19 Mayıs 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Mayıs 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AYIS — 1540 NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK | ev viyorum/ dt in Allahına şüp & “Yarabbi! Te başi bu çılgın işte bana iş im kıymetli küçük shalde dua bile & İne: “Ben bu çe bir öy ve müştik Macağım, Dünyada e Sha yol göstereceğim diy yatını bana ema “Üye düşünüyordu. “mert halinden, sert eğme bir adam ' kuvvetli yüzün- i Hi. Bu sessiz hali yeminlerden ve a aha vüzuhla anlatıyor lan Sok Pek sade oldu, yalnız dost hazır bulundu. N b mahzun bir tavırla: tdi, işin böyle biteceğine ği Me kadar Okurnaz iyi iğ tesmen ildnın- sonra idi. Noter aç İsmini bildirmek ya ii tarafmdan gönderi- bir çek getirdi. âNreliğim büyük bir 14 4Ş0 da bunun altın “ mai için şimdi bur Mümeğe karar vermiş, #tmek © istemedim ve Ke e Kerim derhal © tebes la kabul etmemi tavsiye Grenziz borçlunun ismi- Sang, tediğimi söylediğim NN kaç dedi, Şu dakikada *abul etmek hoşunuza Bag meçhül adamın da Me İbaret... Kendisine Areeliğinin rulmuru, sizi Ridetmek istemiş. Memnun oldum. Ma- de bunu O muvafık |, elini elbisemi küçük Marladım, Bunu ba Yetsiz bir (fiyata n— ödedim, O kadar a Viz “der zaman giymek N eibise diktirdim. Bir — seyahat elbisesi, pturdım. O kadar. dukça güzel şeyler n dev ile seyahate “ltanın kıyafeti pek N tta, İndiğimiz ti gz yerindeydi. NE Dürdane ile de öyle Süne ben otellerde korkarım. me yavaş ve türkçe e ötelci bana nazi türkçe cevap ver iz Bibi yaparız kür olan iki oda ki- bu adam Kerimi dayım zannetmiş” anını » dedim, Deye kızdı öte Müamele etti, Beni değilim. zliğini yüzüne » Başka zaman, Yapardım. Mag ne sorturtkan a versin, deyişi *İ rek masanin Bötün gece ve ertesi gün öğleye kadar uyudum. Onda gözlerimi açtığım zaman güneş yükselmişti. Kış ortasında havayı bu kadar güzel bulmak be“ ni pek sevindirdi. Giyirdim, hazır landım ve hemen Kerimin kapısı nı vurdum. Fakat bilmem nereyi görmeğe gitmiş. Öğleyin (geldi Geceyi nasıl geşirdiğimi o müşfik bir sesle ve tebessüm ederek sor du. — Çök iyiyim ve hayattan mem munum. Hayat ne eğlerceli imiş. Bu sabah uyanır uyanmaz sizinle evli olduğumuzu O Katırladım ve kendi kendime gülmeğe başladım. Siz ne yaptınız, Kerim? — Ben sizin kadar kolay güle medim. Hele kendi o kendime hiç güldüğümü bilmem. Gene akşamki dargın halini takınmıştı, na başımı dayadım ve — Şimdi... şimdi artık benii eski ve sadık dostum değil misiniz? Bana dargın mısınız, Kerim? Bana öyle geliyor ki artık beri | sevmi yorsunuz. Ben sonra ne yaparım? Beni sevmezseniz eskisi kadar sev- mezseniz... Aramızda kırılacak bir şey mi var? © — Evet, Feride, vaziyet değişti. Ben eskiden sizin bir arkadaşını. ım. Halbuki simdi o ağabeyiniz oldum. Bunları söylerken müstehzi bir tebessümü vardı. — Evet ama bu değişiklik dost luğumuzu daha (o kuvvetlendirmez mi? Siz bundan memnun değil gi bi görünüyorsunuz? Pek yumuşak bir sesle söyledi- ğim bu sözleri eke gele bir mektup somurtkan ve Omuzu bıraktı. — Alınız Feride, isminiz de ar tık değişti, Keşki yalnız bu olsa. Dün birbirimize bağlı (OOlmıyan iki hür insandık bugün (bakınız ne olduk. Zarfı aldım. Bu Şerif beylerden Bayan Kerim Kunta çelen bir teb rik mektubu Mi. Birdenbire bir mem neden şaşırdım. Yeni ismimle gelen İlk mektup buydu. o Başımı kaldırdım.: — Ben yalmz memnun değil, mağrurum da, “dedim. Bayan Ke rim Kunt olmak pek hoşuma gidi yor, Kerim gülümsedi. Gözlerinde güzel yüzünü aydınlatan (parlak bir ışık gördüm. Bi öperek: — Cana yakm . dedi, — Artık dargın niş ya — Hayır Ferideciğim. — Beni eskisi kadar sevecek mi siniz? — Pek tabii değil mi? Birdenbire canım hiç gülmek istemedi, İçimde bir hüzün vardı — Kerim Deni'çok sevmelisiniz olduğum gibi sevmelisiniz. — Bilirsiniz ki Ferideciğim, €s' ki dostunuz Keriesizi oldukumuz gibi, siz o'duğunuz için sever. Mis: böyle olmasaydı sizi (Ohayatn müşkülâtından kurtarmak için bu manasız evlenmeyi (o kabul eder miydi? (Devamı var) HTLERİN YANINDA ODA HIZMETCISI İDİM! ANLATAN HİTLERİN ESKİ HİZMETÇİSİ PAULİNE KOHLER —6— Buna mukabil, Berhtesgadenin, Ifşa edebileceğim sırlarmdan biri- HABER — Akşam Postası İMARAYDAN SanRemoya SanRemo'dan MAEZARA —35— , Bir Ermeni veyaRum ter iki satırıık bir raporu bir tebessümle muhatabını dinli - yor ve sulanmış kafasında birta - ile en nezih bir Türkün hayatı teh / kım yani fakat iğrenç ümit ve ha- Weye giriyor ve hanümanı söndü. rülüyordu. Arapyan hanında, Har biye mektebi bodrumlarında yapı" lan işkenceler, engizisyon mezali - mine birer nazire .'acak kadar fe. ci ve tahammülsüzdü. Bu esnada İzmitten itibaren Şileye kadar olan Anadolu sahilinin arkasından mu ayyen mıntakalara İngilizlerce te örgüler çekilir ve toplar tabiye e dilirken, diğer taraftan da Ç. H Ç. dan Kapiten Benet vasıtasile Istanbul pos müdürü umumisi şu umir tebliğ ediliyordu: .- Mukterem tüdürü umumi beyelendi (Gayet mahrer:-iir) Beyoğlu mıntakasnda icra; vazife eden Kolonel Maksvel ce . naplarma İngiliz başkumandanlı - Pı tanibi.den salâhiyeti kâmile bahşedilmiş n'duğunu ve mumai * le. hin vaziyet ettiği herhangi bir iş» Türk polisinin müdahale et - memesi muarye''tı cariyenin s€ lâmeti noktal nararından tensip <- #ildiğini maalihtiram arzeylerim.” Polis müdürü bu tezkereyi alın &. dahiliye nazınma göstermiş ve kabinede cereyan eden müzakere den sonra: “.- Ne yapalım? Memleketimiz işgali askeri altındadır. 'Hüküm ga'iplerin elindedir, düsturunu ha. tırltyarak her şer: katlâanacığız"” Cevabını almıştı. O akşam Baltalimanı üç kişilik hir ziyafete sahne olmuştu. Damad Ferid telefonla mesleyi zatışaha - neye ariederek İltifat seniyeye maşhar olmak arzu ediyordu. Bu mükâlemeye sertabip Reşat Paşa tavassut etmişti, Ziyalet esnasım da Ani olarak çalan telefon: “... Zatişahane memleketin 258” yiş ve inzbatma gösterilen bu a - kadan dolayı İngilizlere beyanı teşekkür edilmesini irade ettiğini” bildiriyordu. Seryaver de telefondan ilâve et - mişti: — Paşam! Çoktanberi gatışaha- ni görmemiştim. Baltalimanınm log bir salonunda müzakereleri b devletlerinin buna kıymet verdiği yoktu. Zira onların aradıkları ve istedikleri yegâne şey, zamanım u- saması ve Anadoluda gittikçe kuv- vet bulmakta olan mili! kuvtetle » rin fahilâliydi. İngiliz üniformalı bir zabit De- mad Feride höreretli hararetli an. latıyordu: “.— Anndolünun dayandığı. en bilyük ve yegine kuvvet Bolşevik- lerdir. Büyük Britanya hükümeti Bolşeviklerin © parçalanmadıkları takdirde, Kemalistlerin de yıkıl - maları imkân barteinde olduğuna kanidir. Binaenaleyh gerek Entel- Ucens Servis memurları ve gerek- sa kara ve deniz kuvvotlerimiz va- sitasiyle lcrnata geçmeğe bilhassa Kemnlistlerin Kafkas, Azorbaycan ve Dağıstan hükümetlerile tema- sma mâni olmağa ve Rusya müs. lümanlarmdan muavenet görmeme leri için tedbir almaya karar ver- miştir. Anadolu Türklerinden, ya kında itlAf devletleri zabitleri ku- mandası altında müstemleke as - e ordular mi gas hit olasakımız!,, Damad Ferid, * uma ve İğrenç tırnaklariyle başmı kaşırken soğuk nl de daha söyliyeceğim- Görünüşte (Oburasını Aynaroz msnastirma benzetmek kabildir, içindekilerin odrarıyin ohişbira. Mikaları olmadığını söylediğime bakarak burayı hakikaten gözle - rinde böyle bir manastır olarak eanlanmıştır belki. Fakat, bu Aynaroza kadın gir- mesi hiç de yasak değildir. Bakın, bu hakikati nasıl öğren- dim: Köşkte çalışmınya başladığım ük günlerdeydi. Kaytner henüz be. Dimle beraber geziyor, ben nereye gidersem arkamdan veya yanım. dan takip ediyordu. Bir gün, koridordan geçerken, gözüm ilişti, dışarı baktım. Orada bir alay kadın görmüştüm. Bunlar yallerin gözünün önünde geçit res- mi yaptığını hissediyordu. Halbuki bu dakikada itilâAf dev. ietleri İstanbulun göze çarpanları. nı, dahfli, harici akla gelebilecek bütün mahafili ile bilvasıta teras edörek millete varı ve sahih ol. mıyan fmttler telkin etmekteydi. Bu telkinat, gittikçe zaaf ve da- ka doğrusu folce uğrıyan İstan - bul hükümetinin hlesizliği yüzün « den m'lletin r“unda ve dimağın. da büyük ve nihayoteiz inkişaf sa. bası buluyordu. (İstanbul balkmı zehirlemek için G. H. O. dan maa- da muhtelif bürolar muntazam ve zengin bir teşkllâtla çalışıyorlar vo Anadolunun -inhilâle doğru git- tiğini, ordunun müttehit ve mun- tazam bir kuvvete istinat etmedi- ğini bir gün ve daha buna benzer birtakım ifsat edici ve yalan İşaa- larda bulunuyorlardı. Saray bu retioeden çok mem- nun görünüyordu. Bahusus Vahidet tinin hayatı İngiliz müfrezeleri ta- rafından emniyete almdıktan ve İngiliz erkânıharbiyesi tarafından da Britanya hükümetinin Boğazlsr hakkındaki hoktalnazarı vamhan anlaşlâtktan #onra, ne sultan ve buna tâbi olanlar, ve ne de İstan. bul hükümeti erkânı için bir kor. ku ve endişoye lüzum kalmamıştı! İşi bu netileeyo getiren Damat Feride padişahm lzumurdan faz- İa itimat ve tevecclih göstermesin- deki sebeb aşikârdı. Vahidettin Fe- rit paşayı birkaç defa kızdırdığı halde, yine sadareti ondan baş - kasma vermeye cesaret ve İtims— dı yoktu. Onun fikir ve karastin- ©8 İngilizler Feridi tutuyorlar ve dediğini tasvib ediyorlardr. Bu iti barla padişah bu sersem ödiple- matla büyük bir dirayet vo kiya- set var zan ve kanaatinde bulunu- yor ve siyasi mütalealarındaki i - Bu esania, muhtelif cephelerde mağlüb düşen Ahmet Anzavur Vakidettinle sık sik temasa gelme- fo başlamıştı. Kuvayi inzbatiye rezaletleri a- rasında, bu budala adam, kendi mi kafasınca Anadolunun tenki- üne dair, bir proje hasrlamiıştı. lunun can damarı bu suretle ablu- ka altmda urun müddet bulundu « rulduğu takdirde mil? kuvvetlerin tevazımı karbiye ve saire elde e- dememeleri yüzünden inhilâl ve is. yan edecekleri muhakkak olduğun- dan, kısa bir müddet zarfında, bü. tin dünyayı İşçel eden bu mesele kendiliğinden halledilmiş olacak! Anravurun Okafasından böyle mühim bir projenin çıkmasma ib. timal verilebilir miydi? Bu proje- nin kimin mahsulü haya! ve melâ. neti olduğunu sonra öğreneceğiz. Biz şimdi bunun memleket muhi - tinde yaptığı tesiratı tetkik ede - Um: İngilizler mevkilerinin her- hangi bir sarsıntıya uğramamasını temin İçin her türlü vessite, cebir va şiddet gihi aciz vo zaafın silâh- lerma müracaata karar verdikleri zaman, Vahldettin saraymda biraz daha müsterikane uyuyabilmek için ba gibi #erserilere İitifat etmek küçüklüğünü göstermekten kendi- ni slamıyordu. (Devamı var) güle söyliye bahçe kapısma doğ. ru gidiyorlar ve arkalarma dönüp dönüp yandaki binanm peneeresine elleriyle dudaklarından buseler gönderiyorlardı. Birdenbire şaştım kaldım ve ye- rimda duraladım. Vaziyetimi Kaytner farketmişti. Beni pencerenin önlinden uzaklaş- tırmaya çalıştı. Fakat merakımı da tatmin etmek isteği. — Bilirsin ki, dedi, buradaki muhafızlar buraya bir kere girdik. ten sonra, bir daha ancak senede bir defa dışarıya çıkmaya mozun. durlar. Fakat, genç muhafızlarn &ğlenee ihtiyaçlarımı gözönünde bulunduran Führerimiz, onlerm «- Zengin olma için Evet, zengin olmak, havadan para kazanmak istiyorsanız Kanferana ver mmelisinizi takat bunun /ki şartı var | Gr. Evvelâ dinleyicilerden para &i- mask, sonra da bizim düştüğümüz ha- taya düşmemek. Biz, yani N. FP. ile benim. Başınızdan geçen büdiseyi (o &nla- lrsamı mesele kendiliğinden balledii. miş olur, N. F. için “âllmdir!,, derler, Yahui © öyle geçinir. Her ne iza Bu zatı şe- rif bir gün evime geldi. Odamdan gir- di. Daha “merhaba, demeye o vakit kalmadan: — Güzel bir fikrim var! diye bay- kırdı, Kenferans vereceğim. Boş bir Hiyatro kiraladım ve seni de buraya muvakkaten müdür teyin ediyorum. İdare işlerine sen baktscakam. Sonra kazancı aramızda taksim edeceğiz. Movmuumu © soruyorsun? Yunanı kadim tarihinin ahlâk (ve âdatımız üzerindeki tesirleri, Bakir, üzerinde hiç uğraşılmamış bir mevzu. o Nasıl mutabık mıyız? Bormağa Iizum yok biliyorum, biliyorum, zahmet etme, Yeni vasifemi merak etmiyor mu. munT Çek basit gay. Çöcük oyuncağı kabilinden. Bilet paralarmı toplamak kapıda kenirçl vesaire vesaire, Ona 24 diyebilirdim? Sevinçten çi gın bir haldeydi. Ne desem kulağına İlk konferans şöyle böyle kalabalık sldu. İkincisinde beleşten müşteri top- layarak salonu dolu güstermeye çe lıştık. Üşüncüsüne gelince (onu hiç sörmaymm. Halimiz bir facin iĞi, Dördüncüde büsbütün dama dedi gimizi #anbediyormmuz (değil mi? Hayır bilâkia iğve atılan yere düşmi- yecek kadar (müthiş bir kalabalık vardı. Bakınız ne oldu? Karan; kokumu bonlm ( ötedenberi beğ para etmez bir avanak olarak ta. mıdığım N, FP, sia gihnine bayağı & çıklık vermiş, adamcağız sanki bir sekyı mücessem kemtimişti Kendisine dördüneli konlerans için mişteri bu Telefon rehberi var mı” — Yar: — Ver. Tamam. Dolabın gözünden hir kutu zari si ve yanmağa başla! Sana yaz diyorum. . Bay Ahmet; ” Kurtuluş Sinemidöy 27, , Bay Ahmet, Kadıköy Altıyolağıı 13, Bay Akmet, Beyoğlu Doğruyol 1017, Bay Ahmet, i Cihangir Durmuş sokak 48, V.S, — iyi ama.. — HWA pi: ilirez? Ne ldkırdı ar inmaz adamsın, sen ba! yaz diyorum, ukaldi(k istemez, Bay Ahmet, Kara köypalaa 4... — Kerkarım rehberde no kadar Ah- met vursa bepeine birer bilet gündere- ceğiz. — Eikamdinmab, Geç anladın ama İyi anladın. Yivet, tamam Üç yüz sek mn kişi. Sözü uzalmıyalm. Dördüncü kon #erans günü geldi çattı. Ben bermutad kapıda biletleri kentrol etmekten ib rel clan vazifemi yapıyordum. İstanbulda ne kadar Ahmet varsa hemen hepsi davetimizi kabul etmiş. lerdi, Pakat iwimleri bop AHMED. harflerinden teşekktll eden bu sdam- Yar bilseniz ne çeşit çeşit kıyafetler. de, türll türlü sanat ve meslek Jerdendiler. Doktor, ecsmeıya mı ihti. rasıra bırada kadmlarla temasma müsade etmiştir. Muayyen gün- lerde bazı kadınlar içeri alınır. Bunlar muayyen bir müddet bura- da kalırinr v4 hepsi, kendilerinin dostlarryia eğlenirler. Ondan #on- fa hepsine yine kapınm yolu gös- terfiir. Kaytnerin söyledikleri karşısın. da ağmım bir karış açık kalmıştır. Demek Berhtesgadende ber şey olduğu gibi bu da vardı ba! Bu kadın ziyaretçiler sik sık ge- liyortardı. Bu kadar sık gelmele- rinin esbebini de merak etmiştim. Zira Kaytner evvelâ bana bunla- rm arada sırada geldiklerini söyle. mişti. (Devamı var) Kakleden (Baki BAŞAK yacımz var, yoksa bir avukat, bir üniversite profesörü, bir o kimyager mi sorüyormunuz? Melonlu, şapkalı velkasi bir sürü ki Babi (ulesiniş | amelesi yanlarında balt etsin Dinleyicilerin Bay Ahmestlerden tee şekkül etmesi benim işimi Hk Oönös haylı mliçiüileştirdi tee de sonra son :4 oldukça temiz giyinmiş hiç Bay biletini bana verirken mütertde alt bir eda ie: — Sizden bir ricada (o bulunabilim miyim efendim? diye sordu — Hay hay buyurun, emrodin! — Bir destüm gelecekti, Şayet ge — Bay Ahmet burada mı diye se varan... — Beni nereden tanıyorsunuz? Hay çeben tutulsun be o herif. Ne #ntüne vazife ukalâlık ederek herifi şüphelendirirsin. Benim ismini bilmem emün bâyrelini mucip oldu. Olur yel Balonun içindeki bütün müşterile- rin Ahmetlerden başkası olmadığını anlatmak tabti işime gelmezdi, Derhal polavracılığı ele alarak seeseleyi ört bas etmek icap etti: — Aman efevdim dedim. İstanbulda Bay Ahmedi tanımıyan o var mıdırf, Tevazu buyuruyormunuz. İnanmaz Bız şu salenun içinde bulunanlara sx run, Eğer bir tanen “ben böyle bir f« sim İşiteedim!,, derse kafamı kese- rim, Herife yalan söylemediğimi siz de tahmin edebilirsiniz. Ne ise atlattık, Biçare sözlerime kandı, (o Koltukları kabarmış, bir bindi vaziyetinde: — Gelirse söylersiniz beni bulsun! emrini vererek içeri girdi. Herhangi bir yanlışlığa mahal vers memek için simasını hafızama hak“ kelmeğe çalıştım, Bu istekte buluna Bay Ahmel yalnız ondan ibaret kalsa Mi gene falso yapmıyacaktım. Fakat sonra snra ardı gıdına altı kizi daha Aynı swnri verince ben de bitâabi pusu seyı gaşmedım. Şimdi farzedin ki bize si sökün ei ve dostu Bay Ahmedin igerida olup olmadığını sordu. Ne ce- vap verecektim? Nitekim korktuğum da başıma gelmedi değil Aradan v- sun zaman geçmeden ilk müracaatçi onünme diki, — Bay Ahmet burada m? Ne ocvap vermeli? Gelin (Osiz de Haydi baydi işim acele, Vakit geçim meye gelme, Bana Bay Ahmedi bus sanuz. — Şey ama elendi, Çatüık bellya, Bun bu adanın hen“ gi May Ahmedi aradığını se bileyim. Bereket e da hir İş anlamış olmalı dei eli Ge beni bir hes nara iterek ilerledi, salona * girdi ve sainiine göyle tir göz gendirdi. Aradi- mı? Localardan başlıyarak © tarama ârmeliyesine yeniden başladı. Balkona baktı. Koltuklari gözden geğirdi Ni- Fakat ona haber vermek de O&yrı bir mesele, Kalabalıktan yanma git- ek imkAnsız, O da sanki dinlenecek bir şeymiş gibi N.W.nin anlattığı ma» sala o kadar dalmıştı ki. Bay Ahmedi arayan bayın gittikçe satarsızlandığına (o gahit oluyordum. Baason Wwe canlı bir geydi. Mibayet dayanamadı sağ elini bir boru geleiine ssokarak ağzına götürdü, beğazlanan bir dana gibi haykırdı: — Bay Ahmet evinde yangın var) Bütün salon halım oturdukları İ sandalyelere elekirik cereyanı veri. sai gibi yerlerinden fırladıklarını göre gük, Ondan sonraki mansarayı artık wi tasavvur edebilirsiniz. İşin güribi kapıya hüsum srasin- da dört kişi exildi diye bu konferan mütaskip verdiğimiz beşinci konferan e kimsecikler gelmez old. o Sazak kâtanal rilerinizin adreslerini rehberden buru- fa heca srasbe toplamamak şertile,

Bu sayıdan diğer sayfalar: