12 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

12 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ni : ı HABER ri > AKŞAM POSTASI | (Sahibi we Neşriyat Müdürüğ » | Rasim Us ul Ankara caddesi al süre? höselesi HABER onu: 23872 dbâdiseler, fikirler Eğlence yerle- rinde ucuzluk Tedbirlerin henüz tamamlarnmasış olmasına rağmen, devletin ve beledi- yenin eğlenme, yıkanma ve dinlenme yerleri vergilerinde yaptıkları tenzi- 1ât, bir kaç gün içinde İstanbulda ol- dukça müsbet neticeler verdi, Pazar günü Florya plâjları için 70 bin kişi bilet almıştır. Gene pazar gü- nü Anadolu akşam postasın: yapan A- kay vapuru, yolcusunun çokluğu yü- zünden Caddebostanmdan sonraki iki iskeleye uğrayamamıştır. ds İstanbulluları şehirden çıkarmak ve şehir içinde umumi eğlence yerlerinde toplamak için alınan tedbirler, şimdilik devlet ve belediye bütçelerinden yapı- Tan #edakârlıklara dayanıyor. Bir çok müesseselerin tedbirlere intibak hazılıklara başladıkları bile şüphelidir. Yalova müstesna, İstanbulda daha hiç bir müessese fiyat ilân etmedi. Şe- hirde, Adalarda, Boğazda bir gün, bir hafta, bir ay otel veya pansiyonlarda kaça kalınabilir? Bir öğle yemeği için ne ödenir, ev kaça tutulur?. Müessese sahibi, anlaşmak için müş- terinin ayağına kader gelmesini mi, yoksa reklimi, mücadeleyi üzerine alan hükümetin veya belediyenin yapması. nı mı bekliyor nedir? ... Mücadelede hükümetin ve belediye- nin yardımcısız kalmalarının belli baş- hu sebebi; İstabulda ve İstanbul sayfi- yelerinde müessese denilecek eğlenme ve dinlenme yerlerinin henüz” kurul- mamış olmasıdır, Gürlük müşterisi elliyi geçmiyen kır kahveleriyle, en büyüğü, yirmi odalı otellerle, bunlardan daha basit pansi - yonlarla mükemmel olarak ne yapıla- bilir?. Bir günde yiyeceği için on beş ve bir yılda giyeceği için en çok bir kaç yüz kuruş harcıyabilen bir ayak satıcısın- dan, bir sandalcıdan, bir arabacıdan, bir kır kahvesinden daha ucuz fiyat is- temek için insanım çok defa için zerla- ması İcap ediyor ve insan bu adamlara onlar istemeseler bile istiyebileceklerin- den fazlasını veriyor. ... Tedbirlerle, küçük iş yerlerinde şüp- he yok ki ucuz fiyat tarifeleri tatbik e- dilecektir. Fakat belediyeler buşünkü teşkilâtlariyle bu yerlerde - eğer varsa- kaliteyi nasıl ayakta tutabileceklerdir. Atina belediyesi, tokantaların müş- terilerine verecekleri yemeklere ne ka- dar gram ağırlığında et koyacaklarını tesbit temiş ve fiyatı lokantaların dere- celerine göre ayırmıştır. Atinada bir 3- dam ayni miktar ve nefasette bir yeme- ği müessese değiştirerek üç, dört türlü fiyatla yiyebilir. İstanbuda ve İstanbulun sayfiye, o- tel ve Jokântalarında yalniz kalite de- gil, miktar farkları da vardır. Bazan bir otelde tabldot olarak verilen O ye- xeekle on iki yaşındaki bir çocuk bile karnını doyüramâz, ... Hayat pahalılığı ile mücadeleye gi ren hükümetin ve büyük şehir beledi yelerinin Ankarada, Yalovada, Bursa- da, Floryada olduğu gibi eğlence ve dinlenme yerlerinde kurulmuş veya ku- sulacak müssseselerle, alâkadar olaca- $ı pek tabiidir. Pahalılik mahdut ekono:rik sebepleri bir tarafa bırakılacak olursa, bir ce- miyetin daha fazla iptidailiğinin vasfı- dır. Ve böyle cemiyetlerde ucuzluk için Kendini bir roman kahrama- nına benzetmiş Fakat davayı kaybetti. kendisini birro- man (o kahramanı yaptığı için birki. tapçıyı dava etmiş. tir. Kitapta Con Kan - ninç isminde bir kalıraman o vardır. Bu adam, müthiş Con Kanning bir dolandırıcı ve küstah bir çapkın. dır. Büyük bir müesseseyi dolandırdık - tan sonra kaçmıştır vedâlma polisten kendisini gizliyerek yaşamaktadır. Çap. kınlıkları da en adi derecede maceralar. dır, İşte, hakiki kaptan Con Kanning 10. mandaki Con Karningin yaptığı bu fena hareketlerden dolayı utanıyor ve “kendi- sini,, âleme bu suretle teşhir (edenleri davaya karar veriyor. Mahkemede kitabt yazan da, basan da kaptan Con Kanningi tanımadıklarını, hattâ İngilterede böyle bir adam bulur duğunu bile bilmediklerini, meselenin srrf bir tesadüften ibaret olduğunu söylüyor- lar. Kaptan Con Kanning ise bu kitabı 0. kuyanların romanda ismi geçenin bizzat o olduğunu zannettiklerini, bu suretle kendisinin fena bir nam kazandığını, bü. tün itibarmı kaybettiğini söylüyor ve 30 bin İngiliz lirası kadar bir zarar ziyan isi İT. Eğer hakikaten işin içinde bir kasit ol. sa ve Con Kanning romana bilinerek a- Iımsa kitabı yazan ve basan ceza görecek- ir.Fakat mahkeme vaziyetin böyle olma dığına karar veriyor. Çünkü, evvelâ ro. mancının hakiki Con Kanningi tanıma. dığınıLismini bile işitmediği tesbit olunu- yor. Sonra, romanda tasvir (edilen ada- mın çehre ve vücut itibarile hiç de haki- ki Con Kanninge benzemediği görülüyor. Bu suretle kendisini bir roman kahra- manına benzeten adam davayı kaybetmiş ve bilâkis mahkeme masrafını vermeğe mahküm edilmiştir... yapılacak mücadele, mücadelelerin İs- tikâmet ve şümulüne göre, yalnız pa- halılığı ortadan kaldırmakla kalmaz, cemiyette kültür ve hayat seviyesinin inkişafma yarıyan bir çok esaslı deği - şikliklere de sebep olur. Şimdiye kadar bizde böyle bir mü- cadelenin yapılmaması yüzünden, bü- yük şehirlerde eğlence yerleri kapan - mış, patron, işçi olarak, bir çok insan a- cıkta kalmış, ayrıca, eğlence yerlerinin kiraları ve kiymetleri düşmüş, devlet wormal vergilerini kaybetmiş, daha fe- nası, Kalk ; şehirlerde, kasabalarda ken- di içine çekilmiş, gezmek, toplu eğlen- mek, normal yaşamak itiyadını kaybet- miştir, İstanbullular bu kadar az mr eğle - nirler?. Birkaç gün sonra bana bu suali 80- ran yabancı dostum, oteldeki odasın - da gardrobundan çıkardığı viskiyi ver- di. — İğmez misiniz?. Pahaklık ecnebi dostumu kısa z4- manda şehirlinin hayatına intibak ettir- ypiş o da İstanbullular gibi eğlenmiye â- İrşmıştı, Memlekette pahalılığa karşı açılan mücadelenin ilk aylarında, kısmen de ilk haftasındayız. Onun için mücade- lenin müsbet tesirleri hakkında derhal müsbet şeyler söylenemez. Fakat bu ta- rik hareket noktası olarak tesbit edi- tebilir ve bir çok şeyler söylemek için hazırlanılabilir, Neşet Halil ATAY a“ âde bir piyano sesi halinde işitilmektedir. iyanonun iki oktavlık bir klavyesi vardır. Fakat bu piyanonun tuş lart o kadar küçüktür ki küçük parmakla bile dokurnmağa imkân yoktur. Orun için bu piyano örgü iğnelerine benziyen iki küç Dünyanın en küçük 1 N iii SN yy z Mini mini piyanosu satıl dı Budapeştede An - dra Genter ismin - de bir meraklı dün- yanım en küçük'pi. yanosunu o yapmış bulunuyor. Bu res ŞE mini (gördüğünüz mini mini piyano en mükemmel pi - # yanolar örnek tu - W tularak yapılmış ol. santimetre boyun - dadır. Sesi çok te . mizdir. Fakat bu £ temiz sesi işitebil - mek için bir opar. Bre bağlanmış mik © rolonlâzımdır. Bu suretle bü piyano - nun ince sesi alel k şişle çalmmaktadır. Piyanoyu yapan meraklı bu işle dört ay uğraşmış. ve bu müddet içerisinde bi- tün istirahat ve eğlence saatlerini bu iso hasretmiştir. Bu piyano bir koleksiyon me raklısma meşhur ve değerli piyanolardan daha pahalı olarak satılmıştır. Loyd Corcun Versay muahedesi hâtıraları: 3 Amerika münferit sulh tehdidini “ortaya-atmıştı Umumi harpten sonraki sulh muahede. #ini imsalayanların bayında bulunanlar dan o zaman İngiliz basvekii Loyd Corç, bu halıralarında, bilhassa itldf devletlerinin salha, zaferden ümitlerini kestikleri zaman karar verdiklerini i şaret ediyor. Müloreke konferansının evvelâ Londra da mont toplandığını — onlalan Loyd Core, Amerikan cumhurreisi Vilşonan “on dört noklalık projesi,, he geçiyor Amerika harbe ancak bir 'fırkasını sokmuştu. Almanların ilkbaharda iiaf devletlerine karşı yaptıkları o tehlikeli taarruz esnasında Amerikanın bize yeni- den talimli fırkalar göndereceği hiç U- mid edilemezdi. Bizim İngiltere ve Fren, sadaki ihtiyat askerlerimiz de bitmek ü- zereydi. Yalnız, millet bu dava üğrunda birleşmiş bulunmasaydı hükümet harbe daha fazla devama kendinde hak bula « mazdı, Millet daha zayıf ve mütereddid olsaydı, mağlübiyet mubakkaktı, Milletin hissiyatı öğrenmek için kâ- munusani 1918 deki işçi mitinginde harb hedeflerimiz hakkında bir nutuk söyle- dim. Hiçbir Trade Unlon, leçi partisi N- der veya murahhas hükümet için iste- diğim fedakârlıkları itiraz etmedi. Fran. 82 hükümeti, ve cumhurreisi Vilson da Bonra fikirlerime iştirak ettiklerini bil- dirdiler, İeçi birliklerine bulunduğum hitabe- den üç gün sonra cumhurreisi Vilon mahut “on dört nokta” sını bildirdi. Denizlerin serbestisi hakkındaki mad- deden başka İngiliz ve Fransız hükümet- lerinin daha evvel ileri sürdükleri tek . Hflere uymıyan bir nokta yoktu: Al - manların işgal ettiği yerlerin tahliyesi, Alsas Lorenin Fransaya iadesi, Alman, Avusturya ve Türkiye Imparatorlukla - rında ecbron tabilyet altma almış bü- tün anasırın istiklâl, bir milletler cemi- yeti kurulması, silâhlarm tahdidi, harb tazminatı, Yalnız, denizlerin serbostisi hakkında- ki madde, Almanya hükümeti ile Vilson araamda, müzakereler başladığı zaman Amerika ile itilâf devletleri arasında bazi ihtilâflara sebeb olmuş ve müza- kereleri akamete uğratmak teblikesini göstermiştir. Mülarekeden evvelki devlet'eri konferansı tilâf de sulh yapmağa hazırlanıyorlardı, İtilâf devletleri mütarekeye bir konferans ta- rafmdan karar verilmesi hususunda 18 - rar ediyorlardı. Bu konferans 30 tegrinlevel 1918 de Gual d'Orany (Fransız hariciye nezare, ti) nde toplandı. Müzakere esnasında görüldü ki İtilâf devletleri bu tam zafer #aatinde mağlüb ettikleri devletten ye- ni ve daha ağır taleblerde bulunmak arsusunda değillerdi. Tulin kendi leb- lerinde olmadığı esnada tesbit ettikleri tekliflerle iktila edeceklerdi. Fakat "On dürt nokta” nın müzakere. sine girişilince ben İngiliz hükümetinin, denizlerin serbestisi esasını hiçbir gera- it altında kabul edemiyeseğini söyledim. Harb osnasında karşı tarafa, ebloka tatbik ederek, büyük bir zarar verebili- riz. Almanya askeri harekâtla olduğu kadar abloka ile mağlüb edilmişti. Yiye- cek, bakır, kauçuk, yün, pamuk, deri ve daha bircok mühim maddelerden bu sü retlo maheum birakılmişie. Hollanda ve İskandinavya Almanyaya yiyecek mevad gönderirken buna mâri olmuştuk. Bunun için, bu noklada bir karara va- rılmadan evvel milletler cemiyetinin kurulmasını istiyordum. Albay Havz, bunun üzerine, itilâf dev, İetleri Vilson projesini ber maddesiyle olduğu gibi kabul etmiyecek olurlarsa A- morikanm tek başma sulh yapacağını bildirdi. Fakat konferansta bulunan dev- letlerin biçbiri denizlerin serbestisi esa- sını kabul etmedi ve bu:madde üzerinde daha fazla israr edilmedi. On dört noktadan biri - harb tazmina- İma dnir olan sekizinci maddo - üzerin- de de bazı müşkülüin uğrandı, fakat bü“ yük bir iktüâf çıkmadı. Vilson plânma göre, düşmanın faaliyetiyle uğranan za, rarlar tazmin edilecekti. Bu, ItlAf dev- Jetlerini memnun etti, çünkü onlar esa- sen bütün harbin masraflarını istemek niyotiade değillerdi. Amerikadan ayrı olarak har- be devam fikri Fakat bir nokta Üzerinde daha ihtilaf çikmiş ve karşılıklı fikirler arasında hiç İ bir anlaşma imkân! bulunamıyacağı zan- nedilmişti, Mister Balfuria ben katiyetle karar Almanlar on dört nokta esası Üzerin. vermiştik: Vilsonun yardımı olmaksızın li 4 it ini Li makla beraber yedi | e ANL. Bİ e m amm mlm yl KURUN nana Yalmz adam H““ KUMÇAYI wazıyor; “Fransiz ediplerinden Klod Farer hef? gün sabahları saat © beşlen sekize kadi” “Yalnız adam,, isimli bir roman yaxıyof” muş. “Yalmz adam,. Pariste (yaşıyan tiptir; bir dahâdir. Fakat ba “Yalnız * dam,,ın dehâsı onu diğer insanlardan ayi rıyor, yalmz haşına kalıyor, nihayet nızlık içinde ölüyor. Biraz düşünülecek olursa her azameti! adam bir yalnız adamdır. İnsanı cemiyet içinde yalnız bırakan dehâ değil, kibir ** âzamet hastalığıdır. Du hayatta birtakım boş beyinliler gibi şu veyu bu noktada bir kıymet olabilecek rlamlar da bars bu hastalığa tutulurlar. Neljeede Klod Fa rerin dediği gibi yalnız adam olarak ölü der. TAN, Bulgaristanda Balkanlı ideali A HMET EMİN YALMAN yazıyor! Bununla beraher (Bulgaristan nihayet akıl ve idrâk woklasını o bulmuştur. Sobe Tanyadan nkscden sözlerde Balkan tesi” nüdünün ifadeleri vardır. Bu sözlere göt“ Bulgaristanın Yugoslavya ve Türkiye dostluğu pürüzsüzdür. Romanya ve Yunis | nislanla halle ihtiyaç gösteren meseleleri İ vardır. Bundan dolayı Bulgaristan benöğ Balkan Birliğine girmek imkinini göl yor. Fakat mahdut birlakım sahalar hari” cindeki işlerde Balkan milletlerile işbirlik Bine girmek fhlimallerini iyi bir görle Baf şılıyor. Bulgar siyasetinin aklın o icaplarını w€ çalışkan Bulgar milletinin hakiki menfs atlerine göre inkişaf etmesi, yalnız Halka Yarda değil, başı seven ve istiyen bütü” insanlar arasında büyük bir memnuniyet ve İtimat uyandıracaklır. Yakın ufukta görünen bu manzara, İf sanın gözü önünde daha uzak bir ufka # 1t bir manzarayı canlandırıyor, Bu da Pw garistanın da dahil olduğu bir Balkan f€ derasyonudur. Birçok (enn tecrübeleri elini bir şekilde üdiyen Ba tane Rİ. tikbatder barice karşı elbirliğiyle #iPŞİE rek bit varlık kurmak ve sulbün eh lam bir desteği olmak ihtiyacımı mutlak duyacaklartır. Balkan federasyonu, burünün ameli #” yaseline ait bir mesele değildir. Fakat BÖ tün ileri görüşlü Balkan gençliğinin ruhi” na sokulması, orade Kök tutması beklene” bir idealdir. İşle | Bulgaristandaki siyasi inkişaflar, bu ideslin tahakkukuna doğ” müsbet bir adımıdır. Ru itibarla da men nuniyot uyandırması çok tabiidir. Diğer Balkan milletlerine düşen varif& Bulgar hükümelinin uzattığı eli — yutma! Bulgaristarım çelin davasını kolaylait mak ve Balkanlarda hakiki sulhü ve nos” sensiz Balkanlılığı kurmayı geye bölmek” tir. Balkan milletlerinin, eski zamanlard” ki dümensiz, müphem gidişlerine ait DE türlü küçük duygulardan üstün kalmalı! kendi yüksek ideailerine ve insantığa kaf şı bir borçlarıdır... CUMHUR!YET Eski âdetlere rücü BİDİN DAVER İalyada Hes emri ürerine faşfıt ricalinin bir vi canbazlek derecesine varan atletik i ketler yapmağa mecbur oldukları sini fekrerladıktanı sonra diyor ki: “Sinyor Musalini, (aralarında, kalı ağarınış, nefis makarnalarla lenmiş veya romalizmalı insanlar da lunduğu şüphesiz olan bu yaşını başın! ir mış faşist riceline, o hareketleri yaptı. ken, bunların eski Roma âdet ve rine uygun olduğunu, her İtalyanın ray. dimağ itibarile olduğu gibi o bedene” fevkalâde yüksek bir kıratta olması geldiğini söylemiş, Acaba yeni Romada, bütün eski âdetlerinin birer birer ihya edildiğini! recek miyiz, dersiniz. Meselâ, şlâdiyatörün boğuşması ve harp Vİ rının hücüm dörtnalile yarışarak i idare eden cengüverlerin biribirlerini SX nemesi gibi, yl O vakit, Talya, yalnız eskisi © gibi Tef kafaları, hera kolları kuvvetli moharif ye Tet adamları kazanmakla kalmaz; aye manda turizm bakımından da çok İ arı eder. Çünkü herkes eski Toma oyu seyretmek için yeni Romaya koşar: ii harbe devama mecbur olmayı bile ge alarak, denizde abloka hakkında” geçmiyecektik. M. Klemanso da vizdi rimize iştirak etti, Albay Hav da, © taraftan ayni derecede kat'i tağimat” mıs gibi görünüyordu. a 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: