16 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 ÇEPHEDE eyi ARLRIY HABER'in Tarihi Romanı: 10 Yazan : RAHMİ YAĞIZ Veled Çelebi de mevlevilere o rütbe tevzi ediyordu. Huzurdan ayrılırlarken Enver paşa arkadaşla riyle birlikte çıkmadı. Onlar otomobillerle avdet ettiler, Harbiye nazırı Mevlevi taburunun te şekkül iradesini bizzat not ettirerek mabey'n başkâtibine yazdırttı. Bunâ bir de kendizinin © racıkta hazırladığı merasim programını ekletti. Bir saat sonra Sultan Reşadın kırmızı mürekkep le imzaladığı tuğralı fermanını; elinde tutarak Dolmabahçe sarayından çıktı. Nezaretin yolun tuttu. Mevleviler o geceyi Harbiye nezaretinin av lusunda hazırlanan mahruti çadırlarda geçir. diler. Dedeler kısmen İstanbul Mevleythanesin- deki arkadaşlarının yanına kısmen de Bekir A ğa bölüğünün boş kısımlarma yerleştiler. İki gün sonrn taburun tekmil hazırlığıları tamam- landı y Erzurum Kadirilerinden mürekkeb diğer bir gönüllü taburun Şama müteveccihen yola çıktıklarına dair saraya ve Harbiye nezaretine bildirildiği gün, Dolmabahçe sarayı önünde, Sultan Reşadım huzuru ile yapılan bir resmi ge- - çid hareketini müteakib Mevlevi taburu zabita- ni padişahın taht saçaklarını da öptükten sonra - Haydarpaşaya geçtiler, hazırlanan trene bine. Tek Suriye cephesinin yolunu tuttular. Tren, Haydarpaşadan kalkaren cepheye giden gönüllü mevlevi taburu yine İstanbul tekkeleri- min şeyhleri, hususi mızıka takımları ve dervişle. riyle devlet ricali, vükelâ ve hükümet erkân ta. rafından uğurlanıyor, neyler bütün hizlariyle (Sa- ba devri) ni çalıyorlar, Veled Ürirbi de mevlevi taburunun zabitlerine rütbe tevzi ediyordu. Bu rütbe dağılış gelişigüzel Kazretleri rasgelene yüzbaşı, rütbelerini veriyor: — Sen binbaşısın! — Sen de Kolağası" #evcihini alanlar, uzun elek'i Kayderilerinin altin. Odan ucu görünen, çamurluğu taşlara çarpan birer | kılı takıyorlardı, Mevlevi taburu efradma — silâh verilmemişti, Iele Sinan dede kir; tastmaği da kabul etmemiz, Ç&'enin tevcih ettiği yüzbasılığı ende unvan ha- (ide muhafazaya çalışmıştı, Katar, neyler, kudümler ve? | — Üy dost! , Haykırsları arasında Haydarpaşa burnunu (© . Mis, "röyların üzerinde akarak Poganti istikn. Ü metinde Yola koyulmuştu. | Mevlevi tabutunun hareketi sırasında İstan. “bulda çok garib bir vaka cereyan etmişti Talât ! paşanın bizzat sebebiyet verdiği bir yanlıştık yü- "ünden, İstanbulda, Yedikuledeki mevlevihanenin nakli Reşid efendi ismindeki derviş, işkenceye tâ, bl bulunduruluyordu, Hüdise şundan ibaretti: Mevlevi taburunun teşkilini kararlaştırdıkları zaman, illihatçı aacayağı bunlarm başında kendi a- Talarından bir teşkilâtçınm bulundurulmasmı düşün müşler, Talât paşa onki bir tedal ile hatırladığı Maşld Efendiyi ortaya atmış, onun araştırılmasını Cemretmişti. Reşid efendi 45 yaşlarında bir mevlevi dede. elydi. İstanbul Yedikule imevlevihanesinde nakib- Ülik ediyordu, Bu adam, daha İttihat ve Terakki, nin teşekkülü siralarında, Selinikte bulunurken olmustu. Çelebi kolüğusı, binbaşı Ç — Neler söyledin Allah aşkına? 5 — Biliyorum ki Necdet seninie obiraz meşgul oluyor, İkide birde sana geliyor, © Vakia bu gelişlerinde heder (söylediğini © bilmiyorum ama muhakkak olan bir nok »ia var, Onunla konuştuktan sonra keder- iyorsun. Binaenaleyh doktor ikide bir Ç. senin karşına çıkmasa daha iyi eder, Takarrür eden nişanı sağlamlaştırır. Talât paşayla tanişmış, o zamanlar genç ve hara, retli bir kömiteci olan Talât paşa rind megreb, nük. tedan Reşid efendiyle az zamanda sıkıfikt dostluk peyda etmişti, Reşid efendi İle Talât pasarın srasindaki bu samimiyet, mubitin mühebbetini kazanın mevle, vi dervişinin de İltihat ve terakkinin teşekkülün- | de geniş ölçüde yardımda bulunmasına sebeb ol. muş, mevlevi dervişi Larikinin men'ine rağmen ber hususta yardımlarda bulunmuştu. İttihat ve terakkinin silâh tedarikinde vesta bulmak, gelen allâhlartı ömin ellerle komitacılara wermek, İttihst ve terakkinin mason tahlifi şeklin- deki yeminini andıran merasimde büyük rol oyna mak şeklinde olan bu yardımlar Selânikteki itti, hatçılarım birçok müskülleri bertaraf ocirmelerinde mühim Âmil olmuştu Hareket ordusunun İstanbula gelişi, İttibat ve Terakki merkezi umumisinin Selânikten İstanbula taşmışı, Meşrutiyetin ilânı, 31 Mart vakasinı mü- teakip Abdülhamidin hal'i sıralarında da vine Ta, lât paşayla beraber ve çi ele çalışan Reçld efendi, İnkılâp bittikten, her iş mayra olduktan sonra Ye dikule dergâha gokilmia, dedenin tevaruunu, mukdimliğini tanıyan #eyh o Abdülbaki efendinin babası onu nakipliğe tayla etmişti. Reşid efendi, kıra süret bir komitesi yaranı. ğımdan sonra tekrar tekkesine kavuşmak bahti, yarlığı ile burada neyceğizini Üfleye üfleye zamsn geçiriyordu, İşte, bu sıralarda Talât paşa dahiliye mezsre- tinden sadarete geçmis, İktidarı eline nimiş, umu. mi harb patlamış, Osmanlı imparatorluğu bü yer- siz davaya fisebilillih karışmış, işlerin düzeni o, zulmuş, iş (cihadı mukaddes) ilânma dayanmış, gönüllü mevlevi taburunun teşekkülü işi akla ge. Mace de sadrazam, teşkilâtçılığı sebebiyle hu €s- ki dostu aratmış, buldurulması için emir vermişti. Reşid efendi, bir akşam mevlevihanenin geniş msydanmda demlene dömlenc Marmaranin serin Tüzgürını bağrına çekerek yanık yarık weyini if, lerkcn iki” potis memüra “mevlevimre küpe gi dılar. Açan ayakşı dedeyö sordular: — Burada bir Reşid efendi varmış! — Nakib Reşid efendi mi? Polis hirnz.sertçe karşılık verdi: — Ben nakib makib bilmiyorum, burada Reşid efendi var mr, yok mu? Onu söyle? — Var. Reşid efendi var ama o tekkenin na - kibi! — Vaktiyle Selânikte bulunmuş mu bu adam? — Galiba evet! Memur küğrtlara baktıktan sonra söylendi: — Tamâam!.. O olacak, Çağır buraya o Reşid elendiyi!.. Ayakçı dede içeriye girdi, Meydanm ucunda, pencere önünde yanık yanık ney Üfliyen Reşid de. deye seslendi: — Destut yahu!... Reşid efendi bastır çeviMi, kapmn yanmda eileri öründü kavusturutmun duran ayakşıya kargi- ik verdi: — Hayrola eren” — Sizi Iki polis 2 (eva var) Nakleden : İ den çıkardı. Son defa 17 haziran ye” MASAL ÇOCUKLARI HABER! UN AŞK VE HISs ROMANI: 6 AĞUSTOS — 19 Eminim ki evinin baliçesinden b Gvolkaataclı bekkeiniyi dare Yimeli önlarr orada imdat ge işik evin bahçesine geçip mahzene | merdiyeninden inmeğe başladı. Ta, sadar mümkün mertebe fazla gl iniyor. O ev mahzenin tam üstüne n sessizce inilebiliyo. | taktan başka yapacak İş Ye düşüyor, bunu 17 haziran , araştır. İdu. Komparsa cesaret geldi. Birinci nasında anladım, © kat mahzende küçük bir lâmbani t mea, ikinci kat mahzene iner Papazı tekip edelim, daha al w” ayar örten kapağın kaldırılmı, NE primle yefiyneği alduğunt gördüler, ü vakit iletledi, saat on dil İ Papaz bizi casuslar er | Bu kapaktan içeri gireceği sırade| yerti| Kümpars ilk defa endişeye o düş rasını o zaman düşünü*| Korkuyordu. Hasımlarını bu kada xolayca yakalayabilmesi tabii ola — Kadm ne olacak? razdı. Kendi ayağile bir tuzağa m — O da ictimaa iştirak «ediyor, | toşuyordu? Öyle olmasaydı şimdiye kadar ew| o Tabancasının kabzasını sıku w ikinci merdivene daldı. İlk baama! larda korkusunu yenmeğe muvaffak oldu. Galip gelmek hırs O korkuya âstü gelmişti. Ayak ucunda, on be rün evvel baştan aşağı araştırdığ mahzenin dibinde, aşağından geler ışıkla aydınlanmış bir delik görü »üyordu. İçerden konuşma sesler; selmekteydi. Kompars yirmi basamak daha in İ, Konrad > İndeydi. Aşağıda x »it düşündü. Mcansız casuslarmı bir baskın verip silâhlarım almak be” ki mümkündü, Fakat eğer kalaba lık iseler bunları daracık merdiven den tek sira halinde yukarı çıkar Haym söyleniyordu: — Endişsmde belki biraz. * ©'vorum. Fakat ortadan (kö ag. ivtimanin — kuvvetleni işlemem de İğzim.. Alman zabiti © üniformusni © niş ayakta idi. Etrafında ayyard, madam Lökör ve *li * ırmda kadar üç erkek vardı Mars bunları hiç görmemi: len biri esker tavırlı idi, 4-pek muhtemeldi. Hayın devam etti; — Tayyarecinin, Kompart * m ğa gönderilen bir casus 1 ihtimalini düşünme'iyiz. Bu“ lirde Komparsın geldiği gül! ari bana olan şüpheleri ! niş, günlerim sayılı demektir. Yüzbaşı Lorandan, çavt ali birinin mevcut olup tını öğrenmesini, böyle bir varsa fotoğrafını İstemesini 7İ erim. Koniparsın tanımadığı ads Jan biri öğildiz — Peki efendim. — Fakat belki cevap Gi “adar ben tevkif edilmiş (Ol 3u takdirde direktiflerim şı Artık himayemi göremiyecek © ve kendisinden çok şüphe akı bir tarassut altnda bu zapaz Gayyar diğer arkadaşi esi sokağa çıktığı vakit evine sa hleyin döndüğünü unutma... Hav 4i ileri... — Yanımıza arkadaş alsak... — Acele etmeliyiz. Çok (ovakit xaybettik. Ayrimamız da olmaz, zünkü bir daha biribirimizi bulama namız tehlikesi var. İki Alman ihtiyatla, papazın evi- ain önüne geldiler. Kapı (kilillen- mişti, fakat Konradın maymuncu- fana mükavemet etmedi. Evde de rin bir sessizlik vardı. e Dahili teş kilâtr bilen Kompars tereddüt et- KE e EL a ka şe slm ipin FER e EMS ÇİMİ si cesurdu. Yakalandıktan sonra za Komşu bahçenin kapısı açıktı. Ö İten ölüme mahküm olduklarıtı bik teki bahçeye geçtiler, Çimenler üs-İdikleri için ölümden korkuları ola tüne basarak gürültü yapmadan bi-İ maz, içlerinden biri ötekilerini kur. nanım etrafını dolaşıp arkasına gel"| termak uğruna kendisini feda ede öller. Bir kapıyı daha o maymutr)vek silâhir bir tek Almanm üzerin: a Ni cukla açtıktan sonra binaya girdi-) atılmakta tereddüt etmezdi. emen şimdi eb iğ ler. z z 5 o Te eddüde mahal yoktu. İki kişi hmiş olduğu faaliyetini o zama ek karan, Gözlerine Alıyım kâfi değildi. Kompars, arkadaşının | rette terketmesi lâzımdır. ca bir koridorda olduklarını anladı- kul t ğ Pa diz ar. Ses sada duyulmuyordu, Bina- |” ağına fesrldadır: pain, zak : e — Git sokakta rastgeleceğin iki, — Anlıyorum, itaat ederi daime Pk griye 5 80 İdestiyevi çatır ““Yözbası Lorâan Dea Onrad endişe ile sordu: sp Pen gm Üçüncü kat mahzenin ( kapağı.| 'ur ve Fransaya insan kaçır Slm emin msisizi röerdivenin son Üç basamağının al: Si ra e Z tmdaydı. Bu üç taş basamak, olduk! ne göre hareket eder. 2) Zabitin koluyla işaret ettiği #sti-|ları yerde > dönüyor ve (altındakiİler yakında öteye geçmiş xamete baktı. Üst katlara çıkan ge mahzenin kapağını mükemmel sır | Binaenaleyh genç yaştaki niş merdivenin altında bir kapı ara-|rette kapatıyordu. Kompars 17 har | düşünmeğe başlamadı.Bir firi si liktı, zirardda mahzeni araştırdığı ovakilİm ve tavyare sahalarına kadar Kompars mırıldandı: bundan hiç şüphelenmemiş, mahze | bir yol tesbit edin. — Mahzenin kapısı işte bu olarİnin derinliğinin 15 metreten ibaret| Fransız zabiti: cak. Buraya kadar yolu — bulabilir) olduğuna inandığı için de derinlikİ — Peki efendim, dedi, kol9$” sin değil mi? bakımından sondaj vaptı.mağa lü-)/iş.. geri — Evet, Devriyeyi mi çağıralım?İzum görmiyerek yalnız — devarları| — Casusluk işlerimize r — Hayır. Acele etme. Ben mahze-| sondaj ettirmişti. malümat menbsinda artık ben li baştan başa gezdim ve bir Yere yüzükoyun yatarak delikten | unmuyorum diye bu teşkilât bulamadım. Toplandıkları yer çok) aşağı baktı. mahvolmuş saymayınız. Bü srarengiz bir mahzen olmalı, Dev-| Demir (o merdivenle inilen (o aşaslden geldiği kadar yeni başta iye ile beraber geldiğin zaman be-| giki mahzen karpit limbasile aydın» | kilâtlandırmalı. Civardaki dü »im izimi bulamaman fehlikesi var. | atılmıştı. Münakaşa kesilmiş, şin-| askerlerinin harekâtı veni st Tabancanı bana ver. Gel şimdi pe) di bir kişi kumanda eder bir tonla | rin hangi kıtalara mensup o! PO f konuşuyordu. Kompars, o Haymın | kuvveimareviyeleri etrafımda gd Kompars, arkadaşının tabancası | sesini tanıdı ve sevinçle batırmak-İ mat toplanabilir. Bu da'az bi" M. aldı. Serbest hareketine mani o:İ tan kendini güç zabtetti. | Düşman! değil, an kaputunu çıkarıp yese bırak-İlarmı toplu bir halde yakalamıştı. (Devamı wi meçhâi bir memlekette güzel olacağı ei # edilen bir seyahate başlamak istiye” 5 cu gibiyim. Gideceğim yeni mii güzel olmasını istemiyorum, Yalnız sl da bugün yaşadığım kadar serbest si 60 MUZAFFER ESEN şayabilmeliyim. — Sen bugün ddeta bir kâbusa nır gibisin, — Döktora nişanlanmamdan da balset- Ç din mi? — Tabit. — Demek Necdete yaptığı şeylerin yan ış olduğunu söyledin, Bu âdeta onu azar İsmak demektir. — Şüphesiz azarladım. Netdet iyice hak etmişti. i Behirenin birdenbire canı sıkıldı, öfke ÇM.Sikeli; — Benim işime ne karışıyorsun? dedi. — İşlerine neden mi karışıyorum. Şuna k bak hele. Ben, senin ablanım âdeta, Her (işine karışmak boynumun borcudur, Sa- | adetin için elimden geleni yapacağım ta £ bii. Hem son-günlerde sana bir şeyler ol h du. Nerdeti görür görmez öfkeleniyor, et- ralına çakmağı başlıyorsun. Bunun sebe | Biri dara söyler misin? | — Her şey söylenmez, — Ya öylemi küçük hanım. Demek her azan şey bana anlatılamıyor. Fakat ben anlat: madan da anlarım. Ruhunun İler köşesini ezberden bilirim. Simdi-de alay etmek srası o Behireye gelmişti; — Mademki her şeyi biliyorsun, bil- mediklerini de yekânla” “bulüyortun. O halde benim ağzımdan dinlemeğ: ihtiya cın yok. — Alayı bırak, yavrum. Gidi Söyle yorum, Bu son günlerde hakikaten de #işin sen, Garip garip hikâyi'er anlatmağa başlarım, Nihat mobilyami temiyor iye bir zaman üzüldü Sora onu başka bir kalınla gördüm diye gün İeres içlendin, Bütün bunlar Nibariz çak sevdiğini gösterir. Nisanlını hu #rlar çak sevdiğin halde Necdet'e alâkadar oluş nu anlayamıyorum. Neclâ bu sözleri s#ywlerken (oOBeiirenin kat shire gülmekle iktifa etti: — Demek mobilyalardan bahsederken senden bir şeyler gizlediğimi hesap ettin, öyle mi savadı Neclâ? Fakat aldandım. Ban değil eşyamı saklamanı senden rici ettiğim gün hattâ bugün bile ne maksat- la hareket ettiğimi bilmiyorum. İnsaz an- laşılmaz bir muanımn,. t: çök acele ediyorsun. — Fakat geçenlerde bu puktayı ilk'de fı tana açtığın vakit de bu işin bana çok levkalâde görünrüğünü — gizlememiştim. vet, Bunu ben de biliyordum. Hat tâ senin bu cüretin karşısında ben de dü şündüm. Acaba bu tasavvurdan, Nihatla Arladım demek» olan nişananmamın çabuk “ bozulacak bir sey olduğuna inandı; manası Çı- kar mı.diye.. — Hakkım var, Me ssk defa yy tiğin va'it ben de böyle. düşünmüş — Sana o teklili yaparken törte bir $?y batırimden geçmiyordu. Fakat buğün islıkbali düşündüğüm dakikalarda, gü vün birinde bir gölge kadar serbest yaşa” mak ümüdi. gelecek zamanın karanlık se mâtında beliren bir yıldız oluyor. Bunu #exden gizlemem. Ati benimiçin kül yenkli bulutlarla dolu (hazin ve soğuk bir gölwüzüne benziyor. Kurşun o renkli bir gökyüzü, mavi bir tek yeri kalmıyan bir sema, Necâ düşünceli bir tayırla; — Şirydi tereddütlerinin manası anla si'dı. deği. Wenüz sevgi hislerinden kati alarak emin değilsin. Evlenme o meelesi gi artık düsi yorsun, o Körükörüne ilk kalbe doğan hisse kapılmıyorsun, ben -d2 böyle olmanı üsti yordum. — Sara itiraf etmekten o <ekinmiyece Bim Naclâ . Yeni arrularımı düşünmek anlarda, bara ımın ne ol- — Doğru Neclâ, ruhi halimi si tam Lalimeyi buldun.. — O halde Behire, itimat ee vi YEZ cokta Neciet beye rsieliğim ve şüncelerimi açıkça © söylemekle | yaptım, Şimdi sen vaziyetini ve kimsenin müdahâjesi olmarlan # etmeli, düşünrseli ve kararını W çi | Bu sırada Necdetin ae zerinde tesir yapması caiz değildir. m, Bam iğ dın, ne de Necletin tesirine kapli yalnız başıma bir karar ermeliyi 2 wv! hususta senin arkadaşığından İsti mek her vakit mümsün,, Yalnız b* hisleri bırakalım, Bana biraz Nel bahset. Ona, bana karşı yaptığ Cd enin doğru olmadığını ihtar etiğ' sana ne deği? ii (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: