12 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

12 Eylül 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Orman ısanları arasinda 104! ML Düğeh 5 geen vülışiler arustmdu > bir Alman sr““iahu taa YA Hana kadınları pişmiş goril eri parçalayıp taksim ettiler bir meşaleyi tarif ev a Yüz ağaç boyu © uzaktadır! Fakat küçük şeyler için ölçü Pitur, Onların uzunluklarını el- ai Y, latda bir el (5) demeklir. im el 2 buçuk. 100. Yüz el 1000... pir ki yerle gökün evlen h Mezasimi olurken ay doğmuş” a, Afrikaya mahsus yağlımtrak işıklı, kırmı- ar ây.. Yani bu merasim, kır derili ayın gözleri oönünde Y oluyordu! gr gökün bu merasimi bit Sonra bu evlenmenin bah: Bi nimetlere sira gelmişti, a me baygın bays N dalgalanan kızarmış ve piş *t kokularından kâli derece iz gelmişlerdi! $$ kazanlarda garip kokulu le tüterek pişmiş olan z0- ğu rının neşrettikleri ra- ui, herhalde fena halde acıkmış anaların ciğerlerine © sin- Gg taraftan hafif ateşte in envai türlü yer hayvanla” Ko lazarmış et kokuları meyda ün | bir kebabçı dükkânma gr v dela Hanalardadır ki ye tün sırf kadmların o hizmet taç ini gördüm. Ellerine uzun pr almış olan kadınlar Ra, ri dağıtmak için taş kar | m ve ateşlerin başına geç- Vi, V yla yp etmesi, kadinin O Ki bizs ne kadar tuhaf ve ve miyetle kadma hizmet e Kğ rağmen yemek m253- since iş hemen değişive- gön erkeğin hodgâmlığı hâkim olur. çe oturur, kadın hizmet e Bu bize & iç de kadına hür Avrupahlar arasında bir Ve itibarımızın az olduğunu | & MEZ, İptir ki Yay larda da kadına, pek kızgın jan dolayı pek çok İti- NE Fakat onlar da yemek Ka , aynen bizim gibi,. Ka- hizmet ettirmekte hı Hanalarda da bu merasimi hemen hemen pm ederler. Rakamları da | İki el 10. On | velâ bütün Hanalar rüzgür- | Yemek sofrasında evin erke | gelir. Halbuki biz beyaz | l i sonra bana da gorilden, gâyet Filhaktka Hana kadınları da | et maharet ve ustairkla | r | Kadm.arın ellerindeki sopala | mn uçları sivridir. Bununla be | raber İlana kadınlarının taş ka: | | sanlarda bütün bir halde pişmiş olan goril yavrularını, hiç bıçak kullanmadan, yalnız bu ucu sivri | değneklerle kesip o parçalayabil meeri, herkese oldukçâ o müsavi et parçaları dağıtabilmeleri şaşı» | lacak maharetlerdendir. Hana kadınları bu etleri dağr tırlarken tamamile sıraya riayet etmek suretile de âdeta bir nevi tali adaleti göstermiş oluyorlar Gorilleri evvelâ bacaklarından başlıyarak parçalıyor ve sırayla basma kadar bütün vücudunu “mükemmel bir şekilde taksim edi” yorlardı. Hanalar da talilerine dü- şen tarafları hiç ses çıkarmadan hemen kabul ediyorlardı! Fakat bir gorili parçalayıp da ğıtan kadınların buna (mukabil bir hakları vardı: Her kadın, gö cil parçalanıp dağıtılırken, arzu ettiği yeri, arzu ve istediği mik- tarda kendine ayırabilirdi! Garip olan diğer (o bir cihet de| bu kadınların kendilerine en 3i- yade kemikli taraflarını ayırma" larıdır. Zira Hana kadınları ke ! mikleri uzun uzun yalamaya, he le kemiklerin içindeki pişmiş ilik- lere bayılıyorlar. Tas kazanın ba- | şında büyük bir yaprağın üstüne konularak sıcak sıcak, hissesine düşen parçayı alan Hana hemen yere çömelerek, ağzını şapırdata şapırdala biçare gorilin parçasını öyle müthiş bir iştiba ile yemeye başlıyordu &i buna imrenmemek | kabil değildi!. Nitekim-bir dakika - yük deniz istiridyelerinin kabuk ları üstüne konmuş büyücek bir parça sundular. Ben evvelâ önümde dumanı tü- ten bu eti yemekten (tiksindim. Fakat bir müddet tereddüt ettik- ten sonra, sırf goril etinin Jezze- | tini anlamak için tatmağa karar | verdim. Etin bu kadar yumuşak oluşuna bu kadar mükemmel pişmiş ol. masına hayret ettim. Zira et ga yet kolaylıkla kopmuş, o elimde kalmıştı. Tereddütle ağzıma attım, Gz- yet güzel bir koku damağıma yö yide. Kuvvetli ve sert adaleli gor tillerin etini bu kadar yumuşak bir hale koyduklarına, bilhassa bu iştiha verici kokuyu bü ete na- sı. verdiklerine bir türlü aktl er- diremedim. | Cemiyeti Umumi Merkezinden : e yda kâin EE iyetimiz harp, kıtlık, muhaceret ve emsali ahval- ir eden hastalıklarla yapılacak mücadelede ve bil. selerberlik esnasında hastanelerde Kızılay esas hem. yardımcı sifatile çalıştırılmak üzere İstanbulda ilay Hastabakıci Hemşireler Mektebi İlinde ( Gönüllü Hastabakıcı ) yetiştirmek için a 1939 dan İtibaron kurs açılacaktır. Mecca. Olan bu kursa aşağıda yazılı şartları haiz olanlar alınır; 1 — Kadın 'Türk vatandaşı olmak, - 2 — 20 ilâ 45 yaş arasında bulunmak, 3 — En az ilk mektep tahsili görmüş olmak. Kaydedilmek ve dersler hakkmda malümat almak is, e adresi yazılı mektebimize müracaat et. Seti ruhlu ve hayır sever hemşirelerimizin bu İnsani hevesle koşacaklarma kanjiz. | Baver, Yusuf — Akşam Poştası ETS EE) Galatasaray - Şışliyi | 1- O yendi Staâyom idaresi tarafından dört klüp â#rasmda tertip edi. mun İkincisi rik ışikları al, a fazla bir ka. labalık seyirci kütlesi önünde Galatasaray ile Şişli klüpleri arssmvla oynandı. Neticede ra. kibinden daha hâkim oynıyan Galatasaray maçı 1—0 kazan. mıştır. OYUN NASIL OLDU? Oyuna sast tam 9 da hakem Adnan Akımın idaresinde kaş- landığı vakit iki takım da su Kudrolarla lerşı karşıya gel. miş bulunuyorlardı: Galatasaray: Osman — Sa. lim (Yususf), Faruk — Celâl, (Bedii) -— Bü, lent (Sarafim), Buduri, Cemil, Esfuk, Saiâhattin. Sisli: Armanak — Vlâstardi, İhsan — Martayan, Nubar, Arşevik — A#op, Savaş, Sul, dur, Mikrop, Diran, Müsabakaya Galatasaraym ortadan vantığı çok seri bir a. kmla başlandı. 10 uncu dakikada Galatasa. | rayilarm &ale önünde sebebi. yet verdikleri bir ceza vuru. gımu kaleci Osvarn güzel bir sekilde kurtardı, Yine Sizli sağ içinin uzaklardan attığı falso. lu bir sütü Galatasaray <alesi için tehlikeli oldu. 12 nci dakllı.dan itibaren Sişliler ovun üzerinde daha hâ- kim olmaya başladılar. Fakat Salim ve Osmanm çüzel oyu. nu Şişlilere gol yanmak imkâ. nı vermiyordu. Galatasaray muhaeiteri bir türlü anlasa. mivor. Bu sebenten oyun Üze. rii ei müessir de olamıyorlar. G AFATASARAYIN İLK GOLÜ 89 uncu dakikada ortadan bir akinında Şişli Galatasaray kalesi önü karıştı. Bu arada Cemilin yerden attığı sıkı şüt kalecinin plânionua rağmen kaleye girerek Galatasarayı 1—0 galiv vazivete vetirdi. Bu Kolle-beraber oyun dahe İki-te- rafta karsılıkiı akmlarla takin kaleleri tehdit edivorlar, Bu arada Sisli sağiei Diranm en- fes bir şütü Galatasaray kale. cemre yi? | JARLRı)a HABER'in Tarihi Romanı; Yazan: RAHMI YAĞIZ vaa Tabii artık mevlevi taburunun hareketine (o lüzum kalmamıştı. Tabur kumandanın taburu ile birlikte İstanbula hareket ötme si bildirildi, Fakat Uşaklı mevle- viler gitmek istemiyorlar, harbe iştirak etmek için ısrar ediyor - lardı, Paşanm mümaadesile 90 &işi kadar bunlar âyrı bir bölük halinde Şamda kaldılar, Diğer - leri ise Medinoden oMuhtar dede ve (o arkadaşlarile birlikte döndüler. Sinan dede de Uşaklı mevlevi. lere iltihak etmişti. Diğör mevleviler 9 o baziran 1915 de 101 günlük Şam sefe - rinden Haydarpaşaya döndüler, UŞAK MEVLEVİ BÖOLÜĞÜNÜN GAZASI Cemal paşa, mevlevi taburunun! üvdetini emretmekle beraber Uşak mevlevilerinin gösterdiği gaza 1s- rarına İçin için mennun olmuştu. Çünkü, o anda tecelli eden bu ar zu ve ısrarda, evvelce Çelebinin delâletile yapılan teşvik mevzuu bahs değil, ancak memleket kay» gusile hareket edişin o muazzam bir tezahürü elde edilmişti. Uşaklı mevlevilerin yekünu 94 kişiye varıyordu. İçlerinde yaban: cı olarak yalnız Malatya şeyhi Si- nan' dede ve onun sadık dervişi Ruhullah vardı, Cemal paşa bunları | bir bölük haline koydu. Kendi arzuları ü zerine bunlara silâh ve öephane de verildi, Sinan dede kendi za- bitleri sıfatile başlarına seşirildi. sinin direklerini yalıyarah a. vuta gitti. Oyunun &on dakikalarında iki taraf kalesi de birer tehli. ke atintirler ve birinci devre şekilde 1—0 Galatasarayın tile neticelendi, İKİNCİ DEVRE i | İkinci devreye Galatasaray. | lılar tmlarımda küçük bir değişi yararak (çıktılar. Takımden Salim çıkmış, Yu. suf müdafaaya alınmış sağ ha. fa Hedii solacığa Serafim geç- mişti, Düdükle beraber Şişli kale. i bedi feci âkibetini bildirmek üze sine inen Galatasaraylılar da. | ha ilk dakikada #oldan bir kor. ner kazandılar, Serafimin gü. zel bir sekilde çektiği kı Şişli mlldafaası İvi bir seki! kurtardı, Bu devrede her iki takım da anlaşarak ve göre. rek oynadıklarından oyun zevk li bir sekle girdi. 20 inci dukikaya kadar oyun iki tarafım karşılıklı fakat ne. ticesiz akınları ile gecti, 20 in- ci dakikada Salihattinin sağ. dan attığı bir körneri sağdan atılan ikinci bir korner takip etti ire de hiç bir netice alına. med; .Bu devre de Galatasarav hücumları daha tehlikeli olu- yor, Buna mukabil Şişlililer &. rada sirada Galatasarav kale. sine toplu hücumlarda bulunu- yorlar. Oyun 30 uncu dakika. ya kadar kısmen Galatasara. yın hâkimiyeti altında devam eden oyun 30 uncu dakikadan itibaren müsavi bir şekle gir. di. 33 üncü dakikada Cemilin sahsi bir akımla rakip kaleve ! indirdiği topu Armenak feda. kâr bir plonjonla kesti. Ovun sonlarma vaklaştıkça sertleşmeye başladı. Oyunun bundan sonraki kısmı daha zi. yade Şieli nısıf sahasmda Ga. latasaray muhacimleri ile ra. kip müdefiler arasmda cereyan etti ise de Galatasarsy muha, cimleri ellerine geçen fırsat- lardan istifade edemedi: vebir gok goller kaçırarak “vaziyeti ştiremedi. Oyun da bu su. retle birinci devrede yapılan bir tek polle 1—0 Galatasa- rayın galibiyeti ile bitti, Talim ve terbiyelerile meşgul © lanmak, bunları yetiştirmek üzere 13 üncü kolordudan getirilen yüz” başı Sarim ile mülâzimievvel Tev vik ve Mehmet Ali de bu bölüğün subay kadrosunu teşkil ettiler. Şamda birbuçuk yıl süren bir talim ve terbiye devresi geçirildi. Gazze muharebelerinin en şiddet- li ve buhranlı o zamanlarında bu bölüğü teftiş eden Cemal paşa, çoğu genç ve dinç olan dervişle- rin mükemmel birer asker haline geldiklerini hayretle gördü. Ve bu memleket aşkı karşısında nazırın gözpinarlarında biriken (sevinç yaşları gür, siyah (sakallarından sızarak yere yuvarlandı. Gene mevlevi bölüğünün ricasi- le bunlar cepheye gönderildiler. ».» Siper hayatı, kumlar arasında kazılmış avcı hendekleri arasında yatıp kalkmak dedelerin yadır- gamadığı bir yaşayış tarzı olmuş” ta. Gazze muharebeleri iyice şid ğu demiryolu ile Mısırdan getirt- tiği taze kuvvetleri bu cepheye yı» ğan düşman, şimdi taarruz sırası kendisine geldiğini farketmiş, de- ! vamlı taarruzlarla kuvvetlerimizi hırpalamağa (o muzafleriyeti bu cephede ele geçirmeğe (o gayrete koyulmuştu. Sinan dedenin bölüğü 3,5 aydır) siperlerde, ihtiyat hattında vazi" iedar bulunuyordu. Tekkelerinde ney ve kudüm ses- lerine kulak alıştırmış o bulunan mevleviler, şimdi ölüm saçan çe şitli silânlarm korkunç patlama” larma da kulak asmıyorlar, düş- manla göğüs göğüse gelmek için fırsat kolluyorlarör. A Sİ | dirdi. Burada bir antikacı için | BİA nu İhtilâiciler, neticelerini o biraz | sonra göreceğimiz iki hata (işle mekle kalmamışiar, affedilemez üçüncü bir hata da yapmışlardı. Bir adamı süküta icbar için en kati ve cesri çarenin onu öldür- mek olduğu muhakkaktır, Fakat onun yerine © tesk kimselerin ortadan kaldır | rılmas Şarttır. Ceyms Nosodi buna (bir kere daha Dublinde kanaat getirdi. İr- landanın merkezine yidince Ne re Corç Bromleyin evine gittiği zaman onu iüks döşenmiş bir ça lışma odü: aldılar o ve Fred Sturbiye derhal haber verecekle- rini söylediler. | Bu ismi hiç işitmemiş olan No bodi sordu: - M. Fred Sturbi kimdir? — M. Corç Bromleyin samimi bir dostu ve hususi kâtibi... — Peki. Lütfen kendisine işi- min çok acele olduğumu haber ve- rin, Hizmetkâr dışarı çıkınca, ölüm körfezinden Dubline geceleyin ya ya olarak gelmiş olan Ceyms No bodi bir koltuğa oturarak rahat bir nefes aldı. Bek'emekten başka yapacak İş olmadığı için de eiralına göz gez- servet sayılacak eşya vardı, Halı İ halis Taşkent malıydı. Şöminenin | süslerini ve tavandaki o Venedik | kristalinden avizeyi (ağırlığınca altınla satın alan adam fJevkalâ" de kârlı bir alış veriş yapmış ad” dedilebilirdi. Bütün mobilya Fransız rüne- sansı devrine aitti, Duvarlardaki sekiz tablonun her biri en meş hur vessimların imzalarını taşı" yordu. Ceyms Nobedi bunlara bakar ken kapı açıldı. İçeriye altmış yaşlarında kadar azimkâr tavırlı, dik yürüyüşlü biri girdi, Nobodi, ayağa kalkarak kendisini takdim etti, Sonra, mümkün mertebe damdan düşer gibi oolmamasına dikkat ederek, ölüm haberini ver- di. Fred Sturbi bu kara haber kar- şısında sarsıldı. Sapsarı oldu, düşmemek için masanın önünde- ki sandalyenin arkalığına tutun- du. Fakat derhal kendini topla- yarak mahzunane mırıldandı: — Bu, mâalesef, mukadderdi. Sonra teessürünü yenmek için yehi bir kudret sarfederek, Ceyms Nobodinin, bu ölümden nasıl ba- berdar olduğunu sordu. Detekti- fin verdiği malâmatı büyük bir dikkatle dinledi ve Nobodi “ne 0 iursa olsun faaliyetime ihtilâl teş- Nakleden; Fethi KARDEŞ küğünr imha etmedikçe veya ben ölmedikçe nihavet vermiyeceğim,, dediği zaman gözlerinde gârip bir Işık parlayarak heyecanla; — Beni yardımcı olarak kabul eder misiniz? dedi ve vu teklif” ten pek memnun kalmamış görü- nen Ceyms Nobodi cevap verme" sme vakit kalmadan devam etti: - Biliyorum ki buraya birçok muvaftakiyetlerin şerefini kazai mış olarak geliyorsunuz. Gene bi- liyorum ki Almanlar sizi ya diri getirecek olana mükâfat vaadetmiş bulunuyorlar. Bu vâzi- yette eski dostum o Loyd Corcun bu kadar mühim bir işi size ha- vale etmesine şaşmıyorum. Çüm kü ben de onun gibi bu işi ancak sizin halledebileceğinize kanin. Ancak şu var ki sizin Sinn Fein İrlanda ihtilâl teşkilât hakkında saslı hiçbir o malümatımız yok. Bu teşki'ât mensupları arasında yanlış yola sevkedilmiş o hakiki vatanperverler o bulunduğu gibi bır sürü serseriler de var. Muvaffakiyetle mücadele ©de bilmeniz için bu (o teşkilâta dair majmat sahibi o olmanız lâzım, Halbuki ne bu teşkilât, ve bu teş” kilâtı idare edenler, ne de teşki- lâtın elindeki yakında Almanya nın yardımile artacak olan im kânlar hakkında fikriniz yok. Ceyms Nobodi muhatabının sö“ zünü kesti: — Almanyanın hakikaten bu işe müdahale edeceğine kani mi- siniz? Fred Sturbi, Detektilin gözle rinin içine bâkarâk mukabele et ti: — Kani değil, bundan eminim. Cevms Nobodi düşünceye dal- dı. Loyd Corçla görüştüğü sırada, İngiliz başvekili, ona © böyle bir ihtimal (o mevzuubahs olduğunu filhakika ima etmişti ama Ceyms Nobodi buna pek ihtimâl verme" mişti, O Corç Bromleyin müba'a- Za ettiğini sanmıştı. İnanmamakta haklı da görüle- e bilirdi, Almanya, denize hâkim olan İngiliz filosuna karşı İran dada böyle bir maceraya nasıl atılabilirdi. Napolyonun mağlüp olduğu bir teşebbüse Kayzer mus vafak olacağını nasıl düşünebilir. di? Bu Almanya için yeni bir fe- lâkete vesile teşkil etmez miydi? Almanya, itilâf devletleri tara fından gırtlağından yakalanmış i olmakla beraber bu kadar çılgım* ca bir teşebbüse girişmesini ma- zur gösterecek derecede ilmitsiz bir vaziyete düşmemişti, Biraz sonra görüleceği veçhile a Ceyms Nobodi böyle mükalea yü- rütmekle aldanıyordu. (Devamı var) fs Komutanlığı Satınalma Komisyonu ilânları | ğ Komutanlık birlikleri için (500) metremurabba Eröberoit, 500 ki- lo Eröberoit macunu ile on âdet kendisine ait fırça satın alınâcaktır. Pazarlıkla ihalesi 13 eylül 939 çarşamba günü saat 11 de yapılacak” tır, İsteklilerinin belli gün ve saatte Fındıklıda komutanlık satım alma komisyonuna gelmeleri (7201), .»#* İstanbul merkez f komutanlığı kapama evi için mevcut bir şâse ü erine yaptırılacık bir karosere talip çıkmadığından pazarlıkla ihale. si 13 eylül 989 çarşamba günü saat 10 da yapılacaktır. Muhammen kıymeti 1200 liradır. İlk teminatı 90 liradır. Şartnamesi hergün ko misyonda görülebilir. İsteklilerinin ilk teminat makbuz veya kanuni vesikalarile beraber belli gün ve saatte Fındıklıda komutanlık satmal” ma komisyonuna gelmeleri (7202) .. Karadeniz boğazındaki birlikler hayvanatı 88000 kilo kuru ota ihale günü talibi çıkmadığından pazarlıkla ihale için satım almacak si 13 eylül 939 çarşamba günü saat 15 de o yapılacaktır. Muhammen kıymeti 2640 liradır. İlk teminatı 198 liradır. Şartnamesi hergün ko misyonda görülebilir, İsteklilerinin belli çün ve saatte ilk teminat mak büz veya kânuni vesaikle beraber belli gün ve saatte Fındıklıda ko. mutanlık satınalma kamişyonuna gelmeleri. (7203), İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: