25 Temmuz 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

25 Temmuz 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKİT Asım Us, Acaba Bulgarlar tehlikey lıklı başyazısın iyan gazelel n “İtalya uğu İşgalden sonra Balkan uşlur. Artık Balka da İalyan arzusundan b: hareket edile , yoli rına karşı Du ' fün Balkon devlel ini Arnavut! devleti de o . törlü daki yazrla- a beraber bü- iki yoldan nin hap elmek olukların söyledikten sonra diyor ki Y i esası üzerinde birle tirilen Balkan An hariçlen gelecek tahi vahut biri ayri teker teker, Bal a İtalyan tehdidine boyun eğ nüsav vücuda u ile k ke manyalılar, Yunanlılar boyun ilin etmişlerdir; Yu aoşlavyanın da uyni fikirde olduğu ma şüp tal anlar yorlar. Asıl ksatlarını ba | vaaler arkasında gizliyorlar. Kendi- sing Dobrucayı, Dedeağacı — gösteri- Acaba Bulgar dostlarımız Dob ca ve Adalar E 18 mahreç yem liğine aldanarak bütün İslik mevcudiyeti: ye koya İan siyasi hir kapan içerisine midir?,, 1 SABAH Hüseyin Cahit Yalçın mukabelebil- misil lâzımdır! Başlıklı o yarısında Almanyanın Türkiye anlaşmaların. dan sonra takındığı tavır harekelin insana garip görünen taraflarını bi* rer birer tebarüz ettirdikten, matbu- atın yazılarından, memurların Ak manynda yaşıyan Türk tebeasına kar- sı gösterdiği müşkülültan bahsederek ve bunlara birer misal gösterdikten sonra şöyle demektedir: “Yalnız, diğer bir vatandaşımızın a dığı bir muamele, hiç tevil ko bni etmiyecek bir suiniyet damgasr| #1 laşımakladır. Bu vatandaş Alman» yada bir mülk sahibidir, Dışarı para çıkarmak yasak olduğu için, memle-| ketin gelirini Almanyada sarfetmeğe ve binaeraleyh orada yaşamaya mec” burdur. Bu valandaş, geçen sene, iş Jeri için İstanbula gelmek ihtiyacını zaman, kendisine bin mark- a bir para verilmişti, Demek Xi böyle bir para simya haxervar- 4. Fakat bu Sene, kanun ve nizam; değişmediği halde, kendisine obir mark bile verilmemiştir! Karıkoca, iki vatandaş raemleketten çıkarmaya ehil, gire ecburiyetinde | -İ dan bahsedilmektedir. Yapıyorlâr ve yap mek istiyorlar, ta devamda Balkan memleket ihracatına © Almı ve bu mübadelede ken diliğinden yürüyorsa zaten bu tabil vaziyeti ihlâl hikmet ve abil ticeler neesile kazanı #hıs bir vaziyeti tehlikeye konulma: sında beis görülmiye, Filhakika ah. it va itin bu iyacı var ban olun Me: Meğer ki d suhsali d büyük ne İ valin tabii sevkile zaten mev tehdidile cebrei çalışmakta o kazanılmış © vaziyetin de kaybedilmesi tehlikesi yok değil dir, Herhalde Balkan Antantı hal ve kanla m siyetleri silâh mevkii s4 tulea ed k nından üm tuantıkle hakikatin gulebesi ni kesmemiy — bulunu yor.» TAN Aka Gündüz imzasını taşıyan ma kalede Türkiyenin hayati o sahasın») Muharrir bu hayati itıkları tabir için yazısında tolaliter devletler & ortaya de, Almanyanın ve İlalyanın — vari yetlerini gözden geçirdikten © sonra İtalyanın Arnavutluğu bu bakırdan! işmal etmiş olmasını ikticadi. deği siyasi ve askeri manada bir bayat sahası tellikki ettiği neticesine var makta fakat burasının Balkanlar İç de ayni derecede bir hayat olduğunda karar kılmakta ve sulhun korunması için İtalyanın buradan ay rılmasını elzem saymaktadır. İtalyanın çekilmesi icap eden yol yalnız Arnavtuluk olmadığım da işa ret eden muharrir sözüne şöyle de vam etmektedir: “Beride bir de Oniki Ada durup) duruyor. Bu adaların İtalya için ne olduğunu veya olmadığın araştıra cak değiliz. Bir yalnız şunu biliriz ki, yalnız bu Oniki Ada değil, fakal bütün Ege denizi Türkiyenin katl ve) hiçbir sıdır. Tabil, müttefikimi tanla beraber, İtalyanın gerek Egede gerek Şarki Akdeniz şimalinde ne milli, ne iktisadi hiçbir münasebeti yoktur. Bu adalar sirf E ki Akdeniz kıyılarını tehdi bulundurmak maksadile elde tutulmak isteniliyor. Bi vaziyet anormaldir ve kâfi mü, terübe edilmiştir. Hüjüşa, edelim: Araayatluk. ye A: dâlar, Balkanlarla Türkiyenin hayat) sabalafıdır. Başkalarının değil. Bu hakikatin zaman tarafından isbat e- dilmesini beklemiyecek kadar uzağı görenlerin, onları hakiki sahiplerine aha di o haklı oldukları onar mark © para ile Yarı aç bir halde Türk topraklarına| cân atabilmişlerdir. Bu, tem manasi" le vahşi bir muüameledir. Sebebi de bu vatandaşın bir Türk olmasından © ibarettir. Bu muamelenin kabahatini bütün Alman milletine yükletmek haksızlık olur. Alman milletinin iyi ve yüksek ahlâkını pek iyi bilir ve takdir ede- riz. Fakat başındaki hükümet, maat- teessüf Alman milletine (karşı pek haklı munbarelere yol açacak gayri insani muameleler yapıyor. Alman milletine karşı bir nefret veya düp nlık olarak değil, nasyonal sosyalizm hükümetini Türk vafan- daşları hakkında insani muamelelere © mecbur etmek için o hükümetimizin mukobelebilmisile geçmesi bir gün bile geciktirilmemelidir. Ayni vatandaşın başında başka bir dert daha var. Almanyada — emlâki olan Türkler ( arının bir mar) kımı bile Türkiyeye getiremezler, Fa- kal Almanyada emlâki olup da Fran- sada oturan cenebiler, varidatlarının. yüzde alimişım çıkarmak © hakkını haizdirler. Biz Almanlarla dost yaşa #dığımız zaman b bizim teheamzs bu kadar şiddetli muamele ediyorlar Yı, Eğer bu muamele, keyfi e bir ta- hakküm mahsulü değilse Almanya 1- # ie yeni bir ticari anlaşma müzakere- İeri esnasında bu noktanın da halli iesp eder. Herhalde en ufak bir ne # zakelsizl istisnai muameleye kar- şi derhal mukabelebilmisile kalka” cak kadar Kassas bulunmak © bi © için bir vazifedir. CUMHURİYET Yunus Nadi,bugünkü yazısında Bal Kan antanlırın cunulılk ve sağlamlı- ını 'ebarüz ellirmeye Ooçalı; en, anfanlı teşkil eden Balkan devletleri” #ni birer birer gözden — geçiriyor ve * hakkında binbir çeşit tezvir uyduruk *wnş Yugoslavyadan Bolkan anlanti-i na bağlılığını, bu devletin Yunanis- tana gönderdiği elçisinin o matbuata © verdiği beymnatta antanta dair olan MW kuvvetli müsekkin cevapları kaydet” iikten soura yalnız antanta dahil o- “lanların “eği, o Bulgarislanın bile, dnbil bulunmadığı halde (kalben ©- ” nunda birlik olduğunu tebarüz eltiri- 5 sar ve vanlam Tive ediyor: el Wearet mübadelelerini d Almanya ile yapıyorlardı.) Mar Tün ha siye “Balkan memleketleri şimdiye KE vaktinde iade etmeleri * hayati saha- Yarı yerine - hayati menfantleri ikti zasındandır.., 5000 Radyo sahibi Şehrimizde henüz abone! bedelini ödemedi Radyo sahiplerinin ellerindeki ruhsatnamelerin mülideti geçen ay bitmişti. Bu ay içinde müracaat edenlerden yeni sene için yüzde 20 fazlasiyle 12 lira abonman üc- reti alınmaktadır. Şimdiye kadar şehrimizde mevcut 24.000 radyo abonesinden 23.000 tanesinin ruh- satnameleri yenilenmiştir. Geriye kalan 5000 aboneden ekserisinin bu husustaki kanuni hükümleri bilmemesinden omüd- detlerini geçirdikleri anlaşılmak- tadır. Bunlara böyle yüzde 720 ceza- k olarak ruhsatname vermek için tayin edilen müracaat müddeti bu ay sonunda bitecektir. Müddetin azalması sebebiyle müracaatlar tehacüm halini al mıştır. 'Temmüz tonuna katlar parayı vermeyenlere resmi birer tezkere gönderilerek 15 Ağustosa kadar radyo abonman bedelini oyüzde 20 fazlasiyle ödemedikleri takdir. de ruhsatnamelerinin iptal edile- ceği ve mahkemeye sevkolunacak- ları bildirilecektir. Mahkemede bu gibiler hakkında 25 liradan 250 liraya kadar para cezası hükmedilecektir, er taraftan kaçak radyolar- da şiddetle takip edilmektedir. Bunlardan son zamanlarda mey dana çıkarılanlar mahkemeye ve- rilmişlerdir. Suçu sabit görülen- ler ağır hapis cezasına mahküm olacaklardır. Posta ve telgraf karesi: iklerine göre şehrimizde in tet- kaçak etmekte 1 mülühuza İstanbul mebusları dün öğleden sonra Beşiktaş ve Beyoğlu Yal. * İkevlerinde halkla temaslar yapmışlar ve halkın dileklerini dinlemişler; dir. Beşiktaştaki toplantı «nat 14,30 dan 16 ya kadar, Beyoğlundaki de 19,40 a kadar sürmüştür, Mebuslarımız halkın dilekleri etrafında notlar almışlardır. Loran günü dün üniversite konferans simle kutlulanmıştır. o Merasimde vi salonunda büyük mera- vali, rektör ve şehrimizde balunan mebüslarla üniversite profesör ve talebeleri hazır bulunmuştur. Yu. kardaki resim merasimden bi; sültunlarımızdadır. Dün yine azkalsın liyen Denizyollarınm ve gerek Şirket vapurlarının yolda biribir lerine, rast geldikleri zaman ya- rışa kalkmaları fena bir &det münasebetsiz bir merak haline Son zamanlarda De ve Sarİniz yollar: vapurlarında bu hale gene sıksık tesadüf edilmekte dir. Dün de bu yüzen binlerce halk oldukça büyük korku irmiş ve bir kâza a atmışımranf 5 a“ Dün sabah saat 7,45 de Büyük adadan hareket ederi ve içinde va- limiz ve belediye reisimiz Lâtf Kırdarın dâ bulunduğu Heybeli- ala vapuru vaktinde kalkmış ve tam yolla İstanbula doğru yol- lanmıştır, Vapur Heybeliadanm önlerini geçtikten sonra 6.30 da Yalovadan ve 7.50 de Heybeliden kalkan (Maltepe) vapuruna rast İamıştır. İşte tara bu sırada bilhassa Maltepenin bacasından çikan koyu siyah dumanlardan an- laşılmaktaydı. Maltepe biraz aha yollu oldu ğundan “Heybeliadayı,, Moda ön- lerine doğru geçmeğe başlamış - tır. Bu sırada da iki vapur, kosko ca denizde başka yol yokmuş gibi biribirine çok yaklaşmışlardır. Tam Modanm önünde “Malte pe, vaputu, yarışı kazandığını tas dik ettirmek ister gibi birdenbire burnunu kırarak “Heybeliada, nın önünde karşı sıraya geçmek istemiştir, Fakat iki vapurun yolları pek farklı olmadığından önden geç- me manevrası tehlikeli bir şekil almıştır. o “Heybeliada, yoluna devam etmiş ve “Maltepe, yi â deta ortasından toslayacak Vvazi- yete gelmiştir. Bunu vaktinde gö ren “Heybeliada,, kaptanı derhal yolunu kesmiş ve “Maltepe,, ye yol vermek mecbüriyetinde kal mıştır. “Heybeliada,, yolunu kes- memiş olsaydı büylik bir kazaya maruz kaknacağı muhakkaktı. Halkın heyecaniyle oynamak- ten çekinmiyen “Maltepe,, kapta radyo çok azalmıştır . merakı aldı yürüdü! Bu sevdadan ne zaman vazgeçilecek ? Eskidenberi gerek limanda iş ini ayni hareketi ya-| rışın başladığı her iki vapurun,! bir kaza oluyordu Saraybı nünde bir defa daha nu ö yapmıştır. Şimdi sorulabilir; Bu acele ne- den? Bir defa acele eden “Malte pe,, nin köprüye 8,50 de yanaş ması lâzımdır; “Heybelisda,, tun ise 8.45 de. Yani acele eden ve bir takım manevralar yaparak di-| ğer vapura mâni olan “Maltepe,,- nin “Heybeliada, © vapurundan beş dakika sonra köprüye varması tarife iktızasındandır. On Vel girmesinde “Dir imani Fakat keridi yolunda gitmek Şi tiyle, Dört beş gün evvel de Büyüka da önlerinde gene böyle bir ka zaya ramak kalmıştır. İstanbul dan gelen Suvat vapuru, Ada 8 nünde Yörükaliye gelen küçük uvak vapuruna rastlamıştır. İki i de sür'atle yanyana giderlerken biribirlerine çok yaklaşmışlardır. İki vapur biribirine için bir metre ara kalmışken bir- rmâk ve çarpmak denbire dilmenlerini yollarını kesmek süretiyle olduk ça mühim bir kazadan kurtulmuş ii, GV- Okur.) 3) lardır. | Pakat plâjdan dönen kadın, çel luk çocuk halk büyük bir korku geçirmişler ve bağrışmışlardır. Suvat vapurunun Suvak vapuruna| çarpması halinde bu küçük vapu ru yüzde yüz devireceği müuhak kak sayılmaktaydı. Bu takdirde yüzlerce kişinin hayatı yok baha-! sına gitmiş olacaktı. İ Kaptanlarımızdan rica ederiz: | Hayatlarını, kendi dirayet ve cid-| diyetlerine terkederek müsteriha-| ne yollarına devam eden bi halkın sinirlerini bozmak #detin - den vazgeçsinler. Bundan vâzgeç” mek için, Allah göstermesin, böy- aza vukuunda çekecekleri başka vicdan 4- du maddi cezadan zabınım öldürücü pençesine re istrab: düşünmek kâ ' Tonton amce tiyatroda yer bulamıyınca Haber. ekinden we Vapurlarda yarış ânı tesbit etmektedir. Tafsllât dlğer Mayısta harici ticare- timiz geçen seneye nisbetle fazla... Fakat bu arlış mevsim do'ayısile ihracattan ziyade ithalâttadır Geçen Mayıs ayı barlei ticaret istatistikleri hazırlanmıştır. Bu istatistiklere göre, mayısta dış ticaretimiz, geçen sene ayni za- mandaki vaziyete nispetle bir mil - on 846,000 lira artmıştır. Fakat bu artış ihracatian ziya. de ilhalâtin görülmektedir, İhra - gatım 10 milyon 460,000 lira olma- ithalât fazlası dört bu- çük milyon lira kadardır. Bünun sebebi mayntın ihraent itibarlle ö. ti mevsim denilen zamana tesadüf etmesidir. Bu seneki mahsullerimizin nor - bir buçuk &wy sonra başlıyataktır. O vakit ihra- catrm; thalâttan çok olacrğı muhakkak görülüyor. Dikkate şa» van bir nokta da değer itibarile tu mal ihraç zamanı tarı mavısta azalmış olan ihracatı, mizm kilo bakımından ithalâta nis- Karatük fabrikalarının senelik istihsalâtı Karabük demir ve çelik fabrikala rının İ numaralı ocağı ağustos ba- sında tam faaliyete geçöcektir. Fabrika civarında yeni bir şehir kurulmaktadır. Yalnız memurlar &- sin ikişer odalı olmak tzere 125 ve dört odalı olarak 50 ev yapılmak. ; tadır, 2 numaralı ocakla diğer kısımlar üç ay sonra fasliyete geçecek Karabük demir ve çelik fabrika- ları senede 180 bir ton köşebend, potröl, yuvarlak U demiri ve 03 milimetre kalınlığına kadar saçla 20 bin ton her eb'adda dökme bo ru, günde 12,5 ton benzol, 5.5 ton muhtelif yağlar, 20 bin ton asfnit 200 ton amonyak, 11,50 ton ara, zot yağı, 1,50 ton naftalin, 118 tor ülfat damonyak istiasal edecek- İpstle yine fazla olmasıdır. Bu bir aylık zaman içinde 108 bin 885 ton mal ihraç olunmuş ve 84 bin 316 tonluk muhtelif emtia memle- kete ithal olunmuştur. Mayıs dahil olduğu halde bu 8e- enin ilk beş aylık diş ticareti, ge. çen sene ayni zamandakinden 8 milyon 382 bin lira noksandır. 55 milyon 442.000 Kiralik ithgiğt,ye 49 | pümuştr. İ “ Tracatm 43 milyondan fazlası kliringli memileleetlere, dört milvo- yakın kısmı serbest dövizli memleketlere yapılmıştır. İstatistikler, serbest dövizli mem elketlerden ithalâtımızın fazis ol - duğunu gösteriyor. Bu memleket lerden ithalttımız 4 milyon 866 bin Wrayı bulmuştur. Br da Amerikaya teyid et » na ihracatımızın azaldığını mektedir, Maamafih bir buçuk ay sonra va- zilyet değişecektir, “Doğu, vapuru | Tecrübelerinde beğenil- i miyere« tadili istenpi Denizyolları için Almanyada inşa j edilen 5300 tonluk “Doğu” vapuru | tecribelerinde imuvafık görülmemiş ve bazı tadilât için tezgühlara inde edilmiştir. Bu yüzden vapurun mem leketimize gelmesi gecikmiştir. Va. İpur ancak ağustos sonlarında gele- İ bilecektir. “Doğu” vapurunu almak İ üzere süvari Aziz ve bazı zahitan Almanyada bulunmaktadır. Müret- tebat henüz gönderilmemiştir. “Doğu” yu ve diğer Iki eşini AL manyanm ve dünyanm meghur ge. mi tezgâhı olan Blomm und Foss inşa etmiştir. Yavuz zarlısım ve Savarona yatmı dainşa eden bu tergihter, Doğunun eşi “Egemen, in de a- #ustos içinde teslim odilmiş olma- : lâzımdır, Diğer vapur eylül için. de tamamlanacaktır, Meme emerken boğulan yavru | OKasımpaşada oturan Ruşenin İ karısı altı aylık çocuğu Yaşara süt verirken, çocuk uylmuş ve ağzına olan sütler kendini boğ- muştur. Çocuğun cesedini muayene den adliye doktoru gömülmesine izin vermiştir « 0

Bu sayıdan diğer sayfalar: