21 Kasım 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

21 Kasım 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğ — İmkânsız? İş basit; fakat i en askeri ve teknik saha ada malimat sahib ee in bilmek, m Böy | malikiyet lâzım. Böy | in nadir bulunur, bulun Yetiştirilmesi için aylar is kadan yetişmiş ve evvele His aflarda tecrübe edilmi Bı gönderilirse mesele kal kadın arkadaşı buradak un evine yerleşt Yeğeni olur. On dostlarımız, teşkilât ha SE gün müddetle de: Zeki ve an bir ke İN başarı . zeri #aniye düşündükten $01 Ati; Barka çare de yok zaten, Şembe günkü tayyare ile İk, 2. Vandövre ben gide . valır getiririm. Oradak perşembe günü şe Bilecek postacının yüzünü » “Nİ, kendisini yüzünü niz, Zorlamamalarını ten Hip Bu hususta biç me in, “aş vedalaştı. Haym e Selerliydi. Garip bir his 4 ona müdhem bir te | Kk * veriyor gıbiydi. Lora i Plânını istemiyerek w İl kabul etmişti. Sikti ve tevekkülle vazi | Y . Bir şeyler yapmat irki, mümkündü. Nia, Şey yapmamaktansı “lisa bir harekette bu biti, vur ör HORTLAK! i İ... 1916, perşembe- aa lat onu. Sin Koren kebir kaç kilometre me n Kan çiftlik ay aşığiyk k m olmuştu. Bun: in inada hiç ışık sızmıyoı Etimiyordu. İN gk. bir öksürük işitildi. ie Sakinler aklından zoru var de K ni kuyuya bir sicim h İk ar vaziyette te l olaya balık t v Eeiliyen adan, Km ra Kai Şir DESİ ve ie i gi »öbetçi tekli! EE ; : | kali ve sarıbi. ES Di Nakleden: Fethi KARDEŞ nile karşılaştılar. Bir nöbetçi gö. ründü. Parola teati edildi ve reh berle beraber tekrar yere “âmeldi Haym da yere oturdu. Köylü söylendi: — Fena bir gece, ortalık çok aydınlık, Belki de gelmeğe ossa ret edemiyecek, Üç adam tekrar sustu. Önlerin de tayyare meydanı uzanıyordu. Ağaçlarını kesmişler, parmaklıkla ri kaldırmışlardı. Bu parmaklık” iar tayyare gittikten sonra sabah” tan önce tekrar yezlerine konula caktı, Ta ileride, küçük bir kulübe var dı. Bacası yıkmıştı. Tavanında böylece genişletilmiş bir 'deik a Çümiş O Kuübern içinde yakit. lan bir karpit lâmbası tayyare için bir işaret noktası teşkil ediyordu. On, on beş dakika böyle heye can içinde beklediler. Nihayet u zaktan bir motör sesi (o İşitildi. Haym söylendi: — İşte geliyor. Köylü sinirliydi: -- Belli olmaz ki, belki de bi Alman tayayresidir. En tehlikeli ve heyecanlı an) işte şamdi yaşıyo” “Bravo|,, diye bağyışırak yere inen tayyare ye doğru koşacağız. Gelen bir Al mandır, sırcımızı anlayacak, Hâym titredi. Tehlike o cesur, köyuunun tâamın etugınden dana Alman makamları Fransız tayyarelerinin ateş hatla ft gerisine casuslar bıraktığını bi. liyordu. Bu vaziyette geceleri tay yare devriyelerni (o dolaştırmaları pek muhtemeldi. Binaenaleyh er geç günün birinde ele geçenler ola cak. Motür-sesi yaklaştı. Gök yüzü de bir göige dolaştı, uzaklaşıp kaş boldu, geri döndü. Motör gürül. tüsü çoğaldı, tayyare alçaldı, top rak üzerinde ilerledi ve o nihayet durdu. Motör sesi kesildi. Köylünün bedbin sözlerini unu tan Haym sahanın ortasında du- tan tayyareye doğru koştu. Yüzü tayyareci başlığı içinde görünmi- yen pot sağ elini (o uzatmıştı Haym bu eli tutaçak hararetle sık, tr, — Bravo arkadaş, dedi, Ben burada! 1 numarayım. Tayyareci cevap verdi: — Biliyorum dostum. Artık es. ki arkadaşları tanımıyor musun? — Sen misin Gayyar? Ah dos- tum! Geldiğine bilsen ne (sevin dim. Loranm yerini dolduracak bir kadın getirdin mi? — Evet bilhassa getirdim. Onu getirmek ve size teslim etmek me temedim. suliyetini başkasına bırakmak İs- Haym tiledi, Mevzuubalıs ©- lan kadının kim olduğunu derhal anlamıştı. Büyük bir kedere ka” pıldı. Bu darbeyi hiç beklememiş! ti. Bu mühim vazileyi acemi bizi. sine vermeleri ihtimali aklıma bile gelmemişti. — Yüzbaşım, dedi, nasıl oldu da siz bu işe muvafakat ettiniz? (Devamı var) Vergi kaçakçılığı Bir müessesenin iki defter tuttuğu iddia HABEXK — Aksam rostas Hindistanda dünyanın en eski insanları arasında bek en Yason: L, Buseh 35 yılını vahşiler serasında geçirmiş bir Alman seyyah Vargonlarda erkekler, kadınların' vâzizelinde olmaktan pek memnun görünüyorlardı Varugaların hayatı evvelâ be na Son derece garip, hattâ gülüm Rörünmüştü. Zira erkekler, bu ks bilelerde, hiçbir isyan hissi duy madan kadın Vazilesini yapmak ta uda (o yadırgemiyorlardı! Ye mek'eri on! bsr giriyor, ortahğ Onlar temuzliyuı, çocuklara onla. bakıyordu! İşin daha garibi var: Varuga'arda erkekler, kadınla" rın vaziyetinde olmaktın pek memnun da görünüyorlar! Bir aile reisinin oresmen ka" dın olması galiba hiç gayritabii değil. Nihayet bütün görünüşleri ortadan kaldırırsak bizim aile sis- temimizde de ailede gene hakiki reisin, yani ailenin mukadderatını idâre edenin kadın olduğunu gö rürüz! Erkek gururu birçok bahaneler ve sahteliklerle bu hakikati özt meye çalışmışlardır. Fark bundar ibaret! Bununla beraber Varugalarda bunun bazı tatsız cihetleri de yok değil: Meselâ ailenin reisi olan kadın hiddet ettiği ozaman *gösterdiğ hamakatten dolayı kocası kadın dan mükemmel bir dayak yemek" tedir ! Gariptir ki erkek, karısınm bu hiddetli zamanında kadıma muka vemet veya mukave etmeyi ak lmdan bile geçirmi, Demek ki bu üstünlük ve hâki- miyet meselesinde maddi kuvvet büniş mevcuu değidir. Öyle olsa| efkek reisleri ailelerde kadının da nihayet kuvvetine güvenmek ef. keğine şiddetle mukabele etmes icap ederdi. Çok defa bizde de kadınlar bu na pekâlâ muktedir oldukları hal de, sırf erkeğin üstünlüğü kabu edilmiş olması gibi manevi bir â nânenin kuvvetine teslim - olarak böyle bir teşebbüste bulunamaz Orada vaziyet tamamile tersine olarak ayni. Erkek karısının üs tünlüğünü kabul ettiği için adal kuvvetini kullanamıyor! Hele ka bile reisi olan kadının diktatörlü Kü daha müthiş. Zira o hiddet ettiği zaman arzu ettiği erkeği derhal öldürtüyor! Eline (beylik geçimdiği zaman kadının erkekten daha zalim ol duğuna en büyük (misali de bu teşkil ediyor. Bu kabilelerde kadınlar (o değil erkekler süslenmeve, kendilerini onlara beğendirmeğe mecburdur. lar. Zira kadın nasi ols değ. vi mek ihtiyacında olmadığını büdi- ğı için süslenmek zahmetine bile katlanmıyor. Esasen bu kabilelerde kadınlar gayet tenbel oluyorlar. o Zira bü. tün işleri erkeklere £ gördürüyor, bir taraltan da birkaç erkeğe bir den karılık ettikleri için günlerini tenbel tenbel, yorgun yorgun ge çiriyorlar, En büyük meşguliyetleri kadın reislerin yaptıkları toplantılara ka bilenin erkeklerine alt kabahatleri münakaşa etmeleri, onlara ceza tayin edişleridir. Bu da kadının dedikodu ihtiya. cımı devlet işi haline (o sokmaları nın bir örr idir! Zira bu resmi içtima'arda kadınlar, yalnız er- keklerden bahsetmekte, onlari en ulak hareketlerine kadar çekiştir” mektedirler. Kabile kajınları er. kekle;inin terbiye ve — hayatlarile bu kadar alâzadar oldukları hal de erkeğin nazarlarında hiç de bü yük bir ehemmiyeti yoktur. O derecedeki bu havalide (U ma) dedikleri hevenk halinde ye tişen ve kadınların çok sevdikleri »ir yemiş vardır ki bu yem'jten bir ilki hevenge kabile (kadınları erkeklerini değiş edivermektedir İeri Yani erkek bu kabilelerde bir nevi kadının esiridir. Her türlü hizmetini o yapıyor. Fakat kadın isterse (erkeği en ulak bır hediye mukabilinde diğe rine bağışlayabiliyor! Zannedil mesin ki bu kabilelerde kadın reis olmakla ve bütü © ev ve kabile hizmetlerini erkeklere gürdürmek. le harp gibi vazileleri de kendileri üzerlerine almışlardır. asla! Vakia bir kabilenin ( diğerine hap İlân etmesine kadın reisler karar veriyor. Feat harp hizmeti de gene erkeklerin omu.larında! Şık değil mi? (Devamı var) Cezalandırılan futbolcular Beden terbiyesi İstanbul fut. mancılara iştirak sabıka'ırdaki su'harekotlerin den dolayı el dire törlükee geçici simiaka boykotu ceza . e Yenii Tarih! olan 21.11.9459 Tebliğ an itibaren klüplerinin ve hakemlerin bu futbolcüleri ceza müddeti içinde eset ettirmemeleri teb , Ortaköy klübünden Muhlis Açıktene 1 ay, Or. klübünden 1377 Sadettin Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, ei lübünden 253 Kad. ri Ağay lay. 2 — Aşajıda klüpleri nd ve le ve bölge sicil “ayıla. klü ei rmeyi itiyat hi vd 8. line pim iş e'duklarından do. leyı 15—11—1939 tarihinden | &baren hizalarmda yazılı müd.| serpimtisi deler için Genel direktörlük ta. rafmdan geçici müsabaka boy- kotu cezası ile tecziye edilmiş. lerdir. Müseccel bulundukları klüplerden istifaları halinde bu jezalar bekleme müddetine mah sup edilemez, Topkapı klübünden 39 Hay. dar Boravanlı 6 ay. Tonkapı klü binden 38 Şerafettin Simavi 6 ay, İstanbulspor klöbünden 933 Seyfettin Demirtaş 8 ay. Nevralji, Kırıklık ve bütün e “rılarınızı oderha! keser. İcabında günde 3 kase alınabilir Her yerde pullu kutuları ısrarla isteyiniz. | sey söylüyor; (Yanlış kitao) Dedıkodusunun akısleri ismail Habibin kitadına göz gezdiren bir öğretmen Yanlış bulanın yanlışını buluyor! (Os yanı dünkü sayımızda) Sanirtm, mektubum İsmail Ha. bibin yazdığı beş makalesi kadar uzadı. Fakat eğer Mustals Nihad cevab verseydi kanunun kendile- I nal soymaya mecbur ettiği haddi | kolaylıkla dolduracak notla © | limde ve önümdedir. £ Halbuki | başta da ârzetmişüm ki ne (E. debi Yeniliğimiz) eserini, ne € | eserin bu beş makalelik zeylini, (Metinlerle Muasır Türk Edebi. | yatı Tarihi) eserinde bulunduğu kaydedilen yarışlara nazire top Jamaktan başka hiç bir ciddi san at tahlil ve tenkidinden geçirmiş değilim, ve biliyorsunuz ki İsma il Habib de Mustafa Nihadın ki, talını metinlerden bazı kelime- lerin, bazı terkiplerin vezin ve şekil bakımından uğradığı deği şiklik itibariyle tenkitten başka bir şey yapmamıştı. Belki yarısından fazlasıtın yaprakları daha kesilmemiş bir (Edebi Yeniliğimiz) cildi üzerin. de, üç buçuk haftaya karşı, üç buçuk saat sürmeyen bir göz gezdirme ve işte onun hasılası: Aza âz, çoğa çok, rengi rengine, cinsi cinsine yanlışlar.... Ortayo konulanları bir ölüye vursak, tenkit, tahtıa hattâ techil edenin hatalar: olduğu için hangi tarafm ağır basacağını söylemek artık fazla olur. Beş makale içinden beğenip te alacağınız hata, şüphe yok, ya (gelince tünd) ün (gelmesinde) yapılmasıdır; yahut (sine -i tar -İ şeb) terkibinde (tar “i geb) in (na - resid) gibi olunması ve arap harflerinin veznini de, mâ- Bayı da bozan bu azizliğinden o. na münasebeti olmıyan bir mâna zorlayacak kadar zühul gösteril mesidir; fakat beride bu yok mu idi?. Unuttunuzsa işte size bir başka misal: Edebi Yenil'#imizin ikinei cil. dinde ,18 inci sayfadayız. Et, hem Pertev Paâşanm meşhur fl 4 naim mangumesi. (İsmail Habib günah yazmasın: ben bile bile naim yazıyorum; çünkü bu kelime ile iltibas halinde bir: Naim vardır odaböyle yazılır, Kendisinin (zahir) vardır diye (zahir) in (a) sın: (â) yapmak tavsiyesinde bulunması kaideye parçasmı, bakmız, kitabında na- sil yazıp çocuklarına nasıl belleti- yar; Enhar » x reşaşeriz . i nağme, Asvat - 1 tarebfozay * İ ninni; Fibbarzeh .i mechiz - i nağme Her ci'nbüşü bir eda - yi ninni, Bu kıt'anın zaten güç verilen münâsını bu şekilde büsbütün dü. ğümlenmiş bulmuyor musunuz? Serpinti nağmesi veya nağme akıtan, döken O ne- hirler... ninni keyfini arttıran sesler. Bu iki mrsra zar zor bir lâkin üçüncüye gelince mâna denize kaçıyor: dalga nağmesi veya nağme dal. gası kaldıran, uyandıran (deniz terlik)! (Denizlerlik) te ne? Acaba hiç görmediğimiz bir musiki $leti olmasın? diye düşünüyorsunuz. (Her cünbüşü bir ninni edası) diyen son mısra bu hükmünüze kuvvet veriyor gibi oluyor. Yorulmayınız; (denizlerlik) in ne olduğunu büyük ansiklopedi- lerde bulamıyacaksınız, fakat bu- | nu manzumenin İransızca ve! türkçe aslına bakıp hafledeceksi- | niz, Bunu bize, bu gibi asılları en | yüksek salihiyetle kayd ve mu- | hafaza edebilen büyük üstad tb | nilemin Mahmut Kemalin kita! bı, (Son Asır Türk Şairleri) MERE temin edebilir. Oraya, 1335 inci | sayfaya bakacaksınız, göreceksi- niz ki (Edebi Yeniliğimiz) müsli Yifi de (tar i şeb) i (na - reşid) okuyan omeslekdaşı gibi arapça harfleriyle (ki) rabıt edatını far sideki (geh) mekân eki zannaiş. ! rek okumuş ve: Ebhar ki meve « hiz * i nağme musrama Ebhargeh - i meve - hiz « i tağma şeklini vermiştir . O zaman dikkat ediyorsunuz ki İ ilk ili mwsram lenhar) ve (as vat) mi da ksndisinden sonra ge“ len kelimelere bağlamak yanlış- tur. Şair bu kıt'a ile bir tablo Tes, metmektediri “Nehirler: onlar nağme ser pintisi akıtıyor.,, “Sesler: ninninin keyfini artt rıyor.,, “Denizler . ki nağme dalgası kaldırıyorlar.,, “Bunların hareketi bir ninni edası gösteriyor.,, İlk iki musram izafet haliyle de mânası bundan çok uzak değil dir: lâkin her mısrada bir cümr lenin hayale tevdi edeceği tam bir levha olmak için; kendilerinin (gâh, bigâh) da aradıkları mistik *es ahengini burada da zapt ve nakledebilmek için (enhâr), (as- vat) diye el uzatılıp üstünde dur. mak icap ediyor. (Sonu yarm) TASHİH — Mektubun dünkü sayımızda çıkan kısmında kavvâl kelimesi yanlışlıkla kavvaf dizile miştir, Tashih ederiz. — HABER (Bundan evvelki makaleler 1), 12,15,16.17,18, 19 ve 20 teşrinisa- ni tarihli nüshalarımızda çıkmaş. hr) Gümrükte yapılan imtihan Gümrük memurları için yük - sek mekteb mezunları arasında Açılan imtihan dün yapılmış, imti hana giren iki kişiden birisi ka- zanmıştır, Aym yirmi üçünde yapılacak kimyagerlik imtihanma da kişi müraenat etmiştir, Askerliğe davet ,,Bevoğla Yerli Askerlik Şabeslü, 1 — Askerliğini henliz (muvaa, zaflrk hizmetini) yapmamış erattan doğum ve sınıfları aşağıda yazılı olanlar, hemen askere sevkedile. evalerdir; A — 314 :304 (dehil) doğumlu cezalı ve cezasız İslâm opiyadeler, harp sanayi ve müziks erleri, B — 516 : 392 (dahil) doğumlu cezusız göyri islim piyod:ler, G — 316 : 934 (daha) doğumlu islim sakallariz yalnız 333 doğum. lw gayri islim sakat erler. E — Evvelce beilaj verip de sevk leri 940 nisan selbine brakılmış olan islâm ve Kuyri islim bütün nakdi bedel erleri (bunların namı, ua davel puslası çıkarılmamışlır.) 2 — Bu erat merede bulunursa bulunsunlar, askerlik konumunun 43 ve 45 inci maddelerine göre bu ve bundan evvelki ilinlarla çağırıl. miş sayılırlar. Bu maksatla namlâ rına çıka, celp puslaları, adres değişmesi ve sair sebeplerle elleri ne ulaşmıyanlar da şubeye vaklin« de müracasla mecburdurlar, 3 — Bu celpte sevke tâbi eraltan nakdi bedel yermek | İsleyenlerin bedelleri kabul edilmiyeceklir. 4 — Bu defa çağrılanlardan ba » tiç şubeler bölgelerinde bulunan lar, bulundukları yerin askerlik şu. besine derhsi müracani edecekler. dir. 5 — Şubede toplanma günü 247 (1. Teş/939 cuma sabahıdır. Nakdi bedel erleri 25/11. Teş/939 cumar. tesi öğle üzeri müracsat edecekler. dir. 6 — Coğrilan bedelli ve bedelsiş erlerin tayin edilen günlerde nü fus hüviyet eüzdanlarile şubeye gelmeleri ilân #lunür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: