19 Mayıs 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

19 Mayıs 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fahri vazife Fransa kralı on sekizinci Lui, Sent Mende, muvakkat hükümet reisi meş. hur Taleyrana hazırladığı ana yasayı okuyordu. Taleyran fikri sorulunca: — Kanunda mühim bir kusur görü- — Meclisi mebusan azalarıntın vazi- yeti. — Mebusların vazifelerini fahri ol ması, mülkabilinde devletten para al- mamaları 6sâasmı koyuyorum. Fena mı? — Fahri ve bedava olursa korkarım ki millete çok pahalıya mal olur! İ | — Aramızda artık arkadaşlık kalmadı, | beni bir daha görmiyeceksin. — Benden borç sldığın elli lira? — Onu da göremiyeceksin! | anladın ya karıcığım, kazaya rağmen iyonu biran bile bırakmadım! Lokantada Kibar ve İiks lokantada müşteriler. den biri peçeteyi boynuna bağlamıştı. Herkesin ona baktığımı görünce metr- dotel bir garson | — Soğuk kanlılığımın derecesini sen de ”— Şu zatın yannıa git, dedi, peçe- | tenin boyna bağlanmıyacağını anlat, | $ Söyleme... Garson, işaret edilen müşterinin Yanına gidip önünde iğilerek sordu: vi Affedersiniz efendim, sakal tra. MI, Yoksa saç mı kesilecek? Bir taşla Iki kuş <> izahat verdi: a Yİ anlatabildim mi bayan? Br. te y ME Ke kocanızın servetini kaybe . yetn NİZ Bu takdirde Servet, vasi Mame muribince, kocanızm karde- Sine intilcal edecek, > Su halde bana ölen kocam kar. #vlehmemi tavsiye ediyorsu Fakat çok idareli hareket et, N nuz değil mi? ! Tekrar Sarhoştu, içtikten sonra arkadaşla- Tiyle beraber bu bar benim, şu bar s6- nin epey dolaşmıştı. Sabaha karşı eve dönünce karısı yataktan seslendi: — Nerede kaldm ayol? Saat kaç? Karısınt aldatacağını tahmin ede- rek: — Saat bir, dedi. Aksi tesadüf, tam bu sözü mütea - kip, saat dördü çalmasin mu? Sarhoş, saate dönerek söylendi: — Saatin bir olduğunu biliyoruz, dört defa tekrar etmeye ne lüzum vas? Kros kontrilere antrenman için en İyi usul! — Otomobilin tıpkı sahici, — Evet, Demin az kaldı kediyi çiğni- yordum! Musiki sevgisi yordu. Eve ilk defa gelmiş olan Nu- rullah Ataç'a bir aralık sordu: — Musikiyi seversiniz değil mi? Nurullah Ataç cevab verdi: — Evet severim. Masmefih zarar — Yeni ayakkaplarımı nasıl buluyor- | yok, siz piyanonuza devam edebilir sun? Beni harab etmeye bin vesile ararsın, O yeşil gözlerinle akıllara zararsm! Varsın, sen olmayınca, güneş sönsün hararsın, Sensiz kokltyacağım bütün güller sararsın! Düşman bile yanıyor benim düşkün halime, Diyorlar: esir olmuş zavallı bir zalime! Gözlerimi yumunca girersin hayalime: İpek bir yumak gibi saçlarım tararsın! v.. VE MANAT? Genç kadın davetlilerine piyano ça. .—- Kara sevda! Harabım, mecalsizim hicran vesvesesile, İnlerim kollarında can vermek hevesile! Seni sevindirmeğe bulurum bir vesile, Böni harab etmeğe bin böhane ararsın! Dilerim ki tutmasın seni kaçıran dizler, Kurusun aramıza giren engin denizler, Sensiz bahar gelmesin, açılmasın filizler, Sensiz koklıyacağım bütün güller sararsın! Kumar Çok hastaydı, grip Zzavallıyı harab etmişti.Kendisini yoklamaya gelen İş arkadaşından maagmı alıp getirmesi. ni rica etti. Arkadaşı gitti ve gidiş o gidiş... Saatler geçti, meydanda yok. Nihayet geceyarısı çıkageldi: — Bilsen neler oldu? — Ne oldu? — Hiş taliin yokmuş, paranı kay- bettim, — Paramı kayıp mı ettin? — Evet. Dayanamadım, kumara ©- turdum, — Paramı kumarda kaybettin ha? — Ne yapayım, bir iştir oldu, Eğer kendime “hâkim olmasaydım, az kaldı kendi maaşımla da oynıyacak ve se. nin gibi hepsini kaybedecektim! — Eve ne zaman odöndüğümü karım bu sefer anlamıyacak, Okunduralarımı çıkardım. Şeytan Çekiçi Beterin beteri Bayan, dışarda müthiş bir şangırtı işitince koştu. Hizmetçi, merdivenin alt başmda, bir yığm kırık tabağın ö- nünde duruyordu. Bayan: — Kız, dedi, ne yaptın”? — Kırıldı bayancığım, fakat şükür! — Çok şükür de ne demek? Geleli bir hafta oldu, hemen her gün tabak kırıyorsun. — Aman öyle söylemeyin, beterin gok beteri var; tabaklar bulaşık yıkadık. tan sonra kırılsaydı, emeklerim boşa Kelepir otomobil — Geriye gitmek için ne yapıyorsunuz? — Karşı tarafa geçip oturuyorum. — Baba, aşağıya İn, o tarafta neler var, demiştin. Gittim, annem vardı. Ça» ğırdım geliyor! Bir Fransız fıkrası Müstahdemin idaresine, hizmetçilik bulmak Üzere, müracaat etmişti. Sor- dular: — Nasil bir yer istersin kızım? — Nasıl olursa olsun; yalnız çok ©. kumuş karı koca istemem. — Neden? Münevver bir alle ya . nında çalışmak istemez misiniz? — Allah göstermesin! Bundan ev - vel böyle bir aile yanında çalıştım da boyumun ölçüsünü aldım. Karı koca sik sık kavga ediyorlardı ve benim de, biribirlerine ne söylediklerini anlamak İçin anahtar deliği ile lügat kitabı # rasında mekik dokumaktan canım çı, kıyordu! Saçma — Pazar günti, hava iyi olursa, ba. na gel. Beraber gezmeye gideriz. — Ya, hava fena olursa? — Hava fena olursa, cumartesi gü nü gel! Yasısız hikâye: Kırılan saat...

Bu sayıdan diğer sayfalar: