29 Ocak 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

29 Ocak 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Netekim hemen Oravni oteline adamlarımı gönderdim. Ziyafele kap kişi ve kimlerin iştirak ede , ceklerini sordurdum. Garip değil mi ki, cazunlara karşı bir tedbir olarak, ziyafet Waktine iki buçuk saat kalmış öl. duğu halde, henliz ziyafete işti - rak edeceklerin isimleri otele ve- rilmiş değildi. Yalnız otel müdiri, yetine 11 kişinin merasim sala , nunda kabul hazırlıkları yapılma- sı için emir verilmişti, Yine garip değil mi kt, otel i - Jaresl ziysiete iştirak odecekler . dön üç kişinin ismini, tebliğ edi, semiş olduğu halde, memurları - mizin msrart üztrine bildirmişler - di! Bü üç kişiden birisini yakmdar tanıyordum. Onun için buna son derece sevindim. Bu zat, Varşova, da mareşalin adetâ bir rakibi na . zariyle bakılan radikal köylü par- tisi lideri general Ramiri Orenski idi, General Orenaki, hem Poluys generallerinin en genci, bem de en nüfuzlusu idi, Ayrıca Polonya ordusumun (müstakbel havacılık başkumandan namzedi idi. Zira, Polonyanm hava kuvvetlerini o tensik etmişti, Kendisine kabine- de harbiye nazırlığı teklif edildi. ği halde reddetmiş, fevkalâde me haretle idare ettiği radikal köylü partisinin (o ilderliğinde kalmayı tercih etmişti. Varşovada bemer herkeste şu kanaat vardı ki, genç general, ar. vi ederse mensup olduğu parti i- le Diyet meclisinde tek bir darbe ile hükümeti devirebilocek bir kud vete sahipti Zira general hilkö- mete müzuherst etmezse, muhnl&, Tet partileri derhal kükümeti devi, repilirlerdi. Onun içindir ki maroyal, gönç general hakkında kendisine alttan alta söylenilenleri pek âlâ bildiği ve başlıca, rakibi olarak Orenskiyi tanıdığı halde, smf onun ordudan ziyade politikada kuvvetli müza - heretine mubtaç bulunduğundan dolayı, generali hoş tutmağa mec- bur olmaktaydı. Bununla beraber, bütün bu mü. Mmazalar hakixatte Varşovanm politika dedikodularından ibaret o. labilir, belki de bizrat mareşalin dahi kendisinin hayatma horhan - gi bir şey olduğunu takdirde hale- fi olarak general Orenskiyi seç miş ve kabul etmiş olabilirdi. Orowni otelindeki bu gece ziya. fetine generalin de davetli oluşu- mu bundan dolayı pek gerip bul- muştum. Manmafih, başka hiçbir çare ol, madığı için, generalin yardınma milracaat etmekte teçeddüt etme, dim. Generele Varsovu banliyölerin da bulunan İkametgihmda tele - fonla meseleyi bildirim. Gayet (Bu sütunda okuyucularımızın gü metumia yanındaki kupona — Birlikte gönderecekleri EVLENME TEKLİFLERİ İŞ AKA MA, İŞ VERME, ALIM SATIM gini Hear! mahiyeti haiz olmüyan kü çük iânlsri parasız Beşrolünur.) İş arayanlar Hus si müesnsenurim cal düre cani doğru ve Besi © zürete tatiziir ederim. Arz. ederler Haber gazet- Gi vantasile N.Z. mezra mürasuy” sar. 1 *Lise mezunuyum, hesissi pilesin. #elerde hergün öğleden sonra çalışabi. | va.| sitümile (86, x. y. 2.) “ucuzuna mü | trim. Taliplerin Haber gazetesi racaatları. « Herhangi bir mıllasstas34, büroda veya avuksti yunumla kütip olarak iş bilirim. İkt büzük in cslistim, Bön Fire isin arıyan. Daki sena bir smukat Ye # erimi” wemrlir. İsti ezim vaa vezrimaze Pas İY Fm ermmmi Görürnmiyen Harp: | n sonya midrrrsa, İY nazik ve son derece zeki bir asker ölan general, vazitemin nevini ve ehemmiyetini bildiği için, izahat da hi talep etmeye lüzum görmeden, rleamı derhal kabul etti ve kendi. sinin davetlisi olarak ziyafete iş, tirak edebileceğimi, kendisinin ma- reşale karşi vaziyeti Idare odeee- İşin bu kadar kolay halledilişin, deki İyi şansa son derece memnun olmuştum, Derhal hazırlandun ve Orowni atelindeki (oesrarengiz ziyafette tam saatinde hazır bulundum. E. vet, esrarengiz bir ziyafet. Zira, katl bir imanla yemin edebilirim ki bu ziyafet beşinci kolun bir zi- vafetiydi, Bir döfn bu Oravnt otelinin bü- yük merasim salonunun bilhassa intihap edilmiş olduğuna kat'iyyen süphe yokta, Zira bu otelin salonları, matüm duğu üzere, ortaçağlardan, tâ beşinci Wiâdislâsın devrinden kal, ma tarihi sulonlardı. Binmenaley'h o zamanın garip mimarisine gö'e inşa olunmuştu. Gayet dolambaçir ve böyle bölme bir şekildeydi, O tarzda ki xiyafette bühinanlar kat. İyyen salonu terketmemiş olduklar rt halde birer ikişer bu bölmelere çekilebilir ve başbaşa kalabilirdi. Ayni zamanda, bu Salonların ve bölmelerin her neresinde fısıltı He dshi koruşülsa salonlarm öbür u- cundan işitilebilirdi. Vaktiyle Polonya derebeylerin . den bir prense ait olan bu bina, bu şekilde en ufak gürültüyü hef ta, rafa akis ve naklettirecek hususi bir tarzda inşa olunmuştu. Diplomatik denilen bir gece zi- yefeti için bilhasn Böyle bir an - lonun intihap Oolünmâsr siddötle dikketi çekecek bir şey değil miy. di?.. Bundan başka, salonun kâmilen altın yaldızlı billür avizeleri ve ta. rihi döşemeleri srasında ilk gör - düğüm simalar bende son derece büyük bir hayret o uyandırmaya kâfi gelmişti, Zira, bu diplomatik ziyafette bir Fransız hariciye memurundan baş ka tek bir diplomat yoktu. Bu me- murda İsmi dahi bilinmiyen ve Varşovayn yeni gelmiş küçük bir memurdan ibaretti, Davetlilerin diğer kın: asker, lerden ve bir iki mebustan ibaretti. Asıl davetlileriyse kadınlar iss. kil ediyordu. İlk nazarda, bu ka - dın davetlilerin sf mühim bir iç- timar maske etmek, nazardan giz. lemek için figüran mahiyetinde ha zır bülunduklarıns, hakikatte her, halde mühim bir vazife tevdi e - dilmiş olan bu küçük Fransiz ha- ririye memuruyla gayet mühim ve gizli müzakereler olscağma bük mettim, (Devamı ver) » Kırk yaşımdayım. Her veçhile te mal edilir, istikamet ebli ciddi bir ka. Gm. Yepi eski yazabilirim. Dükkün | veya bumüsi bir yerde kuyrt gibi İs 4if bir katiplik işini mürasip görüle esk maaşla kabul edebilirim. Arzu ce denlerin Höber (O güzetesi vaşmtasiie 4H. Y.y) rumuzuna müracantları » Üniversite kukuk fakültesi, İkinet sinif inlebeyiyim; öğleden sonraları herhangi bir mileksese veya ciddi bir avukat yanında çalışmak istiyorsa, Haber gazetesi vamteniyle Beyda A. AR, rümumüna müracamt edil. mesi Aldırınız Aşağıda rumuzları yazıl olan © kuyucularımızı5 amisrme “geler wei:tupları namizlan Nezgiie Gta *r veym saat İT elem olam YLM KI CAME) i e ik HABER — Akşam postası Yalnız İtalyadaki Vezüv yanar- dağı değil, dünyadaki hemen bü . tün yanardağlar ( öfkelenmiş gibi görünüyor. Hepsi o homurdanmağa başlıyor. Fakat bilhassa Vezüvden işitilen sesler daha öfkelidir, yer yüzünün bu eski yanardağın ü. zerinde alevler gölnüyor. Kızgın Mivlar yanardağın uoğzma kadar yükseliyor. Volkanların bu faali - yetinin artması ve bir ihtiyatsız - bk eseri alarak volkan civarla , | lerine rasigeliniyor. | korkunç patlamasında gökyüzüne rında yapılmış şehirleri harap et. mesi tehlikesi var, Yanar dağla - rın bu şakeyr bu kader ileri gö- | türmemelerini temesni edelim. İlimle yakın münasebetleri ol . duğunu iddia eden ban Âlimler volkanlarım bu faaliyetini birkaç haftadan beri güneşin parlak sat. hını karartan lekelerle alâkadar görüyorlar. Bu iddiayı bir kelem- de inkâr etmek mümkün değildir. Zira güneşin yüzünde görünen her leke, yer yüzünü aydmlatan bu kocaman kürede vücuda gelen bir yıkılmanın eseridir. Sathı milyon - larca metre murabbsı ve derinli, ği binlerce kilometre olan kora , man bir deliktir, Güneşteki bu yı- kılma elektronların munzam bir kasırgusından ileri gelir ve bu 6s nada milyonlarca kilometreye ka, dar uzayan bir mıknatıs sahas husule gelebilir. Bu geniş mıkna. tm sahasının volkanların indifaiy- le alâkadar olmadığını iddia ede meyiz, Zaten müşahedelerimiz de güneşteki lekelerle volkanlarn patlaması arasmda zaman müna , sebeti olduğunu temin eğiyor. Muhakkak ki Vezüv yeryüzünün korkunç volkanlarından — birisidir. Müthis faaliyeti tarihle beraber başlıyan bir volkan, Vezüv civarın da yaşıyan ilk milletler bu dağın sakin manzarasma (aldanmışlar, bunun bir yanardağ olduğuna iati, mal bile“ vermemişlerdir. Bu sü - künt “Reirlör » harbi” resin” Spartaküsleri aldatmış, bu adam - lar' yanandağın tam ağzma sığın. mılar cayı bir Kale haline.ge . tirmişlerdi. Bu ilk çağ adamlarmın bir volkan ağzında #arap içip dans ettiklerine dair tarihi rivayetler var, Vezüv civarında ik oturan in - sanlar dağm yamaçlarındaki bazi taşların yanmış gibi güründüğünün. farkındaydılar, Fakat bunu vak - yle bu yamaçların ormanlarla kapı olduğunu, büyük bir yan . gınlâ bu ormanların yanmış bu . Yunduğuna atfetmişlerdir. Milâttan evvel Vezüv civarında oturanlar hiçbir şeyden endişe et- miyerek sakin .bir ömür geçiriyor. lardı, Milâttan 7D sene evvel a ğüstos nihayetlerine doğru sayfi . yeleri olan Pompi şehrine gitmiş zengin Romalılar toprağın #slian- dığını ve yer altından gürültüler işitildiğini hissedince © yaşırdılar, Fakat böyle hafif bir sarsıntı yü zünden meşelerini Uterketmediler, Nihayet Ağustosun yirmi dokuzun cu günü akşamı korkunç bir infi, Araştırmalar İk işitildi. Dağın tepesi parçalan, dı, ve ufak zerreler halinde ha - vaya atıldı, Bugün yüksek bir ir tfaa kadar çıktı, sonra rüzgürm önüne katılarak Pompeinin üzerine yağmağa başladı, Pompeide otu ranlar kıyıya kaçacak ve sandal, lara sığınacak kadar vakıt bulu - madılar. Kızgm'küller altnda ör tüldüler,. Bugün hâlâ bu civarda kilfer a kalmıs İnsan iskelet Vezüvün bu fışkman kıxgm küller ne kadar yükseldi, bunu bilmiyoruz. Ota. rihlerde Roma donunmasile bera , ter Nın Karresiyde Pelin bu hâdiseye dair verirken bu noktayı kav vor Yalnız bu patlayış Pelinde merak uyandırdı, Birkaç sene sonra tn - peye kadar çıktı. Bugün Pelizin Vesüv teperinde neler görmüş ol duğunu öğrenmemize imkân kal . mamıştır. Zira tam tepe üzerin . deyken yanardağın yeni bir gök- remesi zavallı tabiat âlimini yut - muştur. Fakat Vezüvden asırlarca dolasa talsilât sonra patlıyan Karakâtova völki. İ mı bu küllerin 60 kilometre yuka, ya kadar fırlıyabileceğini bize göstermiştir. Karakalova volkanınım patlayışı Sonot adalarından bir tönesinin yeryüzünden kaybolmasma seba - biyet verdi, Bu nadir hüdise 1583 | yılı ağustosunun 26 sını 27 sine bağlıyan gecede vukua gelmiştir. Bu yanardağdan (o frliyan küler tam dört gün sonra Paris gelirinin semasmda göründü, Pariste gök - yüzünün kızıl bir tabaka İle kap, lottı, Manzarayı seyredenler bü . yük bir yangınla karşılaştıkları sandılar, Fakat bu saatte elli ki- lometre hızla kareket eden Kara- katovanm gökyüzünde sörseriyane dolaşın küllerinden baska bir şey değildi. Bü killer vere inmeğe te.” nezkül etmek kararımı vermeden | evvel gökte altı defa dünyayı de. Yaştılar. Bu kül zerrelerinin hava- da dolaşması tam Üç sene Son kül damlaları ancak 1856 da yere düştüler, Küllerin böyle uzun zamun gök- yüzünde niçin dolastıklarını izah | ispermeçst, için âlimler çok uğraştılar. Bu Favdalı bildiler ALADA AK 0S GG Ar BRE TT ii lekeli Seli DEyLER NEFES ALIYOR Mum ne zaman ve Yazan: sabık Polonya Koteriecns o Serviş şefierinden., nasıl icad edildi? | Elektrik kesildiği | zaman bir kibrit çakarak yak. tığımız büzünkü mumlar ilk de, Ta olarak milâttan sonra birinci * asırda kull başlamış tu. Ondan kenlerini geceleyin cereyanı latırlardı diyeceksiniz. yakardı: Kenevir saplarını veye hayvan yağı dolu k için daldır cunu yakarlardı. Bundan sonra meşaleler meydana çıktı. Bu zerleri balmumu veya tülü nebati lifler mumların ec. dadı saynır. Mumlar keştedildikten sonra bir çök yeni âdetlerin doğması- | na sebep olmuştur. Bugün kili selerde yakılan, vaktiyle cami, lerimizde etrafı aydınlatan ve nibayet. Hıristiyanların doğum yildön'mlerin: alarının or. tasımda yaktıkları mumler orta çağda mahkemeleri» mühim rol oynarlardı. He: ne geçtiği zaman İ davanın ebemmiyetine göre | yük veya küçük bir mum ya. İ kardı. Mumun sönmesi mubâ, kemenin bittiğine işaretti, hâkime yeri - bir mübaşir, | Polonyada ise mumlar uzun zaman, bayram günlerinde ölü leri davet icin kullanılırdı, Böy. le günlerde her Polony il de yaktığı mumların, ölül bir an için mezarlarından kalka, rak kendilerini ve sevdikleri yü: vayı görmeğe imkân vereceğine ğnanındı. Bir zamanlar kalıplar içinde imal edilön mumların bugün ma, kine ile imal edildiğini söyleme, sürdü, | ge Jüzüm yoktur. Fakat mumlar muhtelif maddelerden yapılahi. leceği gibi imal tarzları da de- Fişiktir. Mumların parafin, asid stearik ve bal trumundan yapıldığı da malüm. kül zerrelerini mikroskop altında | dur . muayene ettikleri vakit bumlerm i. gi bog sünger taşma benzediğini gör düler, Bu küreciklerin İçersi oksi” jenle doluydu. İşte bu sır görül - müş oldu, Volkarların tasyikiyle fırlıyan bu taşların 80 kilometre | adı Vilum yükseğe firliiyahileceği ve saatte 00 kilometre sürstle yıllarca ha vada seyabat edebileceğini ispat etti, Tabintin bu muazzam kuvveti karşısında ogüllesini ancak 190 * 200 kilometre uzağa gönderebilen en büyük toplar bir çocuk oyun cağı gibi kalıyor, Medeniyet, ta » biat kuvvetlerinden istifadeye yeltenen bir çırakinn başka bir şey değildir, A. Bilgin EM 2 a ir İİ devamına başlıyor Haberin birkaç sene evvel hergiün torma for- ma okuyucularına verdiği ve takip edeni hiçbir muallime surette hazırlayıp müracaate muhtaç b:rakmıyacak HABER METODU adıyla neşrettiği yabancı Til derslerinin ikinci ısmına pek yakında veniden baslaracaktır. Dinci kısm. takip edecek Sil ayerakirları iwziizce, almanca, İrmet. «a dillerinin en güzel romanlarından birini türkçederiie teraher kar sidikli takip eberekler ve bu dillerdeki bilgilerimi derieireekirrir. Mabir okeyyenbaranın Ezana dilinde takip edeeileri rotanın Elanrl Sar | dan ook sr istifndi te biöetin “Ürheanem” | olacağını öğremmislermi. Fiber'im geregi Mesir üre | rine Ne ramen Bek Merimeniei Kalb. pornı yerilemek, Gelse Hema Bakdp ederler. “Pek'yek nda HABERDE“ 4. yiz HAVAGAZI NASIL | ICAT EDİLDİ Havagazını icadeden adamın Murdok'dur Murdok | sgtğı gecelerini bir mumun isli altımda geçirmekten bikarek bir #lmin maden kömürü gazi ışık tetoin etmek mevzuu rinde yaptığı ar2s önünde ti Maden rmaları kömürünü aldi kabın içinde yaktı, Sonra bu kö, mürden çiken gazı her tarafı kapalı bir kaba doldurun muvaffak oldu. Kabın üst tara- fına küçük bir delik açtı ve mu, | mu yaklaştırdı. Bu delikten öy. We kuvvetli ve güz kamaştırıcı bir işik çıktı ki az kalsm adam kör oluyordu. ' Bunun üzerine Murdok madeni bir kap imalet. iki boru raptetti. Bu Gan bir nevi yükö merbuttu. Birinci boru made: gannı zevkediyor, İl huvagaznmn kaptan gikmesini temin ediyordu. Yüksüğe mu, Mur alevini yaklaştırma Ma dok odayı çok aydınlatan bey bir ışık elde etti, Bu keşit 1760 tarihinde yapılmıştı KAMIŞTAN ELBİSELER Şimdiye kadar âdi kamışlar» İ mektevi. Son j ar da biz | miştir. Her Larafta kamış kökü da- 1 ğdal kğ Me AŞ ği | mekte ve bundan da ipeğe yakın kaba hava fipleri artmıştır. Kamış siraeti, nin revaç bulmasına #ebep. kuru | çok ku Nüloz elde edi! Bu selüloz hamur keline ge- ve ince delikli süzgeç, lerden geçirilerek tazyıka tâbi tutulmakta ve bu suretle doku, ; maya elverişli kuvvetli bir iplik. elde edilmektedir. Her nevi selliilozdan bu iplik. lerin elde edilmediği, yalniz ka mışlardan çıkarılan selülozdan ede edildiğini kaydetmek lâ. zımdır. Bir kilo kuru kamıstar üçyüz gram #ellüloz elde eğil, bir kumaş olan takriben 200 gram rayon elde edilmektedir. Demek ki bir bayanı baştana, şağı giydirmek için (İskarpinler hariç) bes kilo kamış kâfi gele- çektir, Eğer yazlık giyecekleri heraba katarsak iki kilo gamı, gın kâfi geleceği aşikârdır. BOĞAZİÇİNE (BOSFOR) ADINI NEDEN VERMİŞLER? Bosfor kelimesi yunanca öküz. sığır mânasına gelen “Bous” kelimesiyle geçit mânasına gelen “poros" kelimesinin bir arada kullanılışmdan doğmustur Ve bir Yunan efsanesinden doğ. muştur: Bu efaaneye göre ilâhi ların başı Jüpiter genç Yo'ya âşık oldü. ei Jüpiter'in karısr dumur fayk:-” pa vardığı için, sevgilisini karı. sınm intikamındân kurtarmak için Yo'yu sığır şekline söktü.” Fakat Jüpiler'in karısı bunu da, öğrenerek milyonlarca arıyı si. ğıra musallat etti, Bunun üzeri, re Yo kaçmağı başladı. 1 Jüpiter'in sığırı buradan geçtiği için Yunanlılar buraya Bowforus “Bousporos” dedilrr ve ecnebi-| Ter âe 'bu ismi kullanmağa ver) pi f MİSSİSİPİ | Missisipi nehri Amerikanın / en büyük mehiridir ve 4820 kilo. metre uzunluğundadır. Mevzu isimlerden. açıldığı için bunun da mânasını verelim: Missieipi” pehirine bu adı kızıl derili yerli Kr takmıztır. Onların dilindel Missigipi “sularm babası” de. mektir. dl etlerindeki akar sula. & olduğundan doğ. lr deği) mi? b Zayi dolarlar Amoriku Birleşik Devletleri az kazslurdâ, yanzın'ardağ eaklandığı'yerlörde Kiyma ğSİ a 150.000 de yüz bin ir Renkler Açık ve caplı renkler bakaj şebekiyeclade temmim rentler h rt

Bu sayıdan diğer sayfalar: