1 Temmuz 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

1 Temmuz 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MAL BIMİ HATLI ENGİ Eze HABERİN TARİHİ ROMANI: 37 Yazan: Muzaffer Muhittin Emir derhal kılıcını çekti ve le sapsarı kesilmiş y üzüy birdenbire haykırdı. İsta efandimin kimaye ettiği bu | Genç papas sinilenmiş gibi bir det-| harekette bulundu: meşgul olduğunuzu ak ede. efen - Hiçbir iz bulabildiniz mi? Içuk Emiri hâlâ hayretler için. , Defineler üzerinde böyle bü- yük ve müthiş bir mücadele oldu- ğunu öğrenmiş olması ona büyük hayret vermişti. Fakst karşımdaki papas kıya fetli adamın fevkalâde zekt, başa - riklı bir adam olduğunu da derhal lamıştı. Zira, genç sahte papas ma gönderilmiş gizli biz ilarei kelâm ettikten son. | ini adetâ birdenbire niş bulunuyordu. &ir bir adam olap dudaklarında zehiri m dolaştı ve: — Müsnade ederseniz siz bana değil, ben size sual sorayım! kabzasını tutarak kaltemın r halde © eliyle pasa doğru yürüdü: irtakım entrikalar döndü. ğinden bahsadiyorsunuz!.. Sonra biriz bulup bulmadığımı soruyorsunuz? o Bahsettiğiniz Gregorius veya düşmanları şim diye kadar bir iz bulamamışlar mı ki? Genç papas başıyla tasdil etti — Nasıl bulamamişler! dedi, $e- Relerdenberi bu işle uğraşıyorlar. Fakat bu sırrı doksanlık ve garib Wir ihtiyar o AX rludan maada hiç kimse halledememiştir. O da öL dürüldü... Selçuk Emiri hayretle bağırdı: , Öldürüldü Demek cw) merdivenleri önünde kendii - — Ya finden ölmüş değildir? —H — Öldürerler kim? — Greğorlun denilen bucellld a- dam! Selçuk emiri tekrar yüzüne kan hücum edsrek mosmor kesilmişti. — Buna çok şaştım!, Diye ho. rurdandı, Bu Grezorius dediğihiz ölen ibtiyardan başka bu tmiş dünya yüzünde in- kmuş, nasi oluyor da onu ği, or?.. O halde defineler mu- Asinm anahtarı ebediyyen el - gitmiş sayılmaz mı? Japonya'nın manevrası ( Baştaranı 6 ıncıda) Ohlara göre, Danzig, İstanbu Marık, Filistin ve Mısır iş ul bulunan İngiltere zak Şarkda Japon mekte tereddüd etmiyecekti. Esasen Japonların maksadı ın Yi Uzak Şarkdan geri çek. , di. İngiltere menfaatini iirak etmese belki bunu yapa” caklardı. Fakat, asıl maksadları terenin bunu idrak etmesi Çeki anlaşmaya razi etmeye çalışması idi. Elâsa, elde ih, İngillereden kendileri için yardım istiyorlardı. Vaziyet şimdi bu msrkezje, Ja Pon manevrası ne netice verecek, bu anin  kalacağımı söyl rebiliriz. Zira, İngiltere tehdidi n ne tavassut edecektir, ne « San-Kay-Çeke iaşe ve mühim- * satmaktan vaz geçecektir. (La Tribue'de Nations) önümüzdeki günlerde göre. | #iz, Fakat, daha şimdiden, bu| — Devletlüm! Miüsande buyuru nuz!., dedi. Gregortus için bu defi- nelerin esrarını bilen bu yegâne Miysem vücudunu ortadan kaldır - makta hiçbir mahzur olmadığı gibi İ buna lüzum da vardı! Çünkü Gre- gorlus da bu sırrı fevkelide emek. İler sarfederek halletmiş bi yor! Selçuk emiri adeti dehşetle ba. ğzrde: — Ne dlyormum! Halletmiş mi7, — Evet!, İn Emir bu sefer sapsar: kesilmişti Derhal kıltomı çekti ve sapsarı ke- silmiş yüzüyle birdenbire: — Arkadaş! diye bağırdı. Benim- ie alay elmiye cüret ediyorsan bü İradan kellen orüuzunda olarak İkamazam!,. Yok, doğruyu st san ve beni bir tuzağa düşürmek D İ yetinde değilsen, Gregortus dediğin bu kâfirin bu moammayı nasıl hal tettiği düşmanları dediğin adam. ların kim olduğunu ve bi bil - diklerini söyliyeceksin!.. Zira wl anlıyorum ki sen bu işte «ze. oyna « emmiyeti olmıyan bir rol maktasm!.. dini kaybettirecek kadar bir İ hümması içinde gümbür gümbür bir sesle fırlattığı bu tehditler kar- şısmda yerinden bile kıp ç papas gayet & SV. mış: olan gel müştehzi bir. gülüşle gülmekte, £: kat son derece İntikamli ve gözlerle Selçuk emirine bakmaktay dı, Birdenbire çok sakin bir sesle: — Telâş buyurmayn, devletlüm! | Başmuz tehdid etmekte mana yok . $ur!, Bunları size zaten söyleme- ye gelâim!.. Dedi, Bu #öz Selçuk emirinin yüzünde İ birdenbire derin bir memnuniyet uyandırmıştı. Yaptığı kabaca hare- xetten maheub olmuş gibi | elieiri aşağı indirdi ve hafif bir sesle: Sotra SOFRA set) BE tuch) 8. plate) er; 180 rik Selçuk emirinin kılıcını çekip ken| YARI HAZIRLANMIŞ lanmış sofra) F: la table de la sslle â manger (â molitiö mist, mise partlellem, : the dining-table (paztiy . At der ERtiseh tiseh; telhveise gedeckt) Z SOFRA ÖRT , P3 la nappe blanebe he table - eloth 1. A: das Tisehtueh (Tafel. 8. TABAK (çorba tabağı, | çukur tabak) li F: Vassiette /, (Uassiette plate; pour İs potage: Yasslette creuse) , İs the plate (the flat piste; 2s soup plate: the deep . A: der Teller (der flache i sis Suppanteller: der ticfe Te — Bu Gregorlus dediğin rapuh. in Akkoyunlu ihtiyarı niçin öl » niçin öldürt . #tediğini bilmem elbette ge - te dürtlüğünü, beni d mek | rektiri., Diye mırıldandı. Genç papas: — Emir sultanımızmdır! wmimf mi olduğu #a- surette anlaşılamıyan esraren. giz bir tavırla emirin yüzüne bak- Birdenbire: Sultanım! dedi, Gregorlus de, u gerir, definelerin snahta- ayet ele geçirmiş. zmadaki bir resim levha- Jevhasından m? reti Meryem resmi olan Gregorius orada gör, düğünüz levhayı değiştirtmiş tir!,. Asıl levha kendisindedir? Asil ki işaretleri değiştirip bir taklidini yaptırarak tekrar ayarma, koydurmuş, bu suretle bu İşle uğraşanları yanıltacak sahte izler levhadı y mel'un herif vay, Bunu da Bursanm zapledileceğini man yapmış, böyle bir ihtiynia Yüzüm görmüştür! Halbu- ki kendi elinde bulunan levhadski işaretler definelerin bulunduğu ye- rin esrarını nibayet moydana çı - karmış bulunuyo: Selçuk emiri olduğu yerde adeti titriyordu. — Nasıl? Nasıl? Nasıl meydans çıkarmış? Diye homurdandı. Genç papas telişsiz bir devam etti: tavırla (Devamı var) Helen gene parkta çocuklarını gezdiriyordu. Bir eliyle (o küçük Blanşm elini tutuyordu, karde şinden daha büyük olan küçük kızda annesinin koluna girmişti. Artık matem müddeti bitmiş olduğu için Helenin şapkasının üstünde © ağır siyah matem tüylü yoktu, Onun yerine imce siyah bir tül küçük siyah şapkanın bir yanın. don omuzuna doğru kayıyordu. Şehrin tanmmış bir noterinin karısı oln Heleni herkes tanıyor- du. Onu böyle matem tüllerini çı karmış bir halde gördükleri için herkes ona bakıyordu. Helen matem müddetini geçir. diği için yeniden dostlarının arz" İarasma karışacak ve eski hayatına avdet edecekti. Şehrin bütün bekârlarınm gö. zü bu zengin genç dulda idi. Bü- tün aileler, bu zengin kadınla o ğullarını evlendirmek emelinidey - diler, Genç kadmın ölen kocası, âile“ sine merbut, ciddi ve ağır başlı “İbir genç olmakla beraber öyle | fevkalâde bir şey de değildi. Her İ halde Helen nasıl olsa bu bekâr lardan birini beğenecekti. Ge. oku kere Helenin zengin bir kadın una hiç şüphe yoku. Bir kocasındn kendisine intikal eden İ noterlik yazıhanesi vardı. Son ra kendi şahe parası, daha sonra da hem kendi ailesinden, hem de kocasının silesinden büyük mi raslara konacağı aşikârdr. Böyle bir partiyi kimse kaçırmak İste - miyordu, Acaba genç dulu ve servetini iele geçirebilecek bahtiyar adam kimdi? Küçük şehirde herkes bu. nunla meşguldü. Genç kadın kim se ile görüşmüyordu. Kocasının İ yazıhanesinde birinci kâtip sıfati- le çalışan gençle bir defa şehirde görüldüğü için bir çok kedikodu" lar çıkmıştı! . Acaba genç dulun kalbini dol- Planş 26 - 27 (kismen hazır- Serviette) v Fı La tabis İı The Table A: die Tafel PEÇETE (peşkir) F: la serviette the serviette (the tabls- napkin er mapkin) « A: das Mundtueh (die KÜÇÜK FRANCALA (Spsina- Bp roll ( roli) brötehen) » TAKIM n çaial F: le petit pair tke dinner- » A: das Brötehen (Tafel- İ b port kuto üzerinde bi. çak b le coütesi coutesi * fork end iha fork | the knife knife-rest ) F: le eowvert a la fourehette ü sar Je porte knife (sometimes of stainlers steel) on the A: das EBbesteck Çeviren: duran, bu nereden geldiği belirsiz küçük şehirde bir yabancı olan 2. zametli ve kimse ile görüşmiyen İ adam mirydı. Onun Helenle yük | teri: onun noter olmasına kimse taham* mül edemiyordu. Acaba sabihten İ böyle mi olacaktı?, .. evlenerek bü- ıraktığı işin başma geçerek . Helen eve gelince kocasının | yanhanesine girdi. Genç kâtib Bernar Serraz hâlâ masasınm Öö nünde çalışmakta idi. Genç adam buralı değildi. zak yerlerden geliyordu. konuşan, soğuk tabiatli ve ağır bir adamdı. O bu küçük şehir. de kimse ile görüşmüyordu. Hat tâ gezmeğe bile çıktığı yoktu. Bir kahveye de “. Onun mevcudiyetini masına, Berabı 8 sebep olmuştu. —' HAMA mı çalışıyorsunuz? Helenin bu sualine Bernar; — Evet madam, diye cevap ver di. Daha düzelecek bir çok dosya- lar var, Helen eliyle, keder ve ümitsiz liğini gösteren bir hareket yaptı. Ve yavaşça odadan çıkarak kapt- yı kapadı. Hizmetçi kadınla kar. şılaşmıştı : — Madam salonda bir misafir var. Sizi bekliyor. — Kim bu misafir?, — Mösyö Kland... Helenin yüzü hafifçe kızarmış» tr. Ağır adımlarla salona yaklaşı yordu. gi görülmemiş hatırlat, Helenle sokakta görünmüş olma İnz bir kere ... Kland onu görünce neş'eyle © İna doğru koştu ve ellerini tuta- rak: — Ne zamandır sizi bekliyo. rum, diye güldü. O, otuz yaşıma rağmen henüz yirmi beşinde gö sünen, güçlü, kuvvetli, güzel ve ve şık bir delikanlıydı. Genç kadına bakarak: PLANŞ 26.27 19. İ: the serviette (sapkin) sachet 19. A: die Mundtuchtasche 20. PEÇETE (peşkir) halka, sile beraber 20, F: Is serviette avec İ'sn- nonu de seryiette 20. İ: the serviette (the nap- | kin) with the napkin - ring 20. A: das Mundtueh (dle Ser- viette) mit dem Ring 21. KAKAO GÜĞÜMÜ 21. F: la chocolatidre 21, İ: the coon jug 21. A: der Kaksotopf (die Ka- kaokanne) 22. BÜFE 29 A: der Gesehirrsehrank (das Büffet) 28. ÇAYDANLIK (demlik) 28. E: In th 25. the teapot 28. A: die Terkanne 21. TENCERE (güveç) 21. F: la marmite 0EY OP Gözy servete konmasına ve no| v.| Çok az! 25. 25. FP: la bolte â bisculte 25, 25, Gizli fedakârlık SUAT DERVİŞ — Bu siyah şapka, sarı saçlarr nızm üstünde o kadar hoş görü - L. diye İMâve etti. Helen gülümsiyerek; — Bırakınız bu sözleri!.. dedi. Sonra şapkasını başmdan çıka. rarak bir kenara bıraktı, Ve ince parmaklarını saçlarının arasından geçirerek bir kanepeye oturdu . Kland da onun yanma oturmuş” Jtu, Ne zamandanberi Helene kaf | bir zaafı vardı. Bu hissi, genç ka- İdının kocasının ölümünden sonra bir kat daha ziyadeleşmişti. Klan dın bütün ailesi de onun genç dul ile izdivacını istiyordu. Genç adam bugün kararını vep- miş olduğu halde gelmişti. Art Helene aşkını İtiraf edecek ve İz. divacına talip olacaktı. Helen başını eğmiş onu dinli yordu. Kland kendisine aşkını lie raf ettikten sonra evlenmek tek“ İlifinde bulunuyordu. Dalma ayni muhitte yaşamışlardı. Hemen he“ men beraber biyilmtişlerdi. Ayni sosyetenin insanlarıydılar. | İçt, maf vaziyetleri ve servetleri biri- birinin derecesindeydi. Evlenmelerine hiç bir mâni yok tu. Genç kadın onu dinlerken kal binin şiddetle vurduğunu hissedi- yordu. Çünkü Helen de Klandı se viyordu. Bu aşkın ne zamandanberi W- yanmış olduğunu kendisi bile bile. miyordu. Ylnız bildiği bir şey var sa, kalbinin bütün kuvvetiyle bu genç ve güzel aklamı sevmiş olma. sı İdi. Fakat buna rağmen ona: — Bunun imkânı yok Kland!. diye cevap verdi. , — Nasıl imkânı yok mu? Be nimle evlenmek istemiyorsunuz öyle mi? Belki henüz çok erken olduğunu düşünüyorsunuz. O halde ben bekliyeceğim. İstediği- niz kadar beklemeğe razıyım. — Kland, ben hiç evlenmiyece. ğim!, $ (Devam var, feshsuba) BİSKÜIT KUTUSU the bisenit bok A! die Kekzdose PUNÇ BOLÜ (kâsesi) F: le bel & pounch İ: the bowl (for mekl, claretcup, etc.) A: die Bowle (das Bow, lengefkB) PUNÇ KEPÇESİ . F: la bouche  punch z be İadle . A: der Bowlenlöffel HİZMETÇİ ÇAĞIRMA İÇİN ZİL . FP: le timbre pour appeler la bonne; sönnette . İz the bell for the mald A: die Klingel für das Mödchen AVİZE (avize lâmbası) , F: Is suzpenslor (Ja İsmpe â suspension) , İ: the suspended lamp (the pendant) A: die Hüngelampe TAVAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: