12 Aralık 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

12 Aralık 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ame Bataşıyorlar dn bi ty Mi ve rsunua, Görülmüş karıma, Ben evli fa , Bin kabahat sizde, tilir yutulur vaziyet mi? ben evlenmiye hast- in öfkesi taşmak (Üzere #anırım « kalamıyacağmız daha gi- ödersiniz, Ben şimdi 6, eğim: Saat sekizde Tu - Biyliyerek emir vermek Mi doğru yürüdü. Fa - na ornü vontnnından yakalı - İkimiz birden ya N Yasiz, ya ben... satm mr olmak yoksa? Hiç da deği! Sizi mübare Save #sdiyorum, sebep ?1., hAA sopıkkanığını 1 ediyordu, Gittikçe per- İÇ Mkseiten © muhatabına dedi N Ben kevguya bellibaştı bir © © da reddetmiş: bundan İN, 88? Sonra da unutmıyalm asırda yaşıyoruz, Biz İlnyoya gelmeden düclonun Beçmişti. e bezi evinizden kovdunuz, WI edemem, Bir de- devam etti: in gelmeden, bu genç kır rahat yaşıyordunuz. Be * Bilene bozacağımı anladi . kmkandınız, Şimdi de bu , n bulmacası ei. e şehir, 5, 3 — Lal, Tor, Ne YE Beka, ME, 4 — Ak, trk, Yas, D, Amal, 6 — Anane, Atis N , Şi, 8 — Kay, Taş, P, «Ayıp, Sa, 10 — Cebbar, Ter (elo) eee Ea MERK EN SKEN (ba düzgün, daha manalı K çök idareli konuşuyor” Greçyo, böyle zeki bir a için bundan daha Ve müşait bir fırsat bulamaz” Mayrultan efendi! dedi * Si> A Yürekli bir devlet adamı Şu bizim ticaret ay Meselesini, anlıyorum © daha kolay anlaşıp bili iz. NN sinyor, müahete met hazırlanmış, (bitmiştir. ZE ad YE Kİ MAİ mari Yazan Cek London ufek hâdiseyi fırsat bilip beni çift- Ukten koymaya çalışıyorsunuz, Fa kat gitzeiyorum. — Canmız nasıl isterse, Bir ne kalın, — Benim anlamak istediğim şu dar, Bu genç kızla aranızdaki mü, nasebetin hakiki mahiyetini öğ - renmek İstiyorum, Benim yerimde bir kör bile olsaydı görürdü. Budalalık ettim. Hiş olmazsa ortada dönen dedikodulara kulak vermeliydim, Şeldornm gözlerini bir duman kaplamıştı. Etrafındaki eşya dön miye başladı. Son bir ceht sarfe derek dedi ki; — Lütfen Mis Laklandı müna kaşaya karıştırmayın. — Neden karıştırmıyacakmı * rem, Beni aptal yerine koydunuz. Bönimle alay ettiniz. Ortak oldu. Bunuzu #öylediniz. Fakat bu or taklık tienri mi, yoksa, Tüdar sözünü bitiremedi, Şe , donun tokadı suratmda şaklamış- iü. Dülikanlı bir sandalyenin üstür n6 yide Derim ayağı kattı; fakat Şel, denen üstüne atılmadı, Sadece dedi ki; — Simdi mübarezeye hazırsmız ya? — Haytay... Seldon boku vaziyeti yumruklarını sıktı, Tüdor bembeyaz kesilmişti. — Yumruk kavga değil! . de- di , düelle, Siz iyi alıcımmız, ben de keza, Esasen Salomon adaları mede - niyetin harlelinde sayılırız, Vahşi. lerin arasmda bir vabşi düellosu ki erkek bir kadm için çarpma , cak! bunlardan biri ölecek, Ne 1â | zıngelir? — Bu delice bir şey o'acak, Ayni zsmanda çok gülünç. Fakat —irmi'erar ediyorsunuz, pek pA,, Ves silâhla karşma çi kacaksınız? 'Tüdor birrlemhire tavrmr değişti» rerek büyük bir mezsketle, fakat berkiana bir cevsp verdi: (Devamı var) alarak — — — ————— Soldan sağa: 1 — Ucuz 2 — Kurtuluş, 8 — Çay- in yenir, Hediye, 4 — Gaipler için ya” palır, mfikiyet ifade eden bir “lat, 5 — Örtü işlerinde kullanılır, o müthiş bir hastalık, $ — Bir balık adı, boşluk 1 — Donanma generali, çizgi, 8 — bir uzvumuz, ay, 9 — Yayınak, tek. 10 — Salmacak, Dolandırıcıların sifa U, Yukardan sşağıyaı 1 — Yüdırım, silentr ifade eder, 2 — Imtina, 3 — Işik, o Sinemacılığın sis unsuru, 4 — Feci terbi, arapça hayır manasına, 5 «- Argo ilaanında dövmek imanisınadır, 6 — Rir sorgu lâhikasnın tersi, fransızos o merkep 7 — Bir gey mukabilinde emnnc! ola rak birskmak, 8 — Müthiş bir nehhı hayvanı, arapça #2, sek, MARMAMSA. 9 — Dullar manasmadır. 10 — Hesap ta mühim bir bakis, bir nota, Sanatkirlarm kamyon 47'i yavm en onlar Mvkruma gepeeek ona ji mek!» yürütme £. çalışıyorlar, | E Issiz balan FRANSIZ SANATKARLARI Bir kamşonla Kör, köy, şehir şehir dolazıyor ve tew'siiler veriyorlar Bugtn Alman işgali altında buhın”” © mıyan Pranmz yollarında pek az oto mobile rasigelinir. Bir dzmla benzinin bir servet sayıldığı bugünlerde bu çok tatildir. Fransanın bu borabaş yolla rında bugün dolnşan mahdut otomobil lerden birisi öe kırmızıya Oboyanmış kocaman bir otobüstür. Bu otobüsün dstü ik bakışta garip görünen birçok #aya He doludur. Kocaman bir davul, bir sürü tohçalsr, eski valizler geniş tahta çerçevelerin Üzerinde yatmakta dır. İçerisinde Uç tanesi kadın o olan sekis yolcu gene birgok eşya arasın” da bir köze bularak © oturmaktadır. Bu sekiz kiçi işgel lında bulunme İsyan Franssy: köy köy, kasaba kasaba dolaşsrak Lemetiler veren bir tiyatro heystidir. ii R Yukarıdaki tariflere balrdarak bu heyeti, örneklerini bayram yerlerinde, panayırlarda görü” ğümüz seyyar kum paayalardan birisi sanmamalıdır. Bu sekiz kişi Fransanm ca tanınmış ko edi Uzvadlarındandır. Bu beyeti, harpten evvel ve harp i- çerisinde Parisin sukutuna kadar Fransız radyosunun neşriyatını takip edenlerin pek iyi tanıdığı Jas Noher Me kardeşi Klod kurmuştur. Fransa da eski bayat bolluğu kalmayınca bu #ki kardaş de işsiz kalmış, yaşamak, ! para kazanmak, için bir iş yapmanın j Mizumuna ani olmuşlardır, Halbuki, De Vişide ne de diğer büyük şehirler de artık kimsede bergün (tiyatroya gidecek neje kalmamış, mevcut 88“ lonlar bombeş... Bu vaziyet karşısında #ki kardeş, kend'lerile aynı halde bu” lunan diğer beğ büyük sanatkârın iş- tirakile böyle seyyar bir beyet kur muşlardır. Bontuharm mağmum © günlerinde Yranas yollarında göçebe bir çingene hayatı geçiren bu #ünatkiriar gözle rine kestirdikleri büyükçe köyisrde, kasabalarda, nadiren şehirlerde duru yorlar, afizler derhal otobüsün üzerin den indiriliyor, içlerinden birisi (bu iç nöbete konumuş, ve bu nötetten kadın sanatkârlar da islüsna edilmiştir) ko caman davulu boynuna takarak sokak Jan Nehen eşya taşıyor larda dolaşıyor. Hem davul çalıyor bem de prozramı yülsek eosiç hall” | haber veriyor. "Temsiller, sahnesi olan kasabaları bu s#hsede, yahut hir kahvenin "ordu yerimde veriliyor. O vekik müşleriler. ie sanatkârlar aynı yükseklikte bulut dukları halde oyun başlıyor. Bu seyyar tiyatronun programı #& bittir. Bu program ne kasabanın hemmiyeti, ne de müşterilerin arzula rüs değişmiyor. Evvelâ Jan Nohen © taya çıkıyor, bu teşelbüze Biçin giriş tiklerini arlatıyor, ba o manzum bir nütüktür. Arkasından adam Marya rit Moreno #shosye, daha doğru bl tâbirle ortaya çıkarak bir manzum okuyor, Sonra ra komedilere geli yor, AMons Dodenin köy papazı o medisile Mopassandan bir perde, Bu ik) piyesi aynı aktörler, ayas dekor ve aynı kostüm Je oynuyorlar. Programın son uumaras Napolyo Dun oğlunun macerasını anlatan Ki mon Rosttanm ,Eglon, fatisrdir, Temsiller hiç de pahalı değil. Üç frangı olan ber Fransız bu (Otiyate run temalllerine iştirak edebiliyor. bu | tezsil heyetinin seyahaline dair taf silâtı bir Yransız mecmuasmda oku duk. Bu tafsllat arasında o bir bayt | glüng Böklalar da var, Otoblüne gür Mükle bulunan benzinler bazan bir sabaya yaklaşuken kötü bir şaka ya- pıyor, tükeniveriyor. O vakit tanm- püig sazatkâslar nefes nefase aravanın arkasmdan itiyorlar, ta benzin bula bilecek bir yere kadaı Arkadaşım Cemal, Üç senedin beri evli olduğu belde, karsın gibi çok sevmekte devam iu. Siz, bu mucizeyi bil mem nasl izah edersiniz; bnce gayti kabil hâdis:lerden . Mer halde, karım Selma kendisini uzun zaman kocasını sevdirme usulünü öğrenmişti. Fakat anlaşılan, hayat arkada. gı Cemn'de o kabiliyet yoktu. Bir gün onu kederli gördüm; sebebini sorunca; — Selma artık beni sevmiyor, diye cevap verdi. — Allah, Allah!, O senin ka. rın, daha ne İstiyorsun? İnsan evlendikten sonra evlenmezden önceki ateşli aşkın devam etme" sini arzu eden bir koca bilmi. yorum, — Yanılıyorsun, Hakkı, Sel ma ile evlendiğimiz zamanlar kumrular gibi biribirimiza âsk. İ tık. Şimdi, açığı yukarı bir se neienderi karırıdı o eski mukab bst hislerini göremiyorum. — Bunu ücreden anladın? — İşte, naml anlatayım, be. ni eskisi gibi sevmiyor, .beni tatlı, hissi kelimelerle okşamı yor ,evde olmadığım zamanlar, nereye gittiğimi, kimi gördüğü. mü, ne yaptığımı sormuyor, be" nimle pek alâkadar olmuyor. Hayatımızın bu monoton 88fh3. sı bana cehennem gibi geliyor. Beni eskiden tanırsın, Haklner gım, ve nasl hisli bir adam ol duğumu da pekâlâ bilirsin... — Peki beden ne istiyorsun? — Bana bir akıl Ne yapmalı? Kendimi Selmaya es <isi gibi sevdirmek için nasl bir “Düşündüm ve cevap verdim: — Bunun için birtek ;:re lıkla var, Cemalciğim; Sana karşi Selmanm alâka ve şphesini u- yandırmak., — Ne şekilde? — Kıskançlığını tahrik etmek suretile.. Meselâ; barka bir ka” dınla münasebette bulunuyur. muş gibi, onu şüphelendirmeğe çalışıcakam. — Evet! Mükemmel!., Şimdi ye kadar bunu nası! düsünme. dim, hayret ediyorum. Lâkin, bu dediklerini nasıl tatbik ede. veğiz?. — Bundan kolayı var mı? Sa na hitaben birkaç aşk mektubu yazacak bir kadın buluruz. Son ra, senin mendiline ruj lekeleri, cakeline de kadnıların kullan. dığı güzel kokular süreriz. Evin de telefon var değil mi? Oh, mü i kemmel istifade edersin. Sen! “ağ ra 9 acak kadın da bulmak güç rt iş değil Sen telefon sastini önceden bilmiş olacaksın; tele fonu Selmanın sçmasım bekler. sin. Telin öbür ucundan tatl. bir kain sesi, “Bay Cemak so racak, Bunun üzerine ,telefonu Dost haizrı sen eline alarak, karını şüpheye Nakleden L. İ.. düşlirecek sözlerle cevap verir. sir sınar da kâfi gelraczse, bizsat kadını, senin busunmuysa. cağın saatlerde evine' yolleriz. Mutlaka bu hâdisler Ssimanın alâkasını çekecektir. O, kıskanç lığındap entlarken, sen muhte, Uf yalanlar uydurarak, kendi sini teşkine çalısacıksın. Bi, tün bunların baysal mahsulü 3 duğunu ispat etmesi İçin is di gibi tahkikata mlissade edeceksin, Ö bitta dediklerine inanmak isemiye' cek ve bu suretle gana karşı o. lan aşkı eski kuvvet ve taze Şini bulacaktır... Plânımı nasıl buluyorsun ? — Bundan iyisi can sağlığı, dostum, Nasihatlerine müteşek. kirim. Fakat bu kadarı kâfi de ği — Başka ne İstiyorsun? — Bu plânı tatbik etmekle bana yardım edeceksin. Ben kendim belki başa çıkamam. — Hayhay. Yardım ederim! Demin saydığım levazım yare na kadar bazır olacak. Aşk mek tuplarını kilitlenmemiş bir göze yerleştirirsin. Güzel kokuları da yarın sana getiririm. Telefonda konuşacak kadını da iki üç gün de bulurum. — Çok teşekkür ederim, Hak. kı! Bu iş arzu ve ümit ettiğimiz gibi neticelenirse, sana güzel bir hediye vereceğim... Dostum Cemale vaadettikleri" yatlarının müşkül anlarında ken dillerine elimden geldiği kedar yardım etmeyi bir vazife bili, rim. Bu teşebbüsün ökibetini; harp plânının neticelerini bekli aptallık mı etmişti? İtidalimi muhafaza ederek, heyecan içim de onu salona götürdüm: — Bu ziyaretini neye stfede, bilirim, Selma? O, öfkesini gizliyemedi: — Jemal beni aldatıyor! — Yok canım... Buna nereden ihtimal veriyorsun? — Başka bir kadını seviyor! Buna katiyen eminim. Bak, gv mektupları onun yazıhanesinde buldum. Mendilinde her vekit ruj lekeleri görüyorum. Dahast var... Bu kadın bir haftadır her gün kendisine telefon ediyor! Ben, yapmacıktan hayret « derek: — İanamıyorum! diye mırıl, dandım. Cemal böyle şeyler yap maz!, — Evet, Cemal yanıyor! Hak kı, işte mesele gördüğün gibi meydanda. Evvelâ kendirile kav (Lötlen sayfayı çeviriniz) TEM eid e ER | 25. Korur elendi > veririzam” © Benimle anlayacak hiçbir möktasi kalmamıştır, Son konuşmada teş bit edilen maddeler, iki tarafın ar zusu veçhile tadil ve tahrir (edil miştir. İş bir imzaya kaldı. — Canım Hayrullah efendi! O maddeler Venedik (o hükümetinin pek ziyade 2'eyhindedir. Eğer biz mutabık kalırsak. onları benim is tediğim sekilde tadil ve tahrir et mek de sizin elinizdedir. e Veziri$ zam hazretleri lisan bilmez. Bu in celikleri nereden ve nastl anlaya cak? Mele, ilk önce biz uyuşa'lım. — Bendeniz bir küşük kâtl'm sinyor! benim elimde bir şey yok. — Canım siz evlenmek istemez misiniz? — Bu işle evliliğin ne münasebe ti var, sinyor? — Aman elendim. o kadar mü naweheti var ki.. Sizden çok hoş landım Size izdivaç masralmızı ben vermek isterim, Koynundan bir kese çıkarıp w Tat: — Buyurun! bu, sizi pekâlâ ev lendirebilir, Hayrullah efendi paraya el sür medi: — Rica ederim. onu a'ıp cebini” ze koyunuz! Ben evlilikten yılmış bir insanım, Başıma belâ mu sar mak istiyorsunuz? Hayır. hayır sinyor,! benim paraya da, kadına da ihtiyacım yok. Bu sirada kapının önünde bir a yak sesi oldu. Greçyo parayı yanıbaşındaki minderin altma soktu. — Herbalde sana lâzım olacak tır. O iş olmazsa, başka bir ihtiya cına serledersin! Odadan içeriye giren Darüssün” de ağası: — HA8 konuşmanız bitmedi mi, Hayrullah efendi? dedi - Zatr şahane Yıldızla bu sabah hasbah çeye indiler. Ben belki (o bir daha uğrıyamam,. Yavaşça kulağıma fısıldadı: — Elçiyi sen geçirirsin, olmaz mı? — Havhay. merak etme. Ben uğurlarım. Greçyo arifane bir tecahül eseri göstererek: — Yıldız. ne güzel isim, dedi mutlaka hir kadın olmalı. Cevher ağa uzak'aştı. Hayrullah efendi elçiye (o cevap verdi; — Evet, Bir kadın ismi. Esk adı Lukre;ya idi. Efendim" hu 2 dı beğenmemiş. Kendisine Yılda adırı vermiş. — Padişahlar dalma gözdeleri" ne en güzel adları seçerler. Fakat ben, şimdiye kadar bu derece güzel bir kadın adına rastlamadım. Yıl dız.. karanlık bir gecede gökyüzür de ışıldarken, insan bulutların ara sında böyle güzel bir mahlfiku gö rür gibi oluyor. Hayrullah efendinin o kulağına bu sözler girmiyordu. O, büyük bir yürek çarpıntısı içinde düşünü yordu: Acaba, minderin altına sak” lanan parayı Darüsaade ağa gördü mü? Zira Hayrullah efendinin Cev her'ağa ile arası pek de iyi değildi. Cevher ağa onur saravda yatmacı g1 İstemişordu. Böyle akıllı. zek* bir insanın sarayda yatıp akikme bir insanın sarayda yatıp kalkma mezdi, Cevher ağa kilerde, mutfakta tablak'larla bin türlü dalavere çeviren, lursiz bir adamdı. Ha'bu ki, Hayrullah elendi, kilercibaşımın odasının yanındaki odada yatıp kalkıyordu. O, dönen hirsiz lıkların belki onda birini bile gör müyordu. Böyle o'duğu halde, kiler cibaşıya bir gün bile ağzını açıp bir şey söylememişti. Hayrullah elendi kendi kendine: — Neme lâzım benim!" Durup dururken, rahatımı bozacak deği lim ya. Bana dokunmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar. diyor, et” ralta dönenleri görmüyor ve duy muyor gibi görünüyordu. O gün Hayrullah efendi, Vene dik elçisini hin müşkü'âtla savdık” tan sonra derhal minderin ucunu kaldırdı ve para alp he men koynuna yerleştirdi Hayrullah efendi korkuyordu, Öyle ya. Venedik elçisi onun ev ienmesi'e neden bu derece alâkadar olmuştu? (Devama var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: