13 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

13 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DEDE AKŞAM POSTAS ip, Hinnzri ir Müd ma dkz Evi: e 0 akar cader Yam e maki e” Man se BELARI ör Kan “Hangi devirde Bu sual pek p verenin en sterebilir, Za” maziye veya 5 mak elbette kabil değii- takat zaman zaman kendimizi iş Veya gelecek asırların şerai tabi tasavvur etmekten hoşla Mariz, Kendilerine böyle bir suai sorular ün Soğu, istikbalden ziyade mazi a bir österirler; günkü| Yiz, ne olacağını pek bileme ia halbuki mazinin ne olduğunu) — n i vehmederiz.Tarih kitap bizde bu tatlı hülyayı uyandı | *X. Halbuki maziyi de gerçeklen ta kğ edebilenler hiç şüphesiz pek nla çoğu, içinde bu Müklri şartları ezeli o zanneder Mün insanlarmın da âz çak on m tabi oldukları kanaatindedir #tel de Coulanges la Cife anti te, eski Atina'da veya Roma'da istediklerini söyliyenlerin ie lerini pek'de bilmedikleri» “bat etmiştir. Eski Atina deyin mıza büyük şairler, Sok. in gibi filosoflar, Perikles ve siyaset adamları geli” Z pi halkının batıl itikatlar Berhangi bir tabii o hâdiseden Ri rin korktuklarını, o bize bu. Pek gülünç gelecek peşin - hü lerin hiç düşünmüyoruz. Eski AR halikenda bizde den sama vpn teşkil ettiği bir fikir var ve ayak © fikrin Atinasında yaşa #liyoruz.Jstikbali (o tasavv vura) Mai birkaç kimsede çene k nlarının şartlarma göre tüyorlar, rg gi devirde yaşamak isterdi devirde... Dünde ve yarında, iş ların kuruluşunda çalı: lı kendine eh ya Nİ fikir US di Sokrates'e baldıranı içiren cel “ filosofun etrafına (toplanan i ii İsterdim: k, - Yeni bir tlemetre sayesinde | sabetli endahtl İsveçli meşhür profesör Erik agerholm beş senelik çalışmağın sonra çok mükemmel bir telemet- re vücuds getirmeğe muvaffak ol- muştur. Profesör, yeni âlet hakkında! verdiği izahat sırasında şunları de | söylemiştir: “Toplarm ateş sahasi arttikça, top menzilleri uzadıkça isabetli ni. şan almaktaki müşkülât da art - muştır. Bilbassa sahil töplarında bu gün kullanılan mesafe tayini âlet leri tamamiyle sahih bir şekilde mesafeyi tayin edemiyordu. Bu &- ietler yalnız mesafe tayininde de - ğü, hedeflerin bulunduğu noktala rın tesbitinde de yanılıyordu. Benim yaptığım telemetrede me safe pek az bir hata İle tayin edi- lebilmektedir. Bu ölet ateşini temin içi ikl tecrübe obüsü end topçu bir yahut ıt ettikten sonra Üçürcü obüsü tam hedefinel Fırıncılar belediye ile bir türlü anlaşamıyorlar İmaliye ücretine yapı'an zammın, bakkallara onda- | lıkla ekmek veri kaldırılması Fırıncıların bakkallara (Ove diğer ekmek satıcılarına eski fiyatla ek mek vermemesi işile doğrudan doğ” ruya Vali ve belediye (reisi Lütfi Kırdar meşgul , olmaktadır. Dün belediye iktisat müdürü vali ve be- lediye reisinden aldığı (direktifler üzerine fırmcılar cemiyeti o reisini İdavet etmiş ve kendisinden bu hir yat almış Bu temaslardan sonra cemiyeti reisi Ahmet Rıza söylemiştir: sus fırıncılar şunları kân göremiyoruz. İstiyen bakkal #- lar istemiyen almaz. Esasen bakkallar k İ yukarı bile satar. M ip mağ: a dav arla i, , okunmaz yazılar yazmak ister * Colombus'un gemisinde isyan) ağa çalışan gemicilerden biri | Na Taber erdıklan kaçmak, Yon ordusunda koca kalpaklı tile olmak, İngilterede çilte Muharebelerine iştirak etmek, bişi e Petro zarharında yaşamak. | Bal Selim'den korkmak, Afrika hay ine büyücülük (etmek. a prn hepsi istenecek şeyler de e gir? insan oğlunun her devri ti dali güzeldir ve bunların hep İli atmak isterdim. Onun t tea, MPa İnanmak, bütün isyanlar ün haksızlıklarma ve bü La Hereflerine iştirak © edebilmek, . MİR hangi devirde yaşarsık ya” her insan un halini Bn pe göre tasavvur etmek ve “ek bütün İşlerine hayalen ak kabil değil midir? Mr Nunillak ATAÇ Üni Kurmay Başkanının. aldığından buna razı bakkallar da diğer malların mü işin ekmek satarlar. İşte bu se beblerden bu kararımızın vaziyette sayesinde | ;. almağa da ş- İliye ücretlerini 143 kuruştan hesap» im.İkyarak ekmek fiyatında de bü iddialar karşısında HABER Kepez beye | İ ar yapılabilecek yapıştıracak, bu suretle milessir ve bir ataş temini imkânmı de ölecektir. “Benim yaptığım telemetrede en İyeni olan taraf, zariyelerin ölçü - lüşünün, gayet küçük mikyasta za viyelere İntikal ettirilerek yapıl - İmasıdır. Bu sayede seyyar hedef, ler ufak nispette oynarlar, Mesafe değiştirirse Aleti miden ölçme yapmağa ihtiyaç kalmıyacaktır. A- İlet işletilirse ölçme işini kendi ken- İdine yapacak ve otomatik bir su - “İrette bütün hesablermı yaparak te lefonla gertdeki merkeze bildire - cektir. Bu âlet, (o sahilden 3000 - 4000 metre uzaktan giden ve &a. atte 30 mil süratle hareket eden bir geminin on saniye fasrlalarla İve elli metreye kadar olan mesa- fe tebeddüllerini tesbit edebilir. Yeni telemetrenin bir faydası da elektrik motörleriyle hep birden lendaht imkânlarını kolaylaştırmak olacaktır. ilmemesi üzerine düşünülüyor Halbuki diğer taraftan (belediye bu fikirde değildir. Alâkadar bir zat bu hususta diyor ki: Ekmeğin imaliye ücreti,bü det evvel ekori tişare heyeti tarafından 193 kuruş tan 143 kuruşa indirildi. Fakat son radan fırıncıların bakkallara Over ikleri yüzde onlar nazarı itibara a. İk imaliye Ücretlerine 13 kuruş ammedildi. Fırmclar şimdi ma İdemki bakkallara ondalık (vermek istemiyorlar, bu 13 kuruş zammı hakları yoktur. Yeni narb tesbitinde bizde ima tenzilât yapacağız... İstanbul fırıncıları değirmendile. rin kendilerine fena un verdiklerini iddia etmektedirler. Değirmentiler toprak ri ofisinin sattığı buğday larm fena olduğunu ileri sürmekte” Şehadetname meselesinin şehitleri Yazan: M. DALKILIÇ ENİ Barem Kanunu daba ilk bahis mevzuu olduğu sırada diplomanın yeni kanundaki rolü ve mevkii meselesini biz ortaya attık. Ve bu kanun projesinin devlet servislerinde esas olan ehliyet ve Byakat prensipini ihmal ettiğini izahı ederek tec- rübe, ehliyet ve liyakat yolunun da açılması sisteminin behemehal i kabulü İrrmgeldiğini, gerek diploms ve gerek ehliyet yollarımı da muayyen kontrol sistemlerine tâbi tutularak sıhhatte bir netice alımnası İmkânının yaratılmasını İleri sürdük, Kanunun bu sefer müzakereye konması münasebetile saym dostumuz Muhiddin Birgen'in de tekrar hararetle meseleyi ele aldığını ve hemen hemen ayni neticeye vâsıl olduğunu momnsunl, yetle görüyoruz. Diğer taraftan bu mesele ayni zamandn memleketie yüksek | tahsilin taammümünü müeyyede allma simak gibi bir kültür bi, maye sistemi, devlet hizmetinin sılıhati ve devlet memurların haklar sistemi gibi çok büyük meseleleri ihtiva ettiği için lehte ve sleyhte mütalenları sebeb olmuştur ki, bu da pek tabiidir. Devletin maarifçilik bakımından diplomaya üstün bir kıymet ve hak vazetmesi söz götürmez bir milli kültür ve memleket sevi. yesi davasıdır, Bugün herkes bilir ki bütün dünyada fahsil bir hak mebdeldir, fakat bir ehliyet prensipi değil. Bu malüm ol- dukça diplomaya, yani tahsil derecesine üstün bir hak kabal etmek itiraz götürmez bir hareket olarak kalacaktır. Fakat diplomadan mnağa hayat hakkı ve ehliyet unsuru kabul etmemektir ki bizzat diplomadan beklenen faydayı da mah» vedeceklir, öder ve ediyor. Zira kanun bu müfrit ve tek taraf, k hamlesiyle diplomayı gaye haline koymuş olur ki, ba kültür sistemimizi kof bir mahiyete mahküm edecektir, Binaenaleyh ka, nunda liyakat yolunun açık bulundurulması yüksek prensipler se- bebiyle zaruridir. Diplomaya da üstün hak kabul olunması yine memleketin yüksek prensipleri sebebile tabidir, fakat ehliyetle tahdld edilmek şartiyle... Yani yeni barem kanununun yeni haklar sistemi böylece &- mümi hatlar ve prensipler bakımından da mütalea olununca ka nunde hâkim olması lâzımgelen gayenin ehliyet olması icab ettiği, fakat diplomaya Üstün bir hak kabulünün buna bir mâni teşkil etmek şöyle dursun, bilâkis bunu takviye edeceği tebarliz eder, Netekim de aksi takdirde gerek memleketin kültür gayesi, gerek devlet hizmetlerinin sıhhati, gerek memur hakları sistemi baştanbaşa felce uğrar ki endişelerimiz de şüphesiz bunlardır. Ehliyetin inkişafı ve kontrolu meselesi ise işin pratik tarafı, dır. Biz bu ciheti ovvelee münakaşa (o ettiğimiz için bugün yalnız meselenin umumi preasipler bakımından mütalessile Iktifa ediyo- ruz, Yalnız şurada bu meselede (yükseltilmiş olan tek itirazı da karşılamak isleriz, Deniliyor ki, yeni kanun yalnız diplomaya hak tanımakis ha- tr ve tavsiyecilik fecayiinin önüne geçecektir, Kanunun sırf diple- ma peşinde koşan bir tahsili gençliği yaratmak gibi kültür mese, lesite de bir alâkası yoktur, Halbuld barem kanımu kültürün yezüno müeyyedesi kanunu- dur. Saniyen bu kanun bir ahlâk kanunu deği, bir haklar kanumu- dur! ES e Nİ ler şehitliği olmasını istemiyoruz. İ İstanbulda bir fuar açılacak İstanbul vali ve belediye reisi Lütfi Kımar, şebrimize ecnebileri celbedecek turistik (tedbirlere gok «bemmiyet vermektedir. Vali, bu maksatla İstanbulda (© beynelmilel bir fuar oaçmağı kararlaşlırmıştır. Bu iş büyük hazırlıklar; icab ettir. tanbulda bir fuar | İngiliz seyyahlar seyyahları gittiler Dün sahah Arandor Star vapu ru ile limanımıza gelen İngiliz sey. yabları, dün gece yarısma kadar şehrimizi germişler, eğlence ve sa- tp yerlerinde dolaşmışlardır. Seyyahlar, büyük çarşıdan bir - çok Türk eşyası satınalmışlardır. Vapur gece saa! bire doğru lima, ; Düşündüğüm gibi: Şahadetnameli ve şahadetnamesiz memurlar Yazan: SUAD DERVİŞ Dün, genç bir memur olduğu- nü yazan bir okuycumlan mek. tup aldrm. Yeni barem kanunu hakkında (Obazı gazetelerimizie yapılan teşriyattan bahseden bw genç okuyucu, mevzuua bu husus ta şimdiye kadar leh ve aleyhte söylenilen bir çök sözler arasm - da hiç temas edilmemiş bir cephe" den bakmakta ve düşüncelerini yöyle ifade etmektedir: “Yeni barem kanunu muhakkak ki gerek devlet mekanizmasının bir değişiklik yapmıyacağını ümit € diyoruz... a, , teftişleri tay re bulunan Genci Kur huy, Böğkanı Mareşal Fevzi Çak. Ül yanımda bazı generaller oldu lde dün Belimiyeyo gitmiş ve birlikleri teftiş etmiştir. imi? dirler. Bu hususta belediye iktisat Zü tetkikler yapıyor. açılabilecektir. diğinden fuar ancak gelecek sene soğ Akdenize hareket etmiş - tir, RE DLANL DİNE RIA LAFA PAİR A AA ALİR Almanyaya bir darbe! JANSLAR, garib bir telgraf veriyor» lars Los Angeles federal mahke- mesi huzurunda yapılan kısa bir musmele- yi miiteakip Alman sinema artisti Mar. iene Dietrich Amerika tabiiyetine geçmiş- tir, Eğer bu meşbur Alman yıldızı yahudi değil idiyse Almanya hesabına acı bir sür- priz?,., Zira, birçok insanlarca, me birço- ge, milyarlaren İpsanlar için bu yıldız biz. zaf Memelden veyn hir müstemlekeden 2- sağı kıymette değiklir!., Amerika, tıpkı Çekoslovakya zihi bu büyük parçayı kem bir muameleyi mütca- kip alıverdi, Almanlar bu darbe karşısm- da acaba şimdi ve yapacaklar?.. Kep Amerikayı da ilhak ediverme, #inler?,.. ... Dökü'ecek yer mi yok? STANBULUN çöpleri denize dökü mek için ihale odilncekti. Talib çı- kap olmamış! Yenlilen İlân yapılacak... Biz ba İşl anlamiyorum vesselâm: İs- tanhul çöplerini denize dökmeye ne Mi, zum var”... Malk sokaklara döküyor 3!... * Rasgele Yüksek ayaklı köprüler iyi ama... STANBULUN plânmı (O hazırlıyan Bay Prost, Galata ile Beyoğlu - rasmda yüksek ayaklı iki büyük kKârgir köprü kurulmasını lüzum göstermiş. Biri Galata - Tozkoparan arasında, diğeri Bo- ğazkesenle Taksim arasında olacakmış... İyi bir şey. Yalnız bu köprüler bizec sey. yar olmalıdır ki meselâ havai tellerle yağ- mur zamanlarımda Eminönü, Aksaray gibi yerlerde yüzdürülebilsin!... Efendim nerede, ben nerede? AKSANIZA: Bursada kır bekçisi Sadık isminde bir zat 14 yaşmdaki oğlunu fens halde döğmüş, Sonra da tu- tup hanm penceresinden aşağı simi. Zavalli çocuğu ağır varak bir halde has- taneye kaklırmışlar... Bizse beri tarafta bâli opetrermen sokağa çöp atılması diyoruz!... Darısı başımıza !.. ARDİNDE bundan bir ay evvel (Akrebleri imhs cemiyeti) diye Insana ismi pek garib gelen bir cemiyet kurmuşlar, Bu cemiyet parayla akreb alıp imha ediyormuş, Bir skreb ölü, sağ, yüz paraya safılmaktaymış. Bu suretle her gün vasati 100 akreb almarak öldürülüyormuş. Ah, pu İstanbulun sivrisineklerine bir talib olsa değil tanesini, biz tonunu 10 pa- raya satmaya razıyız!... Telâşlı bir hâber.. Um bir telâsir haber daha: Karaköy köprüsünün dubaları ba- tyormuş!.. Gittikçe çöküyorlarmış: 52 du- ba birdeni,, Sebebi de, çürümeye başlıyan bu du, balarâa midye şoğalmış!,.. Acsib şey: Midyo koskoca köprüyü batırır m9. Eğer midye gibi şeyler çoğaldıkça koca bir köprüyü batırsenk olsalar, simdi- ye kağar İstanbulen tozdan yerin dibine hatması Mizamgelirdi!.. Mim mükemmel ve en iyi randımanla işlemesini temin ve gerek memur. ların şahsi memuriyet hayatlarını tanzim bakımından çok faydalı ve çok lüzumludur. Artık mües. sesatta çalışan memurların da te- rakki ve ilerleme imkânları talihin elinde bir oyuncak olmaktan çıka“ cak ve muayyen şartların tekev- vününe bağlı, muayyen mecra ve inkişafı olan mazbut ve mahdut ra kamlarla fida edilebilir ilmi bir hi- dise olacaktır. “Ancak, bu esas gaye karşısın. da tefetrüat kabilinden kalmasına râğmen baddi zatinde çok geniş, bir kitlenin menfaatlerini çok ya” | kmndan alâkadar etmesi ve takip e. Gilen ilmi yol üzerinde halli icap &€den bir nokta pürüzü teşkil etme. si itibariyle (gazetelerde bir ta » kım bakı neşriyata vesile olan diplomalı - diplomasız memur me selesine ben de kerkli şahsi görü. şümle temas etmek arzusunu duy- dum . “Yeni Barem kanunu proje sinde vazli kanun diplomalı me. murlar hakkında (diplomasızlar için tanımadığı bir takım baklar tanımak suretiyle diplomalı me- murun diploması: memura çlan tefevvuk ve ruçhanı kabul etmiş bulunmaktidarr, Yani vazij kanuna göre elinde diploması olan, tabiri diğerle okumuş memur, diploması olmıyan, yani daha az okumuş me. murla ayni İşi yapmağa davet edil- diği zaman bu memur, ötekine na. zaran daha farla bir randıman ts- min diecek ve o işde daha farla muvaffak olacaktır. Ayrıca kabili münakaşa olan bu nokta, yeni ba. rem kanununun bi? mütearifesi. dir. Şimdi davamızın hallinde bu mütearifeden yürüyecek olursak bakınız ne kadar garip bir netice. ye varıyorur. “Mademki diplomalı Oşmemur meşru silâhlarla yapacağı hayat mücadelesinde idiplomasız memu- ra telewwuk etmekte ve edecektir, esasen zayıf olduğu bir mütearife olarak kabul edilen diplomasız me murun bir takım hindikaplara tâbi ve mücadelede müsavi şartlarla çalışmasına imkân O vermiyecek takyidatla bağlı tutulmasının 88 bebi ndâir?, “Bu tabii on yaşında bir çocu. ğun yirmi yaşında bir delikanlı ile dövüşmesine benzer. Yirmi ya. şındaki delikanlının on yaşındaki gocuğa olan kahir ve ezici galebe” siyle neticelenmesi pek tabit olan bu mücadelede küçük yavrunun kollarını da birisinin arkadan tut- tuğunu tasavvur edinir. Gözünü - #ün önüne gelecek tablo tamami. le yeni barem kanunu karşısında diplomalı ve diplomasız memurun vaziyetini canlandıracaktır. “Bu on yaşındaki yavrunun el- lerini niçin tutuyoruz? Cevab: sarihtir; Çünkü, bu mücadeleden yirmi yaşındaki delikanlınm galip çık » masmı iştiyoruz. O halde bu iki insanın müsavi şartlar ve silâblar. la yaptıkları mücadele neticesinin delikanlı lehine bitmesi yukarıda yazdığım mütearilenin tabit neti- çesidir. Bu delikanlı, hangi şartlar (Devamı 10 uncuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: