11 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

11 Eylül 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası KRİSTOF KOLOMB'UN | Orman insanları arasında: 108) s4. Buseh 13 yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Senenin geçliğini ve yenilendiğini Yazan Nakleden: Fethi KARDEŞ Hanalara ancak en ihtiyar sihirbaz haber verebilir ! O vakiz bütün Hana oçocukalrı “D grup gelip yerle göğün ta te rinden ayaklarıma kadar sarkan Tumuş ağaç yapraklarına yüzle. tini sürdüler, Hem kız, hem erkek çocuklar ay- Merasime iştirak ediyorlardı. Bu suretle yerle göğün yaprakla” MA yüzlerini süren çocuklar da ay- kinder, ayni meserrete o ermel ai kazanıyorlardı! Ondan sonr in Hanalar biribirlerine sarıl Tik; > Havu - lâvul diye bağrıdılar: Bu Hana dilinde: > Sen deal! Manasına geliyor ki nevi cak yıldızlarla anladığı bu sene bizim #enelerimizle bazan 6 ay, bazan iki sene, bazan bir buçuk sene müddet olabilir! Senenin ne zaman bittiğini ve başladığını ancak ve yıldızların harekâtı bildirir! Onun için ir san Hanalarla konuşurken hayli hayrete (düşer. Meselâ saçları bembeyaz olmuş, buruşuklan yü- zü gözü görünmiyen bir Hanaya: — Kaç yaşındasın? Manasma; — Kaç seneliksin? diye sordu" Zunuz zaman evvelâ obüyük bir hayret içinde şu cevabı alırsınız — 141 Buruşmuş ihtiyarın 14 yaşında i olduğunu söylemesi insanı kah kahalarla güldürecek bir şeyse de Hana bu lâtifesinde hiç de hak sız değildir. Zira kocalıncaya ka- dar henüz (14) yaşına basmış Ol- masmı tayin etmiş olan kendisi değil, kabilenin sihirbazıdır! O- nun için sihirbazın kararile Ha nalar eski seneden bıkıp da yeni seneye geçtikleri zaman bu yerle göğün evlenme merasimini bir yl başı âyini mahiyetinde (olarak yapmaktadırlar. anaların bu ge ei: “| rip zamanı fikirlerinin saat fik- yllânalar da bir seas bizim bildi olamıyacağı g2 sene değildir. Onlarda herü Mia, ay. sene taksimi yoktur. Za ii cak gece, gündüz, sa akşam gibi en bariz ozaman Arını bilirler. Harnlar he 1 doğup batmasına (ovaluga) di “itr ki igüneş boyu) demektir. ate ayın doğduğu müddete, va” ie Mliptan “ mehtaba olan zamar İduvaluga; diyorlar ki bu 4 boyu) demektir Hanaiarca güneş doyuda bi: MN, ay boyu da bir gündür! Fa Nİ Rüneş boyu (güneş günü) dür “ boyu ise ki bizim ozaman “İmatımıza göre bir ay müj- âr * Hanalarda gene bir gün “ tay'günü)dür! Mese Ha teb. yı analar bu süretle | biribirlerine| #ttle göğün mesut (oldukları gibi t olmayı temenni ediyorlar. Ondan sonra tekrar çılgınca bi: | zaman | derha'| Han; güm ildi? İnlar kendilerine göre her tında bu merasimi tekrarlaya € b me henüz müsant şikârdır. Filhakika Hanalar da bütün ip dal insanlar gibi saat (fikrine sahip değillerdir. Onlar günü güneşe göre tak sim ederler ve kendilerini âdeta bir saat gibi anırlar, Meselâ: — Güneş & ler ki — Sabah, demektir. — Güneş karnımdayken.. de mek: M — Öğleden evvel! demektir. — Güneş basımda iken... — Tam öğle vakti! manasina gelir. Öğleden sonrasını da sırtla- ifade ediyorlar Meselâ; — Güneş sırtımda: Öğleden sonra! manas; Maamafih bu basit Kağlettikleri zamanın günün han gi saati olduğunu aşağı Oyukarı snlatmağa muvaltak oturlar. Hanalar zamanı böyle (gayet basit bir şekilde taksim ettikleri gibi mesateyi de fağaşı ölçüsüy | le itade ederler. Bu hayvalide a- gaçtar aşağı yukarı o ayni boy da oldukları için ai boyu ölçü sü muayyen bir ölçüdür. L. ki, via iken. der çin yedi ay uzakta “m Tisanımızda (y ME bir müddettir. di züneş günü ise aşağı yu fi, izm naltamıza muki sildin Mat Hanalarda sene büsbütün dile tabi, tamamile nisbi bir Bandar; a gir, taksimle Stnenin geçtiğini ve yerilendi x Hanalara ancak en ihtiya Sirbaz haber verebilir! Bu sihir» »; Yıldızların harekâtına baka" a Hanatar yeni bir se Sirmediklerini a sihirbazın y Merree yg? JABLERA ABER'in Tarihi Romanı Yazan: RAHMİ YAĞIZ mi hi Niygiliz erkânıharbi a, mele tutarı" kes h neye gi: ş sulfakıyeti elde şdiden etmi sihit niyordd Kuyvei #eferiye gölden geçe cek, kanal önün: gelecek mü - dafsasız bulunan kanalı geçecek Mısıra girecek. o Misırdaki Kakiredo teşkil edecekleri müse) öb #üvvetlerle kuvvei sefariye - 5 Bir Misir yarım asra yakım bir ayri İiktan sonra tekrar Osmani im yaratorluğuna filen avdet elmiş 3 ERİ. haik bu nokt ” memuriue dai bu habere aldırış elm ikihak edecekler ssda ni > İnç la, birinci kanal kuvvei se iyı verilen Mesira var a lee ihzar edilmişti, Bun hg, Tirkası ile bir topçu b in bir va ve istihkâm, muhabere müf € bie köprücü kolundan iba » Bu parink projenin tatbikatına girişildi, Mevlevi taburu Haleb - n Şama getirildi. Kuvvel se » “eriye de Şamdan merasimie hi reket etti. Fakat hedefe ulaştık iarı vakit susuzluk sebeble faz- nlaşan bastalrk ve çöl yoleuluğ! arta'arı yipratmış, birpalamısiı fakat her geye vağmer Tür rkima bas azimkürlık ve cengü hi “yp, t kap ti seferiye erkâmharbiyesin Yuh, fe lan Alman yebitleri ile ağ “eğerli Türk erkümharbiye, İçe vardı. Iu meyanda eski Paris İğ ilileri erküniharbiye hinhayı k,,, 04 Bey de bulunuyordu. 4 2İ seferiyenin hazırlık! Je Pay orna Paşa meşmuldü. “ey * Tıh sahrasımı 22 günde de Miş, Olan kuvvetlerin susuzlu" liyezet ve seskia devamlı yür Li bırpalanacağını hesaphıya “de kanal önlerine © varınca , k lacak bir muvaffakıyetle nihaye haziranm ilk günlerinde kuvvel seferiye kanal önüne geldi Mısır kapılarına dayand.. Kahire. bay- Blcüyor, ken di) ram yapmağa hasırlanırken. İn - taxarlayışla muj giliz kuvvetleri kumandanı da ge- İ “ Sinaya'da, oturduğum pansiyo- verliğin büyük bir teceltisi sayı | YUMURTAISNA DOĞRU... Yazan: VASFI RIZA ZOBU ie ; nun sahibi, hizmetcis.le nasıl Türkçe konuştu ? Romanyanım “Sinaya,, (isimli iye yeri vardır ki, -tabil ibarile eşine ez tesadi Denizden 860 metre yül bir dağ ormanının için: güzellik edilir sekte ola leri, buraya gelenleri eğlencesi bırakmamış. Hatırı sayılır ehem- miyette o: güzel bir pi yük ve küçük oteller, gazinolar, pansiyonlar: Rumen © milletinin | her sınıf halkını buraya çekiyor. | Kralları da ara sıra gelir Sinay da kalırmış.. Ben, böyle sayfiye yerlerinde, dağlarda, orman içlerindeki kü ! çük kasabalarda, büyük otellerde kalmasını hiç sevmem. Bu dağ | arın kendilerine mahsus rdan köy otelleri, o pansi- tlari Vardır ki, en büyük me | ziyetlerinden biri (o tenhalığıdır.. Hemen hemen müşterisi: Siz ve| hayet ya bir genç kadın, yahut yaşlı erkektir. Binanın içi gıcır- gıcırdır. Ev sahibi yaşlı, terbiyeli, ter- tipli bir kadındır. Size (o müşteri değil, misafir muamelesi yapar, Genç hizmetçiye verdiği emirler- etrafınızda le, istirahatiniz için pervane gibi dolaşır. oSofranızı kendi eliyle tertipler. Yemekte iştihanızı açacak (mütalealarda, tavsiyelerde bulunur. Şarabınızı mahzenden çıkartıp, suyunuzu pi” nardan doldurtur.. Yatak odanız: bir temizlik nümunesidir. Havlu” lara, pencere perdelerine elinizle dokunmağa kıyamazsınız. Pen terelerin birinden nihayetsiz çam ormanı, ötekinden şelâleler yâpa rak köpüklerle akan dere © görü nür... Gözleriniz, kapaklarını biri- birlerine birleştirinceye kadar bu, ıhu dinlendiri | çilmez sanilan Tih sahrasmmn Türk ordusu tarafından geçildiği ni hayret ve dehjetle görmüş, e. iindeki zayıf kuvvetle Mısira ya- pılacak taarruzu karşılıyamıya - sağım kestirerek foryadı basmış, | ağzımda o bulunan Akdeniz masma mensub ve Masırı muhafaza için bekliyen iki kruva zörün silâh ondazları da piyade kralarma İlhax , edilerek muka. | vemete harirlanıimıştı. ... İ Şamda Cemal paşa mevlevi ta Suru kumandanı binbaşı Said be- vi vanma çağırttı. Sald bey o - nun suslleri Üzerine taburun har. | bedemiyecek vaziyette olduğunu fa mecbur kalmca Cema! pa şa hibaşıya tenbih etti — Yarm ordu karurgâlmdak! | orkânıharbiye o içtimama siz de | fevkalâde olarak iştirak edecek- siniz, Simdi, ordu levazımnecn ihzar edilen konak mahalline ta» buru yerleştirin. Mühim ve uzun bir voleuluk çin taburun nelere ihtiyacı varsa onları tesbit ede, yok lavazrma bildirin, İki hafta sopra sizi Kahirede, bidiv sara- madan bakarsi yet kar yola hazırdır. Kuşti sıhhatli bir kadın kalı beyazlık ve düzgünlüj 21 kendine davet eder.. Yorganm ına girip de yatağınızın içine gömüldüğünüz zaman, kar gibi keten çarşaflar sanki bütün yor- gunluğunuzu almıştır. Sinayada böyle bir pansiyon buldum. Adı da “Manelleşku,,!., Köyün sırtlarında, ormanın tâm içinde... Bahçesinden içeri girip te kapısına yaklaştığım zaman gün, akşama çok yaklaşmıştı .... Ev sahibi bu saatten sonra bir müşteri © geleceğinden kesmiş olacak ki; kendi evine, daha yukarıki sırtlarda olan kuş kafesi gibi yuvasına çekilmiş.. Bizi karşrlayan hizmetçi, hanı. ümüdi mına haber vermek için, kapının yanında asılı duran çana, bir de" mir çubukla üç kere vurdu. Ne- den sonra, manastır pencere! andıran bir cam aralığımdan te. vap çikti. Her halde Römence: “Ne istiyorsun 7... diye soruyor” du.. Ellerini biribirine birleşti - rip boru şekline koyduktan son. ra ağıma yaklaştıran hizmet;i seslendi ; — Kokana! musafir vin? İşte size Romente bir daha,, (Kokana) malüm.. safir, de biraz kalmlaşıp sür kesbedince “Musafir,, olmuş. Yalnız sonuna fransızca (gel- di) yi, kemdilerine uydurup “vin., diye ilâve etmeseydi; pek âlâ “Sinayadaki pansiyon sahi. besi ve hizmetçisi Türkçe konuştular,, diyebilirdim. » Sinayada, büyük hayli güldürecek bir tuhaflık var: “Hacı Benli, nin dekorlu, (Devaniı 6 moda ) nl | biribirleriyle | j kumarha- | nenin karşı tarafında, Türkleri yında kaymakamğblarak kargım- | Sim! bir azametfilraşlukis ve adeti denizde balık da göre Tuhaf söylenen pazarlığını andıran bu sözlere İlk | duyuşta bir mana veremiyen bin- bası terfi vaadine teşekkürle mukabele etti: ederim — Teşekktür paşam sağ olun! Paşa bir müddet sonra tekrar Said heyle görüş — Ne zaman yola çıkabilirsi. niz? — Ne #aman emir buyurulur. | sa efendim, — Öyleyse dinle binbaşı: Ya- rm kuvvei seleriye kanal önüne varmiş bulunacak, ufacık bir mü sademeye bile lüzum (kalmadan Mısıra girecek, Kuhireyi işgal e. derek bize de bu zaferi, bu mes- ut neticeyi telgrafla müjdeliye - erktir. Manmafih, Misirliların gö nüllü ölârak iştirak edeceği ve bir ihtilâlle kuvvel seferiyenin i- şini kolaylaştımcaık bu harekâta arkadan &ereceğimiz 12 inçi kolordu ile Mısirda tertibat al - mak, düşmanın muhtemel bir ih. 1913 de, başında C ile kontes Markieviçin bulun dukları isyan patladığı ozaman Bromley du isyana karşı koyma" ğa karar verdi. T eitiği gö” nüllü taburuna raki Oo Dubiik nin büyük protestan âilelerinin evlâtları bir şeref saydılar. Gö- nüllü taburu muntazam askerler le bir oldu ve isyan kan içinde boğuldu. O zaman Corç Bromley on se on dokuz yaşlarında, uzun lu, kuvvetli biriydi. Adamla” rının başında ihtilâl teşkilâtınm merkezine girdi. Akciğerlerine gi- ren bir kurşunla yaralandı. İhti- lâlciler mağlüp oldular. Bu mağlübiyetin Bromley yü zünden olduğunu bilen âsilerden ele geçemiyenler onun aile evini | sardılar. İçeri girdiler ve sakinle | rini kurşuna dizdiler. Bunlar ara" | sında Bromleyin babası ile iki er- kek kardeşi de vardı, Bundan son ra binaya ateş verdiler. Corç Bromley bu faciayı götü- rüldüğü hastanede (o haber aldı. Mütevekkil davranarak ses çıkar- madı, fakat intikam almağa ye min etti O zamandanberi, (göğsündeki yarası şiddetli hareketlere mani olmasına rağmen, Sinn Fein'nin faaliyetini yakından takip etmiş t, Umumi harp başladı. (o İhtilâl teşkilâtı merkezinin tahminleri hi na İrlandalılar, liderleri Ed var Karson ile Con Redmondun davetlerine uyarak grup grup gö” nüllü yazıldılar ve cepheye gitti- 1912 de İngiliz parlamentosu rafından tasdik edilmiş Olan anlaşmadan sonra İrlanda ile İn giltere arasında birlik temin edil li ordu. Bu ise ihtilâlci- n işine gelmemekteydi. Sinn Fein teşkilâtına e İr landada bir ihtilâl çıkarmak için daha münasip bir fırsat buluna | mazdı, İngiliz ordusu başka yerde İ meşgul olduğuna” göre şimdi saha | serbest değil miydi? Bu şartlar dahilinde tereddüt etmek afledil- mez bir hata olmaz mıydı? Tereddüt etmediler ve hareket- lerile Fransız cephesinde döğüşen kardeşlerini arkalarından hançer” lemekte olduklarını düşünmediler İçlerinden Sir Rocer o Razmatın Almanya namına yaptığı teklif leri müsait bir şekilde karşıladılar. Corç Bromley, bu faaliyetten | haberdardı. İrlanda ihtilâl teşki- lâtile Almanya arasındaki anlaş manm hangi esaslar üzerinden ol- duğunu bilmemekle beraber hâdi- evi İrlanda Hidivi oOLord Vin arma bildirmekte gecikmemişti » Larkin veya lâbya - Habeş yo - karadan o sevkiyat Yap- koymak rağ luyla masa oraya, bü kuvvetler yarm yola çıkacak- | lar. Bu meyanda, Misirltlara ci . hadı mükaddesin #ümulünü, ne geniş bir telâkki ile zaviye te şebbüsleri dahi çöller aşmağa ie bar ettiğini anlatmak için on İ- kinci kolordu ile birlikte, hattâ ondan evvel taburünüzün Misira gitmesi, din kardeşlerimiz tara , fından çok İyi kanşılanacaktır. Bilmem anlatabildim mi? Sait bey her şeyi anlamıştı. Cemal pasa henüz Mesir kapıda « rma vardığı meşküök bulunan kuvvel seferlyenin muvaffakiyeti ne önceden İnanıyor, ve bu İnt- nışa İstinat ettirdiği fikir ve ter- için bu karşi göndereceğimiz ve Gbatin meşgul olmak hatasmı, hattâ gafletini işlemekten çekin. miyordu, Tam Cemal paşanın parlak projelerle Şamdaki mevlevi ta - burunu Masiran doğru yola çika- racağı sırada Medineden gelen bir telgraf işin fesi safh ' 4 Üncü ordu kumandanma anlat- Lord hemen tayyare ile Londra ya hareket etmiş, Oo müsteşarlar” dan Birrel ile görümükten sonra başvekili ziyaret edip vaziyeti ans latmıştı Bütün İngiliz kuvvetlerinin 160p: lu bir halde bulunmasını icap et tiren büyük bir taarruzun başlar mak üzere bulunduğu bir wrada İrlandada bir uğraşmanın ne müşkül bir iş olduğunu derhal takdir & den başvekil Loyd Corç o derhal Ceyms Nobodiyi davet etti, Ö- nun zekâ ve maharetini birkaç iş” te çalıştırmış olmak (o sıfatile İs yi bilirdi. İrlanda w uzun söze lüzum görmeden ODA havale etti . Ceyms Nobodi sordu: — Harekâtımda tamamile ser best olacak mıyım? Loyd Corç gülümsi verdi: — Irlanda hidivi bile e olacaktır! Ceyms Nobodi işte şimdi iş bar; şmdaydı ve ne kadar az bedbin olursa olsun vazifesine < birinci derecede mühim bir muvaffakis yetsizlikle başladığını kabul ets | mek zâaruretindeydi. En çok el vendiği malümat menba: adam, | kendisine randıman verdiği yerde öldürülmüş, bizzat kendisi de düşmanlarına ihbar (edilmişti, | Bununla beraber Ceyms Nobodi böyle bir muvaffa! li sareti ve mücadele kuvveti kırıla" cak adamlardan değildi. Katili keşfe yarayacak biriz bulmak ümidi ön üzerini | araştırırken arkadaşları da mah * eni dolaştılar ve biraz sonra bir | sey bulamadıklarını gelip haber verdiler. Nobodi cevap verdi: — Muanımanın unahtarını bur rada değil, Dublinde bulacağız, Corç Bromleyin katilleri hâlâ | buradaysa - ki muhakkak bura dadırlar.Çünkü şu mum herhalde kendi kendine yanmadı ve şato” dan kimsenin çıktığını da görme” | dik » binayı taş taş o sökmedikçe | gizlendikleri' yeri bulamayız. Bi- zim için yapılacak hareket bu de- Bil. Dubüne gitmeliyiz. Orada ta li bize biraz yardım ederse üçü müz birden meselenin sırrını hal- letmeğe herhalde muvaffak — olu" | ruz, ğ Konuştuğu sırada mumu Sön dürdü ve yerde bulduğu bir ga | zete parçasına itina İle sararak cebine koymuştu. Devam etti; — İhtilâlcilere bu kadar mahir ve zeki olmalarına rağmen kendi” lerine pahalıya mal olabilecek iki hata işlediklerini göstereceğim. erek cevap nizde” tr. Telgraf kısaca unları muhte, viydi: Şamda, dördüncü ordu kuman- ığma: K Kanal. kuvvei seferiyesinin ha- rekâti harbiyesi neticesi, kana » li geçiş sirasinda düşman kuv vetlerinin denizden karadan müştereken yapılan taarruzlari - | le hihayet bulmuş, kanalı geçme- | ğe muvaffak olan iki taburluk kuvvetimiz düşmanla müsademe- ye tutuşarak 'mha ten birini tercih o mecburiyetinde kalmıştır. Kuvveti seferiyenin mütebaki kısımları Medineye ricatle emir- © lerinize muntazır bulunmaktadır, Berayı malümat keyfiyet ame , Tanur, J Kuvvel seferiye kumandası namına Bu telgraf, Cemai paşanın haf. talardanberi sürüp giden neğesi- ne bir anda sünge: çekti, Hiddet- li nazırın kaşları çatddı. Wizum, suz bir asabiyetle etrafındakileri başlamağa Xxoyuldüu. ğ (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: