5 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

5 Mart 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<5 MART — 1989 ve Neşriyat Müdürü san Rasim Us | paratorluğuna ir mektuplar . neşredildi ie ie 4 (A.A) — İngiltere hü- « 1915 ve 1916 senelerinde m evkalâde komiseri Sir Henry ik ile Mekke Şerifi Hüse- | Ni zem gönderdikl, 4 Varı "Beyaz kitap, ha-| etmiştir. Bu kitabın neş- a b Filistin Araplarının ken- iş arinı Misir fevkalâde ko ş vin ii mektuplarla girişmiş | taahhütlere istinat etti edi iş Üllüseyin ilk mektubunda in! Üy. Arap o memleketleri için N rica etmekte ve $. P memleketlerini oşöylehu| maktadır: Mersin ve Adanan ce-| an 37 arz dairesine kadar; Aden hariç olmak üzere in kadar; garpta, Kızıl-| Akdenize kadar, ha seyin aynı zamanda bir ia dali (enin ilânmı tasvip etme- İk rica etmektedir. tere fevkalâde (komiseri 90 5 tarihli mektubunda, rine ratorluğunun hudutları» p €tmekten imtina ediyor ve ebeb olarak da başlıca harp ? çi sürüyor. ©.“ Şerif Hüseyinin 10 Eyilği ari cevabında, o Arapların karşı olan hattı hareket- Ücak Arap imparatorluğu tları çizildiği takdirde tes- e eğin bildirmesi üzerine, “€ fevkalâde komiseri 24 teş & 1915 tarihli mektubunda, | »€ hükümeti namına gi | e Hüseyinin teklif et- ları kabul etmiş ve ancak M7 le Arap olmadıklarını ileri gi Mersin, İskenderun gninta- e Humus, Hama ve Halebi İhparatorluğunun hudutları e tutmuştur. Yin fevkalâde komiseri A istiklâlini tanımağa ve ken- a üzaherete Amade olduğu" i “la beraber Arap impara* |“ Baricinde bırakılan ve yu- ilen mıntaka hususun- lek Fransayı da gözönünde Me bulunduğu” etmektedir . iL, Te fevkalâde komiseri, mu- a harici bir taarruza IYesini garanti etmekte ve “ 5 yerlerin istiklâlini ta- Bağdat ve Bursa vilâyet- Nm ederek bunları Ga iki ak in ekonomik menfaatlerini İçin harici taarruzlara kar- €sini deruhte etmektedir. Hüseyin 5 teşrinievvel 1915 ye bında Arapların Mersin, vilâyetinden vazgeçmeğe | b laklarıı bildirmekte ve Araplarla müslüman A kında hiçbir fark olma iy Dİ kâmilen ma bus lerisüretek ep ve lime sahil mıntaka- te Arap imparatorluğuna ya Israr göstermektedir. in. —* fevkalâde (komiseri 15 İl 1915 tarihli mektubun lr Fransanın menfaatle “rek Halep ve Beyrut vi- bakkanda bir karar vermek Muhafaza etmekle beraber in Türk ve Alman “bo- ün ,, kurtulmasını te Şartlar altında sulh m- ve inih aktedileceğini temin ki vini zamanda Şerif Hüse- ta in Sterling göndermiştir. Üseyin 1 kânunusani 1916 Vabında ne Fransanın, De berhangi bir memleketin ar, sahil mıntakalarına ayak a müsaade edilemiyece- EM İŞ, fakat İngiltere fevka- Ü oyçeri 26 kânunusani 1916 a abında, Fransız - İngiliz lâl edebilecek her türlü 4 iktinap (zaruretini ileri Zalerden sonra Fransız - “luğunun daha sağlam elde komiseri aynı Mekteplerde muaşeret U sütunda, Türk yavrularının nakil vasıtaları altın- da can vermelerinin ruhi sebeplerine dikkat nazarı" nı calbederek, mekteblerde muaşeret ve bu arada moral ders ar etmiştik. Memnuniyetle gördük ki yeni maarif vekili Hasan Ali Yücel, bu ihtiyacı takdir ederek mekteblere bir tamim yap- mış ve “talebelere muaşeret kaldelerinin öğretilmesi husu- sunda muallimlerin titiz davranmaları icab ettiğini, hür- met izhar ederken, konuşurken, ziyaret esnasında, selâm- laşmada nasıl hareketleri lâzımgeldiği hakkında sık sık kon- foranslar verilmesi ve her fırsattan istifade İle bu kaidele- rin itiyad haline getirilmesi lâzımgeldiğini,, bildirmiştir. Konferanslar şeklinde dahi olsa vivra denilen yaşama bilgisi değerindeki rinin, kaidelerinin yer bulması, maşeri hayatımızda inkılâp” larımıza muvazi bir ahenk temin edecek büyük bir hedef leri vermek icabında Hiç şüphesiz ki maarif vekâletinin, her fırsattan İsti- itiyad haline getirilmesini beklediği bu mu- aşeret vecibeleri, yarının tedristtında yer bulacak bir istik- adımıdır. fade ederek bi bale lâyıktır. - Muaşeret, sanıldığı gibi birkaç asırlık bir iş değildir. Tarihi ilk şuurlu cemiyet devrelerine kadar intikal muaşeret, belki o tarihlerdeki tezahürü hükmünde örf âdet halinde izah olunabilir. Bugün ise, hukuku itmam eden muaşerettir. Vicdanı ten- bih eden muaşerettir. İnsanlık mefhumunu tebarüz ettiren mu âşersttir. Muaşeret yalnız çatal tutmak değil, cemiyet halin- Sinemalarda sigara içmenin önüne; sokaklarda tükür- menin önüne; tırnaklarına cilâ, dudaklarına ruj, gözlerine rimel sürmek ihtirasına düşmüş genç kızlarımızın bu sakim akışları önüne böylece ve gençliğin ruhiyatı hazırlanılarak geçilebilir. Bu takdirde belediye değil, bizzat halk bir to- mizlik mücadelesi başında görülür, Bu takdirde tramvay arkasına takılan bir çocuk gör- mez oluruz. Münakaşa edenlerin izzetinefis davasına kal- de yaşamayı bilmek ilmidir. kıştıklarını görmez oluruz. Muaşeret, ferdi cemiyi risatı içinde yer bulmalıdır. Mekteplerde muaşere usulleri öğretilecek Maarif Vekâleti mekteplere mühim emirler verdi Ankara 4 — Talebenin sık sık derse kaldırılarak bilgilerinin yok- anmasına ehemmiyet veren Maarif veki mekteplere bu hususta bir tenim göndermiştir. Bu —tamimde talebenin sık sık derse kaldırılma- sınm, dersine göre yazılı yoklama yapılınasının, talebenin yoklâmayı müteakip aldığı notu öğrenmesinin ve talebeye her ders için hazırlıklı bulunmak itiyadı verilmesinin pek faydalı olacığı tasrih edilmiştir. Bundan başka talebeye muaşeret ka'delerinin öğretilmesi o hususun- da muallimlerin titiz davranmaları icap ettiği, hürmet izhar ederken, konuşurken, bir ziyaret esnasında selâmlaşmada, nasıl hareket edil mesi lâzungeldiği hakkında sık sık konferanslar verilmesi ve her fır- sattan istifade edilerek bu kaidele" rin itiyat haline getirilmesi de Ma- arif vekilliğinden mekteplere tamim edilmiş ve muzJlimler meclisinde gö rüşülersx bu hususta yapılacak tali- matname içi ı hazırlıkta bulunulma* sı emzedilmiştir. Maarif vekilliği mevcut talimata ve devamlı olacağını ilâve ettikten sonra İngilterenin Arabistanı şim- diden kendisine bir müttefik bildiği- ni bildirmiştir. Şerit Hüseyin 18 gubat 1916 ta rihli cevabında, fevkalâde komiseri- nin bu yukarıki mektubunu aldığı- nı bildirdikten sonra oğullarının Su- İriye ve Medinede kumanda etmekte oldukları kıtaatın masraflarmı kar- şılamak üzere İngiltereden 50 bin Sterling istemektedir » Muhabere İngiltere fevkalâde ko- miserinin 10 mart 916 tarihli mek- tubu ile nihayetlenmekti mektupta, Şerif Hüseyinin, 50 bin İngiliz lirasının tediyesi ve diğer bazı askeri mesai! mevzuu bah olmaktadır. e mal eder. Binaenaleyh söylemek isteriz ki, bugün mekteplerimiz- de konferanslar şeklinde verilmesi istenen muaşeret, umur mi hayat bilgileriyle birlikte ve moral kaideleriyle telif olu narak tedrisi bir mahiyette vazolunmak lâzımdır. Evvelâ çocuğun ruhiyatını cemiyete lâyık hale getir- mek ve sonra onu yetiştirmek gerektir. Muaşeret, yurd bilgisi kadar ehemmiyetle mekteb ted- AŞ EY ET RAE Not er cemiyetinin, den, (dertlerinden (o bahseder ken, kendilerine işveen yaziyetle bulunan otomobil sahiple- İ rini bazı noktalarda itham ettikleri” ni yazmıştık. Ve yazının sonunda daotomobil sahiplerilede üp noktai nazarlarını yazacağımızı bil- dirmiştik. Bu itibarla bugünkü me- J selemizi, mal sahiplerinin, şoförlerin şikâyetleri etrafında söyliyecekle- İrine tahsis ediyoruz. Çok bilaraf olduğuna kani bulunduğumuz mal sahiplerinden biri diyor ki: mekteblerde o savoir muaşeret usulie- eder itibariyle kanun “Şoförler, otomobil plâka resimle” rinin kendileri tarafından ödenmeğe icbar edildiklerini iddia ediyorlar. Bu doğru ve yerinde bir iddia eğil dir. Çünkü, her şeyden önce, otomo” bilin plâka resmi, seyriseferde mu” kayyet sahibinden alınır, Bunu oto” mobil sahibi ödemekle mükelleftir. Ve belediye bu resmi asla şolörden almaz. Plâka resmi otomobilin ica batından bulunduğuna göre mal sa- hibinin mükellefiyeti demektir. Fakat bir kısım ötomobil sahiple- ri, modelleri geçmiş veya (eskimiş arabalarını şoförlere götürü hesapla verirler. Meselâ günde mal sahibine iki lira vermek mukabilinde şoför, otomobili iltizamı altına (alır. Bu takdirde plâka resmini de, vergisini de, benzin, lâstik vesaire gibi bütün masraflarını da tahammül etmiş de- mek olur, Şoför bu şartları Kabul etmiş bur lunduğuna göre, plâka resmini ver mek vaziyetini bir icbar mahiyeti de göstermez. Bu işte bir icbar olma dığı meydandadır. Bugün otomobil sahiplerinin ya" nsından (fazlası esasen şofördür. Bunlar için böyle bir dedikodu mev- zuu varit değildir. Fakat şoförlükten anlamıyan mal sahipleri için araba nın kazancı tesbit ve şoförü kontrol buğün hemen hemen mümkün de- üildir denilebilir. Taksi saatleri işe yaramaz. Sahipleri şoför olan arabö- larla, olmıyan arabalar arsında $0" för parası farkı vardır. Sahibi ş0 för olan taksi, pazarlığa girişir bir müşteriyi tahmini ve muayyen tak- si tutarından yüzde 20 eksiğine gö” türebilir. Çünkü şoför keridisidir ve şoför ondalığı vermiyecektir. Bu vaziyet sahileri şoför olmıyan (taksileride yüzde 20 tenzilâta mecbur eder, Çünkü yanındaki arabanm 160 ku- ruşa gittiği yere © 200 kuruş istiye- mez. Bu vaziyeti öğrenen şolör olmıyan mal sahibi, müşteri zuhurunda tak” si saatini nazarı itibara almadan ka” bul etmesine müsaade eder. Böyle olunca saat kontrolüne imkân kai maz. Çünkü şoför saatin yazdığın- dan, pazarlık suretile daha az almak müsaadesine sahip bulunduğu için bu kontrol bittabi yapılamaz. Kilometre aleti de işe yaramaz. Bir yere müşteri götürüp boş dön- mediği ne malüm, veya müşteri al- madığı ne malüm? Bunu da kontrol mümkün değildir. Bütün bunlardan sonra mal sahi- binin eline ne kalır? Otomobilin masralını çıkarmak bile güçleşir. Bundan başka otomo* bil sahibinin mesulübilmal olduğu" nu da hesaba katmak lâzımdır.., Şoför olmıyan mal sahipleri ür mekteplerin iç nizamı bakımından aldığı yeni kararları ilâve etmekie- dir. Bunlardan biri, dört beş sene evveline nisbet edilmiyecek Okadar artan talebenin mektep içindeki in- tizamını yalnız idade vazifesi almış bulunan muallimlerle değil, bütün muallimlerin yardımı ile temin et mektir. Bunun için muallimler mek- tebe girdikleri andan itibaren talim ve terbiye vazifesine başlamış sayı- lacaklardır. Dershanelere talebeden önce gireöekler ve talebe dershane den çıktıktan sonra çıkacaklardır. Böylece talebe ders esnasinda ve dışmda o nezaretsiz kalmıyacaktır. Alâkadarlara lâzım gelen emirler vekillikçe verilmiştir , Mesut bir nişan Gazetemizin heyeti tahririye ikin ci müdürü, kıymetli hikâyesi ve muharrirlerimizden Reşat Enis dün Bay Aslanın kızı Ayşe ile nişanlan- dr. Nişan merasimi, Lâleli, Aksaray caddesindeki evlerinin salonlarında mutena ve samim! ve bir gece eğ- lencesi arasında yapıldı. Tahrir arkadaşları, gazeteciler, kız ve erkek tarafları, güzide aile - lerin iştirakile yapılan merasim, sa- mimi bir ale toplantıs. şeklinde geç vakitlere kadar devam çiti, Kıymetli arkadaşımız Reşat Enis- la hayat arkadaşlığına nişanlan - makls isabet gönterdiğine inandığı - mız Ayşeyi mesut bir nikâha mün- cer olacağında şüphemiz bulunmıyan bu birleşmeden dolayı tebrik eder- ken müteksbilen kıymetli birer ev- lât daha kazanmış olan Bay Selim Sırrı ve Bay Aslana da evlâtları » nm devamlı #aadetlerile mesut ol malarını dileriz. eraleyh arabasının ne iş yaptığını hakkile takip edemiyen mal sahibi, plaka resmi, seyyar esnafa mahsüs kazanç vergisi, cezalar, tamir vesai- re gibi masraflar altında boğularak, arabanın kendisine kâr getirmekten #iyade bir belâ olduğunu görür. Şunun bunnu teşviki ile otomo- bil alarak şoförlere veren ve bu yüz” | den elinde avucunda gzevcut bir kaç parasını batıran, evini barkını satıp savan ve nihayet on paraya muhtaç hale düşen çoktur, Manası itibarile bir noktadan da Prf. Köprülünü Otomobil yüzünden elinde avucundakini e batıranları kurtarmak lâzım ! Gerek şoförlerin dertlerini ve şikâyetlerini ve i gerekse mal sahiplerinin düçar oldukları müşkülleri halletmek için bir . çare bulunamaz mı? Geçen sayılarımızın birinde şolör | zünden nasıl bir netice kasıl oluyor? | milli servetin sebebsiz ve Karşılıksız, şikâyetlerin-| * Şoförü kontrol edemiyen ve bina- | gayesiz harice çı lan bu otomobil alış verişini önle mek bir memleket vazifesi dedir, Gerek şolörlerin şikâyetlerini ve dertlerini kökünden — halletmiş ol- mak ve gerekse mal sahiplerini bu tehlikeli alış verişten kurtarmış bu” lunmak ve hele bu işe bel bağlayıp da perişan olanları tahlih etmek için en iyi ve en doğru bir çare buluna" bili Şoförlerin ayni zamanda mal s$a* hibi olmalarını temin. İstanbul mukabiri halins 29 İnci tedris yılı kutlulandı İstabul Üniversitesi Edebiyat fakültesi profesörlerinden jübile ile kutlulanmıştır. Hayatımı gençlik hizmetine vak- Fuat | fetmiş olmaktan başka bir meziyeti Köprülünün tedris hayatmın yirmi!'ol ii beşinci yıldönümü Edebiyat fakül -| bi tesi talebeleri tarafından dün bir|bi Jama karşı gösterilen hler karşısında, büs- gümü duyuyorum. Kendisine yapılan ea küçük bir Çok parlak olan jübileye saat On | hizmeti bile unutmamak ve onu en beşte Üniversite konferans salonun ' da başlanmıştır. İlk olarak Edebiyat fakültesi do- çentlerinden Nihat Tarlan söz al » mış ve demiştir ki: 5 “.— Edebiyat fakültesi allesi bu- gün muhterem profesör Fuat Köp- rülünün yirmi beşinci la Gn kutluyar; iu Yirmi beg, yıl... * Hocamız Darülfünun ve Üniver sitede ders vermiştir. Yirmi beş yddanberi yurdun ber köşesine de feyiz vermektedir. Evet, bugün bü. tün edebiyat hocaları onun usulün- den istifade ederek ders verebil - mektedirler, Türk irfanma velev cüz hizmet etmiş olsun, her ilim adammı takdir ve şükranla karşılamak münevver zümrenin borcudur, Fuat Köprülü az sonra hulâsaten ârzedeceğim büyük hizmetleri dolayı sile bu takdir ve gükranı en büyük salâhiyetle halletmiştir. İlim ada - mımmız beynelmilel ilim âlemine de- Zerli ismini duyurmuş, milsteşrikle- rin birçok hatalarını tashih ederek kalemiyle de âlemi fethetmiş bir âlimdir. Efbette o, bizim takdir ve ş#ükranlarımıydan müstağni ilim ve Miyakatin yüksekliği ile ruhumu tat- min etmiştir. Büyük milletimiz, büyük liyakaf- lere karşı kadirşinaslığını unutmaz! Gençlik bunu bilmeli, ilim yolun - da onun yaptığı gibi bilerek çalış - malr, çalışarak bilmeli!,, Bundan sonra Profesör Riber kür siye gelerek Fuat Köprülünün dün- ya üzerinde tanmmış göbretini Ay- rupa âlimlerinin kendisine vörmiş olduğu yüksek değeri anlatmış ve sözlerini şöyle tamamlamıştır: “. Bütün âlimler Fuat Köprülü. yü kendileri gibi, arkadaşları gibi dünyanm büyük âlimlerinden biri 6- larak tanıyor, Biz Fuat Köprülüyü böyle bir sıfatı haiz olarak gördü - ğümüz için çok iftihar ediyor ve bu kiymetli işine tam bir canlılıkla de- vam etmesini temenni ediyoruz.,, Profesör Riberden sonra kürsüye çıkan Ömer Lütfi “Fuat Köprülü- nün tarihi bakımdan, değerini, Zi- yaettin Fahri Ciçtimat cephesini) Bakfi Üniversitesi o mezunlarından bayan Süreyya da eski bir talebesi olmak stfatile Köprülüye karşı duy- gularını temiz bir lisanla anlatmış- lardır, En son olarak kürsüye Fuat Köp rülü gelmiş ve sürekli alkışlar ara sında sözlerine şöyle başlamıştır: “.— Çok sevgili arkadaşlar; büyük mükâfatlarla karşılamak, 10 tufkâr ve âlicenab Türk milletinin eski bir ananesidir. Ben, bu teveccükleri sadece bu a- İl ahanehin bir tezahürü gibi telâk- ki ediyorum, sizlere en candan te- şekkürlerimi sunuyorum. Milli ha- yat kadroları içinde kendisine düş- müş bir vazifeyi yapmaktan fazla bir iş görmiyen benim gibi âciz bir insan bu küçük hizmeti mukabilinde bü kadar büyük mükâfata lâyık de- Zildir. Sakaryaya, Dumlupmar ve Lozana kadar müselles ve muhteşem #aler âbideleri kuran, düşman çiz- meleriyle çiğnenmiş topraklarda müstakil ve mesut bir devlet kuran Büyük Şeilerin idaresi altında kan- larını, canlarını veren isimsiz kahr ramanları sonsuz hürmet ve minnet- le analım! Onlar, ancak devletin yapabileceği büyük işleri, mukabilinde hiç bir şey beklemeden sadece, milli bir va- le olarak yapmışlardı. Arkadaşlar; Buğür cumhuriyet ve inkılâp yo- lunda medeniyet ve itilâ yolunda Mini Şefinin etrafında aşkla şuur- la birleşen büyük Türk milletinin idealist gençliğini sizin şahıslarınız- da sevgi ve saygı ile selâmlarken, çok yakın bir istikbalde sallarınız arasından yetişecek büyük ilime damlarmın hayali karşısında daha şimdiden enderin İftihar ve hür- met duygulariyle eeğiliyorum.,, Ömer Refiğin konseri Galatasaraylılar (o Cemiyetinin tertip ettiği musiki konserlerinin ilki dün Galatasaray isesi korife- rans salonunda kıymetli piyanist- lerimizden Ömer Refik tarafından verilmiştir. Büyük bit kalabalığın hazır bu lunduğu konser çok beğenilmiş, genç san'atkâr büyük bir takdir toplamıştır. —— Devlet hava yolları umum müdürlüğü Memnuniyetle haber aldığımı« za göre Devlet Havayolları w mum müdürlüğüne, hava akade- misi kumandan: çok değerli tayyas recilerimizden kurmay © yarbay Ferruh Şahinbaş tayin edilmiştir. Nafra Vekâleti böyle meslekten birisini umum müdürlüğe getir mekle cidden yerinde bir iş yap- mıştır ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: