniz. Üç ay, krallığımız içindeki asilzadele- rin bizi rabatsız etmemelerini asaletle- rinden beklediğimizi söyleyiniz ! — Emredersiniz Sir! Ve saray nazırı bundan sonra kralı görmek arzusile gelen herkese bu emri aynen tekrarlayınca herkes baş eğip: — Haşmetpenah emrederler.. Demiş ve çekilip gitmişti. Yalmız güneşin sıcaklığı azalırken gelen bir kadın, tiyah elbiseli, siyah eldivenli, olgunca, pembe yüzlü, zeki ve ateş bakışlı bir kadın kralın armusu- na itaat etmedi ve evveli; — Fransuas Döolümye — gelmiştir. Majesteden kabul - edilmesini niyaz eder. (Devamı var) (*) Anne d'Autriche, * (I) “LEtat c'est moil,, * —İ18— Gaziantep D. R. Y: Orta boylu, gamimi! karakterli, uysal ha mütemayil bir zet. Genesiniz. Yaşımız 30 atrafındadır. Vücutça sıhbattesiniz. Baş kalarımı kırmak ve kızdırmaktan çekinir- siniz. Bir işin balli kucvete ihtiyaç gösle- rir ve müuhitinizin Mütoessit olmasını in- taç edecek olursa, İleriye gitmmez işten vaz geçersiniz. İliyatlarınıza faşla — bağlısnız. Alışmadığınız her hareket, gaininizden kat iyyen yapılamıyacak gibi gelir. Hareketle- rinizde beğenmemelten üzüntü duyaraınır. Bu hallerinlz şahsi teşebbün küvetinizi a zaltmakla ve kendinize hususl bir şahsiyel verdirmenize man| olmaktadır, Hu ilibarla bugünkü zamanın istediği bir adam olma- nıx için İşarel etliğim hususlarda dikkati- nizi tavsiye ederim. Tutumlu olmanız da bir ihtiyaçlır. . M Beşiklaş A, Uzun boylu, şİşmanca, 35 yaşlarında bir ant, Yazımızdan fazla bassas bir ruhte ol- duğünuüzu ve İckiye iMtifatınızın — şık sık vaki olduğunu anlayorum. Faala İcki her- balde vücudunuz üzerinde şimdiden tesir- lerini göstermiş olsa gerektir. — Hayatın en İyi geçmesi İçin dertlerin — unutulması keap ettiğini ve bunu temin edecek en iyi yolun da İçki olduğünü zanneltiğinizi tah- Di ediyorum. Fazla hassas ve asabi olduğunuz için iç- kinin sizi daha pek çahuk yıpratması müm kündür. Sakınmanızı tavsiye ederim, l180 — dakarı SV. M 20 yaşlarında, ince yapılı hir kız. Haya- Ü yalmıa tatlı ve bülyal — yarafından gör. meğe temayülücüs çoktur, Bu — temayülde kaldıkça hayalta sık sık inkisera uğrama nız çok mümkün ve muhtemeldir. Alle ha yatına bağlınının. Fakat — düşündüğünüz müstakbel yuva: Bülün armılarınım, bütün hülyalarınımı temin ve tatmin edecek bir yuvadır. Bunu bulammazsanış veya bulduğu auzu sannelliğiniz vakit kısmen de olua aldanmış olduğunuzu anlarşanız, yuvanız da saadelin çok tTaala uğrayacağını şimdi- den düşünmelisiniz. Size beden! harekel- ler, spor, açık hava, elddi eserler ve haya ti yakından tetkik ve müşahede tavsiye &- derim. -181— Bilecikle Bilecikli Genç, yaşı herhalde 90 dan az görünmek ,tedir, Size nihayet orta boylu denilebilir, Vücutça dolgünsumuz.. Bünyo ve sıhhatçe iumumlyetle İyisiniz. Yazı ve İJmzalarımızın tetkikinden çıkan en şümullü nelice: Ha- yatta mutlaka ve behemchal muvaffak ol- mak arrunurdur. Hayatlta aşağı — derecede kalmak, «ize en fazla Üzüntü verir. İstedi. Binir mevkil bulamamış olduğunuz zaman larda da 6 mevkiin İcaplarını — yapmağa çahşırsımız, yani büyümek ve — yükselmek arzunuz zaran zaman sizde büyümüş gÖ- rünmek bhevesini uyandmır. Emredilmek- ten ziyade emretmekten hoşlanırsınız. Bu vaziyelinizde tahakkümden rziyade sizden küçükleri himayt etmekten sevk alan bir höleti rübiye içinde bulunursunuz. Takip fikriniz küvvetildir. İntizamı da seversiniz yalnız banün Özerinde biraz daha işlen- mek icap etmektedir. Zekânırı dalma uya- nık ve dalma dikkatli bulundurmağa alış- malısınız. Bu tavsiyem gmüml! olarak yar pulmiş bir tavsiyeden siyade yarınımı tek- kik ederek varılmaş bir neliceyi ifade İçia dir. Muhitinizden bazılarının sizl baris la. nımakta olması — mümkündür. Bu zanni silmenlel ve etrafın hasel vVeya gıptasını tahrik elmiyecek şeraltte ve metodik hir program ile tekâmölünüzü temin etmenizi tavsiye ederim. Esasında çalışkan ve e- zimli olduğunuz için sistemli bir çabışma lle hayatta behemehal muvaffak olacağını t temin edebilirim. Bir ecnebi lisanı öğ- rTenmenir de elzemdir. Ev ekon.misi z nnn D ua e artaramanamar Makarna ihtikârı Buğday tiyatları 6 kuruştan yukarıya çıkmıyor. Buğdayın bu fiyat- tan daha aşağı düşmemesini temenni ediyoruz. Fakat makama, gehriye gibi, undan yapılan maddelerin fiyatı neden ucuzlamıyor? Buğday bahalr olduğu zaman, makarnayı yüksek fiyeta alıyorduk, Bu sene, bereketli buğday senesi olduğu halde, makarna fiyatlarında hiç bir değişiklik yoktur. Sebebi ne? Bunun izahı pek kolaydır. Şehrimizdeki makarna fabrikatörleri ara- larmda bir fiyat anlaşması yapmışlardır. Bu anlaşma yüzünden, aileler » makamayı ucuz yiyemiyorlar, Halbuki koş günlerinde mütenevvi sebze- ler yoktur. Ekseri aileler, soğuktan sokağa çıkmamak için evde mevcut olan makarna, şehriye gibi yiyecek maddelerini pişirmaği tercih ederler. Bilhassa bu mevtimde yehriye çorbasile, makarna on fazla pişirilen ye- meklerdendir. Görülüyor ki &v ekonomisinde makarna ve undan yapılan maddelerin pek büyük bir ehemmiyeti vardır. Böyle olduğu halde bele- diyon'n Ikusat müdürlüğünün, makarnacılar birliğine karşı biçbir hareketi görülmemektedir. Makarnacılar, yumurtalı makarna yapt klarını iddia etmektedirler. Yumurta pek bir ucuza satıldığı halde, yine yumurtal makarnalrın ftytında yoktur. Bu neden ileri geliyor? Belediye iktısat müdürlü- ğü, her şeyden evvel makarnacıları davet ederek, kendilerinden maliyet ve satış fiyatları hakkında bhir hesap sormalıdır, hesaplar sorulduktan sen- ra makamayı kaç kuruşa satmak kabil olduğu kolayca anlaşılacaktır. DA _EİÜ_ LTINDA Yazan: Kepan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK — RIZ ) / EYİ ea (Teyelime ve iklibas hakkı mahluzdur) — Numara: 25 — Tam bir serseri hayatı Kahve peykelerinde sabahlıyordum Kahveci Rahminin kahvesinde gece yarılarına kadar içiyor, sokaklara düşüyordum Feniköyünden ayağımı kesmiş olmanı, evdeki rahatimi temin etmedi. Uzun saman süren Leylâ macerasının akikleri, ev muhitine yeni yeni gelmiye başlamış- tn Bvde, yaptıklarımı işitmiyen — kal- mamış ve geçimsizlik alıp yürümüş. tü. Kardeşlerim, ymdi, bütün kabahati yalnız bana bulmuyorlar, annemi — de geriki cürüm, telâkki ediyorlardı. Onun — beni, bazı günler müdafaa etmesi bü ne- ticeyi doğurmuştu. Evde artık ne annc- min, ne de benim rahatım vardı. Anne « me acıyordum. Benim — yüzümiden işitmiş olmasına üzülüyordum. Bu üzüne tüler, tek annem rahat etsin diye benl : sile yuvamdan tekrar uzaklaştırdı. Ba- © yrmı alrp çıktp gittim. Nereye? Muayyen hiç biç yere değil., İtirafı çok güç cl- makla beraber hakikati söylemeden yas pamıyacağım...O zamanlar bir çok çe celerimi Feriköy kahvelerinde, peyke üşerlerinde geçirdim. İyi ve muntazam bir hayata alışmış olan bir kuz çocuğunun, bir çok erkek. Terin bile güç tahammül edebildikleri böyle bir serseri hayatına, böyle birden- bire atılrvermesi sıhhati üzerimde nasıl bir tesir yapacağımı takdir güç olmaz. Aile yuvasından uzak geçen bugün - terim beni, elimde olmadan binbir ma- ceraya sürükledi. “Erkek etbisesinin, başıma getirdik - lerine büyük bir sabırla tahammül et- tim. Ağladığım geceler eksik değildir. Pakat eve dönmeyi izzetinefsime yedi- remiyor, hele erkek elbisesini çıkarmak uklıma geldikçe irkiliyordum. Bununla beraber, yuvam gözümde tütüyordu. Herkesi seviyordum. — Aile efradından kimseye en küçük bir kır- ginlik düymüyordum. Onlara derin bir muhabbetle bağlıy- dım. Bu, bugün de böyledir. Anneme gok göz yaşı döktürdüm. Artık benim için hayat bamboşka — bir şey ob müştu. Benim ailemi sevdiğim hal- de onların bana en küçük — bir #lâka olle — göstermemiş — olmaları beni mustarip ediyirdu. Bir — İtızın erkek elbişesi giymer' kendisine böyle yüz çevrilmesini icap ettirecek bir sebep miydi?. Böyle düşününce onları, — bana: *“Erkek elbisesini çıkar, giymel,. _dî— yenleri baksız buluyardum. Bu endişe- ler, bu üzüntüler düşünüş ve görüşleri- mi tamamiyle değiştirmişti. Yaşamak istemiyordum. Derdim! unutmak için yapmaklığım kalmadı. Kendimi, içkiye verdiğim saatler oldu. Bazı geceler, Feriköyündeki kahveci Rahıry ile, kahvesini kapattıktan sonra içeride oturup içer, sonra da evin yolu- nu tutardım. Fakat evimin karanlık pen- çereleri içime bir ürkeklik verir, kapıyı çalmıya cesaret edemez, kâh sokaklarda dolaşarak, kâh kapının eşiğinde otura- rak sabahlardım. Bazı geçeler de annemy karanlık pen- çerede beni bekler bulurdum. O kimse- ye işittirmeden kapıyı açar, görünmesi, gösterilmesi ayıp bir mablâk — gibi, öz evlâdını içeriye elırdı. Annem bana hiç twWe ananın yapamı- yacağı Tfedakârlıklarda bulunmuştur. Bunu unutamam, Yaptıklarından dolayı kendisini ker zaman, sevgi ve muhab- betle anarım . Böyle, Rahminin kahvesinde sabzh- ladığım zamanlarda Âdem aldında bir a- darola ahbap olmuştum. Bu adam, 30 — 35 yaşlarında iriyar; esmer birisiyd', Rumeliliydi. Hal ve vakti yerinde bir adamdı ,Bir akşam ben kahvede oturuş- ken yanıma geldi. Köytden Üç arkadaşı geldiğini ve Beyoğluna inip bir gazino- iar 0 Fakul evimin kananlık pencereleri içime bir ürkeklik verir, kapıyı çalmiya cesaret edemezdim. da içip eğlenmek istediklerini söyledi. — Güle güle eğlenin, gözümür yok, dedim. — Yok canım, dedi, Ben senden rica edeçeğim. Biz Beyoğlunu bilmeyiz. Bi- zi götürür müsün?, — Davetli miyim?, — Tabit değil mi ya' — Niçin olmasın... Hay hay., Ne za man gideceğiz.. — Hemen, . Beraberce Beyoğluna indik. Arkadaş larr, basit adamlardı. Kıyafetleri de ay- n şekildeydi. Bunlarla nihayet G tan birahanesine gidebileceğimizi şündüm. O gece geç vakte kaklar orada oturduk, İçtik. Arkadaşlarından biri ol- dukça sarhoş olmuştu. Birahanede bulunan kadınlardan üçü nü de yanımıza alarak çıktık. Ben yol- da ayrılmak istedim, Fakat Alâcm: — Olmaz, dedi. Beraber - gideceğiz. Bizi böyle bırakıp gitmek yakışık al- mba, — Bundan sonra siz hususi bir şekil de eğlenmek istiyeceksiniz. Asıl benim bulunmam yakışık almaz. — Yok, yok.. Bizi bırakıp gidersen darılırım doğrusu. Çaresiz muvafakat ettim. Bir otomobile atlayarak Şişlide- ki meşhur Arap Mehmetlin gazinoşuna Beldik ve bir oda açtırtıp oturduk, Bu- radaki içkiler, tesirini tam yapmaya başlamıştı. Hepsi de müthiş, burunla- rını görmiyecek kadar sarhoş olmuşlar- dı. e Kendisini kaybetmiyen yalnız bir Adem efendi vardı. O da, bir aralık beni dışarıya çağırdı. — Ben sarhoş olmaya başladım. Şu tabancam ile, üstümdeki seksen lirayı ak Sende dursun, Yarın bana verirsin! dedi. Bir ara taşkınlıkları abdı yürüdü. Kadınlar birer bohça gibi kucaktan ku- cağa dolaşıyordu. Benim sakin bulun- mamı garip görüyorlardı. Adom efendi, ikide birde: — Sen genç değil misin yahu? Bu ne uyuşukluk diyip duruyordu. Arap Mehmedin gazinosundan şalak sökerken ayrıldık, Yine otomobille Şiş- Tüye geldiğimiz sırada otomobili durdu. rarak ben rzorla indim. Onlar kadınlar- la beraber gittiler, Akşam üstü kahveye giderek Ademi buldum ve bendeki emanetlerini teslim ettim. Ademle © günden sonra dostlu- iğumuz bir kat daha fazlalaşmıştı. Hemen hemen ker akşam beraber — içiyoşduk. Ben de enikonu rakıya alışmıştım. Her kes yaşımın küçüklüğüne, zayıflığıma Tağmen Lw kadar çok nasıl içki içebil- diğime hayret ederek bakıyordu. 4 © ÇDevamı yar)

Bu sayıdan diğer sayfalar: