2 Ekim 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

2 Ekim 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VW di sanatkârı bahriye neleri Bağ HABER — Akşam Postası Ki 27 Fransız yıldızla- rından pek çoğu garp cephesinde Fransada harple beraber sine malar kapanmadı, hattâ müşteri” leri arttı. Fakat Fransiz stüdyola- rının Kapıları tamamile kapandı. Bugün Fransada çalışan, di bir tane bile stüdyo yokt mi seferberlik ve harp dan 48 yaşına kadar olan bütün Fransızları ova müdalaasına davet ettiği, tek renler, yaşları ne olursa olsun ordu hizmetine a. lındığı için stüdyolarda çalışacak hiç kimse kalmadı. Stüdyolar mec buren kapandı. Stüdyolar kapandı, deyince ha tıra derhal bir sual geliyor, yıldız lar ne oldu? Son gelen Fransız gazetelerinden risi bu suale şu cevabı veriyor: Fransız erkek yıldızları orduda vazifelerini yapıyorlar. Meselâ “ikinci daire,, “kurtlar döğüşüyor,, gibi meşhur casus filminde Alman casus teşkilâtma karşı muvaffaki- i yetle çalışan yüzbaşı Benova re lünü oynyan Jan Müra ihtiyat topçu yüzbaşısdır. Şimdi artık bir stüdyoda değil Majino hatir nın herhangi bir yerimde Almam larla bir topçu düellesuna o giriş- miş bulunuyor. “Faciaların muvaffak sanatkâr Nefsiemare filminin unutulmaz kahramanı Jan Gaben O tayyare teğmenidir. Artık ismi yıldızlar a. rasmda değil, Fransız ve Alman semalarında dolaşan kahramanlar arasmda anılıyor. Daha doğrusu Jün ismi dudaklarda gezen yıldız bugün isimsiz bir kahramandır. “Büyük hayal filminde bir yüz” başı rolünü muvaffakiyetle. car landıran Juliyen Caret bugün ha kiki bir yüzbaşıdır.. Vaktile £ dilerini memnun eden yıldız bugün erzak dağıttığı Fransız neferlerini memnun ediyor. Çünkü Care le vazım yüzbaşısıdır. “İngiliz, Fransız o dostluğunun bir destanı sanılan “Samimi anlaş- ma,, filminde (Faşoda şehrinin kahraman müdafii rolünü oynıyan Piyer Rişar Vilm bugün Faşova. yı mütlafaa etmiyor. Fransız harp gemilerinden bi e vazifesine geçmiştir, Vilm bahriye teğmeni- dir. Sen Sitden üç kişi filmini oy- nıyan Jan Şevriye bugün herhalde 4 bir süvari bölüğünün başında ide“ al süvari subayı olmuştur... Istanbul sokaklarının en ziyade gürültülü olanla. rından hiç olmazsa bir kısmı nın asfaltla döşenmesi gürül tüye karşı mücadele yolunda mühim bir adımdır. Vakia ş2- hirlerde hasıl olan gürültü- nün sebebi yalnız sokakların taşla döşenmiş olması değilse de, asfalt yollar bir taraftan, gürültüyü çıkaran nakil vasr talarının daha çabuk geçmesi- ni temin etmekle beraber, bir taraftan onların taşlanmasından çıkan gürültüyü olsun hazf- ederler. Şehrin işlek caddelerinden hepsi asfaltla döşendikten sonra da, gürültüyü daha azaltmak ve herkesin istediği sakin- liğe biraz daha yaklaşmak vazifesi halka ve bilhassa nakil va- sıtalarını idare edenlere düşer. Onların da bu vazifeyi, tama- miyle değilse bile, haylice ifa ederek gürültünün mühim bir kısmını daha yok etmeleribiraz dikkat ve himmetle mümkün dür. Bunun nasıl yapılacağını başka bir yazıya bırakarak bu” gün şehirlerde çıkan gürültülerin ölçüsünü söyliyeceğim: İnsanların kulaklarından bazıları çok iyi, bazısı az işidir. Fakat normal sayılan bir kulağın işidebileceği kadar yüksek olan bir sese bir resibel denilir, Bu ölçüye göre: Mehtaplı bir gecede, bir kameriyenin içinde biribirlerine duygularını kaber veren iki gencin frsiltı ile söylemeleri 10 desibeldir. İstanbulun kenar mahalleleri gibi, üzerinden nadir ola- rak bir araba yahut otomobil geçen, fakat uzaktan gelen şehir seslerinden dolayı genc büsbütün sakin olamıyan sokaklarda 30 desibel, Bir şimendifer kompartimanında, tekerleklerin raylarla temasından çıkan gürültünün içeriye kadar gelen kısmı (0 Gürültünün ölçüsü desibel, Şehrin pek kalabalık, fakat asfaltla döşeli bir caddesin- de, arkası kesilmeyen otomobillerin. ve tramvayların çıkardık” Tarı gürültü, 70 desibel. Tünel içerisinde, elektrikle işliyen katardan çıkan gü rültü 80 desibel. Tayyarenin kamarasında işidilen gürültü 100 desibel, Kırda otlarken (keyfinden coşan eşeğin çıkardığı ses 74 desibel. Fakat onun kalabalık bir caddeden geçerken ba- gırdığını tasavvur ederseniz caddenin gürültüsü 60 * 74 — 154 desibel eder. Aslanın haykırırken çıkardığı ses 87 desi" bel olduğundan eşekle aslanın gürültü bakımından farkları pek te çok değildir. Şu kadar ki aslanın sesi hayvanat bahçe- İcrinde ölçülmüştür. Tabii ormanında yaşadığı vakit çıkardı- ğı ses henüz ölçülememiştir. Şehir gürültüleri karşısında insanları üç sınıfa alırlar. Halkın bir kısmı o gürültüden âdeta hoşlanır ve kendileri de gürültüye bir gey ilâve etmeğe çalışır: Meselâ sokakta gider” ken yüksek sesle konuşmak. Bir o kısmı gürültüden hoşlan- masa da onunla hoş geçinebilir ve ses çıkarmaz. Üçüncü kısım şehir halkının en rahatsız adamlarıdır. Onlar gürültüden sinirlenirler, kalabalık caddelerde gözleri kararır, başları döner.. Evlerinde otururken radyo seslerin- den muazzep olurlar. Onların sinirliliklerine çok kimse güler. Fakat, gürültünün, ona alışmış olanlarda, hattâ gürül tüden hoşlananlarda bile fikir işlerine zarar verdiği ölçülerle sabit olmuştur: Meselâ daktiloda çalışan bayanlarda fikir mahsulünün yüzde yirmi derecesinde azaldığı - Amerikada - anlaşılmıştır. Orada Üniversite talebesi gürültü içinde çalış tıkları vakit, sakin yerde çalıştıkları vakitte çıkardıkları işin ancak yarısı kadar çıkarabilmi, ii Şehirlerde en bahtiyar insanlar kulakları az işidenler- dir. Ondan dolayı kulakları az işidenlerin çoğu iyi işidenler- den daha zeki olurlar, Gürültü insana zekâsının mühim bir kısmını kaybettirir, Alman denizaltıları Yarın için bir tehlike olabilir ! Almanya, 1940 dan itibaren her ay yüz denizaltı gemisi denize indirmek için tertibat almış | "Denizaltı gemisi avlayan tayyareler, son senelerin en mühim | harp | keşiflerinden biridi. biridir; > bunlar al. | itıdakika içinde 2000 metre irtifadan 100 metreye iner ve çıkarlar. Alman tahtelbahirlerinin İn- Son günlerin telgrafları Alman- yanın şiddetli bir denizaltı harbi- re hazırlanmakta okluğunu göste suretile vatana karşı bir suç İ mekle itham edenler oldu. İngiltere hükümetinin, 1914 bar 5inden aldığı derslerle 1939 har- an riyor. Rivayetler, Almanyanın bü. tün deniz imalâtı o tezgâhlarında | öine daha iyi hazırlanmış bir şekil her çeşit gemi yaplırmayı (tatli | Je çıktığı inkâr edilemez. Harbin ettirerek yüzlerce denizaltı gemisi | ilk ayı içerisinde yapılan deniz ha. yaptırmağa baş'ad merkezin | reketleri bu tedbirlerin çok müsmir dedir. olduğunu gösleriyor. İngilterenin 1940 yılının başından itibaren tahtelbahir harbine karşı (aldığı her ay 100 yeni denizaltı gemisi” tedbirlerin bir kısmını biliyoruz. “Bunlar subay olarak iştirak & denler... Neferlere gelince: Başta “Lavaredin kırk beş parası, fil minde Lavared rolünü o oyniyan Fernandel Fransız filosundaki va” zilesine başlamıştır. Sevimli kame. . As ker kaçağı filminde asi bir ruhun bütün feveranlarını çok o mükem- mel bir tarzda yaşatmış olan Jan Piyer Omon bu sefer de basit $ir topçu neferi olarak ordudaki vazi- fesine başlamıştır. Ast ruhlu asker kaçağı vatan müdafaasından kaç- mıyacak, güzel bir itaat nümunesi gösterecektir. “Erik Fon Ströhaym “bü hayal,, filminde bir Alman bölüğü: nün başında olarak (o çalışıyordu. Milliyeti itibar''e Alman olan ar- tist Fransız lisan ve sanatinin ta. nıcmış biz yıldızı olmuştu. Sanat- kâr Fransız vatanı uğrunda kanı ni dökmek arzusunu da izhar et- miş, yabancılardan teşekkül eden kıtalardan birisine gönüllü olarak yazılmıştır.., MENEM YAK AZ 27 2 MA lemdar Sineması! CASUS AVCISI KIRIK HAYAT ii a) Ticaret gemileri kafileler ha- linde ve zırhlıların himayesi altın. da sevkediliyor. Binaenaleyh düş- man tahtelbahirleri avlayacak tek nakliye vapuru bulamıyorlar. Bu nin faaliyete başlıyacağını öğreni- yoruz. Bu hazırlanmalar Alman yanın İngiltereye karşı (denizden $sir bir tazyik yapmak istedi- ğini anlatıyor. Bu itibarla İngilte renin tahlelbahir harbinden ne de- rereye kadar müttessir olacağı ve yalnız denizaltı gemilerile bah- ri tam bir abluka tesisi edilip edilmiyeceği meselesi bugünün dü şünülmeğe değer işidir. İngilterenin denizden muhasara ilk defa bir esinde yer almıştır. İn giliz TOMANCISI Stanley (o Vilmers 1912 d “Renksiz tehlike, isimli roman neşretti, Romanda İn: giltereye küçücük bir devletin ilâ“ nıharp edişi anlatılıyor. o Herkes İngilterenin bu ufacık o hükümeti birkaç hafta içerisinde oezeceğine kanidir. Fakat bu devlet İngiltere ye on tahtelbahirle yeni bir harp sistemi takip ediyor. (İngiltereye et nakleden bütün vapurları batı. riyor, İki ay içerisinde İngilterede kıtlık yüzünder bir isyan zuhur ediyor, ve kocu imparatorluk düş” man tekliflerini kabul eden bir Sulh imzalıyor. 1914 harbinde, Almanların İrgil : tereyi abluka teşebbüsünde bu ro mandan ilham aldığını iddia eden romancının | yüzden harbin başlangıcından beri pek az İngiliz gemisi batırılabil- miştir. Bunların bir kısmı da harp zuhurundan evvel normal şartlar içerisinde yola çıkmış tek gemiler” dir, Alman denizaltı gemileri har bin başmdanberi kafile (halinde giden gemilere bir defa hücum et. inişler, bu hücumda gemileri hima ye «den tayyare gemisini batırmış lar, nakliye gemilerine bir zarar verememişler, hücum eden denir altı gemilerinden birisi batmıştır. b) Tüccar vapurlarını silâhlar- dırma.. Bu tedbir tahtelbahirlere alınan tedbirlerin en elemmi idir, Kafile halinde giden ge- miler, denizaltı hücumundan kork mastır, Fakat denizaltı o gemileri de kafile halinde giden vapurlarâ vaklaşamıyacakları için yakalan: mak veya tahrip edilmek tehlike- sine maruz değildirler. Bu itibar. la denizler, tahtelbahirler için ser best kalır.. Bu gemiler gene mün- lerit olarak devam eden — bitara! vapurlara tecavüz etmek suretile denizler ve nakliyat için bir telvi- ler ve muharriri düşmana İngilte- | ke olarak mevcut kalmakta devam re aleyhine bir fikir ilham etmek ' eder. Bu vaziyet karşısında İngil- ————— giliz sularından uzaklaşışında bu tayyareler âmil olmuşlardır. bindir ema tere nakliye ipurlarını toplarla techiz etmek çaresini bulmuştur. Tahtelbahir karşıdan tek o başına yoluna devam eden hir vapur gö. rünce avlamak niyetle derhal va- pura saldırmak istiyecek, umma dığı halde silâhla mukabele güre- vektir. Çörçil Avam kamarasında* ki beyahatında İngilterenin üç ay içerisinde 2000 vapuru teslih ede ceğini söylemiştir. Denizlerde si- lâhlı 2000 vapurun dolaşması tah telbahirlerin faaliyetini o bozacak ve endişelerini artıracak mühim bir sebebtir, c Deniza'tı gemilerini avlaya: üslerinden çok uzakta bulunduk. larını ve İngiliz donanmasının al- dığı tedbirlerle bu gemilerin artık | Almanyaya dönemiyeceklerini ka- bul etmek lâzımgelirse bu da AL tı gemileri yapmağa başlamaları. kendilerinin de bu gemilerden ü mitlerini kesmiş olmalarına delâlet eder. Bu izahattan sonra hatıra şu sual gelir; Yeni | tahtelbahirler'de eskilerin uğrıyacağı âkibete düşmi yecekler mi? Bu sual o bügünkü şartlar içerisinde verilecek cevap tabi “evet,, olacaktır. Fâkat Ak tayyareler: Son serelerin harp ke. şifleri arasında en mühimlerinden biri de bu tayyarelerdi Burlar inme ve çıkma kabiliyetleri | çok yüksek seri tayyarelerdir. Altı da- kika içerisinde 2000 metre irtifm darı 100 metreye kadar inerler ve ya çıkarlar. oTayyareler çok müessir, su altında patlıyan bom- balar ve gayet kuvvetli mitralyöz“ İerle mücehhezdir. Vakra bir aylık harp içerisinde bu tayyarelerin mühim bir iş başardığı görülme miştir, Fakat Alman tahtelbahirle. tinin İngiliz sularından çok uzak lara çekilmiş olmasında bu tayya relerin âmil olr'ukları bir çok as. keri münek'idler tarıfından tsrar la idda edilmektedi-. Bu üç tedbire harbi umumide de kullanılan tahtelbahir tuzaklar “anı, muay mımtakalarda tah *elbahirler için vücula getirilen mayn tarlalarını da ilâve ederek 'ursak deniz nakliyatınm Alman tahtelbahirlerine karşı çok iyi mü dafaa edildiği neticesine varabili- riz. Diğer taraftan halen denizde bu- lunan Alman denizaltı gemilerinin j reket edecek bu gemiler, İngil manlar, Holanda, yahut Belçika üzerine bir işgal hareketi ya; ik a e e. —z BİRİNCİTEŞRİN — 1931, i ii xoomaz K diye üzü mevini ,, Saçlarınız ağarıyor, diye b üzülüyorsunuz? lik görünen © telleri niçin itina kap Daha sonra saçlarınızda birliğinde! kovalayan akları gizlemek yah veya k al buk'eler bunları gizlemek için my zl tinuz? Halbuki bunlar tabil ? selerdir. Bugün de basınızf müş bir tacın parlarlığına i yakışır mı? Bu gümüş tel ci ihtiyar gösterdiğini o sanıyoği aldanıyorsunuz, Beyaz saç'1” ” aka ihtiyarlık alâmey deliği * ğe tarlesi rw l İ i et > ne ilâh Ste . te i alarınızı in genç arkadaşlarmız — arasın di mutlaka saçlarr vakitsiz ağ diğ . day ç bozmadığını gözlerinizi p dünüz. - Siz de onlar gibi olabiliiğE so, ya bey'az -— miz ? but - her vakitkinder daha çok iti mek gerektir. Hele otuz yi itibaren saçlarımızı her gün lin on beş günde bir delâğik puvan yapmadan evvel saçli işik » zı veğ'amayı devsmli bir : haline getirmek ihtiyatını bilmi eni tiyen ürkmezsiniz. Beyaz mül elinizde mükemmel bir oğul vasıtası olabilir, kya Saçlarınız beyazlanmağa d yınca eskisine nazaran daha bir tuvalet seçiniz. Buklelefi! e üzün etrafında al — bir şekilde durmasına biha hemmiyet veriniz. Bu suretle pe nüze çok tatlı bir ifade vemi pr lursunuz. Saçlarınıza gayet z sadi Tet bir Permenan yaptırınız. $ a kıvrılmış, fazla bukleli beyaf İner, İarın biç bir çehreye yakışmi nı katiyen unutmayınız, z Saçlarınız kumral ise rengifiği tes az daha açtırmağı ihmal etiği mü niz. Bu suretle arız ÇO leri izel bir manzara alır ve beyaği g İler hemen görünmez gibi olurğğ til Saçlarınız siyah ise rengini mi” tiyen dokunmayınız. Bilhasss — ları boyamağa katiyen kalkiğİE rim yınız. Ağaran saçlar, siyah iş bir basta hakiki gümüş teller “ idar güzel durur. dal Daima iyi bir sampuvan ki ak her vakit çok dikkat edil vdir. Bu şampuvanın Jantı rengini alm bu mem'eketlerin şimal denizi yılarını ele geçirecek ve bu sahi leri tahkim ederek buralarda küv- vetli deniz üsleri vücuda getirecsi olurlarsa o vakit iş tamamile do3i şir. Şimal denizindeki üslerden ha yakınlarında nakliyatı tehdit eder ler veya muayven hareketleri y tıkta sonra tabil bir hayli zayla” ta katlanmak şartile, üslerine dö nebilirler. Bu takdirde ise bir ta- valtan Fransaya yapılan oavker ve mühimmat nakliyatı, diğer raftan nefsi İnştereye © yapıları erzak nakliyatı mühim tehlikeye girer ve İngiltere açık denizler losundan bir kısmını, bu filoların da tahtelbahirler tarafından hücu. ma uğraması tehlikesini göze ala- rak, bu sularda toplamak mecbur “ivetinde kalır. Demek oluyor ki Alman denizai tı gemileri bugün için İngiltere ve Fransa hesabina bir tehlike Ode *idir. Fakat yarın bir tehlike tes kil etmesi ve hattâ harbin neticesi: cesine müessir olması da ihtimal, den uzak sayılamaz. | ar) “oldurmaması için şarttır. Ni Yİ da ya bir parça sirke ilâve eta ka TUtMAYINIZ, çlarmızı sabah, akşam İl ğe layınız. Ev işi görürken b kalın bir bezle örtünüz. Beyaz saç'arı çok kötü gösl€ “5 bir nokta he saçların o sarımlı. asıdır. Bunun ÖN m B: güneşten sakla Daima şapka giyiniz. SaçlarıiE yi steak maşa kondurmayınız. E' < trik ile saç "urutmayınız. Ki ni li sampuvurlardan sakınınığ. »i Beyaz saçlı beyanlara siyah © ları ç ** yakıştığını katiyen vi mAYINİZ, a Saçlarım ağardı diye bir 4b di gibi giyinmeyiniz.Fakat fa2!2 v Tökteren tuvzletlerden Ce a nız, rı RIZA > Ni YATI i r Ru gece Üskü a Hale sinema Saçlarından © j

Bu sayıdan diğer sayfalar: