9 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

9 Mart 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H er sene kış mevsimini ge- imiz Chaminadour ci r öksüz yurdu vard Orayı bir dul kadın idare ederdi; kocası bir zabitmiş, Kadıncağızır © İşin başına getirilmesinde bilgi- sinden, zekâsından, hayırperverli- ğinden ziyade hafifmeşrepliğinin, yüzü gözü düzgün olmasının te siri bulunduğunu anlamakta ge cikmedim, Harp bittikten sonra yurdun. hayır müesseseleri arasına âlma- cağın O zannediyordum; fakat Fransız cumhuriyeti hükümeti, tasarruf bahanesiyle, orayı genc madâm Lebret'nin eline bıraktı; asıl maksad onun menfaatini ko- rumaktı, Madam Lebret, yurdun masraflarmı çıkarmak için, ken. dine emanet edilen çocukları çalış- tırmak ve, civarda tanınmış, itibar sahibi dokuz kişinin mürakabesi altında olmak şartiyle, her sene kendi menfaatine bir piyango ter- tip etmek müsaadesini de almıştı. Ben de, icabında müdahaleye hak. kım olsun diye, yurdun mücssis a- zası arasına girmeğe razı olmuş- tum, Bir gün, bizzat yetiştirmek iste. diğim bir uşağa ihtiyacım olduğu içinmadam Lebret'ye gittim ve bana, öksüzleri arasında eli hiz- mete en yâlaşanını vermesini Tica ettim. “Şu Louis Momiron'u alın, de- di. Doğrusu huyuna hiç diyecek yoktur, Akıllı olmasına da ger . gekten akıllıdır.,, Çocuk üç ay içinde beni fevka- lâde memnun etti ve doğrusu mü- habbetimi de kazandı; fakat tam © sırada büyük kardeşi, yolda iki kişiyi öldürüp paraların: çalmış... Benim hiç kimseye karşı öyle peşin hükümlerle hareket ettiğim olmamıştır, insan oğlundan gele bilecek hiç bir şeyden de korkma dım. Hemen tahkikata giriştim ve &- rası çok geçmeden, o on sekiz ya- şındaki çocuğun cinayetinde ma. dame Lebret'nin de mes'uliyei ol duğunu anladım. Çocuk artık hoşa gitmediği için günün birinde onu, beş parasız ve hiç bir iş bulmadan, kapı dışarı e- divermişlerdi. Hemen şatomdan çıktım ve bi- aim küçük Luols'nin kardeşini görmeğe gittim: halim selim bir delikanlı, gözlerini bir noktaya dikmiş öyle bakıyor, nedametten kıvrandığı belli, “Açtım, Madame Ja Comtesse,, dedi, Aç olmak onun için bir ma. zeretti; kendisine gayet iyi bir a- vukat tuttum, hâkimleri gidip biz- zat ziyaret ettim, fayda vermedi. Idama mahküm ettiler. Mahke- sarayına da bizzat gittim, yine faydası olmadı. Cumhurreisi; “İki işinin canına kıyın ş, dedi; hayır," Madame la Comtesse, hatırınızı! kırmak istemezdim ama o çocuk! için bir şey yapmağa imkân yok... Bizim Louls'nin, kardeşinin aki- nutmamalıs nız; bir güno çocu-| betinden haberi olmasın diye ga- zeteleri saklıyorduk, ama bir gün onu, aspirin getirmek için Rahibe- ler manastırına (o göndermiştim; bir müddet eczahanede yalnız kal. mış, orada bir gün evvelki Ola Croix (Salib) gazetesini görmüş. Sör Bathilde döndüğü zaman ço- cuğu baygın bulmuş. Bunun Üzerine onu ailesine yaklaştırmak ve ağabeyisinin son anları hakkında malümat edinme- sini mümkün kilmak için uzun bir seyahate çıktım; çocuğun ağabe. yisine muhabbet bağlamasmı, ve onu hiç olmazsa kendi kalbinde. beraet ettirmesini istiyordum. Biz kibarlar, öyle halk takımın- dan adamlar gibi değilizdir, şid- det bizleri dehşete salmaz, Biliriz ki cinyaet de, en ağır ce- zalar da, bâyağı kimselerin nasibi olamaz; biz, en kötü adamlardan ziyade, bayağılardan, pısırıklar. dan nefret ederiz. Küçük Momiron'ların kızkarde- şi Marsilya darülâcezesinin mas- Yayın Balığı Hapishane müdürü, kendisin- den ayrılacağım sırada bir müddet banâ sesini çıkarmadan baktı, son- ra birdenbire deha ociddileşerek: “Madâme la Comtexse, dedi, size bir şey sormama müsaade buyu- rür musunuz? Küçük Momiron'u konağınızda alıkomak niyetinde misiniz? — Evet.. Niçin sordunuz?. — Sizi tebrik ederim, Madame, Kardeşinin işlediği cinayetten son taona karşı da duymanız tabi o- İ lan istikrah hissini yenmeniz doğ- irusu büyük cesaret eseri. Fakat size bir tavsiyede bulunmak iste- Pim, (bunu söylerken gözlerin şde, alnı da bir hüzün Mİİ iti), O tavsiyemi Hiç bir zaman - taf memurunun karısı imiş. Gidip) onu gördüm. Her-ikisi..de-iyi, ân sanlardı; başlarına gelen felâket onları biribirine bir kat daha yak. laştırmıştı, zaten insanları ancak felâket o kadar birleştirebilir, Ben evden çıkarken kâdın bâna bir yer gösterdi; her akşam kocası ile be- raber oraya diz çöker, Madame Lebret'nin, elinde büyüttüğü ço- cuklardan biri tarafından öldürül mesi için dua ederlermiş. “Artık dünyada bizim için baş. ka teselli kalmadı,, dedi. Oradan Valence bhapishanesine gittim. Müdür içini çekerek; “Za- valie çocuk! dedi; zavallı Mathi- as'çık! Ömrümde bir kere ağla- dım, olda, onun idam edildiği gün. dü. Öyle saf, masum bir tavrı var- dı kil. Sonra da o kadar kan dök- müş. Bir insan bu iki hâlin bir arada bulunmasına bir türlü akıl erdiremiyorum.. Siz belki anlartı- nız, Madame la Comtesse. O gün hapishane papası ile beraberdim; Yazan Harcel Jaubandean veya civardaki hemücüklerin gel- diğide olurdu; bunlardan ' biri sabahleyin yataklarına kahvaltıla- roy götürüp akşam odalarına ya- taği açmağa giren çocuğun karde düğünü öğrenince, yemek saatle- rin safrada Louls'ye tersters ba karlar ve bir daha gelmez olurlar- | dr. Doğrusu ben de buna pek se- inirdim. ... IR gün köşke habersizce | B bik ressam geldi, yanında! 5 Çeviren Nurullah Ataç kibar adam, asil adam değildir. Ama o büyük ressamdır, bütün fünyada tanılır; buraya da benim resmimi yapmağa geliyor, Sen ona iyi hizmet etmezsen, o da benim | şinin giyotinde kafası kesilerek öl| resmimi iyi yapmaz. — O halde, Madamela Com- tesse, sizin resminizi iyi yapması için ben de ona elimden geldiği kadar iyi hizmet ederim. ... A KŞAM sofraya oturduk ; Douis çorbayı, sonra balı ğı getirdi, zünün ne hal aldığın, gözle! madame Espirat'ya nasil diktiği bir görmeli idi. Bakışı sanki bif hançer kesilmişti. Balık tabağın herkese dolaştırmış olduğu halde bir türlü yemek odasından çıkıntı" yordu. Madame Espirâ€nm, yayrn balığını bıçağıle çatalı arasında evirip çevirip parçalamasını baki. yordu, Onun, 6 balıktan bir lokma bile yemediğini görünce dayanâ” maâdr, Ortadan kayboldu ve be$ dakika sonra tavuğu bizim hir” metçi kız getirdi. Yine tavan arasına çıkıp gizlen* miş, “Hayır, Madame Ta Comtess€, benim kusuruma bakmamalı, n€ yapayım imde değildi: o ya yın balığı, bir yayın balığı, Ma dame Ia Comtesse için tuttuğun! İİ bir yayın balığı, benim yayın bar , ne AREL bir görse, gocuğun bizim yanımızdan ayrılıp! Onu idamdan kımtarabilmek için gayet iyi bir avukat tuttum; hâkim leri gidip biztal ziyaret elim... keridini ocellâda teslim ederken: “Güneş ne kağdâr da güzel!,. Sana bin şükür, Tanrım, bana güneşi bir kere daha gösterdin; artık içimde günaklarımdan bişka bir ükde kalmadı .Tanrım, kardeşler?. mi açlıktan koru!,, demesini bir duymalı idiniz, ömrümde o kadar vakarlı, o kadar temiz bir yüz gör menin kararmdan sonra Elysöein Simidi bükümetin koydu ğu Şirk ver,leri ie een nümayişçiler, ellerinde yazılı kâğtlarla sökak ortasına yatmış ve tırırir. ahaliyi başlarma toplamışlardır. ğun, kendi kanmı görmek için bir tarafını yaralayıp bundan haz al- dığını görürseniz hiç durmayın bir saniye bile beklemeyin. Opt sai yanımızdan uzaklaştırmağa bakın.,, İZİM hizmetinden her gün dak? ziyade memnundum, Arkasına sim sıkı Maitre Y'hotel ceketini giyer! ve yaşından beklenmiyecek dere- cede bir heves, bir ihtimamla çalı- şırdı. Gözünden hiç bir şey kaç- mazdı; dünyada ehemmiyet verâi- ği şey efendilerinin. gözüne gir. mek, sonra da ancak kendi gözü- ne girmekti. Başka hiç kimseye aldırması. Gümüş takımlarının her ko- naktakinden daha parlak, sofra Üzerine konulan çiçeklerin her konaktakinden daha çok ve deha .muntazam olması onun için bir şeref meselesi idi; bels davetlimiz büyükçe bir adam olursa, / | Louis gayretini ir kat daba Dizim köşke bir çok budalalarır | har zamanki da bir kâdın vardı. Yemek saatin. | de Lowis'yi her tarafta aradık, nihayet tâ tavan arasında bulduk: — Lowis'ciğim, bu akşam sof- tada hizmet edeceksin, değil mi? dedim. — Hayır, Madame la Comtesse — Lowis, bu gelen bey, meşhur bir ressamdır, benim resmimi ya. pacak, — Hayır, Madame la Comtesse, Emrinize karşı gelmek istemez- dim ama kabil değil, Madame ls Comtesse. — O halde niçin kabil olmadığ” yle... Bir sebebi varsa bilir- sin ki ben de anlamağa çalışırım. Bilirsin ki ben insanım her halin | den anlamaz kadınlardan değilim. | — Madame la Comtesse, o be:| yin suratından hoşlanmadım; her onun eşyasını almak için ötemeb” Tin kap sını açtığım zaman eşyay bir köpeğin önüne atar gibi ver di. Madame la Comtesse, belli ki o bsy, nazik bir adam de — Bunda hakk'n var, Louis; sy terbiyesi o bev, bizim isafirlerimiz gib » O sabah Louis çaya, balık avla-/ ağa gitmişti;; Chaminadour pek bulunmaz âma her nasılsa talihi yardım etmiş, bir yayın balığı tut. muş. “Madame Ja Comtesse'in ağ- zana lâyık bir yayın balığı,, diyor- du. Sonra Espirat'lar, yani res- sam İle karısı çıkageldiler. Louis mutfakta ufak tefek ba. Ikları tabağın sağına, yayın bas nr da soluna koydurtmuş. Ta- yağı Madame Espirat'nın önüne getirdiği zaman yayın. balığının nümkün olduğu kadar uzak bw lunmasını tasarlamış; böylelikle,| #smeği evvelâ onun önüne götür. düğü haldemadame Espirat'ım yayın balığını almağa cesaret ede- miyeceğini düşünmüş. Bana getirdiği zaman ida yayın | balığını verecekmiş... Fakat ma. dame Espirat, o kadar balık içinde en İyisini seçti mi? Yoksa öylr körü körüne mi aldı? Her ne ha ise, çatalın: tabağın t4 öte tarafı- na, Aleta Lowis'nin koltuğu altını 7ötürdü, o canım yaym baliğ İp tabağına yerleştirdi. Louis'nin bu faclayı nasıl seyreti lığım, Madam lâ Comtesse'in yas” yın balığı, Madame Espirat'nm © tabağında, öyle bir madame Espi. © rat ki didik didik ediyor da bif lokrnâsını bile tatmıyor, Madam€ la Comtesse,,, Gelin de böyle bir çocuğa di keleninl., Doğrusu hiç bir kötü huyunü görmedim. Köşkte kendisinde başka erkek olmadığı için kızlara! gözkulak olmağı, onları her e“ şam odalarına kapamağı üzerine vazilç edinmişti, ... İR sabah, masamın başmi oturmuş, yazı yazıyof” düm ,kızlardan biri geldi, şaşkın eğleniyorum, Madame Ja Cod yukarıya buyursa da Lowis'nif diyordü” Üye Şükür ve çüetael sapsarı kesilmiş üç kız, Louiş'nii etrafını almışlardı; baktım küçüğ Louis sağ yanağını, hacamat ed&f gibi, iki yerinden kesmiş, “N* yaptın, Louis, bu ne hal,, dedir Durup Mururken cebinden çak” Sini çıkarmış ve yüzünü oöyi parçalamış, dalga dalga kan aki" yordu; çocuk da o kanı avucun$ | doldurup ellerini uğuşturuyordu! “Kanımı bakın ben ne yapıy?” rüm, Madame Ja Comteşse, Bef eğleniyordum, Madame la Cost tesse, onlaf da korkuyor, Amli& Madame Ja Comtesse haber veri ğine hiç te iyi etmemiş!,, Bun söylerken bir taraftan kanı tâ GF” seklerine sürüyor, sanki bütü? vücudunu kana bulamak istiyo” Gu. Kış mevsimi idi, Monsleur. E* lâpa lâpa yağıyordu, biz Pari” idilk; fakat iki saat sonra araf | hazırlanmıştı, hemen MarsilyaY? hareket ettim ve çocuğu da ori ablasma teslim ettim, Eniş*' “Uslu uslu o oturduğu müdd€ ben size haber vermekte kusur mem, Jdedi. Bu söylediğim vak'a ; olak © sene geçti; İki sene çocu muntazam haber aldım, fakat > senedir bir şey duyduğum yek” Bu sabah öğrendiğime göre di” Madame Lebret'nin öncesinde öksüz - yurdu yanmış; yağın? cesedini bulmuşlar, hiç bir ye” ye yanık yokmuş, sanki ateş 054 | ! kunmamak istemiş, O, kalbin? tırılan bir hançerle öldürül”. sağ yanağında da, hacama kesilmiş iki çakı yarası a, nr NN Atatürk albümü, Resimli Haftanm neşrettiği ye? v * İlim üç defa basılmış, binlere ha satılmıştır, #rsassias

Bu sayıdan diğer sayfalar: