27 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

27 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m2) TEMMUZ — 1938 MESELE) İstanbul sokaklarında otobüsler ölüm yarışı yapıyorlar! Şoförlere gündelik yerine hasılattan hisse verilme- tapçın iri Maytlıktan kur. irmak (âzım! | çlazan: Ensari Bülend Birate, ni meğredön bi #atandaşls f iu? Beğreden bir vatandaş &. f 1 Bayar! bie fark RİA Elit, (— yoktur. Amerikalı kitab base” v6 mecmua batana da; “ditör) gin deyiveriyopu, — cn üfek bir fark » Gazeteci ya hor gün ayda Gi Ya haftada İki kere, üç a 18 üş kere veya (ki pealrami Yılda bir neşriyat yapar. : Mlükiy dak, rin vardır. Kitâp- i Gi ki dina ba Bürdür. Bn ufak bir İK, Tai ta değildir, İslersö her Li br gi YAY veya haftada ii bt yo,» bin tane kitab besar. Ka geti NE iyi, İçin kânumi kayıt- NK Meli LE ve ! tur. Bu, yannamo vermek meş Şök tir, Rösmt daireler sö | pe MÜZ düvraniei İ La taksi id dr, güzete, de 1 dky rü, mes'ül neşriyat p İsem İaimükeerir göstertis- iy SON tadiığe EM il ayrıca her Ti depozito #kçesi yatır. dö karşilaştırmıştır. l ie ele tâbil görmek W- | armak elbette birta- Sartlara tâbi tötulacaktır. ii dükkânı açmak içini y Brset, Tçok” kayıtlara riayet & e gi “ömiyetin en üstün a kullarimak seldhiyetirii | | ia mal içini bağı gartlar bie 8 yöktur. Gizete; iü in değildir. Olur ok pi, TİM ulüorla teslimi it kitapçelnk hakkinda | dn Yürümüyörüz * Ne: | M€ vE Üiğfversitâderi — daha siyadesfie (kt ve po Ad dAĞIN idir? tüy, tat müdürü, mide) itiş YnubâtTİY öldcik vn tit döiyoruz. İse Sacdk, reğriyati bieGi Sat, Ge) Meydda veHi- Bağ, tire... Kilab göğ- RİÇiN Baş k Bövideni birta pa tai m m mr ; ür Kirli Giy ad, oldmiya- Hü LE ir a in kalkışılamaz. wİ heyriy nt müdür PEOLSFA, Yönt çiitâp- Mzmdir. Sira bir En Mu? ilân. MP key ie ? bile bu sü- a Biyo rü pi Y almamazken, | €vin içersine atlıyor. Üzerinde bu Bas )ei kata kadar çikiyor. Bunyo öğüdmü giriyor ve Kâpiyı ârkâ- bir ey olma; | . vi si otobüs yolcul İstanbul şehrin o “770 de otobüs işleter- ği z lerin pars, çok pd- rü kazanmak hirsi ie ortaya atmağa Başlidıklirı vE is yüzünde, 4. tanbulluların ba - yatı daa VüyOx Bir tekkeye ma « für Kalmağı beş tadı. Bir âvuç insas- dan mürekkep bir Yümre, bir az farla kazanatik diye oto büsler, İstanbul 40- Kaklarında Omüt « hi bir ölüm yarı yapinğa ( haşladı- Mübalâğa yâp - tığımızı sanmayın, otobüsçülerin #on ZA» manlarda yeptık'arını arlatırsık acı ha- kikati korka korka siz de görecek ve öğreneceksiniz. Otobüs şoförleri vektiyle $ lird yev- Biye dlırlardı, birkaç ay öve bu yev. miyeler 4 iirdya çıkaiidi Fakdt son günlerde otobüs #ahibleri ne düşürdü- ierae düşünmüşler, şoförleri gündelikle dâğil, yüzdelire çalıştırmaya baslânlış- lardır. Şimdi şoförler hasılatm yüzde 6- nunu alıyorlar, Bü işe evvelâ Kürtülüş « Beysrrt 0- töbüdleri başlamış, Şişli Fatih ve Maçka Beyast ötobiiilerimi işleteüler dö mal bultüş mafğeibi gisi hömek #ikip kare. derin, Sistemimi takibe buğ'dmuşlardı Simal Kocemüstafapaşa hatira da ay- ni usulün kurulduğunu düyuyöraz. Bu satırları okurken, belki bir kısmı- Biz; “bundan ne çıkar, şoförler ister yevmiye, isterse yüzdelikle çaltssın!,, diye düşüneceksiniz. Fakat biraz dikkat ödersöniz, yeni usulün, bu şehir iğin bü- YAK bir fölâket ölduğunu O enlemakta gecikmözsiniz. Otobüslerin gütdelik hasılatı 35 - 45 lira kadardır. Bundan şoförlere 3,5 - 45 Ura kadar bir para düşer; Şimdi bu vazi- yet karşısında bu paylarmı kabartmak |, çin, gölörler basılatın yükselmesi için; Bör çareye başvurmaktadırlar Şoförlerin Kasanmatına kimsenin ii- mütö sebeb olmuştur. Nevyörkta Broklinde oturan Misters Jertrüd maymun bet #lemheğe meraklıdır. Uç yaşında olmüsma tağmen yeryüzünün eğ büyük maymunlarmdan biri sayılan “Jig” isimli şempan- sesini bütün Nevyorkzlular tanır; Bü maymun, Klübün bahçesindeki kulübemsi şıyorMuş. Göçenlerde ev sahibi kadın bahçeden alışmadığı setler işitir, bahçeye inince beklenmiyen bir manzarayla kâsşi kârğıya giir. Maymun klübönin içersinde deli gibi bir ha'dedir. Çiligm gibi bir yandan bir yâna koşuyor, parmaklıklara süldıfıyor, tel Mimi mini fare ve kocaman maymun İNİMİNİ fare, dolayısiyle kotâman bir maymunun ölü. uğunu tehlikeli bir hale y EAA EEE a Şehrimizde işiyen o ofobüslerden bir kesnir razi yoktur. Otobüsçüler isterlerse, $0- förlerine günde 10 lira versinler, Nem- nun oluruz. Otobüs şoförlüğü Xolay “Bir şey değildir. Fakat şoförlerin fazla ka- zanması, daha doğrusu patronlara daba büyük bir hasılat toplaması için konmuş olan usulün omahzurları ve tehlikeleri çok büyüktür. Bir ticsrete girişmiş olan ötöbüs an hipleriin bi tedyetlerinde risklerine şoförleri iştirak ettirmeğe hakları ol - madığını ve şoförlere otobüs Doğ ça- şemalar o dahi, Emekleri o mukabilini ödemeğe mecbur oldukların; bir tarafa bıraksak bile, işin balk emniyeti Bakı. mindan hadsiz hesahsi? mahmirlarmı göz idode “etm Mebarüz Meselâ Harbiyede önünde bir Şişli - Fatih otobüsünün gittiğini gören Kartu- luş , Beyazıt otobüsünün şoförü birkaç metre geride kaldıkça istasyondaki bü- tüm müşterilerin öğdeki araba taraf. dan almucağını düşünerek muhakkak öne geşmeğe çalışıyor ve sokaklarda çil- ginet bir yarıştır başliyor. Şişhane yo- kuşundün 60-70 kilömötre ile aşağı in- dizleri oluyor, Aolra enddesindön çı - karkön, vilâyetin önünden geçecek yer- de, dar ve dik yokuşu tırmanıyorlar, Snbahilari ve gece geç vakitler, İstân. buldan Beyoğluna geçerken otobüsle - Fin çoğü Türbede Cağaloğluna #süpıp An- Kara câddesinden iniyor. Öndeki atlatıl- | bir vörde ya. yüzde 53 tir. kafesleri kırmak istiyor. Nihayet, Jig tel kofesin tir kismi, nı yıkmağa muvaffak oluyor, ve Kudurmuş gibi bahçeye fir. Wyor, Bahçede de bir hayli köğtuktün södrd âçı£ petteteden Önüne a6 râsgelirse deviyerek ikin Bahibiniü davetlerine, (st sözüne, ie nlağan tera: Jrtrüâ polise müracaata medbur ölryör. Közâirilindö * galdiğini gören maymun ikinci kattan su oluklarına tutuha tutunz aşağıya iniyor ve arkâ kâpıdan tekrar eve giforök her şeyi tekraf Kırıp dökmeğö başlıyör. fa Kenditine pondöre- faydalı oser ider gösterilen muzlata rağmâr Kapıyı ağriıyor; nihayet mis- Maymunu teskin için artık filçbir ümid kâlmadığım gören Rurgahu yiyen Jiğ yaralanıyor, yöre yatmiş va ölümün gel- ç İrnesini görmek istemiyormuş gibi ölleriyle yüzünü cü kurşunda | pasaktır. Kraliçenin Fransada bakalÖ mtihanının metlceleri İSE imtihan netieeleri yalnız bizim memlekette mü» nâkaşa edilmiyor, dünyanın hör tarafihde mevzubths ölüyor. Son gelen Franâz güzöteleri 1037 ve 1008 söheleri ba- kalöryü neticeleri arâsinds bir mukayese Yapiyorlâr. Bu rmi- kayöseye göre Fransada 1003 hazifan dovrösi 2214T genç lise bakaloryasına girmiş ve bunlardan 11,145 i müvdffak olmuştur. Muvâffalıyet nispeti yüzde 48 dir. 1927 ders yılı içersinde ise 19,267 talebe baktloryaya girmiş ve bunlardan 10,894 4 muvaffak olmuştur. Muvsffakıyet tispeti : - : getirmiştir. 7 dığım anlaymca 6 da Divanyolundari sapıp Şengül bama mi ödündön Salk kımsöğüde (iniyor. Ve daha bunlar gi- bi nice nice misal ler siyabiliriz. Bitanbul şehrin- de herkesin gözü önünde başlıyan bu korkunç (o yarışlar yüzünden, hafif geçiştiMlen kazn - Tar Ülmen tümen. Kurtuluşta, Bah çekapıdı ve 4ehrin dört tarafınd oto- bön Kazmiari oldu - ğunu gün geşnilyor Ki duymuş olmıya- wi. Fâket Allah köruyer da bu kazalar büyük facislar halini alıyor ve bidiseler pek duyula. miyor. Şoförlerin yüzdelikçi yapılması yüzün. dön ovtaya çikeri mahzurlar kâfi gel miyormuş gibi, şimdi de biletçileri ha- sılatmi yüzde beşine ortak etmeye Kal- İkışılmış. Ve tahif, bu da halkın aleyhine oluyor. Beş on para fazla kazanmak sev- dasına düşen biletçiler, şoförlerle bir o- Tup, otobüsleri yollarda zırt zırt durdu. rüp yolcu alıyorlar. Meselâ Eminönün. de on, on böş önkika yolen bekliyorlar. Ve sonra da bu kaybedilen zamanları kazanmak için yolda çilgimes bir sürat !e gidiyorlar. Şoförlerin kazanç hırsıyla sabahı saat 6 den, gece saat bire, ikiye kadar ala, bildiğime çttemaları, ve yorgun, bitkin Kelerin ön büyüğünü teşldi ediyor. Hal- buki patronlar şoförlerine yevmiye ver- seydiir, önleri İZ satten fasil çalıştıra- mazlardı. Yeni vaziyetten kontrol memurları da şgikâyetçidirler. Bu zavalhlar diyorlar ki: -— Gütde 125 karuş aliyoruz. Biletçi ve şoför patronla ortak. Alabildiğine ça- Iiyorlar, Sabah 5,5 da Klkıp gece 15 İn Kanr 18-19 #nat çalışıyoruz. Ayakta uyuyoruz, İnsaf! Birtüni Busiatı yazdıktan sora sormak İstiyoruz: belediye, zabıta ve Iş dairesi bölgö ftmirlikleri bu vaziydtin önüne göçmek için neaba daha ne bekliyorlar? HABERCİ hr rağ te ye ya içersinde » Beyaz renk mödâ olacak NGİLTERE krâliçesi Majeste Elizâbetin Paris seyaha, ti kadın elbiseleri modasında büyük bir değişiklik yâ- Pariste bulunduğu müddet zarfinda dal. ma beyazlar giymesi, Paris kadınlarmı da böyaz elbisö giy- yılmıştır. Polislerin Paçaları kıvrık pantalon modasini eski kral Yedinci Edvard yaratmıştı. Beyaz elbise modası da İngiltere kraliçesinin ismine izafetle yaşıyacak görünüyor. meğe sevkeimiş ve bu moda birkaç gün içörsinde Pariste ya- veliabtlığı zamanmda kapıyor. çan bir ölümünden sonra sahibi kakçedeki klübeye gitmiş ve maymu- Bü bü kadâr ürküten şoyin ne olduğunu Aramak istemiş, fa- kat bir deliğin önünde oturan ve kendisini görünce içeri ka- findiksicer ndan başka"bir şey gördmemiştir. | ii Bu kadar Şerbeti siz içebilir misiniz? Yazan : Osman Cenaal Kaygılı Şerbet, şerbet, şerbet... Hem de ne şer- betler! Hatuüicağız boyuma #orluyor: — Ayol iç, şerbettir bu, bir şeycik yap maz, iç! haydi darma, #azlanma, şunu da iç bakayım de biraz daha için açıl Sin, yüretiğin feraklasm? Akşam yemeğinden sonra, hizmetçi kı. zın billür, bardakla getirip burnuma Gü. yamış olduğu beşinci bardağa yapışıyo- Tui, Bu, oturduğumuz bahçımin eşsiz, me- nendsiz kaysılarından yaçalmış enles bir kaysı şerbetidir. Bundan önce içmiş ol- dudaklarım ise gene o gece misafiri bulun düğum muhteşem köşk bahçesinin mah. sullerinden birer vişne, gül, o karadut. irenk üzümü şerbetletiydi. Kayışdağı ile Çamlıca arasındaki sırt. lara arkasını vermiş olan bü (o muhleşem köşkün cennet gibi bahçesine beni bu gece zorla Nurullah » Ataç götürmüş ve beni oranın sahibi olan edebiyat merak- isa, orta yaşlı bayana kapıdan takdim &derek kendisi hemen savuşmuştu. Sarışın hizmetçi kızın billür bardak- İş getirmiş olduğu altıncı şerbetin rengi tıpkı onun saçlarının rengine çalıyordu. Ev sahibi bayana: - Limonata mı diye sordum? — Hayır dedi, bu da bizim bahçenin mahsullerinden halis Musta bey armu- du şerbeti! Bu gerçekten öteki (o şerbetlerden çok dahâ lezizdi. Vakm, akşam yemeğinden sonra ve hemen biribiri (ardı sıra altı bardak şerbet karnımı bir hayli şişirmiş ti, Fakat hava o kadar sıcak ve gece o kadar sıkıntılı idi ki o bu gidişle şerbet bardak ve çeşitlerinin sayısı düzüneyi bu lacağa benziyordu. Armudun arkasından bir ahududu ve onun arkasından bir 1. monata, dahâ sonra bir böğürtlen geldi. Onuncu olarak gelen bir'şeftali şerbe- tini artık mutlaka geriye çevirmek niye- tirileydim. Lâkin bizim edebiyat merak- lısı, orta yaşlı bayan: i — Şeftalilerimizin de kokusu'dedi, ta Çamlıcadan, oKayışdağından duyulur. Ne olacak sanki bir de şeltalimizin ta. dıma bakmız! İyi ama iş şeftali ile de bitmedi. Biraz sonra, içtiğim bu kadar enes ve buz gi. bi şerbetler nohut tanelefi gibi alnımdan boşanirken sarışın kızcağız bir de turunç şerbeti sundu ve turuncu mürdüm. kâ- vun, şerbetleri takip etti. Bütün bunlar hararet söndüredeği ver. *de beni büsbütün susatıyor gibiydi. Bel ki de içlerinde şeker olduğu için oböle ölüyordu. Bir aralık ev sahibi o bayana sordum: — Şerbetlerinize diyecek yok; Hay bun İâri yapan, hazırlayan ve billür bardak- larla bana sunan eller dert ogörmesin! Lâkin sizden çok rica (öderim, artık bu bitmez tükenmez şerbet faslına bir niha- yet versek de.. 1 — Biraz da başka — şeye mi başlasak diyeceasiniz? — Evet dedim, muhterem bayan biraz da başka şeye, meselâ biraz da sufas ina başlasak! Malâma, böyle çok sıcak, böyle insanm yüreği çok yandığı 22. mürlârdâa halis, saf suyun hassası baş. Kadır. Hatımcağız Biraz duraklayıp dudakla- rın bükötek; — İyi ama dedi. o maatbesssüi içecek Suyuuruz kalmamış.. Biz evde daima Ka. vişdağı ve Çamlıca suyu olarak iki çeşit iyi su kullanımız, fakat bu gece “izin bize misafir geleceğinizi ve şerbete pek bavıl- diğmızi bildiğimiz için köşkte ne kadar iyi suyumuz varsa hepsini birden şerbet yaptık! Kadının bu sözlerini bizim o Nurullah Atacın bana Karşi o hazttlâtmiş olduğu bir sürpriz sanarak: — Şu halde dedim, ben bir bardakcık soğuk terkosa, yahut Elmalı suyuna da razıyım! Ö, gene menfi cevap verdi: — Maatteessüf biz bulaşık ve çamaşır larımızı bile Kayışdağı, Çamlıca sulari- İe yıkattığımız için bizde . zaten terkos ve Elmalınm damlası bulunmaz! Şerbet emrederseniz derhal Otakdim edelim! (Hizmetçiye seslenerek) kız, çabuk baya bir bardak da koruk şerbeti getir! İyi ama içimin yangına koruk değil, « Der Divame 71 incid

Bu sayıdan diğer sayfalar: