19 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

19 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zare EMME Yapan Beynelm EN KORKUNÇ ANLARI TEHLİKELİ SPORLAR el Sporcuların Deniz bisikletile fırtınalı bir gecede Manş'ın ortasında yapayalnız kalan sporcu — Bir boğayı yenen boks şampiyonu -— Otomobil sürat şampiyonunu uçuran hava dalgası — Dünya paraşüt rekortmeninin en korkunç anı — Meşhur gülleci Ringuloya ter döktüren hâdise Bir Franuz mecmaası, tehlikeli #porlar yapan beynelmilel | Gühreti haiz şampiyonlardan, geçirdikleri en müthiş korku hakkımdaki ihtisasları- Bi sormuş ve hepsinden de çok en, teresan cevaplar almıştır. Şampiyonların, bizzat anlattıkları bu heyecan ve korku anlarmın kari, lerimizi de alâkadar edeceğini bildi, Ölinizden, yazıyı aynen alıyoruz: Röne Savar (Deniz bisiketi şampiyonu) Deniz bisikletinin inkişafı için çok ça, Ban Röne Savar, “hidrosikl” adını ver Ğİ bu bisikletle tam üç defa Marş de, geçmiş ve son defasinda bu denizi $ Künt 37 dakikada katotmiştir. Bundan a, 24 saatte 170 kilometre katetmek| tiyle de bir dünya rekoru yapmıştır. | cesur şampiyonun şayan: hayret te! lori bundan birkaç sene evvel bir) Bayı; neşriyat ve gürültüyü mucip ol Muştu, Rone Savar şimdi de, Akdenizde, bü — bir turneye çıkmağa hazirlanmakta” Deniz, bisikleti şampiyonu, geçirdiği en “Akyetli öne öyle anlatıyor: > Bundan birkaç sene evvel, deniz bi. €tinin faydalarını, herkese münaka. & kabul ettirmeğe karar verdiğim za » İlk iş olarak, derhal Kab Duvr se. Bakatini yapmağa, yani Manş'ı geçmeğe Mizettim, araların fena gitmesine rağmen bak- ık istemedim. Ve teşrinisani ortasın. rma sadece bir motörlü sandal duğu kaide, yola koyuldum. velâ her gey yolunda gidiyordu. Ga. Tahat Pedal çeviriyor ve teğriceni h sahilinden uzaklaşıyordum. For. ayin ve kendime çok itimedım çat bir müddet sonra ortalığı sia adı. Peşimden gelen motörü güçlükle y Yor ve gözden kaçırmamağa çalış" Müş evide, cihet tayini hususunda en w bir malümatım dahi yoktu. Sade. pi bir hat üzerinde, mütemadiyen a, ru gitmem lâzemgeldiğini biliyor. uirdenbire deniz kaynamağa başladı. Ne dalgalar, beni fındık kabuğu gibi ap dalgalar arasmda kaybol, , Etrafı karanlık basıyordu. Mta, üze açılan derin uçurumlara yu. Baliç, er sonra birdenbire köpüklü te- yükseldiğimi hissediyordum. emeğe başlamıştım... Üstüm başım Taşa, A. Her defasında kalbimi ye. Rin, oynatan Sallantı ve gıtırtılara ©n bisiklet mukavemet ediyordu. a anlik etrafı iyice kapladığı zaman yi bütlin fecaatiyle anladım. Küt başıma kalmış, yolumu şaşır. Yen !. Motörümün uzaklan mütemadi. kp İllük öttürdüğünü duyuyordum fa. *limden bir şey gelmiyordu. Pedal darbesinde: — Hapı yuttum... Hapı yuttum! Diyordum. Yüzüme mütemadiyen inen tuzlu su şamarlarma gözyaşları da kari- şıyordu. Artık boğulacak anı beklemekten başka yapılacak bir şey kalmadığını bile düşünemiyecek bir haldeydim ve ümit. sizlik içinde mütemadiyen pedal çeviri. yordum. Altı saatlik ölüm azabi; ölüm heyeca, ni... Sonra birdenbire Duvr'un ışıkları gö. ründü! Nihayet kurtulmuştum. Birdenbire yanımda, siyah bir cisim gördüm. Bu, benim kaybolan değil bir İngiliz harp gemisiydi. Şekspir lisanından bir tek kelime bile bilmiyor- dum, Derdimi anlatmağa çalıştım. Bitkin ve bir tek hareket dahi yapamıyacak bir haldey Beni gemiye alarak Düyra götürdüler. Orada da, soğuk, steş ve yorgunluktan titrediğim halde, böni hapishsneye atlı, lar, Nereden geldiğimi bir türlü anlaya. mıyor ve casus olmamdan şüphe ediyor. lardı!. Manş'ı iki defa duha geçtim... motörüm Rozemeyer (Alman otomobil sampiyonlarından) İşle bu serinin, hiç şüphesiz en mühey. Yiç vak'ast.., Şimdi size, meşhur otomabil şampiyon larından Alman Razemeyerin cidden trajik bir hissikeblelvukuundan o bahse, deceğir, Meşhur şampiyon, yarış için, Darnş tat'la Frankfort'u yekdiğerine bağlıyan otomobil bistine gitmişti, En büyük rakibi İtalyan Karaçyola'nm rekorlarını kırmağa (çalışacağını biliyor! ve ona göre vaziyet almak istiyordu. Filhakika Karaçyola antrenmanda bir kilometre üzerinde 432 kilometre 692 metrelik sürat elde etmeğe muvaffak ol. muş ve Rozemeyer'in 406 kilometre 231 me're olan derecesini bir hayli geçmişti. Bunun üzerine Rozemey'er de, derhal, kısa bir talim koşusu yapacağını ve he. men akabinde Kamçyola'nın yaptığı sön dereceleri indirmeğe çalişacağını bildir di. Nitekim de öyle yaptı ve bu idman ko, guzunu bitirince, gazetecilere beyanatta bulundu: “Bir aralık öyle bir rüzgâr del. gasına tutuldum ki, bu rüzgâr beni, ne, redeyse, oturduğum yerden fırlatacaktı, Bu korkunç an cidden müthişti fakat kısa sürdü. Saatte 430 kilometrelik bir süratle gidiyordum, Geçlediğim — tehlikeyi o kavraymca, s0. Zuk terler döktüğümlü hissettim... Fakat bu aralık yüzleree kilometre katetmiş ve tehlikeyi atlatmıştım. Çok şükür.. Ölüm mukadder değilmiş...,, Bu sözlerden yarım sant sonra, Roze meyen tekrar otomobile bindi, arkadaş, larma gülümsedi, halkı eliyle selâmladı ve bütün hiziyle uzakYıştı. Yolun üzerinden geçen bir köprünün takriben yirmi motre gerisinde, yeni bir! rüzgâr dalgası otomobili “esüpürerek, kenara atti, Rozemeyer olurduğu yer. den fırladı ve derhal öldü. Otomobil köprüye çarparak parçalan. dı. Klieto Lokatelli (Boks şampiyonu) O, şöyle anlatıyor: “Hâdise bir ring üzerinde vukubulma- miştir. BA tevazu söyliyebilirim ki, en tehlikeli rakipler önünde bile, korktuğu, mu asla hatırlamıyorum. Diğer taraftan, kendim için de kork. mamıştım, Fakat her ne olursa olsun, in. sanı birkaç saniye müddetle titreten, fel co uğratan ve kanı dondurano hissi daydum. Fransanın cenubunda, Juan,les, Bins do bulunuyordum, Sıcak ve güneşli bir yaz günüydü. Gayet negeliydim ve Islık öttürerek denize gidiyordum. Birdenbire, bir sokağın dönemecinde çilgin bir koşuş:ma, gürültü ve çığlık ses. leri. duydum ve. homen akabinde, etra,' fa kaçışan kadınlar, erkekler gördüm. Arkalarındası, iri yarı bir boğa kovalı, Yordu. O civarda seyyar bir sirk vardı ve öğ. leden #onra temsil verecekti. Boğa İşte bu sirkteki yerinden kaçıp kurtulmağa muvaffak olmuştu. 'Tam bu sırada bir evden bir çocuk çi- kıyordu. Boğa, boyruzlarımı indirerek bu masumun Üzerine atldı, O zaman müthiş bir korku duydum. Boğa, sokağın ortasında duran çocuğa yetişiriyti, Nasıl harekete geçtiğimi hatırlamıyo. rum ki, boğanın öründe bulunuyordum ve orun korkunç boynuzlarına yapışarak bütün ağırlığımla üzerine çullarıyordum. Kuvvetim, irademle büsbütün artmıştı, rusunu yerden kaldirarak oradan uzak. Çocuğun annesi evden fırlamış, yav. laşmıştı. h Birdenbire yolunun Üstünde bir mani- ayla karşılaşan boğa, korkunç bir ses çi, kararak beni hiddetle sarstı. Fakat, o, nun beynuzlarını birakmıyor ve bülün vücudumla üzerine çökmekte devam ediyorum. Nihayet düşeceğini biliyordum. Çünkü büyük bir tali ve tesndüt eseri © Yarak, onu tıpkı kovboylar gibi yakala. Kiştim, Bu aralık sirk'in adamları da, ellerinde İpler olduğu balde, oraya gelmişlerdi. Kurtulmuştum. O zamün gülmiye, asabi kahkahalarla gülmiye başladım. Ve bütün vücudumu saran tere rağmen, asgari on dakika tit. redim.,, Ceyms Vilyams “Korku begeri bir bistir. O her yerde mevcuttur, Baz: bu, suzlarda korkmak c6 saretsizlik göster . mek değil, #adece, geçirilen tehlikenin derecesini biran ölç- mektir. Hayatında hiç kor (Dünya paraşüt ku geçirmemiş, hat. rekortmeni) tâ birkaç dela kor . ku geçirmemiş tayyareci veya paraşütçü tasavvur edilemez, En korkunç hatıram 1992 senesine a. ittir, Henliz yirmi iki yaşındaydım... Ha. va propagandası için tertip edilen müsa” bakalar münatebetiyle Tumusta bulunu. yordum, Üç paraşlitle bir iniş gösterişi yapacak, üç paraşüt atacak ve sonurcusiyle yere tom... Yani sukutum esnasında Sırasile İnecektim, Yükseklik pek fazla değildi, Sadece yedi yüz metre,.. Tabii mesele böylelikle güşleşiyordu. Gösterişim esnasında, hal, Jâzımd. kin, inişimin bütün safhalarmı görmesi Nihayet tayyareyle bavalandık... Ha. sırlandım. Atladım, Şunu da söylemek mecburiyetindeyim ki, paraşltlerim otomatik bir şekilde, yekdiğerleri tarafmdan açılıyordu. Bİ rincisinin açılışı İkincisini de açıyor ve İkincisi de üşüncüyü işletiyordu. Üçünün birden açılmasına imkân yoktu. Böyle. likle emniyet iyice garanli edilmiş olu. yordu, Fakat bu defa hiç de öyle olmadı ve kendimi boşluğa atar atmaz, birinci pa“ ragütü işleten ipin koptuğunu dehşet £ ginde gördüm. İkinci paraşüt, allımda, kendiliğinden açılarak benli sarlı. bir kur, gun gibi aşağıya iniyordum. Şuursuz bir cisim haline gelmiştim. Kolların ve a. yaklarım otomotik bir şekilde hareket etmiye başladı. Boşu boşuna çırpmıyor. dum, Neredeyse düşüp pargalanacaktım.. Nihayet, yerden ancak seksen - metro yükseklikte bulunduğum bir sırada, gay“ rişuuri çırpınmalarım ( eticesinde, beni saran paraşütü üzerime doğru itebildim, Ve bende böylelikle yere indim. Üçüncü paraşütle ihtiyacım kalmamıştı!.. Halk beni, çılgın bir tezahüralla alkış. Jadı.., Çünkü hiç kimse işin farkında ol. mamış ve herkes, sirf bir marifet göster. mek için böyle hareket ettiğimi gannet. wişti, Yalnız birkaç mütehassıs geçirdi- ğim korkunç tehlikeyi anlamış ve benim Kadar sararmıştı.,, Anteonen Many pi. N mz (Fransız bisiklet şampiyonu) “Hayatımda ilk müthiş sukutum, 1927 senesinde Fransa turu esnasmda vuku. bulmuştu. Itiraf edeyim ki, fena halde korkmuş, tum, Frantz ve Lödük dahil olrtak Üze, re altı bisikletçi, diğerlerini bir bayli ge. ride bırakmış Prad tepelerinden aşağıya inlyorduk. Tam bu sırada Belçikalı Von Slimbrok'la Dekort bize yetiştiler, Von Slimbrok derhal bizi geçerek bızla uzaklaşmağı başladı, Peşine takıl dık, Ben bütün enerjimi sarfederek De. kort'u yetiştim. Fakat onr çarptım... İki, miz birden mütkiş birer çığlık kopararak yere yuvarlandık, Saatte altmış kilometreyi mütecaviz bir hizla gittiğimiz bir #irada vukubulan bu sukut cidden müthişti... Bir sevkitabii, başımı ellerim arasma silmiş ve bisikletim üzerinden o vaziyet. te bavalanmıştım. Beni kanlar içinde ve yarı bayım bir halde yerden kaldırdılar, Her tarafım ağrıyordu. Buna rağmen Fransa turunu bitirdim.. Hem de çok iyi bir derece ile... Fakat i. tirs£ edeyim ki, o Sukutum esnasında, bir daha bisiklete binmiyeceğimi düşünerek çok korkmuştum. İkinci mühim sukutum 1631 de olmuş” tu, O zaman, Fransa turunun tssnifinde başta bulunuyordum. Ve bu defa birinci. Uği elimden kaçırmamağa azmetmiştim, Sospel , Nis merbalesi üzerinde, İtalyan Desensi'ni biraz geride birakmıştı.. Bu, hun için, her ne bahasma olursa olsun onu bir dağ inişinde yakalamağa karar verdim, Bir viraja gelmiştik. Hicun ettim. Eyvah! Karşıma kumlu bir yer çıktı. Hızla yan uçuruma doğru kaydım.. Ta. Bim varmış ki, 6 uçurumdan bir metre mesafede durabildim... O zaman döktüğüm teri hatırladıkça hâli ttrerim.. Yalnız hayatımı değil, Fransa turu birinciliğini de kaybedecek, tim, 1935 senesinde de, santte 70 kilometre- Hik bir hızla giderken bir otomobile çarp. mış ve yart ölü bir halde hastaneye kal, dırılmıştım.. O zaman duyduğum korku da, diğer ikisinden aşağı değildi... Şari Rigulâ “Herkesin olduğu Ribi benim de, soğuk > terler döktüğüm bir an oldu ve bü teri ç dökmekte haklıydım, w Hâdise, bundan N takriben altı sene ev vel, halter “#porile *“ > özgül öladğum si, ralarda cereyan et. mişti. Pariste, Bule at « letizm klübünde müsabakalat tertip edil, mişti... Ben gayet iyi bir formdaydım va mümkün olduğu kadar fazla dünya rekoru kırmak istiyordum. Netekim o gün, sağ elimle 89.5 kilo kaldırmak suretiyle “Vole,, rekorunu kır. dım, Dostem ve menejerim olen Jan Dam iki elle "jöte,, rekorunu ds kırabileceğimi söyledi. € Bu işin rekoru 151,5 kilo ile Alman Sassler'e altti, fakat herkes, benim bu re, koru kolaylıkla krrabileceğimi söylüyor. du, Esnsen bön de kendim! gayet iyi bis, gettiğim için, bu rekoru kırmağa çalışaca" ımı söyledim... Nihayet, 170 kilo ağirli. ğında kocaman bir halter hazırlandı. Kısa bir istirahatten sonra bu müthiş halterin karşisma geçtim. Salonda büyük bir kalabalık vardı. Halteri kaldırmak ti, zere eğildiğim zaman, ortalıkta, bir si,” beğin kanat sesini duyabilecek kadar de, rin bir sükünet vardı. Herkes heyecanla hslteri kaldırmamı bekliyordu, Çünkü kaldırsaydım, dünya rekorunu, o zamana kadar görülmemiş müthiş bir farkla (185 kilo farkla) kırmış olacaktım. Bu nevi halter kaldırma iki hareketten müteşekkildir. Evvelâ halter göğüs hi, zasına getirilir, ksa bir tevakkuftan son. ra da elle uzatılmış olduğu halde, başm üzerinden atılır. Adalelerim, kopacak gibi gerilmiş oldu. ğu halde, ilk hareketi yaptım. Birdenbire, balterin oparçalandığını, #öndelediğimi ve seyircilerin arasına yu. varlanmak Üzere bulunduğumu hisset, tim?, Ne olmuştu?. Demir çubuk ortasından kırılmıştı. Müthiş bir gürültü duyuldu. İki kocaman ve ağir tekerlek, lozu dumana katarak yere yuvarlandı!., Yaralanmaktan ve hatâ müthiş bir sa“ katlıktan, büyük bir tali eseri olarak kur, tulmuştum. Halter çok ağır olduğu için, demir çu. bük buna mukavemet edememişti. Bu hâdiseden sonra, uzun müddet hal, ter kaldırmağa cesaret edememiştim.,, Bp” Devami 14 üncüde

Bu sayıdan diğer sayfalar: