8 Temmuz 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

8 Temmuz 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEMMUZ — 1841 : “Nan verdi, dendan kalmadı!,, Dünyanın rahatını kaçıran bu. #ühkli arpten evvel memleketi. 20 iyi kötü, bir neşriyat borsa , Sekiz on mecmua ve ma Bistin çıkıyordu, Küğrtizlik, bun- Bra bazılarını tatili neşriyat yg etti, Tutunanlarında da es “Büyük sözler,, denilen ve Szelere, çok ehemmiyet veriliyor, Hemen hepsi de bunlara bir süten Pena şey değil ama, topyekim teretime, hem de bin kore #erilmiş şeyler. Acaba, muharrir. Mtimiz. ediplerimiz, siyasileri - Mİ, romancılarımız İçinde vecize “liyenler yok mu?.. Eskiler de “ylememiş mi?.. Yerizieri hep garılılardan ala imuza, biraz da bizimkilerden Vinuneler versek olmaz mı?.. Ha- İS alıştığımız için, bizinkileri 0 Bayap vecize seçmeyi bir külfet ü , eski şeyleri kopya etme daha muvafık buluyoruz. 4 Acemin ne güzel büyük sözleri vardır. Eski mu er bunları lisanımıza çevir , kitaplar yazmışlardır. Bun- Hsanlarmı bugünün üslübu. M çevirip neşretsek, okuyucuları yepyeni bir şey tanıtsak fe- Mm olur?., Bugün, rahmetli Muallim Naci Ne Hemedanlı Kelimden tercüme Mağ beyit ve mısralardan baxı- inn sarımı sadelestirerek olur Yirularıma sunuyorum: 1 — Alçak, mevki ve Ikildar sa Vb olanca zebunkeş olur. ?* — Sudan ayrılan balığın ateş- NN korkumu olmaz, 4 — Tok göze göre başakla har » birdir. i — Kasabın evinde her gün İirban bayramı vardır. 5 -— Gül kokusunu ucuzlat, gül Kiçesi uzakta “değil! 5 — Zaman, sağlığımda, karan- şü gecemde Kığı çaldı da, öldü- zaman, omozarımm Üzerinde Dt, 17, öğrenmek istemiyor Bizde telefonun 35 mumarasmı Mev, tir genç kız çıkıp saniyesine ka. Ör saati söyler. Dünyanın Mt, büyük şehirlerinde bizim anbuldaki gibi saati bildiren ie makine vardır. Bü makinelerin en güzellerin tn biri de Paris rasathanesinde Mulunmakta ve oradan hem tele kin *denlere, hem de radyo V&- Mtasiyie büttn Fransaya günde Vrkaç defa vakti dakikası daki- kanına hattâ saniyesi saniyesine Bidirirdi. Fakat artık Paris kı saatin kaç olduğunu bile İğermek istemiyor olacak ki Yökine adama saat soran müş Öriler yarı yarıya azalmıştır. Bütün Fransaya vakti doğru i bildiren bu saat devlet (İN de mühim bir kazanç men- iz idi .Paris saati senede tam Na milyon frank (getiriyordu. İlgün ise bu miktar yalnız 3 2 Ve direktörü © Mösyö ee tam 170,000 kişinin tele- konuşur saatten vakti sor. km hatırlamaktadır. Konu- Saat ilk defa halka o gün a. Kiniştar. Bu rekor bir daha kı. tar. ALDI A i — Feleğin Yütfu, ihsanı alış Veristen baska bir sev değildir Bir lokma ekmek verinceye kada dişini alır, (0) 8 — Hayat bir denizdir. Hâdi. sat imsahıdır. Vücut gemi, ölüm, kıyıya varmaktır. (9) Geride bir şey obirakarai ahret yolculuğuna *ıkma, İnsan &£ simden, iyi addan © başka yadigü; bırakmamalıdır, 10 — Soluğunu zaptedemiyci dalgıçlık edemez, WU — Ask ve sadakat İkliminin havası pek fenadır, Gönül! bu Ik iimde bulundulışn hasta olmak zn- ruridir. 12 — Yol üzerinde bulunma dıkca dilencinin keyfi gelmez, 15 — Mahşerde bizden ne İsti yecekler, malı, mülkü yağma edi. len, hediye götüremez. li — Divane viranesinden ars lanmaz, 15 — Çocuk çok yüz bulunca, çok yüzsüz olur, 16 — Sabahımızı gördün, ka - ranlık gecelerimizi sorma? Vi — Kiymetten düşmek İste- Mersen, kimseyi kıymetten düşür meğe kalkışma, 15 — Hayatim rahatı başıyla sonundadır, Rahat va ana kucağın dadır. ya mezardadır. 14 — Zamanın gidişini iki defa görmek, tahammül olunamaz bir seydir, Onun için, dünyadan kim Zöçtüyse, bir daha yüzünü çevirip bakmamıştır, Görmedik hiç peşiman olup avdet edeni, Anlatur kim, var imiş milki adem- de rahat! LAEDRİ (1) Ziya paşanın şöyle bir bey. ti vardır: Taşlar yedirdi nin yerine bir »4- man İçlek, dendan kalmadı, Nân verdi, şimdi, ah ki Ne yahudidir ne de ölmüştür. Hattâ nişanlanıyor bile Fransız sinema artistlerinden Şarl Trene'nin Musevi olduğu bilhassa Fransa harbi sırasında ve Almanların Parisi işgallerinde sinama muhitinde mevzuubahs Olmuş, hattâ Yahudi olan Şar Trere'nin Almanların eline geçö rek öldürüldüğü de ileri sürül. müştü. Fakat Şarl Trene kerd'sin: çökemiyen bazı iftiracıların üys durdukları gibi ne Yahudidir, ue d. Almanların eline zeçip öldü sülmüştür. Bilâkis terhis olduk» tan sonra işgal altıma alınmayan Fıunsada büyük bir *wrne yap mış her şehirde tems''ler vermiş ve nihayet Parise dönmüştür. Şarl Trene bugün de Pariste gar» kı söylemektedir. Şakacı bir mizacı olan Şarl Trene harpten sonra bastırdığı kartvizitlerinin altına: “Ne Ya. hudidir, ne de öldürülmüşütr., Kaydını da koyarak (kendisini çekemiyenlerle alay etmektedir. Fakat bu çılgm şarkıcı hak» kında rivayetler hâlâ bitmeyor, şimdi de güzel Fransız yıldızı Korin Lüşer İle nişanlanacağı söyleniyor. HABER — Aksım postk. Öğleden sonra, Kanal istika. metinden gelen dört gemi limâ na girdi. Limandan yükünü al mış olacaklar ki biraz sonra ö nümlizden tekrar geçtiler. Tam bu esnada gittikçe yaklaşan motor gürültüsü duyuldu. Stuka- lar: Fim makinelerini Ohemen gemilerini üzerine çevirdik. Her. halde bir şeyler olacaktı, Lâkir üzerimizden gürleyerek geçen tavyareler gemilere hiç ehemmi- yet vermiyor gibi yollarına de. vam ettiler. Galiba başka bir hes defe doğru gidiyorlardı. Fakat tayyareler geniş bir kavis çizö rek gemilere yaklaştılar ve.bir hizaya girdiler. Birden bire en baştaki tayyare amudi olarık gemilerin üzerine indi: Arkasın» dan İkincisi, daha arkasından ü. çüncüsü... Ve altmeısı... Bomba. sını boşaltan tekrar yükseliyor» du Bombaların, 400 metre yük. seklikten tayyarelerin altından nasıl çıkarak hedeflerine düştü” Taalarayons” Endahtlar, (o teleobjektifle filme tesbit ediliyordu. İlk bam. balar, birinci ve dördüncü nak- liye gemisinin yanma düştü, Düş- tükleri yerlerde su sütunları yükseliyordu. Üçüncü gemi büyük sar bir duman içinde kayboldu. Saymağa (başladık: 1, 2,3, 4, 5. 6... saniye. Dehşetli bir İnfi. lâk altında sarsıldık: Biraz da- ha bekledik. Duman bulutu ha. fifçe dağılıyordu. Büsbütün da Fılmadan ikinci bir infilâk vuku buldu. Husule gelen yeni duman bulutu muhakkakki ikiyüz met. re yüksekliğe çıkmıştı. Bu du manda çekilince denizin dümdüz olduğunu gördük. Ortada gemi namma bir şey yoktu. Değil tah. Tisiye sandalı, bir tahta parçası bile görünmüyordu. Gemi. her şeyile batmıştı. Ü. çüncü gemi hasara uğramış ola. cakki ikincisi yanma yaklaştı ve askerlerle mürettebatmı aldı. Hasara uğrayan gemi ise yana yattı ve yavaş yavaş suya gö mildü, Bombardımandan kurtu. lan gemilr bunun 'üzerine yolla. kayboldular. Tarla ve kenar yollardan İer- liyerek ODünkeke yaklaşmağa çalıştık. Anlaşılan şehrin önle. rinde şiddetli muharebeler vuku buluyordu. Makineli tüfek ve top sesleri duyuluyordu; tayya. relerin bombaları nasıl attıkları uzaktan belliydi. Şehrin muhtelif yerlerinde yanıyordu. Şehre iki kilometre yaklaştığımız halde hiç bir mukavemetle karşılaşma. dık, Böylece kenar mahalleye vardık, Evlerin pencerelerine dikkat ediyorduk, fakat kimseler ateş etmedi. Nihayet liman ma. halline girdik. Sahil boyunca uzânan istih. kâmlar vardı. Bazı istihkâmlara yaklaştığımız zaman ellerinde beyaz bayrakla ilerliyen düşman sübây ve erleri vardı, Ekseriveti Fransızdı, Aralarmda tek tük bagir e vardr, Terkeden iz, Yollar ağaç kütüklerile kapatılmıştı e FRANSA HARBİNİ FİLME —— NASIL ÇEKTİM tihkimlarm önünde sayısız tank zırhlı keşif arabeları, ve her çe şit nakliye vasıtaları gördük. Hepsi denize doğru uzanıyor. du. Anlaşılan, sular çekildiği zaman gemiler yanaşamıyorlardı ve İngilizler, kendi askerlerini kaçırmak için bu çareye başvur. mak mecburiyetinde kalmışlar. İşin enteresan ciheti, denizin ü- xrinde yüzlerce şişirilmiş otö- mobil lâstiklerinin bulunmasıydı, İngilizler bumiarla kanalı geçmek istemişler... Bütün sahil boyunca alılmış elbise ve milhimmat var. di. Bazı yerlerde kurulmuş kah- valtı sofralarıyla karşılaştık. Arlaşılan, düşman kaçarken nefes almağa bilezaman bulama. riiyer Maynarımtmaş bir köprü den geçtik. Sahil boyunca (İlerliyorduk. Deeniz tabii rengi olan yeşil ren- gini muhafaza ediyordu. Suyun içi yıkık dökük malzeme ile dolmuştu. Kamyonlardan tutun iskemleye varmcaya kadar her şey mevcuttu. Bunların arasında maktul düş müş askerlerin cesetleri yüzü. yordu. Cesetlerin ekseriyetini Fransızlar teşkil ediyordu. İngiliz cesetleri arasında da zenci askerlerin çokluğu nazarı dikkatimizi celbetti, Bazi evlerin pencerelerinden alev çıkıyordu. Maamafih liman Almanlardan sonra İngiliz zırh. hları tarafmdan tapa : iza eg Yazan : Dr. Hans Henkel Galajs şehrinin limanı kadara. erklı bir manzara arzetmiyordu. Vaziyet böyle olduğu halde, Dürkerk'te gördüğüm hasar ve tahribatı diğer hiç bir yerde gö remedim. Batarken biribirine bi- nen gemiler. yamrı Yumru ola rak toprağa gömülen vinçler. İnsan nereye baksa bir harabe görüyordu, Bazı antreolarda tu. tuşan kumaş topları etrafa nâ» hog bir koku neşrediyordu. Stu. ka tayyareleri rıhtımdaki demir yolunu bombardıman eğerken marşandiz vagonları oyuncak gibi havaya uçmuştu. Gözümle gördüğüm bu manzarayı asla unutamıyacağım. Galais'in . iman mahalli taş yağınından “ibaretti. Dünkerk'in ise biribirine geçmiş hunda de mir... FİLM MAKİNESİNE GÖSTERİLEN * HÜRMET... Aradan bir kaç gün geçinee Compiegne'e vardık. Kıtalarımız © kadar süra'tle ilerliyorlardı ki hiç birine tesadüf edemiyerek cenuba doğru yolumuza devam ettik. Silâhlarımızı, elimizde # tese hazır bir vaziyette tutarak Compiegne ormanından kimseye" tesadüf etmeden geçtik. Orma nın öbür ucundan çıkarken, kar- şılaştığımız Alman askerleri or« manm Fransızlaria dolu olduğu nu söyledi. Meğer geldiğimiz $0- se üzerinde bir kac kurye moto» gk a vakada Fransa sahilinde muharrik hedeflere karsı sikletçiyi öldürmüşler, Talihimiz varmış: Film makinelerini gös rünes bize saygı göetefimiş ola- “Senlis” önlerinde ordunun ilk hatlarıyle temasa geldik. Burada ağır muharebeler cereyan edi yordu. Düşman ateşi altma sl. nan bir köyden süratle geçerek çukur bir ovaya girdik, Piyade alayına memsup . taarruz emrini bekliyen, ve ağaçların akımda duran sayısız nakliye vasıtası vardr, Otomobil kamyon ve zırhlı a rabalara mensup erat bunların etrafında uzanmış uyuyordu. Son derece yorgun oldukları bel. liydi. Ağaçlarm ultmdan ilerliye- ecğimize çayır kenarlarından gittik. Tam bu esnada düşmanın giddetli bir topcu #teşi başladı. Fransizlar arabamızı bir tarase sut mevkiinden görmüş olacak. lardı. Bu kadar dikkatsiz davra» narak piyade alayma mermi yağdırmağa sebep olduğum hal. de alaya mensup subaylar tara- fından çok iyi karşılandım. Pilav çekemedik zira almacak şayan dikkat bir şey yoktu. Aralarına karıştığımız piyade alayı maeskelermiş bir halde. bekliyordu, Senlis üzerine büyük bir taarruz yapılacağı apaşikâr- dr. Subaylarla cephenin vaziyeti hakkında görüştük. Bende; ya. kımda Parise gireceğimiz irtiba hasıl oldu, zira Fransızlar, her tarafta anudane bir mukavemet göstermiyorlardı. Üç dört günde Parise gireceğimiz muhakkattı, Film operatörlerinden biri dört , Simalden mi yoksa garpten mi girdim diye bir türlü karar ve remiyorduk. Halbuki Fransızlar “Marne” da mukabil bir taarruza geçtiler ve biz şampanya içmekten vaz geçerek gerisin geri döndük.” Holtsapfel (operatörün ismi) söylediklerime itiraz etmiyecek derecede mükemmel bir askerdi. Fakat, gözlerinin parıltısmdan, bana inanmak istemediğini anla dım, Hakkı vardı: Bahsi nasılsa kazanmıştı, CEPHENİN İLK HATTI NEREDE?... Ordunun İlk hatarmdan yine ayrtimış bulunuyorduk. Senlis'in 30 kilametre garbında. olduğu- nu nasılsa haber aldık. Garbe, doğru büyük bir kavis çizerek Pierrefonds ve Billiers - Coteret üzerinden geçerek Crepy-en» Balois'ya geldik. Hafif bir yüke diler. Bunun üzerine parkta ko naklamağa karar verdik. Böyle

Bu sayıdan diğer sayfalar: