15 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

15 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dinlediklerimiz 1 Dirliyeceklerimiz Leh musiki şenliklerinde hir Chopin konseri veren meşbur'piya- nist Henri Sztompka, R. Sirauas'm yetmiş beşinci yıl. dönümü münasebetile tertib edilen programlardan birinde şarkı #öyli- yen meşhur Alman şantözü Vijorica Ursuleac, Leh musiki şenlikleri program- larma iştirak eden meşhur Lehli çarlöz madam Bandrovska Turska, İİİ Dinlediklerimiz fDinliyeceklerimiz ŞE e İŞ HABER -— Alişam Postası Klâsik eserleri Strauss'ın yıldönümü Bundan evvelki radyo sayfamızda da haber verdiğimiz gibi, i zeçen haftanm sonu ve bu haftanın başı, Richard Strauss pazara esadüf eden 75 inci yıldönümü münasebetile, radyolarda bestekâ a tahsis edilen programlarla doluydu. Pazar günü öğleden sonra saat 17.35 de Viyanada bizzat 71 ya una basan o gün bestekârin idaresinde Viyana filârmonik orkes- trası bir konser verdi ve bü körserde R, Strauss'un “Bouvgeois,, süiti çalındı. Konser Viyana radyosu ve uzun dalga Berlin (Doyç- landsender) istasyonlarile neşredildi, Pazartesi günü (Budapeşteradyosunun Strauss programını dinledik.. Budapeşte filârmonik orkestrası, meşhur Macar beste" kâr ve orkestra şefi Dohanyi'nin İdaresinde Strauss'un iki “senfo nik giir,,ini çaldı. Salı akşamı saat 9 da da Leipzig oTadyosunda Strauss programı vardı, bestekârın, Dresden operasmda temsil oedilin “Adriane Naksos'ta,, operası nakledildi, Bu suretle, büyük bestekârm hayranları onun yetmiş beşinci yıldönümünü, bir musiki şenliği ile kutlamış oluyorlar. “Teshir olunan kız, Prag radyosunda yeni bi rprogram başladı. “Gece konserleri, İs- mi verilen bu proğram, her gece, bizim sastimizle 12 den 1 e kadar devam ediyor, Cumartesi ve pazar akşamları halk musikisine tahsia edilen bu sa- atlerde, diğer geceler, daha yüksek musiki parçaları çalmıyor, Mese- lâ, pazartesi gecesi Prag radyosunun “gece konseri,, nde buzünkü Çek bestel rinm en değerlileri sayılan iki sanatkârin eserlerini dinle, dik, Bunlardan biri Vitezalav Novakdır ki, konserde “Moravya siliti,, ni çaldılar, Bestekâr'n bu eseri, yanlış olarak "Slovak sülti” diye ta- nmir, Çek halk musikisinden çok güzel ilhamlar almış olan bu parça, Moravyanın hususi havasmı, yerli renklerini taşımaktadır. İkinci büyük Çek sanatkârı Josef Sukdur ki, pazartesi geceki kon- sörde onun “Praga” isimli senfonik giiri çalındı. Prag şehrine ithaf edilmiş olan bu eserde bestekâr şehrin güzelliklerini ve tarihini ya- şatmak istemiştir. Salı akşamki “gece konseri” nde Prag radyosu bize hep halk şar- kıları dinletti ve bunları meşhur Çek şantözl Maria 'Tavberova okudu. Dün akşamki gece konserindeyse Novak'ın bir diğer güzel ese. rini dinledik, “Teshir olunan kız" ismini taşıyan bu parça, bestekâ- rm «mn güzel eserlerinden biri sayılır, Ayni konserde yine büyük bir Çek bestekârı olan Dvorjakın “Dimitri” ismindeki operasmdan bax parçalar çalmdı. Yarın akşam da Prag radyosunun gecekonseri programımda gü- zel parçalar vardır ki bunlardan biri Çek bestekâr: Bohuslav Marti- nunün en son eseri olan “İnsan veölüm" orkestra şefi Jeremlias'ın İ- daresi altında çalmasak ve orkestra karışık ve çöcuk korosu ile s0, Wcular da İştirak edecektir. Bu eser, radyo İle neşredilmek İçin ya- zılmıştır ve belki, bu maksatla hazırlanan ilk musiki eseridir. , . . , Hiç bir şeye yemin etmemeli | Geçen asrm meşhur Fransız galri Alfred de Müusset'nin “Atalar sözü,, umumi başlığı altında topladığı birçok piyesleri vardır. “Hiçbir şeye yemin etmemeli,, “Bir kapı ya açık olur, ya kapalı, "Aşkla alay edilmez,, vs. gibi böyle ata sözü mahiyetinde isimler taşıyan bu eser- ler tiyatro sahasında büyük şöhret ve rağbet kazanmış değildir. Fakat bugün radyo, bunları adetâ kendisi için yapılmış derecede güzel buluyor. Zira, bu piyesler, oynanmaktan siyade okunmak için yapılmıştır ve, bu itibarla, mevzuun anlaşılmasında dekor ve hareket- lerden ziyade sözler rol oynamaktadır. Sahne için yapılmış eserlerin radyoda temsili hakikaten zor, ve dinliyenler için de, biraz tatsiz oluyor. Çünkü muharrir onu konuşu- lanları işitilmekle berabor kahramanların hareketlerile de anlaşılmak üzere, yani hem kulağa, hem göre hitab eder şekilde yazmıştır. Halbuki radyoda temsil edilen piyeslerin, sahneleri spikerin uzun uzun anlatmasma lüzum kulmıyacak şeklide, dekoru ve kahramanla. rm hareketlerine fazla dayanan eserler olması lâzımdır. İşte, Alfred de Musset'nin “Ata sözleri” belki bir asır sonra, ken- Altın mikrofonlar Kanadaya giden İngiliz kralmm Torontodan radyo We verdiği nı ku atm mikrofonlarla neşredilmiş- tir, İngiliz gazetelerinin yazdığına göre, kral, Kanadada hükümet ta, rafından kendisine verilen ilk ziya- fette bu altm mikrofonlar görmüş ve biraz hayretle, yanındaki Kana- da başvekili Mister Mackenzie Kin- ge “Bu ne?,, gibilerden parmağı ie mikrofonları göstermiştir. İ Kanada başvekili bunların, kra- İla mahsus mikrofon olduğunu söy. İ temiş, onun Üzerine kral, gülümsi- yerek, mikrofonun başma geçip hi- nutkuna tahsis edilen bu mikrofonun hususiyeti yalnız, &ltın kaplamalı olması değildir. Bu, ay- ni zamanda en son sistem bir mik- | rofondur ve herhangi havada olur. sa olsun güzel neşriyat yapmakla» âır, Bu da âletin içinde, havanm te- sirini sıfıra indirecek tertibatın bu- İunmasından ileri gelmektedir. Rasimde ortadaki, bu yeni sis - tem radyo mikrofonudur. Diğer L kisi de, eyni sistemde olup kralm söz söylerken kullandığı altın mik- rolondur, Radyoda havadis verme dersleri Köolümbin gazetecilik fakültesi önümüzdeki sene için programma! İzadyoda havadis verme dersleri | koymaktadır. Bu suretle, radyo ile havadis nakletmek de gazetecilik mesleğinin bir şubesi haline girmiş buluruyor. Hakikaten, buğün Amerikada, radyodaki neşriyat işlerile meşgul olmak da bir meslek halini almış- | tr. Birçok Üniversiteler ve kolecler spikerlik dersleri vermektedir, Bu arada Nevyork Üniversitesi de ö-| nümüzdeki eylülden itibaren radyo İdersleri açacağmı ilân eteriştir. Avustralya iradyosunun kârı Son bir istatistiğe göre, Arus. İralya radyo idaresi geçen bir #e- ne zarfında bizim aramızla 1,5 mil- yon İlra tutan bir kür ölde elmiş-| tir, Bu, radyo idaresinin memlekette İs HAZİRAN — 15 Bezelyenin taze si ve taneleri Bezelyenin tanesi ile taz6j8- ri aynı sebze olmakla berabef, hemen hemen, ayrı yemekler « dir. Gerek insan: bilemek. ge * rek vitamin ve maden bakımla" rından ikisinin arasında büyük farklar vardır, ii Taze bezelyenin yüzde 78 İ sudur. Yüzde İZ nisbetinde $€* keri ve yüzde 6 nisbetinde â © zotlu maddeleri bulunduğundan yağla pişirilince, vakıa, birçok taze sebzelerden ziyade besle Yüzde iki nisbetinde sellülozu olduğundan inkıbazı giderme ğe de az çok yardım eder. Yüz gramda 124 miligram C vitâ- mini bulunduğu için, bu cihetten de, birçok sebzelerden, meselâ taze fasulyeden üstündür. Fakat önün asıl değeri tanelerindedir. Halbuki bezely$ taze yenilmek İçin pişirilmeyip detaneleri büyümek ve ayık İanmak üzere yetiştirilirse, tanelerin kuru baklağdan ve kuru ja“ sulyeden idaha Iyi besliyecek, mercimeğe pek yakın bir gıda oldukları meydana çıkar. Bir kere, taze bezelyede yüzde 78 nisbetinde olar #8, bezelyenin tanelerinde yüzde ancak 11,5 nisbtindeilir. ker olacak maddelerinin nisbeti yüzde 59 nisbetine, 470“ lu maddeleri de yüzle 21 nisbetine kadar çıkar, Yağı anca” 1,5 ise de bezelyenin tanelerini de yağda pişirmek âdet ol - duğundan tane bezelye pek kuvvetli bir yemek olur, Onun sellülozu bile mercimektekinden ve kuru fasulyedekinden fazla olduğundan inkrbaza karşı faydası da daha büyüktür Bu hesapça yüz gram bezelye, pişirildiği vakıt içeceği yağı dahil olmadığı halde, insana 335 kalori kuvvet ved Aynı mikdarda mercimek 337 kalori verdiğine göre, aralâ- rındaki fark hemen hiç gibidir, Bezelye taneler meğe nisbetle lezzetinin daha iyi olması da başka... Vitamin cihetinden de bezelye taneleri çok zengindir. A vitamininden, yüz gramı 1750 ölçü getirir. Halbuki tan lerini yediğiniz başka sebzelerin hiç birinde bu vitamindet bulunmaz. B 1 vitamininden mercimekte ve kuru fasulyedö 120 ölçü bulunduğu halde bezelye tanclerinde 150 dır, Yalnız B2 yitamininden mercimekte 170 ölçü bulundu” ğurldan bezelye taneleri bu vitaminden 100 ölçü vererek küs Tu fasulye ile aynı kudrettedir, C vitaminine gelince tan? sebzelerin hiç birinde bulunmaz. Madenleri bakımından da bezelye tanesi tam bir gıdâ- dir, Vakıa madenlerden her birinin nisbetleri mercimekteki "radar değilse'de, mercimeğin man adeni hiç buluğ” madığından bezelye taneleri gene üstün çıkar. En lüzumlü on iki maderiden bezelye tanelerinde bulunan nisbetleri bil- mek isterseniz: Yüz gramında, tabit, miligram hesabile, 219 kükürt, 350 fosfor, 50 klor, 936 potasyom, 40 sodyom, 130 manyezyom, 60 kireç, 5,5 çelik, 0,6 bakır, 3,5 çinko, 2,77 manganez, 0,0015 miligram da iyot. Bezelye taneleri yalnız başma ezilip de çorba püre olunca insanı her bakımdan idare etlecek kuvvet yemek olur. Fakat en ziyade hoşa giden şekil önu et ye- meklerinin yanında garnitür olarak yemektir. O zaman be zelye yanmda bulunduğu yemeğin lezzetini arttırır, onâ güzel bir koku ilâve eder. Bifteğin ve külbastının yahut kebabın yanımda bezelyeden belki hoşlanmazsınız ama, yağ” hca bir tavuk yahut ördek kızartmasının yanında en ziyad* yakışan bezelyedir. Yalnız, bezelye tanelerini suda haşlanmaktan korumak İâzımdır, o vakıt madenlerinin mühim bir kısmı suyun içine de kalır, onları kaybetmemek için suyu (da İçilemez.. Beze ye tanelerini mek için bir kilosuna 125 gram yağ katıl - dığı halde ancak üç çorba kaşığı su konulur. O kadarcık sü yuda taneler içeceklerinden bezelyenin hassalarından hiçbir kaybolmaz. inin merci © yahut Cesar Thomson'un hâtırası Bugünün en büyük kemanistlerinden biri sayılan meşhur vit Cesar Thomson'un halirasıma cumartesi günü Brüksel 1 radyosü ww program hazırlamıştır. Öğleden sonra sant 4 de başlıyacak ola” programda Bach'ın, Handel'in bazı eserleri çalınacaktır. 1857 de Liege'de doğmuş olan Cesar Thomson ilk musiki tat” ni babasından görmüş, sonra konservatuvara yazılı yardan sonra bütün Avrupayı dolaşarak konserler v gittikçe artmıştır, Bir müddet Berlinde büyük orkestranın £ yapan Thomson 1883 de Idege konservatuvarına” muallim Kenisi solo olarak çalıştığı gibi, yanında üç diğer de toplıyarak bir kunrtet (dört kişiden mürekkeb bir çalgı he etmiştir. Cesar Thomson 1031 de, yani 74 yaşında ölmüştür. disine yeni bir saha, hattâ asıl sahasını bulmuş oluyor, Fransız ve İsviçre radyoları onun bu eserlerini sik stk temsil edi- yorlar. Meselâ dünkü çarşamba akşamı Brüksel radyosu, sast 5,30 da Musset'nin “Hiçbir geye yemin etmemeli piyesini oynadı. Musset'nin bu piyeeleri, mevzu itibariyle çok güzel, işleniş Iliba- İ rile çok ince olmakla beraber, karışık değildir ve basittir, Bir sahne- de ekseriya iki veya üç kişi kalır ve bütün piyes hemen hemen böy. le bep muhaverelerie geçer, Alfred de Musset bu basit ve az yüklü sahnelerde kahramanları» »i çok büyük hir kuvvetle çizebiliyor ve hemen bemen onun bütün pi- yeslerindeki kahramanlar kendilerine intanm #evgisini çeken kimse- lerdir. Varşova radyosunda Ckopin konseri Lehistanın Krakov civarında, tarihi yerlerinden biri ölan oVavel şatosu bugün musiki ve oyun şenliklörine sahne olmaktadır, Leh mu- siki şenlikleri tertib edilen bu şatoda bu hafta her akşam değerli bir Leh çalgıcını meşhur bir Leh besteklirmın eserini çalacak ve bunlar Varşova istasyonu ile neşredilecektir. Bu arada, dünkü çarşamba akşamı Türkiye saati ile 10 dan 1 e kadar bugünün en meşhur Leh piyanistlerinden Henri Sstompka bir Chopin Konseri verdi. Bu uzun konserin ikinci parçası İngiliz istas, yonlarıyla da naklolundu. Ayni musiki şenlikleri programına dahil elmak Üzere Oönümüz- deki cumartesi akşamı, yine goce saat 10 da, şatodan verilen bir kon- TS” oporasından bir sahne (Sieg. | seri dinleyebilirsiniz. Gregor Fitelberg'in idaresi altındaki radyo or- Bele rolünde Maria Müller, Sieg- | kestraar, şatonun avlusunda Leh musikisinin birçok meşhur klâsik e- o mund polüinde de Franz Völker gö- | serlerini çalacaktır. Konser 10 dan 11,5 e kadar va 11.25 den 1,25 e rülmektedir, kadar sürmek Üzere iki kısımdır. radyo #ahiblerinden aldığı vergi - iden, radyo masrafları çıktıktan sonra kalan kârdır. Bunun yarısı. İ dan fazlası yeni tesixat yapılmak i- jen ayrılmıştır. | . Vakıt Kitapevi Dün ve yarın tercüme külliyatı 31-40 4 cü seri Rasin külliyatı IV Metafizik İskender Kadın ve sosyalizm Demokrit Dinler tarihi Filozofi ve sanat Etika Heraklit Ruhi mucizeler ne Meşhur Belçikalı soprano madam Lydia Sariban, Ne, Mozart'ın komedisi geri İtalyan Tadyolarının, yaz gelip operaların kapanması stüdyolarmdan opera neşrine fazia ehemmiyet vereceklerini * mıştık, Bu hafta pazartesi akşamı Torino grupu istasyonleri gartım “İnpresario, sunu Roma grupu İstasyonları da Gio: nun “kral,, ınr"neşrettiler, 3 Mozartın “İmpresario,.su bir perdelik musikili komedidir. we zart bunu imparator 2 inci Jozefin tesis ettiği Buffada temsil dilmek üzere ( yazmıştı, Eserin 1786 şubatındaki operanın t© iv linde Holanda umumi £ valisi debulunmuştu. O tarihte umusBi yi li Avusturya - Macaristan saraymın misafiri olarak Viyanada > Bu bir perdelik musikili komedi beş parçadan ibaretti” vertür (başlangıç kısmı), iki arya şarkı kısmı), bir triyo ÜS isi dımım beraber söylediği kısım, ki bunda ber şantöz başrolü ko” oynuyormuş gibi bir rol almıştır), bir de “finale, yani son kesi Me dan? 5 60 Bu serinin fiatı 6.50 kuruştur Hepsini alanlara yüzde 20 ikon. te yapılır, Kalan 5.20 kuruşu (20 kuruşu peşin almarak müte- bakisi ayda birer lira ödenmek üzere dört lakxite bağlanır. Pazar günü Brüksel fstasyonun- dan neşredilen, Vazner'in “Valkü

Bu sayıdan diğer sayfalar: