6 Ocak 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

6 Ocak 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Seğğü Hatalar anlatan ve vesikaları verm: AK, Eliz, Cevahirciyanın Abdülhamidin casusu olduğundan şüpheleniyorum. , sa çıldıracaktım. o Çürkü| | in yazdığımı aynen buraya da g * Böyle bir hart yığını karşı | riy li. ME —Z —R— D— W—K-i—PM—1 EN İ—S —T —F DE) ca cümle meydana iyana karşı teş ki müteyakkız bulunmaosı, son deja elime geçen bazı deldil ve ve saik cümlesindendir. Teşkilâtim mer vinin değiştirilmesi ve mümkün r dil kullanılmasını Iş cidden m di. Ben ve Eliz bütün müzü Ee (Mü) ye çe çıkı |* ür takip M'i den istif gti yi hüdisel ler gözümün önünde | erdiler, Yalnız #hnimi kur İ du (Mi)ydi. Bu herhalde MİMİ. Kimdi fakat, neydi, İlmak lâzımdır. “Smatı veren elbette Ropen| “İyandı, O halde şimdiye mi her yerde tal . Vasıtası neydi, bil t hâdise tenevvür et * Cevahirciyandan daima mekte ne kadar haklı imi" imdi vaziyet gün gibi mey- Sikiş bulunuyordu. Yette yapılacak iş bu sır .. olduğumu belli etmiyerek 4 <1 kininden ve elinden gele- İtnalıklarından tev Ayni zamanda da (Mi Ve beni bütün hayatım. ii işlerime kadar takip © | ba yakalıyarak dersini ver- ip ettiren- | çaki ten g & beni tehdit eden '(x) İşa bizzat Ropen o Cevahi az Kalde çözemediğimiz (Am aa da gene Ropen Ce az j ira işti, i& © İ lanma İçimizde muhalif mili Kenunnamesi i musibince idam o © varmış gibi göstermesi bit- | lunac tafii muktezasıydı. İ Mlacak işler bu kadarla da ba Ropen oCeavhirciyan a İİ maksadı mahsusla mi e NE acaba Hınçaka muhalif « hükümetin bir casusu ola me bulunuyordu. Bu aramak i cap ediyordu. ara çıkarmak için de pek va" Si Çünkü ahmak Hinçakir Nİ harıl ihtilâl hareketlerine IYorlardı, Eğer vaziyet be- , mağ gibiyse, yani, Ro- Sahirciy n bir casus bulunu- İ “lalde hepimiz hapı yutmuş A — Merkezler i Nar her zaman bi r Kaça Hın- tukları kesmiş, Hınçak “azılar yazmaktan vazgeçmişti. Bu lela çıkan Hıms İ olduğu mahrent İlzakat tahkikatımın sonunda arzo lunacâklır. Bu v lanmıştır. Toma nı fevkal İederek vaziyeti bildirmiş ve derhal benim hakkımda sefarete | ittihaz edilen et komitede top gibi pat- an umumi meclis a le bir içtimaa davet rarlar şunlardı: tatil o edilecek, yrisi imha olunacaktı. C — Açık güz bir Hınçaklı, Ro' X irciyanı göz altında bu İstanbula | üzere derhal ktir. levcut cep! silâh vesair arp malzemesi şimdilik derhal ko” verilecek ve bunların aza olunduğu yer ancak rei- İ E — Mümkün olduğu kadar bar haneler ihdas GRE çikieci Ce çak € ken öğrendik. Halbuki bir taraftan da Ropen Cevahirciyan bana ve teş kilâta direktifler vermekte ve hayret verecek tarzda koyu bir Hınçaklı etmekteydi. in meyus olmuş, bir ini bırakmış, nu matbuatına k gazetelerinde de pen Cevahürciyan, etinden bir kere da Elizin aklına güzel il İdin. 0 halde £ bununla herhan de yazabilirsin. MR se İretine bir şifre yazarak (M aliyeti neticesini ve takibi tir.i sor. (6718) numarasını da ke »İ — Peki, ama Eliz bakalım re selarete verildi mi? Yok: “| bil limattan haberi ömAdiğre » | yazabilir ve fena vaziyete düşeriz | — Takip edildiğimizden şüpe mi ediyorsun? — Hayır! — O halde... — Haklısra, Peki cevabını nası) buradan öğreneceğiz? — Orasını bana bırak! Bu kadınm fendi akıllar durdu rabilirdi doğrusu. Nasıl yapacaktı Nasıl bu işin içinden çıkacaktı? Yal niz Eliz bana adamakıllı bağlanmış” *İtx. Üzerinden uzun bir tarih geçmiş olduğu için söylemekte mahzur sebet bir karı koca münasebetindeni de yak: Eliz dedi ki: İç — Yalnız ben bemen Amerikaya döüyordum.. Oraya gittiğime dair telgraf alır almaz şifreyi gönder. Başka şeye karışma! dedim. Ele geçerse, yani cevabını Ropen Cevahirciyan kımızda hiç iyi olmaz. Sana orasını bâna bırak deme dim mi? Peki! Eliz ik posta ile döndü. Telgrafmı al Amerikaya almaz KAHRAMAN HAYDUD müyorum. Artık aramızdaki müna-| veyahut hariciye vekâleti alırsa hak | ilmin zaferi Yazan: O. Novikov (Dünkü nüshalar devam) , Bahçıvan Mişa: . — Gayet lâkayd davranmamız âzım, dedi, K'z bu i | tettep bir şey ol ntihanm mü- & anlama. — Böyle şık giyinmemiz sakm n dikatini celbetmesin, dedi. Birdenbire Vasya; mce diğer odalardaki vetliler tarasaya girdiler, Gerek nn gerekse bahçıvan Mişa, kı- bir eda ver. meğe çalıştılar. Lâkayd birer ta- “| vir takındıl Biraz sonra yanırda Jülyeti ol- duğu halde Sadık göründü, İmti. “| handan önce davetlilere rasathane gezdirilecekti. Sadık'ın saadetini hazırlayan arkadaş kefilesinden bahçıvan Mişa: — Sadık bize bi'az rasathane- nin âletleri hakkında falan izahat , dedi, Her halde Sadık bu #akanın bu hadaki iyi bir mütehassısıdır, en gönderdim, Bu iş bize bir ayirk müddete pat- ladı, Bir ay biribirir hasret kal: dık. Bende de pard suyunu çekmiş- ti. Ropen Cevahi a: telgrafla yazdım, telgrafla 'para geldi, Tomayandan da üstüste iki mek- | up aldım. Bunlardan birinde An ion Reştuninin bir #aptiye çavuşu tarafından teşhis edilerek takip edil- diği ve bu iti tuğunu, Ori İcap ederse tekrir X ni temin edeceğiz denil miyet verdiklerini yeziyordu. Biran evvel komitenin malömat bekledi- ordu, Nupride bütün İ şubeleri teftiş e'i'kten sonra tekrar | Amerikaya dönmüştü. I Elizden bir telgraf aldım. Dönü- yordu. Telgrafinda “her şey yolun- da,, kaydı beni çok sev (E bava müt dedi, Sadık tevazu göstererek: — Aman rica ederim ,dedi, Taş- kenddeki ben nasıl bu havalinin bi asit olabilirmişim ?. dalâfa ka. profesörler Hayvanatçı Pe halbuki ona, bu dururken inci sinsi rasatha; birinci sınıf bir memuru olarak neğe katar verdiler Sadık, oma Kız hafifçe gülümsedi, kıza dönerek: ve — İsterseniz ilk önce şu beyaz kulübeden işe başlıyalım, dedi... Bu kulübede hâraret derecesini ölçmek için gay hassas bir takım âletler Bilmem siz termometrenin ne oldu gunu bilir misiniz? | Genç kız gülümsiyerek, bildiği, İni gösterir bir şekilde ba | ladr.. Sadık izahatına devam ci — Pakınız, bu âlet en b”; caki Şu âlet te en mil | guklar: göstermektedir. Sonra şu köşedeki âlet te kuraklığı ve rutu- beti gö . İ ler. Şimdi ben bunu suya ve bir saat gibi kurarsar ibre nasıl bareket edecek. Sadık, bir saat kurar kurdu. Alet ötmeğe başla kız, Sadık'ın omuzuna rak; — Aman Sadık, dedi, bular ne entresan şeyler!, Sen kuzusu bun- ların hepsi hakkında bana mufas- sal izahat ver! beni burası pek mürekkep ve vardır... Buna piskometr der- gibi âleti Geriş sl. Doğrusu kadar etti. Mişa, Sadık'ın hocası Vasyayı dürterek; — Haydi bakalım, işler yolun. da, diye kulağna fısladr.. Balık zokayı yuttu , Sadık, gözleri bir kor gibi ya- narak genç kıza: — Ben sana hepsini a; Karım, dedi. Rüzgârların nasıl ö'çüldü- » fıroneların gelişini kaç | gün yağmur yağdığını, ker 7 ken. | dine hava değişikliğini ka, jeden velhasıl her şeyi ben KAHRAMAN ye Ferah Ferruh , aşçıbaşı, diye hay müvaHakıyet kaz tada. galip gel dini her kü günün » İlmin zaferi ki gösterdi, Send cereyan ettiğini bir bilsen dık rasathanenin kıza gösterdi. Saatlerce ona hakkında ii Kız | haneye, Sadık'ın maharetine âdeta meftun oldu. Petyaile ben gül mekten kırtldık.. Kız yaman bir şey.. Güç fethedilir bir kale.. Maa- mafih ilmin kudreti önünde oda boyun eğmeğe mecbur oldu gibi nüyor. Her halde şimdi Sa. nla nikâh dairesine boyla- mış olsa gerek., erini âletler verdi, at Aşçı başı, ensesini kaşıy — Sadığın şu dakikada nikâh da izesinde olmadığı, hattâ evleri pek düşünmediği muhakkak, Bak sana, karşıdaki i mileri Karadenizde muş tüccarlar gibi pis pis düşünü. yor. Mişa derhal kendini bahçeye at- *1.. Sadık'ın yüzüne bakar, bak- maz, işlerin aynasızlaştığını anla- dr... Sadık Mişayı görlir görmez: — Allah hepinizin belâsını ver. sin ,dedi.. Ben ne akla hizmet et- tim de sizin sözünüzü dinleğim. ... Ben pekâlâ halimden memnun- dum., Sevdiğim kızz sıksık” göre biliyori Şu imtihan dalgasmı, rasathaneyi gezdirmem İşini de | başıma nereden grkardınız? Şim- İ di, artık ben her şeyi kaybettim .. Kiz rasathaneyi görünce, bu işe o kadar merak sardt ki, bunun daha yükseğini öğrenmek için Taşken- de gidip mektebe girmeğe karar verdi. Bu o akşam, “Taşkentteki İ ablaz yanına hareket ediyor... İ Şimdi enuz ne haltödeceğim?. İ ilim, ilim, alın size aya tutul HAYDUD 149 “3 meydapa çip teşkilâtı etmek gerekti. Elizi gör Si Kalktım, odasma (gittim. kp yanmıştı. Mahmur gözle X “Diştrarak? “sky dedi. Hem yüzün gülü- tdi yerinde o duramıyorsun. in var, söylemek de İstiyor iz Şok mühim! dedim. len dedi, senin mühim olm m yok ki, iz Ropen (o Cevahirciyanın idin casusu olduğundan Karum vebir şüphe değil. Ne deliller buldum fakat is? arı söyliyemem. Yalnız omayanı ve (teşkilâtı bu ha tâyakkuza davet etmemiz N Daha 'pek kati ol <1 en yüzde seksen hük orum, Yüzde yirmi mi da meydana çıkarmez İşi hep birlikte düşünü N N ve i j mn ve üzerine sabahlr ti, trak hemen masa başına gel Yapacağız? eli ! yazacağın Çok mühim olduğu i doğrulduğu iskemlesine tekrar düşer gibi oturdu. Şimdi intikâmını unutmuştu Şimdi karşisında vahşi Emperya" dan, o yırtıcı mablüktan eser kal mamıştı.. Müşfik bir anneden baş" ka kimse yoktu.. — Nesinden korkuyorsunuz kı. ? Ben bu çocuğu her şeyden çek severim.. O haya- tımdır benim. Ufak bir raha lığımı sezsem aklım başımdan gi der, Ya onu kaybedersem ben ne yaparım. — Korkunüz bundansa, #z bir şey. — Ne demek istiyoraunuz?. — Şunu demek istiyorum... Bi- yankann sıhbatinde korkulacak en küçük bir şey yok. Bil çok, hem çok güzel. İhtimal zımızı pek çok sevdi n zerinde bir erkek gözünün fazla durmasını istemezsiniz, — Günün birinde evlenecek de. ğil mi?. — Korktuğunuz cihet bu olma- sâ gerek madam sebebini ben bil:- yorum., Genç, kibar, zengin bir zat çıkıp ta Biyanka ile evlenmek istese muvafakat edeceğinize hiç tereddüt etmem., Fakat ya kığınız üzerinde, insan şeklinde yâşayan canavarlardan birinin gözü varsa.. imkân. kı- ü- — Bçhi korkutuycrsunuz!.. — Ya kızım bu canavarın etrafa saçtığı zehirlerden müteessir ol duysa, . Emperya korku ve heyecandan büyüyen gözlerini Rolanın du. daklarına dikerek cân kulağı dinliyordu. Rolan devam ctti; — Eğer bunlar bir hakikatte, kızı. nız müthiş bir felâket içinde de- mektir.. Canavar: uzaklarda de il, sarayınızın çatısı altında ara. o genç kadınlara susamış tr. Karanlık gecelerini, genç zmızın güzelliğiyle aydınlatmak kr istiyor. Bir pervane gibi etrafın” da dolaşıyor. Plânlarmı hazır. yor, püsularmı kuruyor, Bu daki kada kızınızı kurtarmak için bek ki geç bile kalmış sayılıyorsunuz. Emperya korkunç bir şekilde bağırdı. Rolan : — Ne oldunuz madam? diye sordu., Söylediklerimi sakın ha. yal ve faraziye sanmayırız.. Bu bir hakikattir. Belki de ki ruyabilecs Halbuki o, gözünüzün bile yavrunuzu parçalamaktan çe kinmiyesek yaradılıştadır.. Gerçi bir anne çocuğunu her şeye rağ- men, koruya! Fakat bu her annenin harcı değildir. Canilerle, birleşerek zulumlara âlet olan bir Dairenizde mümkün olduğu kadar rahat bir hayat sür. miye çalışınız. Aralık kapılardan İşideceğiniz. gürül tülere kulaklarınızı tıkayınız. Bir e karşılaşırsanız gözlerini- zi kapaymız. Biyanka: — Şimdi, sizin haki olduğunuzu anlıyorum, dedi, — Bundan Hiç şüpheniz olma- sın... — Bir kaç kelime ile, burada geçirliğim hayatı tasvir etmiş ol. Cunuz., Ben tavsiyelerinizi bilmis yerek esasen tatbik ediyordum .. Ah, aanemi bu meş'um Venedik. en ayrılmya razr edebilseniz. Ben buraya gelmezden önce çok b.htiyardım , — Evvelce neredeydiniz ?. — Manto civarında, bir köylü- rin yanındaydım, Annem beni ge lirdi. Güzel güzel gi eğlenir- dik ayrılacı zamanlarda da âğ- layırdık. Ne olur tekrar o günleri görebilsem.. — Üzülmeyiniz, yavrum. sene. de iki dela örmiye An. merizi buna rağı etmek için elim- den geleni yapacağı — Bu takdirde ikimiz de kur tulmuş oluruz. Bunu anneme ne £. man açacaksımız?. — Ne zaman mümkün olursa ,. Belki şimdi. belki de yarın. Ye. rın olsa daha iyi olacak. , Mesele üzerinde biraz düşünmeliyim. — Teşekkür ederim... Bu bü- yük dostluğunuza rağmen'size ta- mamiyle itimadım yoktu, Rolan hayretle sordu; — Yoksa söyliyeteğin şeyler demi vas . — Evet... Size her şeyi söyle. m?. Bir şey daha söylemek istiyorum.. Buraya ekseriya gelip gklen bir erkek. — Ne olmuş?. , başka — Bir gün annem beni, Lido Ymanına doğru gezmiye çıkarmış» tr.. Annem yüzünü siyah bir tül le ürtmüştü. Böyle olduğu balde bir adam bize yaklaştı.. O, annemi tanrmıştı.. Titredi Adamın göz. lerinde derin bir vahşet — havası vardı, — Bu adamı tasvir edebilir mi- siniz bâna?, Nasıl bir adamdı bu? — Çirkin suratlı biri, Arkasın da bir papas elbisesi, ayaklarında hekşe rengi bir çorap vardı. Rolan boğuk boğuk mırıldandı; — Bambo?. Biyanka devam etti — Bir ay kadar öluyör. Bir gün kapı yavaşçacık aralandı, Gene c adamı gördüm. Gözler sanki kı. wlermlar o saçıyordu. Dudakları anlayamadığım bir şeyler mrk danıyordu. O kadar korktum ki tarif edemem. Bir çığlık kopar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: