1 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

1 Eylül 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Sayfaya ait küpürler

 Yazan: L. Busch (36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı) İnsanların delirinciye kadar eğlendikleri ve sefahat
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halkı çok çalışkan bir memleket: Gaziantep Gaziayıntaplılar yeniliklere meyyaldirler; medeni Ve içtimai hareketlere derhal alâka gösteriyorlar İdarecilikteki cevherini bize İr- Yali muavinliği zamanımda ta” ia Bay Cavit Ünver, şimdi Ga. tep valisidir. “Haber, adi e vilâyet hakkında iza. * Tica ettiğim vali, suallerime şu Svapları verdi; © Gaziantebi gayet iyi buld | lâtuflarına ma; a, ahit, Burada mahsulât mü - a vali. Üzüm ve fıstık Gazi - b EPİtpte görülen refaha büyük bir vi katarlar. Pamukçuluk da Sa yolundadır. Nizip ve Kilis örn topraklarında gayet iyi Ytin yetişir. Nizibin şeftalisi de in meyvaları kadar meşhurdur. — 5 a, Halkı, çok çalışkan buldu Gidal yıllarında bize milliyet «hürriyet mefhumlarma karşı tece hassas davrandıklarını lermiş olan bu kahraman halk İkâten çok çalışkandırlar. Ve e ları gibi yaşamasını da bi- Gaziantep şehrinde esen Ma li havaya dikkat ettinizse bu- Wiz de takdir edersiniz, Urada takribi olarak 35000 ma tezgâhr vardır. Mensucat vel çalışanların günlük Sİ 14 saati bulur, Bu, herhan burası toprak verimleri barile Egeye çok ben v bir mecburiyet yüzünden değil. /re, Fevzipaşa yolunda $ kilomet - koymak lâzımge Alışkanlıktandır. Buna rağ « > zevkini asi. ihmal et » Yen Sözler, ta Sâydediniz. Burada sanıldığı * vukuat kaydedilmez, Asayiş â, omal memleketlerden birisi izim vilâyetimiz vilâyet bütçesi ve yollar âyet bütçemiz 457 bin kü. liradır. Bu yıl bir safra proğ- Yapıldı. Bütçenin otuz bin « vilâyet yolları, köj Sai, yet yol Pı ir, Ik, iler ve 2ler inşasına, 44 bin lirası İ mükellefe karşılığı ola VE 75 bin lirası yollara sarfe trektir, #pılan ilç yıllık nafa Mâmına göre, vekâletin bir Mf olarak ayırdığ t yapılacaktır. Bu tamirat Dn, bae ep — Maraş yolunda 4 ki. Bey he; S yol * Nizib yolunda 16 kilomet * zLIi V anı şükran bir noktayı da * *6, Kilis yolunda iki kilo *İğ Gaziantepten bir görünüş... çedir, Bunlar için harcapacak pa. | anın yekünu 57 bin lişaya baliğ olacaktır. Gelecek yıl da bu yollarda 27 İ kilometrelik diğer kısımlar t edilecek ve 65 bir caktır. Vilâyette yapılması Jâzımgelen lira sarfoluna- bütçe « sinden yapılacak işleri ise tetkik lerimin sonunda tayin edeceğim. ittabi imkân nisbetinde der - İhal cevaplamağa çalışacağım. Köy işleri yeniden teşki- tâllandırılacak Köy işlerine ilişe ru üzerinde durr 3 Bu mev - m. Vilâyet, reketlerini hiç de iyi bul. ! | ğımı kaydedebilir: » Nere- de o, bizim İzmirdeki işleri, nerede Gazi köycülüle tep köycülü - Köye ve köylüye yeni baştan el AZİFECEN ZE HARİCİYE NAZIRLIĞINA 5 ye İRİ edip if ru i teşek rlerden ba yg” edebileceği mi #muyoru rbesinden do" 1p Berlinde kadar ha ği Mutat çehresine kavuştu. Çeviren: FETHİ KARDEŞ | Fakat Berlin, har | Ki Berlin değildi. O 2 cileri harp son tasvir etmişlerdi: "Barut fıçısı ü rinde danseden sarhöş bir çılgın ka dın!,, Berlinini Kabareler, barlar, bütün eğlence| yerleri sabaha kadar Bir hıncahınçtı. npanya dere gibi akıyordu. etle pen çeleşen bu şehir BUİ çok g * gece hayatı içinde yüzüyurdu. Bu sıralarda n bir evlenme ilânt çı n en büyük mira: mzet gürel bir kız. şampanya krali Henk'in | nahiye müdürleri bilhassa mü İbir nahiyeye vasati on köy isabet İ şekkür ve Bu hususta çok hassas da gız. Gerçi burada eleman İrusu- sunda pek fakiriz ama mümkin ol- duğu nisbette bu noksanı da te - lâfiye çalışacağım. Köy davasını şaf yoluna sevketmek için bü . m resmi unsurlardan İsti İunu takip edeceğim. Bu sal e yö. da to Gerçi bi - #im nahiye teşkilâtı işimiz de mem lacak vasıtalarımızdır. nur olunacak vaziyette değildir. Antebin merkez nüfusu 148 bindir. Şehirdeki 52 bin nüfusu şöyle bir kenara ayı - nrsak sırf köylüden mürekkep 96 İşte bir misal: bin gibi muazzam bir rakamın bu. zurunda bulunuruz. İşte bütün bu nüfusu, yalnız #ki nahiyenin ida- e terketlilmiştir. Halbuki İz - gibi en hareketli bir muhitte amanın gazete-| “İrası için dahi şim. şampanya| sla- kızi, Ri: (Devamı 10 uncuda) bentrop isminde birisile evleniyordu Kim bu Ribentrop denilen a dam? dediler. İki ge: arasındaki aşk HARRN nm t Pl birkaç hafta evvel Ak manyanın meşhur şampanya kralı! İ Orman insanları arasında: 96 Yazan: L. Busch (36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı) Insanların delirinciye kadar eğlendikleri ve sefahat yaptıkları bir âyin! © Her yere rastgeldikçe (yüzü bir denbire değişir, bulutlarla örtülür, müthiş gözyaşlarile yağmur halinde ağlarmış. Nihayet kız kendisini bu kadar İ seven bu kudretli delikanlıya acr yor. O vakit onunla evleniyor. Bütün dünyada zelzeleler oluyor. Yer, gök danslar ediyor! Sonra kır” ar çiçekler açıyor, het ta” ecek içeçekle doluyor! Güneş açıyor, ay açıyor, bütün dürya ay- dınlıklara kavuşuyor! Eğer yer kızı daha nazlanıp da İ gök delikanlısile evlenmemiş olsay- dı bütün dünya karanlıklar içinde İ kalacak, hiç bir tarafta içecek Su, yiyecek av ve yemiş (bulunmuya- Onun için Hanalâr her sene yerle gökün bu evlenme bayramını tesit ederler ve yer kızına bu suretle te- minnettarlıklarnı ilân ederler. Bu hikâyenin Hanaların dünya- nın kurulması hakkında ilk ve son derece iptidaf fikirlerinden ibaret olduğuna şüphe yoktur. Fakat ne o lursa olsun bu bir nevi pek iptidai mitolojiyi de teşkil etmektedir. Ha- nalar yer yüzünde bütün nimetleri re borçlu oldukları için de çılgınca eğlenirler. ! Bu âyinde her şey mübahtır! Her kes istediği kadar içki içer, istediği kadar yer, istediği kadar danseder ve istediği kadınla da sırf Ayinler- müddetince evlenebilirler! Hanalar bu âyinler den sonra tekrar dünya yüzüne çık» tıklarına kanidirler. Bu âyinlere işti rak ettikten sonra her türlü hak ve hürriyetlere sahip olurlar, Fakat Hanalar zararsız zehirlerin de iştihalarını fevkalâde arttırma" rde o derece çok yiyip r, ve âdeta delirinceye kadar eğle nip sefahat yapa: ki bu ifrattan dolayı ölenler dahi bulunur! Bütün genç kızların ilk defa ka- dın olmaları bu âyinler esnasında vukua gelir, 9-10 yaşlarında küçük, fakat güç- lü kuvvetli Hana kızları bu âyinler| de ilk defa zehirli içkiden içmiye me zun olurlar. Arzu edenleri genç kız lıktan kadınlığa ilk defa bu âyinler de geçirirler. Gariptir ki bu kü le gök evlenmesi caları saçları ağ Gençler bu kı yanlarına yak laşamazlar? Kabilenin ihtiyar erkek kızların yer ren güzel kızı Keyte Henki, lâfa ka- rıştı: Ribentropun (anlattıklarında Senden beni ba- layı seyahatimiz iç Venediğe gö türmek üzere izin istiyor. Erkekle- rin yalancı olduklarını bilirdim, iş- | Otto Henki, Ribentropu, yanına ça- İte bir delil daha! Işe benim müda- rtmıştı. O, patronunun Ooyanıma — Hayrola? diye sordu. İşler fe- namı gidiyor? Bana bir emriniz Yar galiba? Henkl gülerek cevap verdi: Fenami gidiyor dediniz? Evet. Yani eğer bu şekilde çalışmakta de vam ederseniz fâbrikam on ser iden sipariş al- a mecbur kalacak, Bu sebeble, garip ama, sizden (gayretinizi İ biraz tadil etmi rica edeceğim. — Bunu temin çok kolay patron. İ Bana birkaç hafta izin veriniz. Ben «nen hemen bütün dünyayı do ştım. Ayak basmadığım yegâne İ memleket İtalya, İzin verirseniz © râsını da görmek imkânını elde ede- irim, Milyorerin bu esnada içeriye gi” hale etmem ve sana sırrımızı ifşa etmem İâzrmgeliyor baba.. ropla ben biribiri, seviyoruz ve evlenmeğe karar verdik. İTİRAF Hayatında bir kere daha tali, Ri- bentropa gülümsemektey: Avr» ann en büyük miraslarına namzet güzel kızların, mem mecbur olmuş kral ailelerinden her- hangi birinin oğluyla evl sadece intihap güçlüğüne maruz İ- ken şampany şık olmuştu. İhtiyar Herikl evvelâ bu izdivaca razı olmak istemedi. Kızmı mezi- yet sahibi de olsa Takir bir delikan- Mya değil zengin bir âile evlâdına vermek niyetindeydi, Lâkin, roman- Yarda olduğu gibi, “onunda her şey Ribent-| mek için) so ralının kızı ora â-| sa si leri bu âdeti koymakla hiç şüphesiz yalnız valışi hodgâmlıklarından baş ka bir şey düşünmemişlerdir. İhti- yar erkeklerin genç ve (tecrübesiz kızlara tabii düşkünlük! Hana“ larda dini bir âdet haline osokul i muş bulunuyor! O gün daha akşam İ olmadan meydandaki büyük ateş lerin dumanları tütmeye (başladı. Uzaktan, âyin meydanında hep bir den bağrışarak, uluşarak bora te pen Hanaların vahşi haykırışmaları günlük vahşi kabile reisliğim beni de hayli onların ruhuna yaklaştır- mış bulunuyordu! Zira bu şen ve coşkun bağrışmala” tr, hay İruyu işittikçe benim de ça- dırımda âdeta halis bir Hana gibi kanım kaynamağa başlamıştı! Asıl âyinlere güneş battıktan son- ra başlanacaktı. Ben de merasime o vakit istirak edecektim. Onun İk çin kulübemde hazırlanıyordum. O aralık Hans, yarı çıplak bir) halde ve saçlarına çiçekler o takmış olan Cuan-gi ile birlikte büyük bir neşe ile içeriye girdiler . Cuan-ginin yüzüne bakar bek: | maz daha şimdiden sarhoş olduğu nu gördüm. Gariptir ki Hansda İ pek ayık değildi. Koca Hars şu İ yamyam Hanalarm arasında âdeta tekrar gençliğe avdet etmiş gibiydi. Şımarık hareketleri tuhafıma gitme ğe başlamıştı! Hanş iki ellerini birden Havaya kaldırarak: — Kaptan! benim canım kaptan! Bütün seyahstimiz müddetince ya” sadığımızı ilk defa hissediyorum! Şu bağrışmaları, acaip düdükleri, kurt ulumaları gibi sesleri düyüyer musun? Bunlar âdeta benim b mımmış gibi bayağı içimde ta İ lıklar duyuyorum! “| Diye bağırdı. Hansın okşadım: kavuştun zannederim! dedim, Hans kahkahalarla güldü ve him yanımda Cuamgiyi Tüçektiyiyi! içkiden h di bir kadın çan tası gibi pırıl pini yanan bu Hana İ kızının kalın etli dudaklarından ar- sızca öptü. inin bu beyaz büse- anlamadığı muhakkak- içmiş olmasına rağmen ii görünmüyor, bilâ ruyordu. yoluna girdi ve 1920 temmuzunda Ribentrop zengin kızı belediye dai- götürmeğe muvaffak oldu. Bilemtzepini nden sonra ha“ t receği kalmamış âkki edilebilirdi. Gençti, zengin- İd, Almanyanın en büyük ticaretha İ nelerinden birinin ortak sahibi ve güzelliği casıydı. Evlenme meras“.ni şahane bir şe kilde yapıldı. Merasimde Almanya nin © 204 1 tanınmış kimsele ri ve bu arada Lui Kristiyan Hav. İ ser bulundular. Genç çift | şerefine tertip edilen fevkalâde parlak kabul resmi esnasında Havser, Ribnetro girdi ve onu tenha bir ek orada: yüzbaşım, dedi. Sizinle musınız? bilhas- n etmesi. nin sebebini öğrenmek için beyhude yere ısrar etmiştiniz. — Evet, hatırlan Bana bunu bir gün i adinde de bul şt — Evet. Bunun geldi * Ancak size bunu zevöenizin yanın: omuzunu| Hans gene kahkahalarla gülerek: | le tanınmış bir kadınım &o-| — Bizim sevgilinin surat ettiği: ne bakma! gayet mesuttur!.. dedi. ğ Fakat biliyor musun ne olmuş? — Hayırl — Bizim Cuan-gi benim faltma | bakmış! — Cuan-ginin falcılığı mı var? — Ne bileyim ben? Fal biliyor- muş. — E, fal ne göstermiş? — Falda benim (bu yakınlarda başıma bir felâket geleceği görünü” timatom vermişler! — Ne diye? — Ayinlere iştirak etmemi iste- miyor! Güldüm, Yeryüzünün her tarafında mı aşk, | hurafeler, korkular ve esrarlı çocuk: luklarla karışıyordu? Işte o burada da bütün dünyada olduğu gibi yarı çıplak ve yarı yamyam bir Hana kızı da âşıkımın başma bir felâket gedeceğinden yüreği titremekte, sa adetini tehdit eden istikbali gördü- günü zannederek titremekteydi! Hansa: — Pekâlâ, sen de maşukanın de dilini yap, bu âyinlere girmel Za- ten girersen maşukanın bir gecede beş altı çocuk sahibi olmasına kat lanmak mecburiyetinde kalacaksın! Hans güldü? geliyordu. İtiraf ederim ki birkaç yormuş! Yeşil yüzlü cinler ona ük | — Ben mi? Cuan-giye elini süre ni kırmızıya boyarım! dedi, — Azizim! Hanalarm halis kanlı olmasa da ananelere sadık reisile konuştuğunu urutuyorsun! Biliyor sun ki Hanalardaki kanun şudur: Herkesin karısı evvelâ reisin karı sıdır! Bunu söylerken muzipçe #2 yordum. Fakat Hans yarı şaka, ga liba yarı da ciddi bir halde iğri iğ- ri yüzüme bakıyordu. — Ne dedin, muhterem reis, rx “| dedin?.. dedi. Korkarım Cuan-gi d Gözüm mü var, diyeceksin Gözüm değil, yavrum.. Fakat hak kım var. Reisim! Hans alaylı bir gülüşle yumaruk f larını havaya kaldırdı: — Cuan»ginin hakkı varmış! Bu âyinlerde başıma hakikaten belâ ge lecekmiş! dedi. İkimiz de kahkahalarla gülüyor- duk. O sırada batmak üzere olar güneş tamamile ortadan çekilmiş © — Nihayet vahşi olmak saadetine | lâcak ki kulübeye bastıran koyu gö gelerle birlikte uzaktan keskin bağ rışmalar, velveleler, darbuka sesle“ rine karışan feryatlar koptu. Myin başlıyordu. (Devamı var) da söyliyebilirim, Ribentropun karısını aramasına acet kalmadı. O neşe ile gülümsi- dermiştim, dedi. MODERN BİR PERİ HİKAYESİ Genç kadın, bundan sonra, kak ramanı ancak romantik bir Alma: kızı olabilecek modern bir peri hi | kâyesi anlattı: | Herkes, milyoner şampanya fab rikatörünün kızının, kalbini fethe. decek adama servet getireceğini bi” liyordu. Genç kız bütün drahoms avcılarının peşinden koştukları bir şikâr haline gelmişti. Fakat o dd ve düşünceli bir kızdı. baloda, bir çekti. Bu; yakışıklı çok iyi giyinen, gözlerinde zekâ ve irade okunan biriydi. Onu görmek aileden olduğunu anlamak fiydi. Sorup (Devamı var) Yanlarına gelin: yanıma ben gön Etrafında pervane gibi dolaşanları tetkik etti. ” soruşturdü

Bu sayıdan diğer sayfalar: