2 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

2 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ HABER — Akşam Postası saaasananena sanem s000 008 KABARAN > Saylav mı, mebus mu ? KŞAM garetesinde bir fıkra oküdak: “Son seçim esnasında halk partisi mebus tabirini kul landı, Demek ki resmisi bu, Bazı mektublar mebuslara bili saylav diye geliyor, gazetelerde de saylav tabiri kullamıldığına rastlanıyor. Ter mefkuma karşılık, bir tek tabir kullanmalı. seçmeli? Elbette resmisini, Resmisi de: Mebus,, Ba minimini fıkra epeyce kusurlarin malüldür, Önce halk partisinin mebus kelimesini kullanmış olması, bu kelimenin res- miyetini inyin ve tasdik etmez, Parti, kongre İçin kurultay de- miş bulunmakla da bu kelimenin resmi olduğu iddin olunamaz, Mebus kelimesi her şeyden önce Teşkilât Esasiye Kanununda vardır. Maahaza Teşkilâtı Esasiyo Kanununda mevcut olması ön bir resmiyet İfade etmez. Büyük Millet Meclisi, reprösentatif bir kelimedir, Bunun ye, rine (Meclisi Mebusan) kelimesini kullanamayız. Bunlar birer ıstalah mahiyetindedir. İstanbul yerine Konstantinopl veya (Deraliye) kullanılamı. yacağı gibi, Ama, Relsicumhur yerine Oumhurreisi ve icabında Cumhur, başkanı, mebus yerine saylav, mebus yerine Büyük Millet Mec- Hisli âzüsı, millet vekili diyebiliriz. Bu gibi kelimelerin mahiyetle- ri tahsis İfade etmez, Terim demek değildir. Teşkilâtı Esasiye Kanununda bulunduğu Için Mebus deme- ğe mecburuz gibi bir iddia bu kelimelerde movzubahs olamaz. Kaldı ki parti kullandı diye resmi ve mecburi olsun, Seçim demek nekadar caizse, İntihah demek de o kadar ca. idir, Gazetelerde “İntihabı mebusan heyeli teftişiyesinden” Mânlarmı gördük diye seçime İnlihabı mebusan mı demek lâzım- gelirdi? Kelimelerin has isim olduğu yaman v6 bir tahsis ifade etti, ği takdirde, terim bulunduğuna göre değişemiyeceklerine ve ya. »i Ahmede Mehmet, Ankaraya Engürü, maarif vekâletine kültür bakanlığı, başvekile sadrazam, vekile nazır denilemiyeceğine bir diyeceğimiz olamaz, Ama, loplantıya içlima, kongre, şüra, ku- rultay diyebilmekten bizi hiçbir resmiyet menetmez, Her mefhuma bir tek tabir kullanmak nokisinazarı bir dili mahveder. Bir dilin bünyesini taksir eder. Bir dilin genişliği, zen, ginliği bir mefhumu birçok kelimelerle İfade İmkânı hazırlıya. bilmesindedir, Mana kelimesi yanımda anlam, içtimai kelimesi ya, nmda toplantı, tetkik kelimesi yanında İnceleme, müdür keli, mesi yanımda direktör ve nihayet kâtibi umumi kelimesi yanında genel sekreter mevcut olabilmelidir ki, bir dil bu geniş hazinesi içinden tarıyarak yaşıyabilecek kelimeleri kazanabilsin, Veyahut bütün bu kelime bünyeleri yaşıyarak dli genişlesin, Askerlik idaresinin “askero davet” ilânma bakıp da çağırış kelimesini resmi değildir diye kaldırıp atmak ne gülünç bir ha- reket olur. “Mebus, saylav, Büyük Millet Meclisi âzüst, millet ve- Mi” tabirleri bu meofhuma belki azdır bile, Bir dilin fhtişafı, 6 üllin bir mefhuma Karşı yığdığı muhtelif AKŞA SANA POSTASI Manzisini Baki gecesi NİNÖNÜ HALKEVİ'nin bu se- E ne, eski şairlerimiz için 9€0€ ler tertip edeceğini | duymuştuk ve bunları slAka ile bekliyorduk.15 pıart akşamı o gecelerin ilkinde bulunduk: Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bir kon- feransı 11 başlanıldı, sonra üç KİŞİ (DİMİ ben) şiir © okudu; sonra da. Pansız muherrirlerinden Henri La yeğan'ın Vazife adlı bir (o piyesinin temsil edileceği haber verildi. Söyle" mitğe bacek yok, pılımızı ( pırtımız ağar fakat çaki şairlere tahsis geceler hakkındaki hülyala” Tumızı Halkeyinin o konferans sulo- nunda birakarak kaçtık. Hayır, buna Baki gecesi denemez. | Bir,kere Türkiye'nin em büyük Şa” irlerinden biri clan Baki ile o Fran sızların en pestenkeran! mubarrirle- rinden biri olan M. Lavedan'ın ad larını yanyana yelirmek £ kimsenin hâkkı değildir. Eminönü ( Halkevi, berbangi bir sebeble, © muharririn PİYeslerini oynatmayı da münasip bulabilir; fakat Allahın günü yok de- dil yat onu başka bir akşama bırakır. Sonra gece denmez; buna Baki bak kında konferans denir. Bir Bak! ge“ cesinde, mühtelif kimseler o şairden bahseder, o şairin eseri anlatılır, ©- nun bakkında münakaşalar açılır. 31 mari akşamı, Eminönü Jalkevi- nin konferans salonunda (bir Baki havası yoktu; orada hazır bülünan- lardan hiçbirinin o şaire pek alâka göstermedikleri, ancak iş olsun diye geldikleri pek belliydi. Kimse münr kaşaya girişmek hevesiade değildi. Eminönü Halkeviin eski şairler smeanssasemanassaamasasan saanen sanma ve sese smanm sna mA ” mai nl Teşkilâtı Esasiye Kanununda “İntihab” dendiği halde ne. den seçim kelimesini kullanıyoruz? Eğer bir kelimede resmiyet hüviyeti aranırsa hangisi resmi olmak lâzmzelir? Bittakğ intihab ve İptihabat, O halde bunu mu kullanalım? Müntehibisani kelimesi yerine ikinci müntehib kullaamakis hata mı ediyoruz? Kaldı ki saylav kelimesi Büyük Millet Meclisinde milleti temsil eden âzâ için daha yerinde vo daha manalı, daha şamil bir kelimedir, Mebustan mana ve malilyetçe daha yüksek bir sör, dür, şairlerimize slâka uyandırmak, o şa- irlerin unutulmuş veya henöz keşfe- dilmemiş kıymetlerini meydana çi- karmak değil midir? Bizim bulundu umuz gece, böyle bir şeye hiçbir süree'müssit değildi. Gençler anla- madıklârı hir takım şiirleri dinledi. ler; Baki Efendi gene onların meç- hülü kaldı. Doştlar alış verişte gür sün!.. Hayır, Eminönü o Halkevi ya hu geceleri canlı kılmanın çaresini bulsun, yahut onlardan © vazgeçsin. Bükinin eseri anlaşılmadan #dının duğülmasına, büyük bir şair olduğu 'nün öğrenilmesine hiçbir — ihtiyaç "yoktur. | i Eski olmasının kusuru mu var? Türk bir kelime mevcut mudur? kelimesi kadar eski kei yapılıyor ve programı Trabzon, 1 (A.A.) — Ongün evvel Akçabat hükümet konağının! Nala Vekili Ali Çetinkâyanm beraberinde vali ve belediye reisi temel atma törenini yapan umumi müfettiş Tahsin Uzer ve Trabzon | Lütfi Kırdar bulunduğu halde şeh. valisi bugün de cumhuriyetin Ye-| simizde yaptığı tetkikler esnasın- ni bir âbidesi halinde Of'a yükse-| ga istanbulun en esasi: ihtiyaçla. lecek O hükümet konağının. t6*| sından biri olan yol meselesi yeni- melini attılar, İden mevzuu bahsolmuş ve İstan. Köylerden gelen binlerce halk bul yollarının ne gibi esaslar da- asırlardanberi ihmal edilen kasa.|hilinde © yapılacağı meselesiyle balarında cumhuriyein umrân eli- le yükselecek olan bu binanm te- mel atma törenini sevinç içinde kutluladılar. Bu münasebetle vali, cumhuri. yet İdaresinin sayısız nimetlerin- den ve milli Şef İnönünün en kı- sa zamanda Türk milletine mutlak swrette refah ve saadet getirece. inden bahis bir nutuk ira etmiş Ne yapılabilirdi?.. Mademki ora ya gelenler Baki'ye esasen alâka gös” termiyor, onlar $öz söylemeğe, mü- nâkaşıya girişmeğe nasıl mecbur ©- 'dilir?, mlekette şair Baki'nin ©- serini az çok bilenler, sevenler var- dır; önlar davet edilsin, gelmezlerse gelmelerinin çaresi bulunsun, Bun” lar olmıyacak (şeyler değildir ve cebre de ihtiyaç göslermez. Onların Bakl muhabbetini tabrik edecek söz“ leri bulmak kâfidir. İki tanesini #ej- meğe İkna ederseniz, ölekiler esasen alâka duyacakları için — kendilikle rinden koşarlar, Hepsi de Baki hak kında düşündüklerini söylerler, ken: ; dilerinin Bak'yi nasıl gördükleri anlatırlar ve münakaşa, kavga değil, anat, şir mübahasası böylelikle ken «iliğinden doğar. Sonra onun akis Jeri gazetelerde devam edebilir. Ancak bu, hayırlı bir teşebbüs © lur, Yoksa böyle, M. Henri Lavedan” ın bilmem hangi piyesinin temsilin- den evvel Baki hakkında üç beş söz söyletmenin, bir iki kişiye onan bir kaç şiirini okulmanın hiçbir kıyme- ti olmaz. Ancak kendimizi göstermiş ehemmiyetle durulmuştur. Bu vesile ile tramvay geçen esidelerin tamiri meselesi bir de, fa daha göz önüne âlınmuştr. Ev. velce tramvay şirketi tarafından tamir olunan tramvay hattınm iki taraflı 15 metre açıklığındaki yol ların parkesi gene şirketin hukuk ve imtiyazlarını tamamen devral, mış olan elektrik idaresi tarafın» oluruz, Baki'yi deği, Kendimizi gös” tir, İermek de site fena bir sır değil —o-— Er Eye Ne bü suretle kendimizin de sadece 72“ elediye şehirde 150.000 allarımızı gösleririz. Orduda umumi liralık bir yol proğramı tatbik et. Nurullah ATAÇ meclis dağıldı mektedir. Bu program sadece şim: Ordu, 1 (A.A) — Vilâyet w-| diye kadar tamamen bakımsız kal, BA mumi meclisi çalışmalarını bitire- | mış ve bir losmu ilk yapıldığı gün deniberi ve belki de asırlarca tamir İ yüzü görmemiş yolların tamirini istihdaf etmektedir. Bu program- dan bütün kazaların bakımsız yol. ları İstifade etzektedir, Bilhassa uzun yıllar yol husu- sunda İstanbul belediyesinin tam bir ihroaline uğramış olan Eyüp kazası yolları bu proğramla tama. rek İğağılmıştır. . Umumi meclis, vilâyet bütçesini 423 bin 251 Jira üzerinden tesbit ve kabul etmiştir. Bütçede fevkalâde hizmetler için 130 bin 945 lira ayrılmıştır. Bu para ile yel, köprü, mektep in. şaatı yapılacak, memleket hasta- hanesi için röntken Jevazımı ve zi- Taat âletleri almacaktır. Yuvanın saadet ve varlığını Go guran, aile düğümünü kuvvetlendi- ren çocuktur, Çocuğu sev. Sevilmek ten mahrum bikes yavruları da ha“ tırla, Yılda bir lira ver, Çocuk E- sirgeme Kurumuna üye ol! (ÇEK), p — a4 kk yle ğe iy be Si ön ağ dk ae elleme önal a mevcut yolların tamiri üzerinde) ki 6 yaşında kırmızı yanaklı, tombul bir Türk yavrusunu evlât etmek istemez misiniz ? Bir debağ işçisi, bir aile faciasının sokağa aç ve perişan uğrattığı mini mini yavrusunu beslemekten âciz bir halde olduğünu can yakan bir dille anlatıyor Çanakkale Bayramcık kazasında Kamet edenlerin verdikleri birkaç oturan elli bir yaşında bir debağ dilim ekmekle ben de kifafı nefs & j kolundan tuttuğu 6 yaşında diyorum. Lütfen yazmiz. güzel, tostoparlak, kırmızı yanaklı İ © Evlâdımı gördünüz. Resminde Seyhan adındaki oğlu ile gazetemi” de göreceklerdir. Ne olur, hiçbir ai” te geldi. 7 le yokmu ki bir yurt yavassunu bö Üstleri başları parça parça ve yüz İ 4 bed tali ve mukadderalın elinden İ leri açlıktan sararmış, perişan bu kurtarsın? baba oğul biribirine (o bakarak hem Not: ağladılar, hem söylediler, Hidiseyi karilerimizin gözleri Bayramcık kazasmın bir kenarm* B nüne vazederken bir mefhamtet sahi- da cereyan eden bir aile faciası, böy Mİ bi şefik insanın bu adamcağıza yar* leoe hiç sunu taksiri bulunmıyan Bi e dıma koyacağını ve evlâdını sefalet 6 yaşında gürbüz bir Türk yavrusu” # ve perişarlıktan kurtaracağını ümit ! nu da aç kalmak, yataksız, evsiz, ederek hareket etlik. i barksız kalmak gibi can yakan bir Fakat hâdise böylece bitmişok bed talie sürüklemiş oluyor, maz; Muhtelif vesilelerle ve mülr l Yavrunun gözlerine ie deni telif suretlerle yaptığımız neşriyat” © Tik, yüzüne siren korku, dudakları- tü yavrularımıza, yoksul evlâtlarr nı solduran açlık manzarası karşı"( ! a böyle hayat şartları taallâk et- sızda kalbi sızlamadan seyirci ka" İ tiği zaman, şahısların değil cemiye- labilmeğe imkân olabilir mi? tin muin olması lüzumunu söyle Bu biçare debağ işçisi, kötü mur dik, Hangi Türk, böyle acı misalle semi m ittim, | iz. Ne yapabilirim? Yalnız sizden | rin artık tekerrür etmemesi gibi yük di İLk dendi z İri İ yalvarırım, şefkat — sahibi bir allel sek bir memleket hedefi karşısında ilmi Belki bir yas eder İ yok mudur ki benim evlâdımı bir| kudreti nisbetinde yardım etmez? Yoksul çocuklar o meselesini Ço” İ evlâdı manevi gibi alıp ( okutsun, cuk Esirgeme Kurumu gibi bir te bağ işçisinin manevi evlât alaü vermek istediği 6 yaşındaki yavrusu Seykan © k iğ zin İm panama | büyütsün, yurda hizmet edebilecek bir iş bulunmıyan şerbetçilk mev- | bir delikanli yapın e ii şekkülün bülçesine ve mesaisine simi bitince gene debağhanelere baş: | 27371n aksüdü gibi helâl | GİSURE yağlamak küfi değildir. d elm ki işçileri aylak duru İTek bir teselli duyayım: Evlâdım al Gnerine elm aym zalşiye aç değildir. Ağlamamı mazur görü" esi eb Yone si “İnüz. İnsan âciz kalınca ne yapar? ob : ede, manzarayı bir hamlede sona erdire" Ben, Mercan yokuşunda Evliya hahında «oturuyorum. Oturmuyo” rum, sığındım, Bu mini miniye mer “Niye ölmiyoruz? Yediğimiz pastırma, sucuk lekârda ve salam hep bozuk ve kokmuşmuş! Mikrobiyoloji cemiyetinin aylık toplan- tısında doktorlar dikkate değer mütalealar ileri sürdüler Türk Mikrobiyoloji cemiyeti ay-| hakında bazı temennilerde bulun | ık toplantısını “Etibba odası, nda | muştur. Kuduz Erstitüsü müdürü bakteri-| Bundan sonra umumi hılzıssıhha yoloğ Zekâi Muammer Tunçmanın bakımından bilhassa bu gibi reisliğinde yapmıştır. Toplantıda (maddeleri yiyenlerde gö çok dikkate değer meseleler görür |lenmeler hakkında Zekâi n, şülmüştür. Perihan Çamyel, Osman Şerafetlin Bu arada Haydarpaşa baytar tat- | ve İhsan Sami fikirlerini anlatın biket mektebi profesörlerinden Ü-| lardır. ves Maskar muayeneye sevkedilen Eri > ” et, sucuk, pâslırma ve Konservelerle zmir limanının bir balık gibi gıda maddeleri üzerinde" aylık faali eti Bi ki tetkiklerini izah etmiştir. Bu İz” ei ğa ye a yı içinde İzmir Jimanına 43 Akhisardaki kazancımdan mühim bir miktarını posta ile Bayramcık» taki karıma ve çocuğuma gönder dim. Hayretimi mucip olan bir hal- le karşılaştım: Para geri geldi; kız kardeşimden bir mektup aldım. Bu zavallınm ko- cası çobandır, İki yavrusu ile o dâ perişandır. Karım Zehranın bir adamla İzmi: re kaçtığını ve bütün ev eşyasını satıp saydığını, yavrumu da karde" şime bıraktığını öğrenince büsbü tün zebun oldum. Geldim ve saten ihtiyaç içinde bulunan kardeşimden evlâdımı aldım ve başımı her yere vurdum. Belediyeye gidip kendime bir yâtacak yer istedim. Kimseden şâfi bir cevap alamadım. Himaye göremedim. Üsküdardan Beykoza bu yavrum- la yaya yürüyerek fabrikaya baş vurdum. Zeytinburnundaki fabri- kalara gittim. Onların debağ usta” ları bile işsiz, bana nereden iş ve recekler? Maalesef sanatim bu, di- İenemem. Bu işi beceremem. Sanat- kârım, fakat ne yapabilirim. Bugüre kadar çamaşırlarımızı em Esi kudrettedir. Biz bumu bekle riz. cak 35 kuruşa satabildim. Açım ve açız. Bu bedtali beni di- lenmeğe sevkediyor, ama, bu iş çok ağarıma gidiyor. Sonra eli bir ya- şındayım. Artık hayatımı kirletmek hata göre halkın yediği salamların 0 yüzde otuz dördü, sucukları yüzde | ton hacminde 118 Türie, 6.510 ton, yirmi sekiz buçuğu, kavurmaların | hacminde 6 Alman, 3.037 ton haç yüzde yirmi beşi, pastırmaların YÜZ | minde bir Amerikan, 5.669 istemem > : in | de yirmi dördü bozuktur. Çok Sar | hacminde dört Felemenk, on b Belki hamallık edeceğim. Karım Y olan kadın, ei ra ye fi do- | fedilen bu maddelerin © bozukluk | ingiliz, 2.444 ton becminde N nisbelleri çok fazladır. Bundan baş | İsveç, 20.748 ton hacminde ka tuzlu balık ve Jâkerdaların yüz" | talyan, 518 ton hacminde üç | de yetmiş sekizi, tuzlu balıkların | men, 2.893 ton hacminde iki vüzde ellisi, kıymalarm yüzde yir | goslav, 5,317 ton hacminde 10 Yı misi bozuk bulunmaktadır. Tuzla | nan ve #10 ton hacminde iki Pe balık ve lâkerdalardaki bozukluk | ma gvmisi gelmiş ve gitmişt Zurdu. Bundan benden fazla anasız kalan ve âciz baba elinde sürünen bu yavrucuk müzfariptir. Onun ağıktan ağlamasına daya" namıyorum, Bana bir yol gösteri" men tamir olunmaktadır. ihzar bozukluğudur. Buna da har ârkiei Belediye büsbütün o kaldırımsız | zrlenirken ya kâfi miktarda tuz di Türkkuşuna 1 2 bulunan veya çok bozuk bulunan | konmaması veyahut da iyi kaplar müracaatlar çoğa yolların tamirat ve inşaatın: gele- cek sene de böyle küçük bir prog. ramla ikmale çalışacaktır. Fakat b“““orm yanıbaşında büyük yol programının da başarılmasına ça- lışılacaktır ki bunun için 43 mil yon liraya lüzum görülmektedir. da saklanmaması sebeb olmaktadır. | Dün Türkkuşu Bâzı kokmuş kıymalarn içinden | deki ve diğer yüksek beygir eti de çıkmaktadır. mümessillerin İşt Profesör, ayni zamanda (ördek |yapılmıştır. Son bir hafta yumurtalarının paratifo mikroplar | 200 talebe n kay rm hamil olabileceğini de söylemiş lerdir, Müracsat ne kadar ve buna karşı alınacak tedbirler sa olsun!

Bu sayıdan diğer sayfalar: