20 Ocak 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

20 Ocak 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

göz mü? Güftüzü mu, dedikodu İnlülâb mı, devrim mi? İstintak Nmelerin doludur. dir. dersinden daha çok dil öğretme bir bütün olarak görmek bteriz. istemiştir. İstiğas den değil, en Ya- ar, Yaa ri ei bie hlk kıy gün- k dme inden 1 andırıs bem nl kedi bağrış Baş İrsen iğ Kl Sa l ihtiyacı yok: Yi e eliz Bai İhtygyi ike ermiş bir i ty, MUŞ gönüller. a rinden söyun- Mir bah, Sene esasını AP bulunahile- İster? eaTari. Eri Yüsbürün en, la ge değ i ME Yiyomeni Yarıla a ebilmeki,” e Mirim dediği yek lar Me “DİZ böygeri a bei Hitanın, rs Dengi uzu silelim, dağ Sasi liye, ortalarında İle DİZ paha Arkala- Mia e fanilklar Dee lite, Ulüsı yoruz ine yn Ss e. iy kacağış, (FİDE Şemsiye NE de hir ya, Güney Yerasi- ley nun çay bir haşiv “ir. en- “Maması MM. İnsanı kıyafeline ih dese h tir gider, Mk Min dit Karanlığı İn hi bayer Ni; < STaber gi- yıka, veye JOP dibi timer yn — *8 Yağlı kaz ke mi Süz tada ie b » Ama le Vermiyor MSN Dat. Harulla 4Z4g ) Marullan 4taç h aş Halkevinde r Kkevina Biçen ee lerde. oldu. Kizi, SİN erkek ia, kı Ye '#map, Kr, * Manga,» Piyano, vi, N ders Yeri. > Kadm, er. her etin balke, N Keten . Meg : Banatkürine .İ Bizce yapılacak İş şu: fırsatını bağışladı. Dil münakaşası LEM mi, sancak mu, bayrak mı? Alenen mi, Alessabah mr, sabahleyin mi? Ali mi, yüce mi? Alüde mi bulaşık mı? Bati mi, ağır mr? Basit mi, soğuk mu? Basar mı, Orta okulların yurd bilgisi, çocuklarımız için anlaşılmaz ke- Kitab, yeni yetişen yavrularımızın elinde bir bilmece gibi- Okurlar, anlamazlar, Anlatılmağa kalkışılsa bir yurd bilgisi Türk çocuğu, İstanbulda başka, Vanda başka başka dille ko- Buşmağa sörüklendirilemez. Türk dilini, ulusal açıkça mı? mu? İnhizam mı, bozgun mu? mi, sorgu mu?,, işi gibi bir yol açılmış olur. varlığımız gibi Dil devrimi önce bunu başarmak İlk okullardan ortaya geçen yavruların dili bu devrimin ya, rattığı birçok yeni sözlerle doludur. Geriye mi dönmek #stiyoruz? Geç kaldık. Aşırı bir çalışma. yı mi önlemek istiyoruz? Bu Atatürk ölmeden önce yapıldı ve yenilik yalnız karmakarışık, içinden çıkılmaz terimlere dayandı kaldı. Şimdi ne demek istiyoruz? DU çalışmaları bize kendi dilimizin bünyesinden söz yaratma Bunlardan kazandıklarınız çoktur. Sekiz on senelik okul ki- taplarında yer alıp çocuklarımızın diline bütün benliğiyle yayıl. miş ve benimsenmiş, velevki yabaner da olsa, yeni sözleri bir çır- pıda kaldırıp atmak doğru değildir. Doğru olmadığı kadar da ko- Jay değildir. Yeniden bocalamalar olur. Şimdi, yeni yetişen Türk yavrularından başka düşüneceği- miz kimse yoktur. yapılır. Aşırılıktan çekinilir. Çocuk hangisini benimsemeğe elverişliyse © Fakat dile elden geldiği kadar yeni sözler kullanmaklan geri durulmaz. Ortaya atılanlar da ele. nir, seçmeler yapılır ve böylece asıl lazımlı işlere başlanıp bu İş bırakılır, Netekim bırakılmıştır. Fakat lizrmlı İşlere başlanma- mıştır ve seçme, eleme yapılmamıştır. Biribirimizle çatışmayı bırakalım da bunu istiyelim. rının şikâyetleri Şirketin bozuk mal egelirdiği iddiasında ısrar İ ediyorlar Birkaç gün evvel şöker tütcarla- rının, Türkiye şeker fabrikaları Türk anonim şirketinden olan bir şikâyetlerini yazmıştık. "Tüccarlar bu şikâyetlerinde, şirketin hariçten İbozuk ve ıslak mal getirdiğini ve İ bunların kendileri tarafından satı - nlınmasına imkân olmadığını söy- Hüyorlardı. Bu şikâyetler üzerine işeker fabriksları anonim şirketin- den salâbiyellar bir zat da bu iddi- aları reddetmiş ve demişti ki: “— Bizim fena ve borük mal ge- tirdiğimiz doğru değildir. Her malm gü, | Wabiatiyle bir avaryası olur. Son 0- lsrak Çekoslovakyadan getirdiği - miz 500 ton şekerin böyle bir avar- "| ya kısımı vardır. Fakat biz bunları tüccara satmak istemedik ve an - bârlara naklettik.,, Bu vaziyet karşımda, evvelce bize şikâyetlerini bildirmiş olan İlecarlar bu defa da şirketin bu be- yanatına cevab vermişlerdir. Diyor. lar ki: “ Şirketin dediği gibi bozuk İ şekerler kendi arrulariyle değil, bi- | zim bunları satınalmak İstemeyişi - | miz Üzerine anbarlara kaldırılmış- İtr. Şeker fazla avarya veren bir madde olmasına rağmen son parti. İlerde olduğu kadar irakânı yok bo- zulmaz. Bir partinin bu derece a» varya vermesi için hiç olmazsa va- Purün bir kazaya uğraması lâzım - âır, Şirketin getirdiği şekerler aslın - | dan bozuk, tozlu ve kırıntılıdır. Şir- jet bizim bu bozuk malları slmsyı- yımızı görünce, partinin iyi kısımla Fal ayırmış ve iyi elns mallarına karıştırdıktan sonra gene yüzde yirmi nispetinde makbul olmıyan sekerden karıştmarak ( slparişimizi İteslim etmiştir. Fakat bu teslim üç Rün geç yapıldığı için binlerce lira İ zararmmıza olmuştur. İki senedenbe ir devam eden bu vaziyet hem bizi )ve bem kendilerini zarara sokmak- tadır. Ayrica bu mallar anbarlarda İ Sa iyi muhafaza edilememekte ve ja bir müğdette bozulmaktadır - Şeker tüccarla- Başvekil Çocuk Esirgeme İ Kurumunda Ankara, 19 (A.A) — Başvekil Celâl Bayar, bugün Çocuk Esirge- me Kurumunu ziyaret ederek, Ku- rumun çocuklara ve çocuklu anne, lere yapmakta olduğu yardımlar hakkında tetkiklerde bulunmuştur. Başvekilimiz, Kurumun çocuk muayenehanesi, diş muayenehanesi, poliklinik, kadın hastalıkları mua « yenehanesi, süt damlası, banyola- rı ve çocuk bahçesini gezmiş, mü. teakiben Kurumun Keçiörendeki Anakucağı müessesesini ziyaret et- miştir, Celâl Bayar burada bebek- lerie meşgul olmuşlar ve iki saat kâ dar tetkikatta bulunduklan sonra, müesseseden ayrılmışlardır. Ziraat Vekili Vali ile görüştü Şehrin et ve süt mese- leleri tetkik edildi Ziraat vekili Faik Kurdoğlu, dür vilâyet konağına gelerek vali ve be- lediye reisi Lütfi Kırdarı ziyaret et. miş ve bir saat kadar görüşmüştür. Bu görüşmelerde devlet ziraat İşletmeleri umum müdürü Şefik Ba- kay da hazır bulunmuştur. Faik Kurdoğlu, vilâyetten sonrr | yanmda Şefik Bakay olduğu halde ziraat müdürlüğüne gelmiş ve zira- at müdürü Tahsinle orman minla- ka başmühendisi Feyziden bazı ize. hat almiştir. Ziraat vekili dün ak- sam Ankaraya hareket etmiştir. Yapılan tebligatla memurları teşyi merasiminde bulunmaları meneğil- diğinden, Faik Kurdoğlu yalar aile dostları tarafından uğurlanmıştır. Vekilin ve devlet ziraat işletme. eri umum müdürünün dünkü tet | kiklerinden sonra en mühim dert - lerden olanı et ve süt işinde beledi- ye ile zirast işletmelerinin tegriki mesai etmesi kararlaşmıştır. Yemiş, İstanbul'da niçin pahalıdır? Gezi Cİ Sırtta satış yapan küçük esnaf, sırt hamallığının ilgası piyasadan çekildiler; kabzımallar mahdut esnafla alışveriş ettikleri için esnafı oçoğalmalı MANA üzerine az mal getiriyorlar; neticede hem halk pahalı yemiş yiyor, hem de mahsulü elinde kalan bahçe sahipleri zarar görüyor Belediye gezici satıcılar için ucuz fiyatla el arabaları temin etmeli İstanbul Relediyesi yeni hir tetkik mevzuu tzerindedir. Bu mevzu kakzmmallarm şikâyet /r eridir. Kabzmallık nedir? Önce bunu bir kısaca tarif edelim ve sonra bu meseleye geçelim. Kabzimal, muhtelif meyva bahçe. lerini iltizam altına alan tacirdir, Kabzımal köyleri, kasabaları do. laşır, üzüm, incir, elma, armut ve. saire gibi mahsulü alman bahçe sa- hipleri ile görüşür, ye o bahçelerin mabsulâtını tamamile henüz yetiş « meden, salın alır, veyahut komisyon culuğunu deruhte ederek bahçeyi köondi bosabina bağlar, Eğer bahçeyi satm almışsa mah- sulâtın fena çıkmasından, bozulma« sından, kastalığı (o uğramasından köndi zarar görür. Eğer komisyon- cusu ise mal sahibi zarar görür. Kabzımal, bu her iki türlü işi ya- pana derler, Geçen yıl kabzimallar, malların ellerinde kalarak çürüdüğünü gürüp bunun sebebini tetkik etmişler ve aralarmda toplanarak bu meseleye bir çare düşünmüşlerdir. Yaş yemişlerin ve mahsulâtın toptanofları vasiyetinde o bulunan kabzımallar perakende iş yapmaz- lar, Meselâ üzüm çik'nca her kabzı - mal Düzam altına aldığı bahçeden sepetli dükkânma iddihar eder. O günkü piyasaya göre derhal elinden çıkarır. Bunlar ancak nümüne ol. İ mak Üzere kenarlarından açılarak milşteriye gösterilir. Perakende sa. tilamıyacağı için küfelerin istifi bo- gulmaz. Kabızmal ne diyor ? di kabzimallardan birini din - tiyi Diyor ki: “Birçok yemişler ve mal elimizde kalıyor. Geçen yıl bunları denize | döktük, elimizde çürüdü. Bu hâdise, bahçe sahiplerini de perişan etti, bizi zarara düşürdü. Satışm bukadar azalmasmda iktısa- | di bulranın bir tesiri olmadığını bi- liyoruz. Devlet ziraat işletmeciri umud | Bu itibarla bunun nereden geldi. mildürü Şefik Bakay yakında tek - | ini tetkik ettik ve nihavet vaziye- rar Ankaradan şehrimize gelecek !ti anladık. ve belediye ile teşriki mesai yolun. | Sırt sstrolığınm, sirt hammallığı- veya bahçelerden gelen (yüzlerce | zalmasını ve hattâ ortadan tama - kilmesini mucip oldu. yi j ah edelim, Eline birkaç kuruş sermayecik geçiren küçük esnaf, ne a-aha, re at, ne çamekânlı el işportaları yap- tıracak halde değildir. Evvelce, bunlar gelirler ve mcse- Iâ bir küfe üzüm alırlar ve arkala- rına vurup mahall: aralarmda do- laşırlar, satarlar, bem geçinirlar, hem de kabzmmalların satışlarına im kân verirlerdi. Her yemişin bir zamanı vardır, Bu zamanda sırt satıcılığı yapan seyyarlar burları kapışirlar, İstan. bula dağılırlar, Halk, ayaklarma ge len bu yaş yemişleri satın alir. Şimdi sirt esnallığı yapamayanlar söormayesizlikten dolayı başi ta tedarik edemeyines çeki Bittabi biz kabzımallar da malları - mızı ancak sabit dükkân sahibi olan manavlara, sermayesi olup araba İ- le alabilenlere ve yani pekoz esna- fa satabilmek vaziyetinde kaldık. Böyle sabit esnaf ne kadardır, ne İmikdar alabilir? İ Büna cevap geçen yılm blânçosu verir, Bahçe sahiplerini ve bizi zarar i - çinde bırakan geçen yılın blânçosu, bilbassn dökülen, çürüyen malların | hesabına İstinat eder. Döktüğümüz paradır, ya bizim paramız, ya bahçe sahiplerinin pa - rası, Kaldı ki, bu yüzden geçinen yüzlerce küçük esnaf da işsiz ola - rak ortalığa dağıldılar.,, Bahçe sahibi ne diyor ? Karamürsel bahçe sahiplerinden Bay İbrahim diyor ki: “Bu yıl kubzma'lar mahsulâtt « miza pey sürmediler. Az aldılar. ler. Hak verdim. Diğer tarafı elimizde kalıyor. Endi. ge Ile vaziyeti yakinen tetkik etimek üzere geldim. Hesaplarını gösterdi- Satış yok. Bizden elip da ne ya - pacaklar? Bu vaziyetten çok zarar dayız. Bu yıl mabsulümüzü koruyacağı» mızı zannetmiyorum. Eğer vaziyet böyle devam ederse birçok bahçe sahipleri paydos edecektir. Kabzımallar ne düşünmüşler ? nolunması seyyar yemişçilerin a - Jten sonra aralarmân bü hususu gö“ rüşmüşler ve almabilecek tedbir o- larak sirt esnaflığını tekarar ih- yası için belediyeye bir müracaat yapmağa karar vermişler ve nlto- kim bu müracaatı yapmışlardır. Kahzımallar vaziyeti etraflıca $- zah ederek satişm arttırılmast için sırt satıcılarına müsaade olunması - nı istemektedirler, Fiatlar neden yükseliyor ? Kabzımal diyor ki: “Mal az geliyor, bu vaziyette biz ancak talebedileeek mikdarda mal getirtiyoruz. Ne olur, ne ol « maz. Denize dökemeyiz, ödiyeme « yiz. Bittabi talep bazan fazla olu « yor, Mal az, talep çok, Fiyat yükse- liyor.,, Halk dn bu yüzden çok ucuza ala- , | bileceği yaş mahsulâtı çok pahalıya alıyor. Vali Lâtfi Kırdarın bu işle bizzat alâkadar olduğunu ve tetkik ettiği- ni biliyoruz. Şimdi bu vaziyette alınacak ted- bir, hiç şüphesiz sırt satıcılığınn ih- yası olmamak gerektir. Fakat aynı zamanda bu gibi esnafım çoğaliil « ması, iş sahasınm genişletilmesi ve meyva sarfiyalınm çoğaltılması, bahçe mahsulâtınm revacı gibi ne- üceler tevlit eder, Bugünkü şikâ - yetlere nazaran bu işin ıslah: icap ediyor, Ne gibi tedbir alınabilir? Aklımıza gelen tedbirleri kısaca izah edelim: 1 — Belediye, toplancılarm ke- faleti altında ucuz bir fiyatla en ba- sit şekilde el arabaları imal ettirip müracaat edecek sırt saticilarıma ve seyyar satıcılara verebilir ve bun ların ücretleri kazanç nisbetine göre esnaftan toptancı yoliyle tahsil ©- unabilir. Bunu esnaf cemiyetleri de muayyen bir sermaye yardımı İle yapabilir. Z — Muayyen semtlerde, araba nakliyatına müsait bulunmayan ma» hallerde mevzii ve Küçük mikyasta ora esnafının müşterek mesnisi ve sermayesile kooperatif küçük pa - zarcıklar, haller kurulabilir. 3 — Halk sandığı ile osnaf cemi. yetleri temasa geçirilerek, bu gibi #anafa yalnız el arabalari vermek

Bu sayıdan diğer sayfalar: