30 Mayıs 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

30 Mayıs 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5. ye MAYIS — 1940 İMAZON MEYVA TUZU Müferrin ve midevidir Ye EE d w istediğini anlama" N yüzüne baktım. So, vam etti e tramvay durdu. Bay irdi lum, OBenimbu ç le kahkahalarta güle 4 kadar malimatı nerede a hayret ediyorsunuz? WE, * Oturan bir ahbabımda | hi NN bakarken gördüm. siyah şapkanızla be- inizi gördüm. Oto tebessümle “ e. öpüşmenin doğru bana pek güzel anlattı 7 a A $iz otomobildeydiniz. # İü, 1'e gibi yanıyordu. İn, Punlarr söylediğim için j , değil mi? , fakat yalma Kaldığamı söyledim. Son N ve TF kocasından —— i İk, Fakat ben kocamın 2 By ye Hayır kızma" | maştım. Kırmağı ve m ak ki. Fakat se ar hiç de doğru bir * NA fakat müte me biliyorum. Bir er» İstemez de zorla ev tan Ii çok sevmezse vak» geçirir. Eğer Ke i daha beni almadan Rani sevmekte devam et- e Olamam, Yalnız on Benim gibi bir kardeş İl Li kocalarının e'bet. Bini sevmeye baktı olur. i kendime evvelce de ğe e ie fikir hakikat b Kerim Aşık tasav n. Hiç GERİ N beni mil irşad Bayan Şa- başka bir kadını öp» e e getirme- pÜYetle anlatmıştı Şar Metin önünde teces. NR başka ne beklene (44 a N N a | NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK —i— VU evlyorum/ olmadığı zamanlar yalnız tayya” relerile meşgul olmadığını da bili- yordum ama, mütehassiş olmadı- âm için tahkik etmiyordum. O nun eve dönmesi beni memnun © diyordu, İşle 6 kadar... Şinyi kem di kendime: “Acava e kadının ya- mi?,, * diye düşünerek kıza” cağım, müteessir olacağım. O eve dönrlüğü raman kendisini karşılamak için koşar, kapıyı aça” rm, konuşurum, tebessüm ederim, © da benim ya elimi veya sinemi öper. Bu nkşam dikişimi bırakma. dam ve kapımın ilini işitmensezli” ğe geldim. Kerim elaya (girince yavaşça yanıma geldi. Bağımı bile kaldı madım. İğildi: — Ne çalışkan bir teri kısım varmış! * dedi. Dudakları saçlarıma yaklaşır ken bana dekunmaması için şid- detle geri çekildim. İtrar etmeden hemen doğruldu. Tabi bu halim onda en küçük bir tesir bile yap- madı, Yalnız biras mahcup bir ta vırla sordu: — Bu akşam ne oldunuz, Feri deciğim? Elimi urattım ve gayet o soğuk bir cevap verdim: — Hiç bir şey, Ne olmasmı is- tiyordunuz? İnsan her zaman gen olamaz ya! Bugün birçok fena şey“ ler düşündüm de ondan... — Bu fena şeyleri bana anist mâz mısınız? — Hayr, Gayet sert bir snlet EN ” dedi, ve uzaklaştı. e Yemekte hiç konuşmadık. Bütün geceyi çalış. ma odanda resim yapmakla ge çirdi. Bizim gibi sessiz duramıyan saatler her saat başında bir oda” dan öbür odaya biribirlerine cevap veriyorlardı. Büyük saatin sesi ih tiyar ve ciddi bir dostun (sesine benziyor. Çalışırken bu — #esi İşit. mek pek iyi bir gey olacak. Öteki kuçük saatin sesi de çok ince ve se vimli.. Mubakkak onu yapan yal niz güzel ve mesut saatleri çalma" sı için yapmış... Mesut tatlı saat- leri, hiç yaşanmıyan güsel saatleri çalmak için. İnsan, müteessir ol. duğu zâmanlar bunları işitmesi bi- le acısını arttırıyor. —I2 15 şubat Hayatım ya'nız sakin ve yekna" sak geçiyor. Bazan yalnız kalıyo” rum, bu yalnız Kerimin bulunma. dığı zamanlara inhisar (etmiyor, bazı günler Kerim beni görmek“ ten, benimle konuşmaktan menr mun görünüyor. O zamanlar bazan da iyiliğinden, şefkatinden o©r bile yoktur. Onu o zaman sıktığr mı sanıyorum, Bunn (o kendisine söyleyince müteessir oluyor ve ak- sini iddia ediyor. Pazarları bere ber çıkıyoruz. o Haftada bir gün beni gezdirmeği vazife telâkki et mesi ve bunu istemiyerek yapma” si beni korkutuyor. Geçen (Opasar hava pek güreldi. Şehirden dışar- da bir gazinoda çay içmeğe gittik. Yolda Kerimin tanıdığı bir ross” ma rastgeldik. Sergisi varmış, re sim sergisini gezdirdi. Çok sevim Sergiye koymak için resmimi yap» masma Kerimden müsaade istedi. Fakat Kerim yürümün müşabehe- tini fırça ile tesbit etmenin İn kânsız bulunduğunu ve ( boş yere vakit kaybedeceğini söyliyerek Ted- detti Bu cevabı ne ressam ne de benim için pek hoş bir sey değildi. (Devamı var) BABE XK — axasm Konisi Öyle ya, memlekette ecnebi ler vardı, İstanbul işgal altında bulunuyordu, her gün itllâf dev İetleri generellerile temasta bu lunmak için az çok kabiliyetli ve faal bir harbiye nazırma ihtiyaç vardı. Küseyin Hüsnü pasa ise Atl, sakin ve bilhassa böyle na zik bir devirde narırlık yarama yacak kadar kebiliyecsiz ve ibi yar bir adamdı. O, belki dün için kıymetli bir asker elabilirdi, fa" kat herhalde bu devrin adamı 6 Iamazdı. Reşst paşa bu mubâke meleri gihninde büyüttökçe Fe rid paşanın bu intihapta da yanılmış olduğuna ve bu tasfi" yeden de bir fayda elde etmek imkânı elmayacağına hükmet mişti, Bu sıra birdenbire sertababet odaymız kapım açılınca mavi gözlüğü ve urun reğingotu ile Danmt paşa görünmüştü. Hüseyia Hüsnü paşa, onu bir denbire bir odacı rannetmiş ve kararetten kuruyan dilini ıslar #ma'z için bir bardak su istemeğe hazırlanmıştı. Fekat, Reşat pa" şanın derhal ve kemali hürmetle ayağa kallamasından onun bir büyük bir kimse olduğunu an Jayabilmişti. Ne yapın? O, Ferid paşanın yirmi sene evvelki simasını çok- tan unutmuştu, dışarıda biribir erini tanımak imkân yoktu. Her ikisi de ayağa kalktılar ve sertabip onları Sadrâzama tak dim etti, Damad Ferid, Hüsnü paşanın yükteki yataklarm ara sından çıkarılarak bin müşkilâtla #araya getirildiğine mutteli de gildi. O, her şeyden giyade görü- nüşe, şekil ve kıyafete çek ehem” miyet verirdi. Birdenbire Hüsnü peyanm bel ve tavrından birşey anlayamamıntı. Vakr çok dardı. Bab:t1lde, iM devletlerile Os manalı devleti arasında o gün mu hakkak enrotte halli icabeden güyet imlihim bir mestle tahad- düş etmişti. Biras basbihalden senra harbiye narırna: — Buyurunuz, gatrllinizi efer” dimize takdim (edeceğimi Sonra birlikte Babıâliye gideriz. Dedi, Diğer nazın ( sertabibin yanmda bırakarak Hüsnü paşa“ yı aldı ve huzura götürdü. Damat Feritin, harbiye nazır Ba bu derece ehemmiyet vermesi. nin şebrsi ve hikmeti vardı. Padişah, askeri işlerde bir im tiramsızlık bulunduğuna kaniydi. Erkân ve ümerayi askeriye meya” nmda Anadoluya yardım ettiği şayi olan kimselerin tesfiye edile- rek yerlerine makamı saltanat ve hilâfete sarık kalarak olan ümera ve zabıtanm tayinini arru ediyor. du. Bu fikir ve arsusunu bir gün mukaddem Ferit paşaya da ihsas ve ibİAZ etmişti. Bunun için ber geyden evvel kendisine ve padişaha giddetle merbut kalacak bir harbis ye nazırmın vücuduna lüzumu âcil vardı, Damat Ferit, merdiven başımda bu molaları kısa ve mahrem ola" rak Hüsnü paşaya anlatmış ve zatı şahane bu cihete temas ederse ken- dişini tatmin edecek surette cevap vermesini tenbih etmişti, Seryaver, Damat Feride: — Elendimiz teşrifinize munta- zırdırlar.. deyince artık merdiven üstünde daha fazla talimat vermek imkânı kalmamıztı. Hüsmü paşa İrrsaca: — Zatrilimiz müsterih olunur! Yüzünüzü ak etmeğe çalışacağım. diyerek terini siliyordu. Böy'e bir hükümetin, böyle na — İnkibaz, hazımsızlık, mide bulantı ve bozukluğunda barsak tembelliğinde, mide ekşilik ve yanmalarında emniyatle kullanılabilir. MİDE ve BARSAKLARI temizler alıştırmaz ve yormaz, MAZON isim ve HOROS markasma dikkat, MAKAYDANI San Remoya SanRemodan MEZARA —45.— rırlarla, böylö bir (o sadrâzamlau run müddet yaşamıyacağı (o tabif dir. Nitekim Anadolu O harekâl büyük bir hızla yürüyor, ve kendi- ni gösteriyordu, Günün birinde Anadolu Yıldız. İstanbulun surları üzerinde doğ mağa başlayınca, Damat Ferit de baltalimanını karşılık göstererek tedarik ettiği para ile sultanı, çö cuklarını ve torunlarını alıp ğ& Jünceye kadar Avrupada kamaya karar vermişti, Vahidettinin hayatında teessür duyduğu dakikalardan biri de, o- nun eniştesi ve hemşiresinin Avru paya giuneğe hazırlandıkları habe rini gıdığı gün olmuştur. Ö, geçmiş günlerden birinde ken disile dertleşirken (o Damat Ferid Padişaha; — Elendimiz ölsek de, kalsak da beraberiz, demiş ve her felâkete birlikte katlanacağmı söylemişti. Vahidettin, onların (seyahate ha- ırlandıkları haberini (alınca bu sözü hatıriıyarak çok müteessir olmuştu. Ferit paşı kâhyası Nazif beye: — Artık İstanbulda durmak be- nim için çok tehlikelidir, süratle işleri bitirmeğe çalışınız! demişti, Nazif bey babacan bir adamdı. Her işittiğini efendisine söylemez” di. Bir akşam Baltalimanma gelen birkaç Türk sabiti Damat Feridi fena halde tahkir etmek İstemiş lerdi, Damat evinde yoktu, bu var tayı kolaylıkla ve ezsketle atlat- mağa muvaifak olân köhya efendi bilâhare meseleyi damat (Feride anlatmamıştı. Eğer o bundan da haberdar olmuş olsaydı, muhak- kak İngilizlere dehalet eder ve bir İngiliz çadırında yatmek küçük lüğünü göstererek hayatını ernni yele almağa çalışırdı. İşgal ordularmın bir gün İstan bulu yüzüstü bırakıp Oo Avrupaya döneceklerini tahmin eden Ferit paşa nihayet sultan ve çocuklarile beraber Avrupaya çittikten sonra Vahidettinin istikbal hakkındaki bütün ümitleri sönmüştü. Bir gece yatmak üzereydi, ken disine bir İngiliz zabilinin geldiği- ni haber vermişlerdi. Bu zabit İn giliz başkumandanlığı tarafmdan geliyordu; padişaha gayet mühim bir şey söyliyecekti. Onu Reşat pa” şa herkesten gizli olarak kabul et- mişti, gabit böyle istiyordu. Gece nin korkunç karanlıkları arasında padişahı görmek (istiyen (Kolo nel K.) sertabibe: — Lüten satışahaneye, dedi kendilerini ziyaret etmek için gel diğimi söyleyiniz, | Sertabib, İngiliz miralayına yer gösterdi: — Biraz istirahat buyurunuz. Gidip arzedeyim. (Kolonel K.) acele ediyordu: — Fakat, dedi. Rica ederim ge- cikmeyiniz ve ziyaretimden baş" ka bir kimseyi haberdar etmeyi niz! Reşat paşa bu ziyaretin mahiye- tini bilmemekle beraber vaziyetin neraketini kavramakta gecikmedi: | ($ğ —Beş dakikaya kadar (o avdet edeceğim. dedi. Odasından çıkarak doğruca Va. hidettine gitti, meseleyi anlattı ve hakikaten beş, on dakika (sonra kendi dairesine dönerek İngiliz mi- bi Böy kolonel hazretle ril ratışahane gatı asilânelerine ir tirar ediyorlar, dedi. Birlikte yürüdüler ve (huzura çıktılar. “— Allo! Allo! Frav Magda Göbelsi Kocanızın, vaktini en faz- la nerede geçirdiğini öğrenmek is ter misiniz? Bunu öğrenmek güç değildir. Genç artist Yenni Yuloya sorun, o herkesten iyi bilir!” Bu suretle, giz'i Alman radyosu, Göbelsin karısıra, kocasının, genç sinema artisti Yenni Yulo ile mü- nasebette olduğunu ilân etmiş ve bunu aynı zamanda bütün dürya- ya öğretmiş oluyordu. Hakikaten o ede Yenni, Gö belsin çok esmimi ahbabı olmuştu. Bunu Almanyada iş başında bulu. nanlar öğrenmişler ve Hitlere kadar duyurmuşlardı. Hitler meseleden haberdar olunca Göbelsi çağırtnış ve izahat istemişti. Alman propaganda nazırı, şefi - nin sualine cevap olarak, Yenniyi kendisine tanıtmış ve onun, istik- balde en parlak Alman yıldızı ola” tâk parlıyacağını da ilâve elmişti. Bunun üzerine, Yenni Göbelsin kolundan Hitlerin koluna geçiyor. Filhakika, Hitlerin, kadınlardan hoşlanmadığı hakkındaki lakırdıla- rn aslı yoktur. Vakıa Hitler bir Don Juan değildir, fakat her erkek gibi erkektir. Bir kere işittim, Gö. cinge şöyle diyordu: “— Kadınlarm ne işe yaradığını ben de senin kadar bilirim, Her. wan!” Hitler Yenni ile ahbab olunca ona derhal Vizbaden civarında, Şizlenbadda gürel bir köşk alıp hediye ediyor, Orasımı kız, çök sev diğini söylermiş. Hitler bu köşke ancak üç defa gitmitşir. Bunlardan ikisinde birer gece kalmış, yalnız son #eferinde çarşanbadan pazarte * siye kadar altı gün geçirmiştir, ki bu altı güngarfınde Hitlerin nerede olduğundan ancak birkaç kişi ha - HİTLERİN YANINDA ODA HIZMETCİSI | IDİM ANLATANI BİTLERİN ESKİ HİZMETÇİSİ PAULİNE KOHLER —24 Yenni Yulo aylarca Hitlerin met tesi olarak kalmış ve Hitler ken. disine mühim bir servet masral ete miştir. : Yenni Hitlerle beraber yaşarken, Göring de ekseriya köşke misafir gelirdi. Kadın, şakaya çok merakiğ bir şey olduğu için, bilhassa Gö «, ringe çok rruzip şakalar yapmıştır Meselâ bir keresinde, sofraya, saj* çalı et yemeği diye, hâstik koymuş, enareşal bunu yakalayıp, koparaca» Zam diye hayli zorluk çekmiş, sonra İâstik olduğunu anlıyarak, tabakla beraber aldığı gibi yere çalmış, âr'e kasından da bağırıp çağırmıştır, - Yenni bir gün de Hitlere bir şaka yapıyor: ve evinde bir kuşhane bulundurdü. Gunu söylemiştim. Yenni bu kuşha” neye bir gün bik papagan anlzveri yor. Pâpağana da; “Ben Hitlerim! Ben Hitlerimi” diye öğretmiştir. Hitler oraya girince papağan: “Ben Hitlerim! Ben Hitlerim!” diye bağırmıya başlıyor. Hitler ev- velâ kızıyor. Sonra bunun Yenni , nin hediyesi olduğumu öğrenince sakinleşiyor ve bilâkis memmn olu — yor, berdar bulunmuğtur...,, | o Çev ve) Son Balkan bisiklet şampiyonası bitti Bulgarlar şampiyon oldular Bükreş, 20 (A.A) — Aradolu Jnmsm bus muhabiri bildiriyor: 33 ve 29 mayısta Veledrumda ya pılan Balkan bizfirlet müsabakaların. dan sonra, bugün, saat 15,30 da Jefs Jirandda 40 bur olarak 128 kilomet, relik Balkan muvakkat şampiyonası yapıldı. Her Pl ten 5 er bisik- letçi olmak Üzere ba milsabakaya 20 bisikletçi iştirak etmekteydi. o Türk takımı, Orhap, Kirkor, Bayram, Sa” bahattin ve Falkten müteşekkil bü wmuyordu, Talât, yarak olduğundan takımda yer alamamıştı. Bulvarır, ber İl cephesini dolduran 20 bini mütecaviz halkm önünde ya. pılan bu yarış başlan sonuna kadar büyük bir mücadele ile devam etmiş- tir. Çok çetin geçen müsabakanın ni hayellerine doğru ün sıfta (Obulunan 10 kişilik grup içinde 4 Türk koşucu da yer almiş bulunmaktaydı. Finale yakm 400 metreden (başla yan viteste, bisikletçiler, şu sıra ile yarışı kitirmeğe muvaffak oldular: 1 — Bulgar Gergef, 2 — Romen Ludofi, 3 — Bulgar Kostantinet, 4 — Yunan Korelis, 5 — Yunan Kolodis, — k Orhan Suda, 7 Türk YERİ HAYAT Türkiyede nefasetile çöhret bulan bakiki va sans YENİ HAYAT kars- melaları birdir. O da ABDOLVAFIT TURAN markasdır. Kabveciler için nefis lokumlarımız vardır. Adres dildrat: eadânsi No, 94 Telefon: 40088 Galata Necatibey 30.5.940 Perşembe 12.309: Program ve memleket sast ayarı, 1238: Ajans ve meteoroloji bes harleri, 1250: Müsik: Yurt Panora; mam, 1820/1400: Müh: Karıyı proğram (P1) 1800: Program ve memleket sani ayarı, 18.08: Mermieket saat ayarı, Ajans ve meta; Groloji haberleri, 20.00: Müzik: Faz beyeti, 20.30: Konuşma, 20.45: Müztlez Çsinnlar; Ruşen Kam, Vecibe, İzadi HALK OPERETİ 31 Mayıs cuma akşamı saat 21 de BÜYÜK SANAT GECRSİ Mahmut Yessrinin KADINLARIN BEĞENDİĞİ Gperet 8 perde Kadıköy Süreyya Sineması * Kirkor, & — Romen Mermoga, Büzürkü büyük © yarışı da büyük bir muvaffakiyetle kazanan Bulgarlar Balkan bisfidet garaplyonluğunu ka, Türk kafilesi; yarn 1245 de Bük- reşten hareket edecektir. (Devamı var) «| ÇJ SüRHEEEEEEMREEEEN ERENER ÇE HE REEL

Bu sayıdan diğer sayfalar: