6 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

6 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sümer Bank Eti Bank meselesi Devlet hazinesinden ödenen para! formalitelere inhisar © elmediği ve larla kurulmuş ve devlet endüstrisi! belki (umum! muhasebe kanunu) ile madenlerinin tesis ve işletmeleri | hükümlerine göre muayyen ve ka- maksadına tevcih edilmiş olan ikilnuni miadlarda, verilen (paraların milli bankamızın, o Sümerbank, ve | mahsubunun yapılması ve ora göre Etibankın, birleştirileceği veya res | yeniden tediyat icrasının imkân da. mi makineye merbut bir yeni idare | âiline girebileceği hususunun bu ye inkılâp edeceği hakkında © son mevzuda gayrikabili tatbik addedi! günlezde türlü rivayetler dolaşmak: | mesi noktasının bilhassa nuzari diş tadır. Tevhit hususu resmen tekzir | kate alındığı şüphesizdir. Bu nokta edilmiş ise de (banka) şeklinin teb | #mdiye kadar hiç kimse tarafndan dili veya mevzuubahs işlerin (o bi: | ortaya sürülmemiş ve maksadın sa- V , » sz İresmi idareye devri hakkındaki ri. dece Divan mürakabesinden kurtul €cizeli üslüb | sayeter günden süne dair Garip ve yanlış bir milliyetçilik anlayışmı önlemeliyiz ! ON zamanlarda Büyük Milet Meclisine hemen her çün ma'buatta İbir zunlyete, bir tekerlemeye tomas elmek Yazan: m. DALKILIÇ kadar aleeiliğini, yer buldoğünu gördüğünüz Istiyorum, Tekerle- me, yira asla tecmmül ve tahlil olunmadan basmakalıp tekrarlanıp İ duruyor, Ayni vamada bir ziliniyet, çünkü ülü fikirlerin bir muhassa, jlası yastan muhafaza ediyor, Bahsotmek istediğim mesele, ilk bakısla, mili hassusiyetimi- 28 hilab eder görünen ve Şu dilimize yabancı kelimeler sokulma, sına, yabancı kelimeler kullanılmasma atılan asabi Lenkidler, itirazlarılır. Dikkat karşı ikide birde ortayı inanılır bir| mak esasına dayandığı o zancolun | mahiyet almaktadır. Esasen bu ha | muştur. hassasiyet, hemen sadece Avrüpa Ğ EÇENLERDE Relik Halit" | vadis ve rivayetler hiç işitilmemiş.| Mahsup muamelesinin o mecburi) |karşı gösterilmektedir. mahiyetinden tegalül olunur ve s2- dece hazine sarfiyatının Divan vi. »esine tabi olduğu ve bunun © bazı “ormalitelerin İlasını intaç edeteği düşünülürse, o halde dava kendili- ğinden sukut etmiş olur. Çünkü Divan vizesi, bu müesses ilelnin işeme tarzını tesbit . ederi mr Üç 7 edebiyatını pek sevmedi: | hiç ortâya çıkmamış ve böyle bir Xa İştim; yine de sevmem |mesele ve mevzu taallük ettiği det. dü, ar günkü Ten'da yecizelere let dairelerinde henüz hiçbir tasav “ arı hoşuma gitti. Veciİvur ve takdire mevzu teşkil etme age ide bulunurken © veciz | miş dahi olsa; bu iki barkanm lâa- “ez, da mı korkmuş, nedir?) kal bir reformaya olan ihtiyacın Üy laca uzatmış, soğuk ve kö:| akdi etiemek imkânsızdır. iğ, telerile de doldurrmuş ama si | Filvaki- © tesislerindeki gaye Dillmiz; milli benliğimizin en mukaddes taazruvu olduğu için ona karşı gösterilecek hassasiyetin de İyi vasılin bir hassasiyet £ Ür bi eye Mscmualar o sayfalarının Kiz altını, üstünü “büyük y e süslüyor. Iş bu. kadarla “5 makalelerin, fıkraların m a doluyor. Hasılı muhar- 5 7 Fi andıran yukardan Şoğu böbürlenip duru KO mi? “Bet şunu söylemiş Üy rum... Biz vazifemizi yap” Mim oruz.. Sen bie. cermp k vaziyetinde bulunuyor. Zİ » Rg ehir etti, it gazetelerde veya du” ördüğü ilânlardâki ved” 44 âzE Şorap giymek arzusunu Söyler ama herkes Georges 184 NS kü benzemez; o gibi nasi, , uaklarına küpe edecek uy- ür da bulunabilir, Hattâ: A me a insanlar bile tasavvur NED fakat o lenbihler, “ hele Kn ravi lira bi: aa hatırlatıyor. karışmam; zalen ço” 7 : Ma yazdıklarını o i öyle değil; onları o. Vecize üslübu ile, böbür- R iyor. tik. e diyorum ki bunun sebe lr kendimizin de dığımızda aramak İğ İn, te kesip atmada söz söy. o dinliyenlerden ziya" Ka lerini inandırmağa, Kandır Sorar “Milli. vezrimir ya söylenilmiş — şiirleri ye » diyen adam “ emin© Na Berçekten düşman de- Ün sebeble a âmirâne bir tâ. e m e a ola ile düşünme keyfi: Meray edebileceği nisbette.) we > bilhassa emir bekli- ) ebleri ararılmıyan, fakat Haş lâzem gelen emir iş aşala bakın, © genlerde, Ünye Blosoflardan, hakimler. e, azn adamlarına hay Bösteriyror. . Düşün anlar pereden “çaktı?|af İT vecize merakıdır sardı;ilen esbabı mücibenin, o zaman da | Mate maksur bir merasimden ibaret bügün de fikirlere ve işlere hâkim | olduğundan bundan daha seri bir olan ekonomi kanunları önünde, ar. |muamelenin ne (banka) adı verilen i tık ihtiva ettikleri mana ve isabeti |mali organizasyonlarca kaybetliklerine ve yeni esbabı muci | hayali ve ideal sürat müesseselerin: beler ihdas eden ekonomik o hayat|oe başarılamıyacağı şüpbedeh ve. ve bünyemize daha uygun bir çekil! rettedir, aramak zamanımın geldiğine inan) , mamız lâzımdır. ilen bu temel sebebin Tamamen bütçeden ödenen para- | kalan ehemmiyetini tebarüz ettir larla memlekette bir büyük endüstri |mek için ayrıca deli 3 kurmak kararı verildiği günlerde hâ | 58, onları da şu iki noktada belirt- kim olan nâzariye,hu sermayenin dü |mek ve toplamak mümkündür: 1 — Divan mürakabesinden kur. Ma, bulunmak ve teriyet keİmaksadı başarabilecek şekilde isti. |tulen ve bankalar vasrtasile yapıla Muasırlarımın çoğu vazıla- | mali için, sarf hususunda devlet mü | Para muzmelelerinin. bizzet bur ban ina esteselerine has olan eşkâl ve mera: | Kalar organizasyonlarına göre, kırk simden tevakki esasına istinat edi- | Sekiz saalten evvel ikmal ve ifasma yordu. Bu eşkâl ve merasimin, hazi: | imkân hasıl olduğunu kimse iddiz İlan Röflezioms sur Ta Violence sahibi | devlet mürakabe makinesinin 'mü- i dak öt yesi idi, O derin; sarsılmaz kanaat” | idaresi, her nokladan, farzedilen ve e Si İler gibi onların kievesini de kaybet-| edilecek olan bütün mahzurları ihti- va ederek, resmi organizasyona mer (Devamı 14 üncüde) | Nurullah ATAÇ Kaşık adası satılıyor ! EÇEN sene Zarelelerde tesadüfen genç bir ressamın ölüm Hânmı 6- kudum, Yine genç ressamlardan bir tanı- dığıma rasgeldiğim xaman, sokakta, ayak üslü, bir rosamla konuşulacak başka bir lâf aklıma gelmediği için bu genç res, samım neden öldüğünü » Ikf olsan diye - soruverdim. Muhatabım, bilmeden yarası, na dokunmuşum gibi bir solukta: — Açlıktan! Dedi, Birdenbire, o anda yemek ye- miş olduğumdan dahi bama bir utanma geldi, şaşaladım. Benim adeti alıklaştığı- mi gören genç ressam dostum İrisir tel raf tsaniyle konuşurmuş gibi kopuk ko- puk cümlelerle: — Evet, dedi. Açlıktan!.. Hastayı... Bakılamadı, yiyemedi, Ne olacak ?,. öldü! rak — Görüşelim... Dedi, geçti gitti, İşle o çün ürperen tüylerim, diyebilirim Mi, bunu hatırladıkça hâlâ bir diken yığı. ni gibi vücudumu rahatsız ederler... İstanbulun yarı esafiri olmuş. bir Türk dlyojeni olan koca filosol o Tessamı Çallı İbrahimin gazelede vilâyete müra- caat edip de son yaptığı tablodan alacağı parsslle şt hali kaşık oadasmı satmalmak (Banka)ların tesisi için öne sürü" i duracağı büyük masraflardan mü- te imiş. Muharrirlerde işte bun-/tevellit fenalıkların yüzde birine bi- lardan heves ederek âmirane bir €-|le tekabül etmez. da ile söz söylüyor ve öyle şüpheye, insanım İçine pek farkettirmeden iş| hükümet makinesine yakından bağ liyecek tereddütlü üslüba iltifat et-İy, olduğu halde mükemmelen' işli miyorlar.O şüphe, o tereddüt, uzun|yen bir sanayi ve ticaret | sahası, zaman düşünülerek ( benimsenmiş|muazzam bir eser halinde, dikilip kuvvetlenmiş kanaatlerin zahir kis-| durmaktadır: İnhisarlar! İnhisarlar i 2 — Bundan maada (önümüzde Ve ağlamamak için kendini sor tata. ipi i öşür kul görü- | Susi kanuna göre, ancak (kırk sekiz) | $ğu kat'iyen anlaşılıyor. Zira dilin bebe eb Je MA Öğlen vaka ri İmei basit bir taazzuv olduğu zansunn hâkim olduğu görülüyor. Halbuki dil asla kelimelerden milli ruhun aksi ve yaşıması İçin vasıtalardan İbaretti. Binaenalerli dilde millilik vasfı, dilin ruhunda temekkün eder, sapka bir Türkün Türklüğünü değiştirmediği ve milli ruhunda bir Hihniyet inkılâbınm ifnle vasıtası olduğu gibi, kelimeler de, milli ruhumuzun İnkılâplariyle değişebilir, Yani milli ruh değiştiği için kelimeler değişir, kelimeler değiştiği için milli Tuh değişmez! Eğer bunnu aksi doğru olsaydı, Arab kelimeleri, Farisi keli- meleri kadar Arab ve Farisi olmamız lâzmgelirdi. Mer şeyden evvel şunu hatırlamalıdır ki bizzat tüirkçemizde bütün tarih boyunca yerlese yerlese buzüne kadar tamamen teos, süs etmiş olmak şartiyle rumea, italyanca, fransızca ve İngilizce | iki üç bin kelime yaşamaktadır, Birçoklarımız bu kelimeleri her an kullandıkları halde cedadı- mızın dilimize bu kadar çok ecnebi kelime almış olduklarını bir an * bile teesmmül etmezler, Fedadımızın bu kadar ccnebi kelime kullanmalarındaki sebeb” ; ve ne de nazariyels lere lüzum var- aşikârdır: “e tahammül «demiyormuş.|ne sarfiyatının Divanı Muhasebat |edemez. Eğer bankalarn bugünkü m sloganların tica. | vizesine ve bundan mütevellit uzun | vasi ve şümullü teşkilâtlarma ve | Müyük faydası olduğu © iddia erin işleme tarzlarına bakacak Si k Georyes Duhamel Ameci» . olursak, Divan vizesinin © şekil #e)” bı varda okuduğu: — “Vatan. meye heves etmiyor, bir. harekele man itibarile © icadar korkulmuy|” Eviç. edecek değiliz, iyelik Yamalı çorap giymel,, gi) SEK k Filâsof:| oan güçlüğünü aramak ve onu ter-| terin kendisine bilâkis da” lar arasmda da birtakım ince fark) çiy etmemek mümkün olmaz. Ban: mükemmel bir | fdokunuyor?.. anlamaya kâfidir. "İma istiyoruz ve' dilimizde eenebi Kelimeler müfrit bir milliyetçilik asabiyeti gösterenlere sormak istiyoruz ki: lar üzerinde düşüncelerden ziyade | ka formalitesinin Divana razaran İ işin Arab ve Farisi kelimeleri kullanmamız sinirlerine dokunmus kesip atma hükümler verenler it. işe birkaç saat kazandırdığı farze- i,| barda, O cinsten bir mütefekkir ©*İ dilse bile bu netice; İyor da, bilhassa Avrupa dillerinden alman kelimeler milliyetlerine Yalme bu sual, bu asabiyetin milli olmaktan ziyade dini mil- Miyetgilik devirlerinin ölmüş bir zihniyetile alâkası bulunduğunu Halbuki buçün bütünlüğümüzle müşlerek Avrupa medeniyeti. ne ve tekniğine girmiş bulunuyoruz. Bu inkılâbia beraber Avrupa medeniyetinin her meslek ve &a- | haya, hattâ her günkü basit hayata ait müşterek kelimeleri ve ta birleri de dilimize girecektir. Bu hâdisenin milliyetle değil, medeniyet ve teknikle vardır. Yeni hâyatm ve tekniğin inceliklerini rhoderi kelimelerle $ po etmek zaruridir, bunun önüne hiç kimse geçemez. Bu kadar büyük inklâplarımızın tabii bir neticesi olan bu hâ. 4dise önünde bir taraflı bir milliyetçilik güdenler, buzlin değil bü- jtün medeniyet dünyasmda, bizden daha ileri olmadıkları halde Bu- ihara ve Kazan Türkleri arasında da ayni modern dille konuşuldu. 5 ğundan haberdar olmasalar gerektir. semai seene vermesen vena ONNAMANA sa 8a000000000 0000009181 49890000 vnmERe) olacağı aşikârdır. Dilin milliliği meselesi 6 kadar bedihi bir müte- arifedir ki bunun üzerinde münakaşa dahi fuzuli görülür, Esasen birçoklarınızın ecnebi jsmda sinirlenmemir, sırf böyle bir hakikate tesmmilisiiz ve şüp- hesiz inandığımız içindir. Halbuki ba mücadelesi olarak almaya ve iyi şuurlandırmaya lüzum bulundu. tabirlerin kullanılması karşı, meseleyi bir zihniyetler birçoklarımızca kelimelerden ibaret değildir. Kelimeler, asıl Fakat şu basmakalıb.. zihniyeli şuurlandır. kullanmasına karşı alâkası ; AAA Rasgele istediğini okuyunca Nasreddin o Hocavari kerametleri gözümün önüne gelerek kah- kahalarla güldüm, Fakat havadisin alt satırlarında, bu. rasmı ressamların ikamet ve İstirahatleri içim tesisat vücuda getirmek İçin satmal- mak istediğini oluyunca da gözlerimden yaş fışkırdı. Zira hocayı bu Hitlerte müs- temlekeelliğe sevkeden © hizm altımda ne facinlar bilmesi lâzmzeldiğini sezer gibi oldum... Hoca . Nasreddin Hoca değil, Çallı boca! - insanı ayni zamanda ayni kudret- le hem güldüren, hem ağlatan bu hareke, tile öktizlerin yemi bile unutulmıyan en hurda dileklerin dosyaları tutulduğu su "sıralarda, onun Pendikte meşhur leyleği- nin yavrusu olan rossamcıkları için lâhu- ti bir mizah ve İstihza şaheseri yaratmış olda... Kaşık adasmı adetâ 6000 liralık bir pul yapıştırılmış beliğ bir isüda gibi kul. Janmak ancak onun gibi Karunların harer, diri... Vakti hoca kendisine 6000 liranm bir arada geleceğini görünce, cebini böyle bir kalabalığın bir arada iyaretini hiç kabul «tmemiş olacak ki, adetâ 0000 ceb kru- vazörüne sahib olduğunu zannederek müs- temleke fethine kalkışıyor!.. İhtimal ki hoca 6000 lirayla Kaşık adasını satmalıp üzerine asri ressamha- neler inşası şöyle dursun, Büyük Britan, ya adusınm bile satınalmabileceğine inan, maktadır. Fakat bu parayla bu metruk alada resim şatoları değil, şato resimleri dahi yapılabilir mi? Bu cayı sualdir... Fakat hoca, ihtimal ki Kaşık adasını alıp Galatasaray pilivma (daldırarak bü- tün ressamları patlaymeaya kadar yedire- ceğini hesablıyor!,, Malbuki dünya, onun kendi kalbi ve zekâsı gibi (imaretullah) mıdır? Biliyorum, kendisine benim teşebbüsü hakkında böyle söylediğimi söyledikleri raman » çünkü © hepimizi okumaz, belki hepimize okumayı tercih eder! . şu cevahr verecektir: — Koca abdal, anlaşılıyor ki Kaşık adasını yanımda bulunduzmak kendisine de Mizımdır?... Fakat buma rağmen söylüyorum? Eline 6000 lira gibi bir para geçince, bir deryadil Hazreti | İbrahimken Hazreti Süleyman olduğunu zanneden, hakikatte ancak bir kaşık ada alabilen bu milyarder değilse de binder filosof zengin, eğer bu bir kaşık adayı mirasyedilik sarhosluğunn meze olarak almıyorsa, bu müstakbel .. kenesl gibi metruk olan nda, dillerde ye- zen deryadiliğine karsı istihkiminr yap- mamak şartiyle, kendisine yerile?... Aim olunmuşsa bu müfrit £ dillerinden © olan kelimelere i e e İŞİ sen seansa 00 sene me emenamaana0n0an Bane sava eamneeaahmlees0e i ; Çünkü hu milletlerle müşterek temasları arttıkça müşlerek me. © © deni ihtiyaca, bilhassa müşterek teliniğe sit kelimeler bu temasiz mütenasib bir surette tecessüs etmişlerdir ve daima edecektir de, Biz, bazı eenebi lisan bilenlerimizin kapıldıkları züppeliği ter, “Abdülhamide dair fransızca roman (Piyer Benua “Yıldız,.da tetkikler yaptı Tanınmış Fransız muharrirlerin- jen Piyer Benun dün sabali Teofil Getye vapuru ile şehrimize gelmiş ve akşam üzeri gene ayni vapur. la söemleketimizden ayrılmıştır, Öğrenâiğimize göre maruf Fran, sız edibi, yazmakta olduğu “Yıl - dız” isimli eseri hakkında O tetkik- lerde bulunmak üzere ve hüküme- “mizden aldığı hususi bir müsaade ile Yıldız sarayına giderek beş sa at kadar meşgul olmuştur. Eserine, oAbdülbamidin yaşayış tarztnı ve karakterini mevzu ola , TeK 4lan muharrir, sarayda bilhas- sa bu bakımlarda tetkikler yap « muş ve ayrılırken, aldığı İzahattan memnuniyetini beyan etmiştir. Mekteb sokağı cinayeti Katil bir sens hapse mahküm o'du | Beyoğlunda Mekteb sokağında emlâk tellâlı Vasili bıçakla öldüren seyyar satıcı Faik hakkında ağir sea mahkemesi dün kararmı ver. miştir. Vasilin hâdiseden evvel birçok küfürler etmesile suçlunun akli ve yuh! vaziyetino #it-olan raporlar hafifletici sebeb telâkki edilmiş ve * Faik bir sene kapse mabküm edil miştir. ; ———————. © Damdan düşen çocuk oeyni patlıyarak öldü Dün Cağsloğlunda Yeşildirekteki kimsesizler yurdunda. feci bir kaza olmuş VO bir mekteb telelesi dam- dan dürerek ölmüştür. Köza kurbanı, kimsesizler yur « İdunda oturân Fethiye isminde bir kadının İstanbul birinci İlkmekteğ ikinci sınıfında okuyan Yaşar is“ mindeki oğludur. Yaşarın bir de kardeşi vardır. Bu çocuk dün hir aş ra binanm yanındaki arsada dola, grken kardeşin! kanlar içinde yer« du: görmüş ve derhal annesine has ber. vermiştir. Hâdise yerine gi « denler zavallı Yaşarın gezmek içim çıktığı damdan düşerek beyni pat, J lamak suretile öldüğünü anlamış , dardır. Harem ağaları Cemiyeti Azasının üçte ikisini kaybetti Eski devirden kalma haremağis larınm kurdukları cemiyet, âzüsç w nm wühim bir kısmını kaybetmiş« tir. Cemiyet âzüsından Hayreddin bat sabah bir muharririmize demiştik ki; — Cemiyetin ilk teşekkülünde 300 âzâsı vardı, Sonra zamanla 8, sânın çoğu ölmüş, bu günkü mev, cut yüzden aşağı inmiştir. Çoğutnuz ticaretir e uğraşıyoruz. aamafiı cemiyeti muhafazaya, muhtaç arkadaşlarımıza - yandınız çalışıyoruz.,, e Şehrimize gelen Hataylı mebuslar Ankarada Büyük Parti Kurulta. YI içtimalarma iştirak eden Estay mebuslarından Abdürrahman Mur. sal oğlu ve Cevad Abalı dün ak. İsam şehrimize gelmişler ve Özipek Palas oteline inmişlerdir. A Yalova Bursaya bağlanıyor Ankara, 6 — Yalova kazasınm l İstanbuldan ayrılarak Bursa vilâ » yetine bağlanması hakkındaki ka - nun lâyikası meclis encümenlerin- den geçmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: