28 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

28 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1) Maber'in tarihi Romanı: 1 bat YILDIRIM'IN Araş amele m Yazan: Ikimim “Bir kan buharı, meydanın korkunç havasına yayılıyor BAŞLANGIÇ “1589 haziran 44 . 1ö gece,, (1) “Bırp Kralı Lazar awizade Mileş Ka, “piloviçle büyük bir #iyafot masası “başmda kadeh tokuşturuyor. Kralın “bu gece yüzünde derin ırtırap çiz. #“gileri var. Fevkalâde zamanlara mah. “sus olan yüksek saray öniformasile “balmumundan bir heykel gibi görü- “nliyor. “Kahramanlera mabsns tunç Istiraviza “kadehlerile şarap getirdiler. “Eral kılıcmn kabznsma elini koya - “rak ayağa kalktı. Ziyafet çadırına, “sanki igerde canlı bir şey kalmamış “gibi korkunç bir sessizlik çöktü. Hay, “kırdı: “. Milog. Şu kadehle ig! “Sırp krah haşmetlü Lazarm büyük “Sırp milleti namma seni memur ci- “üği kahramanlığı hazır mısm? “yiilaş Kampiloviç dişlerini dudakları “üzerine kenetlemiş, yüzünde bir dam “la kan kalmamış titriyordu. Cevap “verirken sesindeki ihtizaz, binletes “kelle kesmiş asilzade o muhariplerin “bile tüylerini ürpertti. “ Yarm fecirle sadakatlmi haşmetlü “EKralım Lazara isbat edeceğim. Sırp “mllletinin kanma, kralmım aziz başı. “na, asılzndelerin şereflerine ve İli “ermla atma andiçerimi “Kosva muharebe meydanı kan kolcu, “— Bre ağular, pudişahımız şehit ol. “du, Haydi düşman Üzerine!! “Seller gibi boşanan yeniçeriler Veko, “viçin yirmi binlik ordusunu çilyavru- “su gibi dağıttılar. “Tazar ordulurı dn bu kükreyen Türk “seli karşında dağıldı. “Geniş gövdeli çıplak syaklı Saka Ro “cep yüksek tiniformalarile atı üze. “rinde şaşkın bir halde sallaran Surp “kralmı ayaklarından yere çekti. “Hünkür Murat HMüdavendizâr, can “verirken Lazar ve Sırp muharip asıl- "zadeleri yanıbaşında satırlarla idam “olundular, (3) (9) BİRİNCİ KIS'M “Palişalı Muradın tabutu oçadırın “methalinde, Yıldırım Beyuzıt hünkâr “oluyor. ““Yüdırıma fik İzadesiz ©“. Yakuba (5) tevkif ve ilam odin! “Böyle bir faclayla yepyeni bir devir “ve tarih başlıyor. — Şöyle eteğini birez kaldır bre kal tak! Yalakodanda değil er meydanında” #ta! Ulan Anemas üç gü kartım göğsünü! — Bvru değü, saraylı kız, ağal. Hor bakılnağa alişmamtş. Hem tavukgüğsü değil, prenses göğsü bu. Açsam üz ho. geften sen ne aülarsın? — Ulan Anemas İşinde eşin yok bel Bu pilicö ne toka edelim? — Kahbs herif! Arkamdan hücum e. deseğine bodiri meydan! Melli, ince bıyıklarile ve alntna dağılan siyah saçlarile bir kaplan gibi heşmetli duruyor ve hâlâ Alinin kavradığı bileğini bırakmıyordu. Anorsas Üstünü süpürerek yerden doğruldu, bilâ kendine geleme - miş, kendini azraflin elinden kurtarın bu meçhul delikanlıya hayranlıkla ba ka kalmıştı. Kaim da zevkle gülüyordu. Kimdi bu delikanlı, tanımıyorlardı. A- MH de bunu hiçbir yerde görmemişti. Fa- kat beyni tuğulduyordu. Ali, buraları ha. Faca kssmiş, dediği dedik, kestiği kes tik bir babayiğitti, Onu bir kadın karşı. smda bıçağından mıskrum eden adamm Dosyada iştirak Güstav Jilser bayılacak gibi olmuştu. Biraz sonra kendini toplhyarak Rokura karşı mugmelesini değiştirdi: — Evet. Bu kadın benim metresimdi, Fnkat o nasıl casus olur? Bunun imkânı yok. Ondan nasıl şüphe ederdim, Tavsi- ye mektuplarını onun bu vaziyetini bil - meden hüsnüniyetle verdim. Böyle oldu. eceli gelmiş demekti. Bir hamlede ayağa İ ğunu kabul ediyorsunuz değil mi? ben kalkti ve kabaran bir hindi gibi Halilin karşisıne dikildi. — Sen kimsin bire kodoz? Diye #ğımdan Lükrükler saçarak bay. kırdı. Ansmas ve kadın, şimdi kopacak korkunç kıyameti heyecanla bekliyor . Jardu Bü ik! dev vilcutlu insan elbette bu işin altında kalmıyacaktı, Halilin altmânki damar çatlıyacak gibi şişmiş, yüzü morerm:ş, gözleri küğülmüş, burun delikleri kabarmınştı, Ona da haya” tında ilk defa bu küstah keri?f (kodog) demişti. y — Ulan, dedi. Canma sıkı sarıl! (Devamı var) mevkide bir adam... hayatım mahvoldu demektir. Düşmanla. rim bundan istifade edecekler. Mile işinde yardımı noktayı söyleyiniz. Bana itimad ediniz. Hizmete mulkahil hizmet, söyleyiniz. Sonra ben da sizi hiç görme. miş, hiç tanrmamış olurum, “yor. Henüz çıkan güneş, İnce seller — Bin sarı, ağu! iverrih tarihi “pafinde, parçalanmış cesctlrle deln | — Vay canma! Değer mi dersin Ya-| gerken Mamma & olarak kaydetmek “hendeklere doğru akan Sırp asker! | kup? < “ve yeniçeri kanlarmı ısrtıyor ve orta, “Tığa hafif gölge sindiren bir kan bu- ©“Darı meydunım korkunç havasına ya “yalıyor. - “Asılzade Milaş Kopflaviş şahlanarak “Asılzado Miloş Kapiloviç şahlanan “stile Padişah Muradm kararrihma “doğra doludizgin ilerliyor. “— Hey atlı, yasak! “— Hünkâr göreceğim. Haber verin! lerim Kara Ali!, öküz gibi haykırıyordu: senin olsun! “Miloş bir hamlede Padişah Murad “ayağına sarıldı ve bütün kuvvetiyle “yere çekerek hazırladığı Iğri uçlu “hançerini sultanm göğstine geçirül, “Padişah yüzüstü kapandığı yerde çır- “pınriken Miloş atına doğru fırladı. “Fakat vmlayarık gelen bir hançer “omuzunu deldi. “Wo bir an içinde üşüşen yeniçeriler “Asılzndeyi paramparça ettiler, (2) “Orduyu hümayun karıştı. çarken haykiriyordu: denk sl AI. haykırmıştız Akşam üzeri Alive beni Haydar beye götürdü. Patronum dedi ki: — Oğlum, başm sağ olsun! Bana güvenebilirsin. Şu elim vazi* © getinde sana ne türlü yardım etmek kabilse ederim. Paraca çıkım tın varsa söyle; çekinme! Biran süküttan sonra ilâve etti; — Bana öyle geliyor ki, şu şerait dahilinde babanı evde tutmak © çok müşkül bir şey.. Ona lzrmgeldiği gibi bakamazım. Hasta iğ: oldukça korkunç,. Hem cenazenin defnedileceği gün onun burada “bulunup sizi âleme kepaze etmesi de doğru değil. Yarın sabah baha* © mı götürmeğe gelecekler.. İyi bir yere götürecekler; oraya istediğin zaman gider, babanı görürsün. Haydar beye teşekkür ettim ve hıçkırıklar içinde Aliyenin ku- dağına atılım: — Aliye, artık senden baska kimsem kalmadı! Aliye. Haydar beye dönerek içini çektiz — Görüyor aşısunuz? Haydar bey yavaşça beni ayırdı: — Şüphesiz, Ahmet Ali.. Aliyen senin.. Fakat ben de varım! Heyecanlı görünüyordu. Fakat Aliyeyi aldı götürdü. Ertesi sabah bir adam geldi, Hususi bir hastahanenin adamı ol unu söyledi, — Vaziyeti biliyorum, diye fısıldadı. Sakın, ayrılırken, bir şey etmeyiniz. Şimdi, beni beybabanızla tanışlırı! dusınız? Benim adım: Raşit.. Pederinizle beraber, sanki gezmeğe gider gibi, çıkacav “Üz. Eşyasını sonra getirirsiniz. Haydar beyden icip eden talimatı #ldm. Babam, pencereden, bulutların akışını seyrediyordu. Bu yahancı “ adamın karşısında fevkalâde bir hürmet gösterdi. Raşit efendi, beni © konuşmaktan men için bir işaret yaptı. Sonra babama dönerek: — Paşa hazretleri, emirlerinizi almağa geldim, dedi. Çenesine saran bıyıklarını paslı dişleri arasmda geveliyen kanbur Yakup arka. daşmm sunline kahkakayla güldü, — Bir âsfü tadmâ bakayım da öyle söy. Ali bir hamlede ihtiyar Ansmasın göğ | sine fırladı ve bunçerini belinden çıkar. dr. Anemas yörleri yerinden fırlamış bir — Catrma kıyma bre Kara Ali varsin — Arkandaki Deli Hallldir. Ali bileğimir acısmdan bu haykırışı duymamış, onu atıldığı bir bıçak işinden #k defa geri koyan bu del/kanlıya kan. lanmış gözlerile kudurmuş gibi bakarak #uretile bütün müvorrihlerden ayrılmış bulunuyor. (2) Bizans müverrihi Tah Duka ve Sırp tarihçileri bu kâdiseyi böyle kaydederler. Hammer tarihi dit 1 (3) Müverrih Engel (Sırbistan tarihi) ©serinde bu hâdise hakkmda diyor ki: “Sırp Kralı Lazarın Dakaşava ve Mor « yör ismindeki kızkardeşlerini Miloş Kapi” lovig ve rakiği Dük Bzankoviş aldılar. Ka ümlar kocalarınm cesaretleri üzerinde bir Pari parıl parlayan herçerle gerilen /Hür bir münakaşaya tutuştular. Miloşun ka kel şiddetle htiyarn kalsine inerken do- mir kerpeten bir avuç Kara Alinin elini kavradı ve silkeliyerek hançer! fırlattı: — Mel'un! Kan içmekten kıkmadın zar, nö İstersin biçare silâhsız ihtiyardan? Kanhur Yakup bir ok gibi fırladı. Ka. ra Dokaşava kızkardeşine bir tokat vur- du, O da kocası Brankoviçe anlattı. Dük bundan sonra Miloşu Türklere casusluk etmekle itham etmiş ve bütün Sırp asıl. zadelerini inandırmıştı. Kosva muharebe- «i gecesi Kral Lazarm ziyafetinde Miloş hasminm ikhamlarma cevap verdi ve Işte bu hâdise Kapiloriçi padişah Murada su- Ikast yapmağa #evketmistir.,, (4) Meşhur şair Hafrr ve Osmanlı ta, rihinde büyük rolü olan Nakşibendi tari, kati şeyhi Bahaettin Padişah Muradın katledildiği yılda öldüler, (5) Yıldırm kardeşi, Kendini — Siz kimsiniz? — Yeni mükürdarınız Raşit bendeleri, — Pekâlâ! Pekâlâ!.. — Paşa hazretleri küçük bir gezinti yapmak arzusunda mıdırlar? — İhtimal, biraz kalık avlamak niyetindeyim. — Çok muvafık, paşa hazretleri! — Evet, kanatlarmaa yakutlarla müzeyyen broşlar bulunan sa- can balıklarından tutmak istiyorum. — Bundan saatle orada mevcut bulunmak icap eder, — Prensi de çötürliyor muyuz? — Hayır. O daha pek genç; gevezelX ederde bütün balıkları Kar çırır.. Paşa hazretlerinin paltosu, (esi hazırdır. Babam, başımı bile çevirmeden, eski hayat arkadaşım yattığı döşek önünden geçti. Kapıda tereddüt eder gibi oldu: — İcap ederse, dedi. balıklara elmâstan yem de atarız.. Ve dışarıya çıktı. Raşit efendi bana yarı alayla, yarı merhamet le yüzünü ekşitti ve bir aralık süratle kulağıma iğilerek:; — Sabır'r ol, dostum * dedi * hayatı ve insanları iyi bilen bir dam sifatile söylüyorum, bana iran, sabırlı ol, Ona gayet iyi baka- lay ne var, paşa hazretleri. Arabamda, sırf bu- mun için icat ecülen a'ât var, Biz acele edelim. Balıkların az oldukları Duyulursa siyasi — Merak etmeyiniz. Bunlar aramızda kalacak, çünkü gizli tutulması lâzım, Mobusun yüzü güldü: — Aramızda knlacak ha? teşekkür e- derim dostum, Töğer düşmanlarım öğres nirlerao? — Sakin olunur. Bara meseleyi tah- dokunabilecek her Bildiklerinizi Gilstav Jilber ayağa kalktı, Heyecanla söylenmeğe koyuldu: — Bravo dostum, teşekkür ederim?! $i- 20 her şeyi söyliyeceğim. Fakat siz de benden bahsetmiyeceksiniz, Tekrar oturdu. Hilda ile olan münrse- betiri, hettâ mahrem teferrüntma va - rincaya kadar anlattı, Rokur dikkatle dinledi. Arada tezi sualler sordu. Saat bire doğru da millet mümessilinden müsaade istedi, Güstav Jllber hararetle onu uğurlarken: — Bana vaziyet hakkımda kaber ve- riniz. Eğer yardıma ibtiysomız olursa müracaatta tereddüd etmeyiniz. — Hayhay, Ev sehibinin tızattığı eli istikrahla tu- tup sıkarak ayrıldı, xm Hilda,Pusson #okağmdaki evine şafak sökerken döndü. Geceyi Stefanla, delikanlmm Terminus otelindeki odasında geçirmiş, sababa kar gr: — Dönmem lâzma sevgilim, demişti. Çok geç oldu, İhtiyataızlık yaptık. Fakat öğle- den sonra gene gelirim, Yemin ediyorum. Geleceğim, Alelâcele gitmiş, son defa öpüşmüzler, genç kadın bir taksiye atlayıp eve 4 EE > ANE cağız.! Adresi de söylüyorum: Pazartesi, perşembe gö” den üçe kadar gelip görüşebilirsiniz. Fakat bir ay Kadfi ve sakin bırakmak daha iyidir. Allahaısmarladık; sal “1 rihte, on dokuz yaşındaydım. —i— ge Aliye ile Cahit arasmda meler geçti? Bu hikâyeyi 7 İogiste,, (1) sabrı ile yazıyorum; lâkin bazı unsurlar kendimi bir romancı hünerile çekip yalanlar krv Aliye dalma menfaat gözetir ve bu hali, onu pe$ lamağa yardım eder. Bana vücudunu teslim ettiyse, serbest kalmak ve “ser beni kızken almadın saydı? nerek istediği gibi yaşamak için yapmıştı,ki bu da dl gözü, Haydar beyin servetinde olduğu için, oğlu ile ei olan bir münasebet bulunduğu aklıma sığmıyor. Evin 4 geçirmek, nüfuzundar istifade etmek için belki başkâ o MŞtL. titriyerek, * düt etm dem, a We çe /V Yazan: R. Robe Düma — 102 — Çeviren” Hedingen, metresini elinden *© çekerek salona Kapıyı kapddı Bu kadm için polis müdürlüğüne hita- ben yazdığınız hararetli tavsiye mek - tupları dosyasında duruyor. bunlardan beka Jlilda ile aranızdaki münagçbatın gekii hakkında verilmiş po- lis raporları da var, Bu kadın sizin met- resiniz, Şimdi bu kadın hakkımda ne noktadan tahkikat yapıldığını da söyliyeyim: ca - susluktan! ayrica katil suçuna etmekten... Her neyse, günün birinde stölyemde çalışırken C&” vallı çocuk büyüyememişti. Kekeliyerek, üzüntüden. ye ile nişanlı olduğum halde gelip beni 8 iğini, çünkü hiç kimsenin ciddi bir mana Ni bu taahhüdü çocukluk addettiğini söyledi.. Ve ilâve esti — Ben onu seviyorum, o da beni seviyor. Fminifi iyi tarafından tutacaksınız, zira hergün görüyoruZ, çocukluk arkadaşları kendi hisleri üzerinde aldanı «| nımın söylemeğe cesaret edemediğini ben söylüyorul” ve hâlâ boğazıma atılıp sıkmadınız, Odemekki 23 KARNA Hey götürdü. dönmüştü. Kayınm önünde anahtarı çıkardı Fakat köp! açıldı. — Gir. : Kurt Hedingen kapıda Mk © ğini kavradı, kadını içeri Eilda kendi kendine “ di mua,, dedi, Derhal ka v “Böyle daha iyi oldu. Bire miş oluruz. Hedingen, metresiai gelindi”, kerek salona götürdü. Joktriği açtı. Odayı kaplayâ ber suali de yetiştirdi: j — Nereden geliyorsun yata g3”) Kont yumruklarmı Bıkamiğ, / cırdatıyordu, Hilda, sakin VE” el — Canımın istediği yerdes! verdi, K — Canmm latediği yerde? istediği yerden ha! yi Kadına doğru yürndü, Hİ lede mntanm orkasın& geri tekrarladı; — Evet, canımm fetediği Kont hiddetten tir tir rağmen koniguların nazsi memeği düşünecek kadar Kö olabildi. Dişlerinin arasmda” — Nereden geldiğin! z nm yannıdan... Ona, döktüğü © bil satir vücudunu mi değil mi? Eliyle bir koltuk üzerini? akşam gazetelerinden birini Gazetenin menşeti şöyle gd: Grönel sokağmda esrarl£ Hilda omuz silkti, Kont devam etti? — Ginayelten sonra aşk! © i yeti müteakip umumi erlerd? gi rip önlerine ilk çıkan kadın! “e cinayetin! unutturmak rolü düştü kaltak! Hilda bir kahkaha seyir — Güleyim kari! Bane #18 meğe kalkan sen misin? P Ağzını açmadan evvel bir karşısına geçip hulize yas Kavya eder bir fahiyo t8' kalçalarma koyup başını ys?f — Evet, dedi, iyi bildin* nindan geliyorum, Sabaha beraberdim, Öyle zevketlik ” — Suz kaltak! 2 Masayı devirerek Hildar9 rüd'i. Duvara sıkıştırdı. korkmustu, sapsarı oldu VW — Sun! Seni gebertirimi Yanağına müthiş bir ” âtn boj bulumamk yere düğ'” tekme vurdu. ge « Ed (1) Entomologiste — Böceklerden bahseden âlim

Bu sayıdan diğer sayfalar: