31 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

31 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lob Onu al boynuna as. nie Ber Baştaralı 1 incide tim uzunluğunda bir pala ile ve korku- sundan dili tutulan o arabacırın gözleri önünde kafasını kıtır kıtır kes bir elinde kanlı pala, bi kafa, tarlalarda çalışa korku saçarak Avas ve Lı rasından geçti. Niki tarafından, Ferhat pâşa kemeri i denilen yede yakalandı, vaka mahalline giden. müddeiumumi Übeyd, ve tabibiadii Ha. şim cesetle kesik kafayı tetkik ve mua. yene ettikten sonra gömülmesine müsa. ade ettiler, Katili alıp Bakırköye gütür- düler ve orada tahkikata başladılar. Hatıra gelen ilk sual şüphesiz şu olü- yordu: J — Acaba bu cinayetin sebebi ne? Vakaya takaddüm eden dakikalarda müşterilerinin ne halde bulunduğunu, neler konuştuğunu yakından bilebilecek adam, şüphesiz, arabacı idi. Şu izahatı verebildi: “— Bunlar yolda define aramaktan bahsediyorlardı. Sonra birdenbire, bir kadın meselesi yüzünden kavgaya tu - tuştulâr. Katilin Emine adında bir ab» İası varmış. Öldürülen adam katille beraber oturuyormuş. Bir gece evde kadınla yahız kalınca saldırmış, ka- dmla yatmış. Bunun üzerine kadın ev. den kaçmış ve kar yet et- miş.. Öldürülen adam inkâr etmiyori — Evet.. * diyordu . - Yattım. Ge. ne de yatarım. Sana ne7.,, Sonra bir başka kadının adı geçti. İfakat adında bir kadın.. Bir polisten dul kalmış.. 28 yaşında imiş. Bir de küçük kız çocuğu varmış. Katil; ikide bir soruyordu: “— İfakat nerede? Onu nereye sak- adın?.., '— Ne kadar arasan bulamazsın. yy yyl şark vilâyetlerinin o meşhur atlarmdan- dır, Ünlü ise, hemen her koşusunda plâ- 86 olan muntazam bir hayvandır. HABERİN FAVORİLERİ: SARIKUŞ ye BAHTİYAR. Dördüncü koşu Koşusu Hiç koşu kazanmamış iki yaşsmda yer- M haliskan İngiliş erkek vo dişi taylara mahsus, Mesafe: 800 metre; ikramiye: 500 |i- ra. şine de Şi ( Yalova Yatagan (F. Karaosman) Yılmaz Kaya (ML. Yıldıran) Batıray (Salih Temel) Karanfil (A. Atman) Ece (Salih Temel) Oya (Fahri Atlı) Hayatlarınm İlk koşusunu Ankarada, Prens Halimin Senyör'ü tarafmden ka- zanılan bir yarışta yâpan bu tayların ko. gusu hiç şüphesiz çok entörosan olacak- tır, İkinci defa koşan ve binsennleyh kuvvetleri hakkında kat'i bir fikir edin- meğe imkân bulunmıyan bu taylar ara- sında bilhassa Karanfilin, antrenmanla- yı çök ümid vericidir. Yatağan'la Salih Temel'in tayları da sürpriz yapabilirler, HABERİN FAVORİLERİ: KARAN. FİL ve BALİH TEMEL'İN TAYLARI, Beşinci koşu (Handikap) Üç yaşmda yerli yarımkan İngiliz er- kek ve dişi taylara mahsus. Mesafe: 1400 metro; İkramiye: 255 Mira. Kop (Mareşal Fevzi Çukmak) Bintepo (Celâl Bayar) Al Ceylân (1. Nalçla) Tarzan ($. Kırgül) Bu güzel Handikap'n Genel Kurmay başkaniyle başbakanm hayvanları ara- sında kuvvetli bir mücadeleye sahne ö- lacağı anlaşılıyor, Fakat bahsımliştereke iştirak ödönler, Al Ceylin'm, Ankarada Kop'u bir defa vurduğunu unutmamalı. dırlar. Al Coylân pek âlâ bir sürpriz da- ha yapabilir. HABERİN BİNTEPE. FAVORİLERİ: KOP ve Bahstmüştereklerde, çifte bahis dör. düncü koşudan beşinci koşuya Yyapıla- caktır. İkili bahis ise üçüncü koşudadır. (İkili bahsi kazanabilmek (için, mevzu- bahs koşunun birinelslie ikincisini bul- mak lâzım). A. Fuat Peki, dedim. Şim- Katilin eski ve yeni iki Ben onu eve kapadım. Kapının önüne de İdris ağanın şeytanların diktim. O yerinden kımıldanamaz.,, Bir milddet sustular. Avas köyüne ramıyacağım. Vazgeçtim. Öbürüsü bir müddet yalvartir. Fakat sonra nasıl oldu bilmiyorum. Birden bire hiddetlendi ve herife bir tokat vurdu. Bunun üzerine bir pala parla, dry, Bundan sonra vak'a cereyan ediyor. Yani kâtil, arkadaşını saçlarından çe kip şöseye atıyor ve basıyor bıçağı.. Bu sözler vak'ayı şu üç sebepten bi ribirine bağlıyor gibiydi: 1 — Kız kâtydeşine tecavüz edilen bir adamın hiddetinden müş cinayeti, — İfakat adımda bir kadını sevmek. ten doğan bir kıskançlık cinayeti, 3 — Para hırsı ile gözleri dönen bir adamın, bulacağını sandığı defineyi a- ramaktan Vâzgeğen adamı ânt bir hid. detle temizlemesi. Bu üç ihtimalden en çok hangisi üze. rinde durulabilirdi. Sonra şu noktalar araştırıldı; Acaba vaka bir taammüd eseri miydi? infialden mi doğmuştu? ir taammüde ye mün nuş bir na- asabi bir yüz y çelimsiz adam, bil zaçlıy'dı. Sonra, el Ke ilk anlarında bıçağı Yan maktulun, — Gel beni kes! Der gibi bir teslimiyet gösterdiği anla. şilryordu. Bir adam ne kadar cılız olur- sa olsun, diri diri kellesi kesilemezdi. A- rabacı, o cehennemi facianm bütün deva- mırca onun yol üstünde bir kerecik kı- pırdandığını bile görmemişti. Dahası var. Kelleyi öğdeden ayırdık. tan sonra katil, kaldırıp bakmış ve yük- sek sesle dualar okumuş ve hattâ bir kı. rik tabağın ekleri yanyana getirilip na» sıl yapıştırılırsa tıpkı öyle kelleyi cese- din kan fışkıran boynuna yapıştırmağa alışmıştı. Hem de yüksek sesle bağıra- | ... Yapıştır bunu ye- i. Gene dirilsin. gibi kucağında sıktığını gören, — Yahu! bırak şu kelleyi. At yere. Diyen jandarmalara mahzun bir tavır- la şu cevabi vermişt yım? acıyorum. maktulün boynunda sallanan muska, kendisinde de- fine bulmak kudreti vehmeden bir adam olması müddelumuminin, jandarma ku- mandanının ve tabibiadlinin şüphelerini başka bir istikamete sevketmiş. maktu. lün kendisine muska vermis olan “şeyh üfürükçü,,ye manen merbut o olması ve katille birlikte oturduklarma, define me- imi Tut caddeyi! “Kesik kafa cinayeti resmile Şeyh Abdullak rakının katile de sirayet etmiş bulunma. sına bakarak katilin de şeyh ile bir bağ- wden şüphe Mila ve Bu sabah erkenden üç müharririmizi, hâdisenin, berhayat ve serbest olan üç 1 — Ofürükçü hoca ile, — Katilin ablası Emine ile, 3 — Kapısında İdris ağanın şeytan larına nöbet bekletilen Ifakat ile, konuşmağa gönderdik. Sözü kendileri. ne bırakıyoruz: Kâtilin adresi mâlüm olduğu için e vini kolaylıkla buldum. Aksarayda Mu, radpaşa mahallesinde Tamburf Cemil sokağında 17 numaralı evde oturuyor. du. Bu ev dışarıdan göze fena gözükmi. yor. Fakat #okak kapısı açılınca ne ber - bat bir bina olduğu anlaşılıyor. Alt kat- ta bir genç kadın çocuk emszisiyor ve şok esmer, zayıf bir kadın da endişeli endişeli dolaşıyordu. Bana kapıyı açan, kanadın arkasın. da kaldığı için yalnız bir elinin par - maklarını görebiliyordum. Fakat; “— Bayan Emine burada mdır?. , Dedidiğm anda onun çevik bir hare ketle bürnumün (Odibine sokuldu- Bunu gördüm; — Emine benim efendim.,, iniz hakkında sizinle biraz eddütsüz, * “Buyu ırun efendim, * diyen genç kadma bak. ırkında gösteriyordu. Yüzün nir bir yorgunluğun, uyk hi, solgunluğu ve &- 'n çizgileri vardı. ata çıkardı ve bir sual sor- mama meydan vermeden konuşmağa başladı: — Buntun böyle olacağı belliydi. Kar- deşim beni dinlemediği için bu obelâya uğradı. Ona bin defa bu serseri ile düşüp kalkma demiştim, Ve topallıya topallrya yürüyen bir a- dam taklidi yaparak ilâve etti; — Mehmet denilen herif işte bu. To. pallıyarak yürür,kısa boylu,pisbo durun biri. o Benim kardeşim onunla nasıl tanıştı? Allahtan bulsun o Abdul- lah. Nihayet kardeşimin başını yedi. Be- nim kardeşim gayet temiz ( giyinmesini çok çalışkan bir çocuktu. Evvelce öprülü handa Almanların yanında de- ti eksperi idi. Sonra bu mahallede demir- ci Azmi n yanımda İş tuttu. İyi makinist. Öldürdüğü adamla benim ünasebette bulunduğumu ivorlar — Bana o bakar, Sonra kız kardeşim de bir sivil kaymakamın Karısıdır. Onlar da yardım ederler. Bu Mehmet denilen mendebur aç herifin Eve geldikten sonra ne.kadar şapka varsa kardeşime yırttırdı. Benim namaz bezi ile dolaşma mı tenbih ettirdi. Dinlemedim. Karde. şime beni döğdürdü. Dıvarda ne kadar resim varsa kaldırttı, İpekli elbiselerimi, açık kollu bluzlarımı bir gün eve geldi. ğim zaman hep makasla (kesilmiş bul- dum. Kardeşim evvelce de içki içmez, ho vardalık etmezdi. Fakat camie de gitmez di. Üç aydanberi her hali değişti. Kafa- sına takke giymeğe, evde hep bu postun S1 TEMMUZ Sİ Jandarm Cemiyetinmuhafızl Jandarma Subay Okulu! bitirenlere merasimle diplomaları verildi Ankara 30 (Haber), — Jandarma su. | şahhas timsalidir. Orada GÖ bay okulu mezunlarına bugün merasim. | gürlerde yaşlısı Türkün uzgii le diplomaları dağıtılmıştır. ananesinin statik kuvvetifi Merasime başlanırken mektep müdürü | Genci dinamik bir kurvvetle İt söylediği bir nutkunda büyüklerimize sizler ve sizin temsil etfi ii ve Jandarmanın enkei enli | Aa Kabenin ENİ bakımından yüksek vazifesini tebarüz et- le say aglar. tirerek, jandarmanın yalnız sulh zaman. H İzbemndls 0 larmda dahili emniyetin koruyucusu ol. yer kalmayıp harp halinde de ordu. bir azim ile bu milleti verd İe yer alacağını kaydeylemiştir. sil eyler. Diğerleri sizin Mektep müdürünü müteakip mezurlar | niyet sayesinde catandağ'. dan genç bir subay kısa bir hitabede bu- | Şinde Galıştıklarını gösteri k omuzlarına yüklenen şerefli ve Hazerdek! vazifenizi yi tin icabettireceği bütün va- | nz çek canlı olarak anlat” di tifeleri yapmakta biran tereddüt etmiye. | uzun ratlddet jandarmsds & ceklerini teyit eylemiştir. metleri vardır. Hassesiyeti Bu nutuklara İ, i bakanı ve Parti. | müstenittir. genel sekreteri Şükrü Kaya mukabelede Benim buns ilâve edeceği” bulunmuş, yeni subayların nasıl yetişti. | ket ve inklâb kanun rildiklerini, okulda ne gibi ilimlerle tec. | müeyyidesi Jandarma odağı! hiz olunduklarını anlatmış ve mezunla, | Jeket, kanımlarmı yapar, © xi rın “güvenlik, âbidesini ziyaretlerindeki | bunları tatbik etmezse onls” manayı şöyle tebarüz ettirmiştir: do çürümeye mahkümdur. “Bu âbide bu millet (tarafından sizin | miyetin muhafızıdır. Jan hatıralarmız için dikilmiştir. Size olan | en çok verim veren, geli” sevgilerinin ve sizden beklediklerinin mü f istihsal menbadır. adam kumandaya itaat emeği vakayı kısaca anlattım: — Vallahi ben onları tan bağırdı « Fakat bu Sırada vasi zatan bir kadm; — Eve gelen adam koğulu” yorlardı, hoş geldiniz e “efendi,, de onlara giderdi * yi Demez mi? Şeyhte şafak derhal işer üstünde oturmağa başladı. Sözünü biran kesip oda kapısı arka- sında duran bir kınalı (kuzu postunu gösterdikten sonra devam etti: — Evin ber tarafı seccade, tespih i- çinde, Sabahtan akşama kadar karşılıklı kuran okuyorlardı. Bir gün ben gene şapkamla sokağa çıkmağa hazırlanırken Mehmet beni yakalayıp döğdü. Fotoğraf larımı kesti, Utumun tellerini o kopardı. Bunun üzerine kardeşime sızlanıp şikâ. yet ettim. “Koğ şu herifi,, “döğ şu mel. | unu, dedim. Ne cevap verse o beğenirsi niz? “O benim Mühammedimdir, ben peygambere nasi ei ( kaldırırım”, de. mezmi? Bunun üzerine evden kaçtım. Bir gece Etem Pertev o sokağındaki bir dostumda, bir geceyi Beyazıt da bir ge- ceyi Eyüpte misafirliğe giderek karnımı doyurmakla geçirdim. Fakat bu halin gitgide daha fena olacağından da korktu- gum için “Ahmediye, karakoluna gidip meseleyi komisere anlattım. “Ben kardeş işlerine karışmam. Kardeş arasma gir mem.,, dedi. 2 Dudu sokağında 4 numaralı ev İkinci muharririmiz gördüklerini şöyle hikâye ediyor: “ Abdullah meğer tekke kurmuş da biz farkında değilmişiz. Dudu sokağın- daki evin kapısına dayandiğım zaman, “Şeyh efendi,; denilen adamın, 0 lükten dolayı ikide bir yakalanan zenci Abdullah olduğunu tahmin o edememiş. tim. Kapıyı açtırmakta zorluk çekmedim. Pis bir avlu. Leş gibi bir halâ kokusu. Yıkılıyorum diye inliyen bir merdiven- den zifiri bir karanlık içindeki ikinci kas ta çıkarken rastladığım insanları şöyle bir saydım: Alt katta taşlıkta bir bastonlu adam o |- turuyor, Merdiven başında çıplak bacaklı kırk lık bir kadın. Merdivenin yanındaki odada iki yaşlı kadın daha. st katta şeyhin oturduğu odada 35 lik » güçlü kuvvetli iki kıranta adam şi: kadın, Sofada başı örtülü bir zenciye dolaşıyor. En üst katta da üç dört insan dolaştı. ğı hissettiren ayak sesleri var. Yani dört odalı; bir evde oceman ye. kün on beş kişi. Şeyhin odasma girdiğim zaman o, €- lindeki müstatil şekilli bir kırmızı kâğıt parçası üzerine eğilmiş bir şeyler oku- mâkla meşguldü. Yol gösteren kadın, -— Misafir geldi. Deyince homurdandı: — Beklesinler. Fakat benim bu pis yerde beklemeğe takatim olmadığı için haykırdım. : — Haydi, uzun etme de ir aşağı! Sesim, kendi sesinden Odaha yüksek çıktığı için olacak herhalde, fazla bekle- medim, Kendisine manen bağlananlardan büyük bir saygı gördüğü hissedilen bal “ur Yalan söyleme. M du.,, Gene rücu etti: “— Eh.. bir iki tane v€ “— Define bulmağa birebi, muskaları sen neye boynu. sun. Tak da bari ele şu halâyı temizletiverirsi” Bu sırada bir polis rakola davet etti. Kendisi lerinden çok, evindeki | sini enteresan bulduğun nuşmağa lüzum göl biribirinin kellesini ensesinif şeyhin vatandaşlık — hürriy' genişçe İstifade ettiği anlö$ 3 — Bayan İfakat. Üçüncü muharrir vi tırlarla bize'intibalarını Bayan İfakat; Kocamus” sinde arabacı Beyazıt DV numaralı evin bir kısmın Yusuf adında rahmetli Me karısı. 35 yaşında kadar dığını söyledi. Fakat sof? — Onunla bir mün teş Ben hiç birisini cinay€€ dim. — Size teşvik ettiniz diye — Şeyhin tekkesine siniz?, — Evât. — Ne yapardınız orada? — Hiç misafirliğe ie gi — Mehmedi sevdiniz — O nasıl lif öyle” — Fakat Mehmet sizi * ede ladığından kapınıza cip” < tayin ettiğinden bahsedi”*” yk Konuşmakta âdeta $ du. Kendisini BalarköY” ç4 memur polisin arkasında” düzüldü, Bu vak'a, bir si üfürükçü bir takım ç telkini altna almışa yeniği kimi kadın, kimi erkek. Bari, dünkü vak'ayâ bei çıkmadan, şeyhi ve m Osmana havale etsek- | an Folimistik... Doğrusü bu eksikti, T

Bu sayıdan diğer sayfalar: