5 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

5 Mart 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 MART — 1939 Kİ N 7 URKLUĞÜMN İş rl vk ei SAPANLAR | d ABDURRAHMAN: Yazan: Asaf Belgf | DA 1 Hater'in tarihi Romanı: 76 Yazan: Ikimim Abdürrahman tek başına, harbe tahrik etmek için kâfi geliyordu Sultan Murat aralarında fki bin Sırplı bulunan bütün Rumeli aske, rile Anadoluya geçmesini Timurtaşa emretti, Kütahya ovasında orduyu yok »- lama ettikten sonra düşman üzeri. ne yürümek üzere lizmgelen terti « batı shzeyledi. Sultan Muradın Kütahyada bu . lunduğu zaman Mısır hükümdarı ta- rafından gönderilen ve arzı müved. det vazifesile mükellef hedayayı tak dime memur olan bir sefaret heye- tinin dahi orada bulunması sebebi. le iki düşman arasında kalmaktan #htirazen Osmanlı pedişahile barış- mak çaresine tevessül ederek âsa, kirinin Hamit arazisinde vukus g6. tirdikleri hasardan dolayı af diledi. Harbe son derecede arzukeş olan genç Ali Paşa, musalihayn ait her türlü tekâlifi reddeylediğinden Os » manlı ordusu iade olunan süferann peşi sıra harekote başladı.,, Kara Abdürrahman faaliyet için kendine en güzel fırsatın geldiğine kanl olmuştu. Kara Abdiirrahman da harp $sti - yordü, Dört Ahllinin Karaman Oğulları . nın teşviki ile harekete geçmiş bu- Tunmalarımdan 84 almak Kara Ab. dürrahman Için bir gaye olmuştu. Hünkâr Muradm oğlu Yakub, Sa- rca paşa, Balban bey, İlyas bey, Müsteca bbey, Firuz, Koca bey gu sırada kat'iyyen bir Karaman der. di ihdasma taraftar değildiler. Bilhassa Alâeddinin hünkâr da - madı olması, onları harbden mene. den en mühim sebebdi, Fakst Ka- ra Abdürrahman tek başıma harb tahrik etmek için kâfi geliyordu. Elinde genç Ali paşa gibi babası, na halef olmuş, padişah nezdinde 85 21 geçer bir kumandan vardı. Abdürrahman bir gün genç Ali paşaya demişti: — Paşa, bütün ekâbir ve rical post serip #stirahatlerini düşünü » yorlar, Karaman dnimâ devleti aliye için bir derttir. Kaldı ki hünküra el v. zatmak küstahlığında bulunan Ka- raman hâkimi Alânddin, ons damad olmak suretile kazandığı emniyet ve itimatla Osmanlı saltanatmın kö küne kibrit suyu dökmek ister. Bir taraftan da devletlâ paşamım | göhretinden korkanlar, bu harbe taraftar değildirler. Hünkâr ne de. nirse ona mütevekkildir. Bence 1s- Jrar et devletlüm, Eyvolallah Karamanın da hakkın. dan geliriz, Arkamızda bizi dalma tehdid edecek bir kuvveti birakma- mak ve bu suretle Rumeli fütüha. tina devam etmek mimkündür. Genç Ali paşa Kara Abdürrahma- na itimat etmişti, Bu merd adamm, kendisini bir yanlış yola sevkede . ceğine bir türlü inanmıyordu. Maa- haza hâdiseler de Kara Abdürrah, mant mahcub etmemiştir. AN paşa Abdürrahmandan fitili alıp hünkâra gidiyor ve onu da har- be teşvik ediyordu. Hünkir de, Aldeddinin saygısız. Tıklarmdan btkmış usanmıştı. Nihayet Kara Abdürrahman ka - sandı ve harbe karar verildi. Hün, kâr nizamı harbi bizzat tertib et - mişti, Nizamı harbde sultan Murad soğ conah kumandasmı oğlu Yakuba, sol cenahı diğer oğ'u Bayarda, dümdarı Timurtaşa tevdi ederek kendisi de bütün süvarisiyle mer - İ kezde ve yeniçerileriyle Azablar ge risinde shzı mevki eyledi, Hünkâr, Yakubun pezdine Sarıca İ paşayı, Balban, İlyas, Müstecab bey İleri memur etti, Anadolu merası da Yakub nezdine verildiler, Harb muavin askerile Firuz, Ko- ca beyler ve Rumeli ümeras Beya- xd nezdinde kaldılar, Karaman oordusundaki nizamı de anlaşılıyordu. Varsaklarla Tatar süvarileri Teberik bey kumanda. sile sağ cenabı, 'Türkmenierle Tur- gudlar Samagar bey kumandasile sol cenabı teşkil ediyorlardı Alâ, oğdlin de merkezdeydi. Harb gene Alâoddinin hücumu ile başladı. Kös ve boru sesleri harb meydanının sakin havasını korkunç bir kasırga kopmuşa çevirdi, Os - mani ordusu bayretle ufuktan ya- yılan düşman askerinin naralarmı dinlediler: — Allahüekber! — Ns garib işti bu. Hünkâr Mursdın oğlu Yakubun da emri duyuldu: — Haydi evlâtlar, hücum! Osmanlı ordularının maralarını düşman askori do hayretle duydu . lar: — Allahüekber! Allahlekber! Büyük maydan sarki bir hac mey danı gibi ince, kalın, kesik, gür Al- lahückber sesleriyle garib ve ga , rib olduğu kadar mahuf bir hal al- maştı, Hünkürm oğlu Beyamd, atı Üze- rinde bu melhameyi tüyleri ürpero. i rek seyrediyor ve babasınm yüzü. ne baktıkça, onun yüzündeki acıta. kallüsleri gördükçe Ürperiyordu. Acaba bürkâr korkuyor muydu? Brdenbire Beyazıd atından fırladı ve hünkâr Muradm önünde yüzüko- yun yere kapandı, — Şevketlü baba, diye haykırdı. Bırak şu kahramanlar, küstahları kılıçtan geçirerek sen gevketlü Os. manlı hünkârma bir geçirtsin. Hüskür Murad gülümsedi. — Peki, haydi, İ Beyazıd atma atiryarak haykırdı: | — Haydihünkâr kulları. Zafer İ sizi bekliyor! Timurtaş da dümdar kolunu bir j emirle tabrik etti, Korkunç harb eğlenceli İ he kader bu kadar hunrizane bir harb, bir savaş, bir dalaşma görül, memişti, Bir an içinde yollar kan sellerine boğuldu. İki ordunun vü. sademesinde seller gibi kanlar ak- b. Hünkür Muradm gözleri Çapraz eğlence ; yaşar, 1 — Bir nevi peynir. 2 — Poyla- ma , Bütün cihan, 3 — Gençük - Bir kasabamız (Akdeniz sahilinde) 4 — Babadan evilğn müntakil sal. tanat sahibi - Dört bir tarafı su o- lan yer - Bizi İdare eden nesnemiz, 5 — Binalar . İstanbulun ezeli der. di - Su, 8 — Misirm güneş mabu - du » Sene . Elem veren , Katıksız. 7 — Yaylı nesnelerde olan - Bir ne- vi bayılter ilâç. 8 — İçinde . İn. sanlara sari hastalığı olan köpeğe topyekün söylenen. 9 — Zamanı gösteren #let - Hemen - Geri ve - ren, 10 — Boyun , Bir şeyin esasi, İnasn işini üzerine alan vasıta, Yukardan aşağı: 1 «— Türkistanı Çininin esk! mer- başladı. Korkurçtu, çünkü bu tari- | mıştı. Hayatımda ve bütün saltanatı sırasında yökpare bir aslan gibi düş- iman Üzerine saldıran Timurtaş ku- lunun hayret veren kahramanlıkla. rını seyrederken dayanamamış, ağ- | lamıştı, İ Zafer çok sirmedii & Alâeddinin Sanagar idaresindeki sol cenahı pe. rişan oldu, Alâeddin münhezim sa- | yılırdı, Alâeddin askeri kaçıyor. l İ Hünkür Murad, atı Üzerinde bu yük zaferi ve küstahlığın verilen «<1 cezağını sonuna kadar seyret, tikten sonra Timurtaşı çağırdı, a - tmdan indi, İ Bütün kumandanlırm, beylerin, İ pazaların, büyüklerin, küçükle j askerin huzurunda gözlerinin yaşı» İnt saklıyamıyarak Timurtaşa sarıl, İdi, kucakladı, alnmdan ve yanak - larından öptü ve: — Seni, dedi, Üç tuğlu vezir nas. bettim, Allah ömrünü efzun etsin, İ evlâdım. | Hünkâr Murad askerine dönerek haykırdı: i (Devam Var) kezi - Kitabı mukaddesin peygam - berlerinden biri. 2 — Azerilerin memleketi. 3 — Ramazandan evvel gelen . Rakı. 4 — Kralbk, 5 — Avrupanın mühim dağlarından bi. ri » Sene, 6 — Tersinden okuyunca bir silâhit spor akla gelir - İşsiz. T — Hazır “ Söz”&az Okmanirta. riblerinde padişahların sadrazam. © arma söyledikleri » Bir Alman krü- vazörü (tarihi meşhurdur) 9 — Yol gösteren, 10 — Mahsul, 11 — Bir şeyin hareketini temin eğen çelik zemberek , Kudret, 12 — Niyet - er . Kanun (nizam), 13 .—— Erke- İ ğine öküzdenir - Sazdan örülen bir nevi kap, 14 — Mısırlilarm güneş Allahı - Bedava yiyi piçilen yer. 15 — Uzlaşma, dZeosouscuruwsus exol >/2)-7275)0)- İİ») -( feel > AN Susvi ve arkadaşlarmm Çıra an sarayına hücumları... Abdülhamit, Mithat Paşayı kont- rol için Ahmet Eyüp Paşayt beşin. ci ordu müşirliğile Şama gönder, mişti. Fakat Ahmet Eyüp Paşa na. mus'u bir asker olduğundan bilâba, r ilisini de kontro! için evvelâ Cemil Paşayı, sonra da müşir Hü vzl Paşayı gönderdi. ihat Paşa Suriyede birçok ha, yırlı icrast yapmıştır. Gelir gelmez ilk işlerinden biri Şam bahçelerinde kadm oynatmak ve mahalle deli » kanlılarınm işi gücü bırakıp biribir. lerine baskın vermek (buna "şikâr, derlerdi) gibi kötü âdetleri kaldır - mağa çalıştı. Bunun için de gehirda bilinde arapşa ve türkçe oynıyan i. yatrolar açtırdı. Buralarda saz ça- lınmasına ve çengi oynatılmasına, 30 kadar umumi ev açılmasına mü- saade etti. Haftada birkaç gilin mec- can! temsiller verdirdi, Eğlence ya. sak olmayınca gizlice kadın oynat. mak &detleri yavaş ag azalma, ğa yüz tutmuştur. ” Mithat Paşa bir ramazan gecesi râdşhur Şam , müftüsü, (Mindistan Müslümanları için bir fetva yazmış ereden dizbağı nişanı almış olan müftü) Mahmut Hamza Efen- diyi de beraberinde tiyatroya gö * türmüş, müftü “aman paşam, beni Şam mutaassiylarma taşlatacaksı » nız.,, diye Jâtlfe etmiştir. Bir gün şam kahvelerinden birin, de çengi oynatılması için müsaade Jandarma kumandanı i Bey (bilâhara past) istidayı “mahzuru vardır,, kaydile reddetmiş, Mithat Paşa bunu du - yunca jandarma kumandanın yanı. na çağırarak sormuş? — Mahzur görmüşsünüz. Bu mah rar nedir? — Vukunt olur, Ahali biribirine girer, — Vukuat olmasm diye ahaliyi zevkinden mi mahrum edelim? Vu. kuatı biz menedeceğiz, Sen ve ben ne diye duruyoruz? Mithat Paşanın düşüncelerisi ” de etmesi itibarile başka bir BAS yi de kaydedelim: Mithat Psgs bir gün belediy© çesinde otururken karşıki sok$ bir kadınla bir erkeğin konuştu” İnr, biraz sonra bunların yanms İlen bir polisin (Mithat Paşa fik # teşkilâtım yeni yapı maya mâni olmak İs tokatladığını görmüş, Hepsini Y na çağırmış ve polise dönerek: —Kadm sana şikâyet etti mi diye müdahale ettin ve no diYÜğ adamı dördün? Senin vazifen racant eden olmadıkça herkesi di helins birakmak ve yali” ederler de senden bir yer sorsfl onlara yer göstermekten (bar€ Mitbet paşa asayişi temin tkten sonra derhal maarif na geçmiş, Suriyenin birçok lerinde mektebler açmış, muallim bulunamıyacağı eihetif ralara mütekaitlerden muallif tayin etmiştir, Mektepleri bi balâğa hemen her gün dol: cuklara ve hocalarma eaul 1, rar, uşaklarna “attığı meyi paraları talebeye dörtmak sur” onları çalışmağa teşvik ederi Sokakta avare gezen çocukla, in de derhel bir Bi ns ve yetimhane açmış, bur? Avusturya ve İngiltereden cel ği uetabeşılar vasıtasiyle çoc” kunduracılık, demircilik, doku ik ve sire gil ları meslek sahibi etmeğe ça) tir, Kimsesizleri cebren 19 eçkarak, ebeveyni olanların Werini tecziye ederek sok: başıboş dolaşan bir tek çocuk | brakmamağa muvaffak olmuf Mithat paşanın bu xlahb# devamı için yüzlerce o dükküf joe, gazinodan mürekkeb ca çarşılar vücuda getirerek min etmiş, mekteb bilâhare ” m 1 er Vr EZ EŞ AC. CE EE Eg EŞ DR EE Bugün kendimi çok kuvvetli hissediyo - rum. Kalbimi aşka karşı, iradenin çeliğile zırhladım. Bugün mert bir adâm gibi ha- rabelere gittim ve güneşli günde çalışmağa başladım. Tablom bir hayli ilerledi. Melikenin res- imi bitti gibi.. Yalnız eteğinin uçları ve ka- ba köylü kunduraları henüz taslak halinde Fakat bunun hiçbir ehemmiyeti yok.. El- bette yarım lira verdimmi, herhangi bir köylü kızı aynı yere oturur ve bana mo. dellik edebilir. Melikenin mütebessim yüzünü tabloda tekrar görünce yüreğimden bir şey koptu. Gözlerim istemiye istemiye onun hergün durup beni beklediği noktaya kaydı. Orası bomboştu. Burayı boş görmek yine içimi hüzünle doldurdu. Harabenin yıkık duvarları, karaağaçlar, çimenler, her şey bana Melikeden bahse- diyordu. Demek ki tabiatda insanlar gibi iki yüzlü... Ben buraya ıztırap aramağa mı geldim? Burada çalışmak benim için imkânsızdır artık. Bu boş yamaçta her şey'bana Me. Jikeyi hatırlatıyor. Biraz daha burada ka lırsam, annesinden yeni ayrılan çocuk gi- bi ağlıyacağım.. Fırçalarımı, boyalarımı, tablomu sakladım, otele döndüm. Otelde yeni misafirler var. Yemekten sonra gramolon çalarak eğleniyorlar.. Mu- siki buzün çene kemiklerimi takallüs et . tiriyor; dişlerimi gıcırdatıyorum. Birdenbire çalman nağmeler bildiğim bir parçayı hatırlatır gibi oldu. Aşağıya ku- lak verdim. Odama kadar yükselen $es. ler arasında bildiğim bir plâk çalınıyor.. Mejer sevmek ne boş şeymiş, meğer vuslat da bir anmış Ve en kahir hakikat anladım ki sade hicronmış! Bütün vücudum ürperdi.. Dirseklerimi masaya dayıyarak başımı ellerimin aratın da sakladım. Korkunç bir ağrı ruhumu ke. mirmeğe başladı. Yumruklarımı sıktım. istemiye istemiye, makamla mırılda nmıya başladım: Ve en kalir hakikat anladım ki sade kicranmış! Gramofon çoktan susmuştu. Fakat ben hâlâ masa başında huçkırıyordum, Yine köye doğru inen yol fizerindeyim. Yeşilpınar, vadide simsiyah damlarile bu- naltıcı ağustos eşi altında uyur gibi duruyor. Bembeyaz tozlu yol parlak kıv . rımlar halinde vadiye doğru alçalıyor. Acıların vükile muvazenesini kaybeden beynim biribirine hiç benzemiyen düşünce- lerin arkasında bir serseri gibi dolaşırken şuursuz adımlarlâ çoseden aşağıya doğru iniyorum. Bir yerde farkında olmadan durmuşum. Niçin burada durdum diye gözlerimi etra. ft çerçeveliyen manzarada dolaştırdım. Burası Melike ile ilk karşılaştığımız yerdi. O köy düğününün renkli manzaraları hâ- lâ gözlerimin de piril pırıl yanıyor. O gün burada, yüzlerce köy kızı srasmda Melikeyi görmüş, bayağı tecessüs sandı - ğim bir hissin tskallüsü ile yanma yanaş- mış, tanımadan kendisiyle konuşmu Demek daha o dakikada farkında olmadan Melikeyi sevmişim. Yol .önümde bir yılan gibi kıvrılıp du. amca bu irad da yenmişüir. sşrafm ianesi, belediye ve nin yardımı ve “evkafr mün den «lde edilen parayla vc“ ürilmiştir. Mithat paşa eşi İçok senginlerinden mdetâ zorl” ruyor.. O gün biz ikimiz bu yoldan yürü - birkaç yüz metre devam eden bir ko. nuşmadan sonra, çeşme başından beraber geçmemek için, burada biribirimizden ay * rılmıştık. Burada dururken Melike ile harabedeki bir konuşmamızı hatırladım: O gün mu- kadderata meydan okuyan bir kahraman- tıkla genç kıza: “Hayatıma bir-program çizdim. Yer yüzünde hiçbir kuvvet bu proz ramı bozamaz. demiştim. İ paşanın tane olarak elli lira * Şinl görünce kızmış: — Her sene verdiğin yarımı olsun vermelisin? Diye Has muhafızmdan on 0 ra Jane almış, Holo paşads9 İzzetin babası) beş bin hirs # master. Tahsil mecburf idi, Çocu Burada, insanların mukadderatı üzerine tesirler yapar sanılan bu pınarın başında hayatımın ptogramını yeniden çizmek is iyorüm.. Melike muhakkak benim nikâh. li karım olacaktır, | kutmıyarak sokaklarda dol! Ümit ve karar, insan kalbini her acıdan | ardan ağır cezalar alır, kurtaran bir iksirdir. İçtiğim bu şarabın| yek mekteb tatili santi sarhoşluğu içersinde tekrar yola koyulur! manet ve çocuk bahçelerini€ yorum. Fakat köye doğru değil... Aksi is - bilip sokaklarda avare dol ” tikamete yollânıyorum.. Melikenin evine) yardı, doğru... Mekteblerde #nıllarm Sevgilimin oturduğu iki katlı köy evinin | snenerine gümüş mağalysl kanpısmı vururken, itiraf ederim ki, 80 -| eee, resmi günlerde çocuki” uk karşılanacağımı tahmin ediyorum. Fa- | süserinde yeşil o kordeli j kat kalbimde hâlâ bir ümit vardr: Belki | madetyalar otduğu halde # de sevgilimin yüzünde her vakitki tatlı te. | arkadaşlarımı çalışmağı tef" bessümü bulacaktım. miş olurlardt. (Dövamı var) i (Devamı sar) | almıştır. Meselâ Hac muhaf#$ e

Bu sayıdan diğer sayfalar: