20 Temmuz 1941 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

20 Temmuz 1941 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AET GRUNDA <a Büyük Milli Roman Yazan: MAHMUT ATTİLA AYKUT! he ederim. bire sizd. sebep ç de bö .i ım için Süphelendiğim için 8 K SÜN aksam Ri Biyer kşam odama yat- Mm ben yukarı çi “b bey de ada Kan Ni, “a hakikati öğrenip AZ Rİ LELE n Pre ini, tiyo, haberler Ümüt ederim, Sakir İmeyvin; vk sevinci Yaran İz ve bana ina A LARA xi N evine a evde Dir sima gittiler Bibi Anadolu koku. &, Jocuklar. Hani artık avaz oldum. Müba. * Bİ ol yüz sürmek NT orum ay onlar burays £ Kk, “ah Bak Size verilecek ie, z , Si babanın uzattığı Millet Meclisi a umumiye riya “iy. * humaralı tezkeresi. Ne (M. M.) grupu teşki yy € M ni alındığına dair iş tm: mucip olmuş. delmize en lüzum. Sizden felâ- tiflerini efendilerden set ve İhsan beylerin nişan. ve sivil In taltifini, grup haricinde olup e ahir müzahir bulunan ymakam Salih ve Velit beyle rin dahi nişanla taltifini alele sami müdafaai milliye vekâleti teklif ve rica ettim. rosundaki givil efen- diye kadar erkânı mumiyeden aldığı şeh» yı nisan 338 den itibaren (dörtyüz iblâğ göre tezyit faz ve grupa karşı te tekrar & celilesine Grupun k dilerir Tiraya inizi tic vatı derim. sek mahsusamı 0 —4 938 örkânt harbiyei umumiye reisi Birinci ferik FEYZİ yonlar bahşedilsey n bu kadar sevinmez ütün tehi bilen bu in anperver ruhunu taşıyan ve onun manevi hazziyle kendi. lerini mesut o telâki eden baht- yarlardı ki. Öğünmeden çalış masını, bir karşılık beklemeden vermesini biliyorlardı. Rüstü baba sevincinden ağla. yordu, Kemale. İhsan Artan bir aşk ve hevesle Her şey vatan için diye hay. kırdılar, O gece grup mümessi!. leri Rüştü babanm evinde içtima ederek bu yüksek hatrrasyis en sevinçli en Memi inden birisini yaşadılar sizmeli şeref esi saklanacak tarafı al Maales Refik de ölüler kervanına karı ram, rdan biri olarn ve kalbimizde yaşayacaktır. Rüş içimizde ağır, ağır konuşu. yo Ölümden korkanlar Çünkü korktukları şey muhakkak onları bula yaşama. sınlar caktır... tmişlerdir. Hayata değe- nden fazla kıymet verenlerin, düşündükleri bu ve avakip beşerin bütün bir silsi m yazası arak değil midir | ettiği bir netice (Devamı var) teveccühün | İ MERAKLI SEYLER yy yy Şimal denizinde Almanyanın bir a. das olan Borkumda balirn balığı ka. miklerinden yapılmış bliyük bir du. var vardır. Memeli hayvanların en bü yağu olan bu balığın kemikleri yanya aa ve dikine konulmak duvar, İsa doğumundan sara on Ye, dinci yahut on sekizinci yüz yılda yu. pilmaştar. HAJA eski durumunu betmediği için böyle duvarların ka; sağlam olacağı anlaşımaktadır. Bc kum ndasında ne ağaç, he de taş var. dır. Her taraf kumandan © ibarettir. Burada yalnız balıkçelar oturur. Vake te ada kıyılarma pek çok balina ba uğ gelirdi bunları av O zamanm balıkçıları yarak etlerinden, yağla, rinden istifade öderlerdi. Adada miklerden Yapılmış erler ve türlü A, isler vardır. Nitekim, bügün Beki, nz, silâh fok balığı yahut Ran geyiği kemiklerinden yo, parlar, molar kayıkları, kıza larını, her türlü Aletlerin Hayvanat bahçelerinde- ki hayvanlar Avrupa hayvanat bahçe - lerinde, Avrupayı baştan - başa saran kıtlık yüzünden hayvanlara gıda bulunamı - i yor. Bunun için zavallı hay- vanları öldürmek mecburi » yeti hâsıl olmaktadır. Esasen esarete mahküm olan bu hayvanları, bir de yarı aç, yarı tok bir halde ıztıraba mahküm olarak yaşatmak hakikaten acı bir şeydir. Paris hayvanat bahçesin « de hemen hemen hiç hayvan kalmamasına mukabil, Lond ra hayvanat bahçesinde yaşı yan bir hayli müşterisi var. bunlardan bir tanesi 130 ya- şında olan Jorj isimli tim - sahtır. Bu timsah (her halde çok yaşlı olduğu için olacak) senede altıay uyumağı ve bu müddet içersinde hiçbir $ey yememeği âdet edinmiş. tir. Şimdi birçok insanları im. rendiren bu bahtiyar mah » lük ol.ndra hayvanat bah - dalmış, rahat rahat uyuyor- muş, , Havadisi okuduğumuz 1s. viçre mecmüâsına göre, hay. vanat bahçesinin bek i timsahın uyanma günü ya » naştıkça mühim bir endişe alıyormuş. Zira hayvan uya. İ nınca hudutsuz iştihasmı tes İ kin için vesika ile tahdit edi. len gıdalar altı aylık açlığını i doyuramıyacaktır, #üretile bu | rmdan ve duvar yapmak için kemikle. | Kös | çesinde altı aylık uykusuna | Macit Barkay, okumaksızın hareketsiz bıraktı: | Nakleden: Melekzat KARDEŞ elinde tuttuğu gazeteyi bıraktı; gözleN dalgm dalgın bir nokta. ya dikili, düş kaldı ir abajurla Açık rerk örülü masa gevkle oltuklar, gü zel bir yazi masası, zengin ciltli dolu kütüphane Ma. beraber zevk sa. i de olduğunu g İ ya hafifçe düşüncelerinder ile ssteriyordu. vurulması, uyan dırdı: — Girebilir mi y ve nahif, bir çocuk ürkek laştı. Macit, sık sık hastalanan, ay- larca yat kalan bu çocukla pek fazla alâkadar olmamıştı, O İşine düşkün, çalışkan bir adam. dı ve işleri de pek çoktu. Bu se beple Enis, hele annesiz de kal. dıktan sonra, zamanmı hep hiz. metçiler arasında geçiriyordu. Macit canm sıkrldığını bel. li eden bir tavla sordu: — Ne istiyorsun? Bu saatte sen yatmış olmalıydın? Dnis babasının hiddetlendiğir hissetti, sarı yüzü biraz daha sarardı, Suale cevap verebilmek için bütün cesaretini topladı: — Baba, çok dertliyim! Macit, muhatabma hayret ve âynı zamanda hiddetle baktı, Bu bacaksız. dert ve ıstırabın ne olduğunu demek biliyordu? Dert liyse bile bunun mesulü Macit miydi? Karısı, kocasını ve çocu. ğunu bırakıp bir âşığiyle beraber kaçtı diye şimdi Macit dadılık mi yapadaktı? Enisin dertli olması, ıstırap çekmesi onu zerrece alâkalandır. mıyordu. Fabrikasınm bozuk gitmiye başlıyan işleri, kendi derdi ve ıstırabı kendisine kâfi idi, Jetrrabı onu hiç bir zaman terketmiyor, işinin başmda da Macit derdini aklndan çıkara. mıyor, İffetin lüks içinde yaşa” tılmasına men kendisini ter. kedip kaçtığını, daktilosuna mek tup yazdırırken veya memurları. na emirler verirken bile unuta. mryordu. Karısının bir dediğini iki et- memişti, Pakat onun arzulârnı izhar etmeden keşfetmek mezi. yeti yoktu, neşeli bir adamda değildi, Bunlar ise bir kadın na. zarında çok büyük kusurlardı. İffet de Mecidin kendisini sevdi. ğini bildiği halde bunu kâfi gör memiş, bu sevginin ehemmiyet. siz fırsatlarla açığa vurulmasını beklemiş ve nihayet Ayağa kalktı, sinirli sinirli | oğadadolasmıya basladı. Birden. onu olduğu yerde m baba? rü sapsarı irkek ons yak. çocuğun sesi uç 2 YENİÇERİ tr İLE hş MLAŞINCA... İsa > ah, Si kalker, giyindi. Ni, Ahçesinde dolaştı. ah Ağası erkenden ta görmek üzere - Beyi e böyle erken - eh gelişinin elbette vardı, b bir aralık yeniçeri Si mma sokuldu. nıdin mı? R lu, be gözlerini Da * baktı: e Msirıyor ama, bir *Yamadım, oğul! tek ilâve etti: ilerledikçe insana Mi, Seliyor galiba! İyeşdini tanrtt: t ti muhafızı bu zaman ben de süze- Ni, iN yanınızda değil miydim? Haniya akşamları beraber balı titn ğa gıkördık. Bir gün de kayıltan denize düş” müştünüz... Ben sizi kurtar. mıştım. İlyas bey rak: — Gel oğul, seni kucak- lıyayım, dedi, seni unutmak kabil mi? Sen beni o zaman kurtarmasaydın, boğulup git miştim, Biribirlerine sarıldılar... Öpüştüler. Rüstem: — Padişah henüz kalkma- mıştır, dedi, haydi biraz be. nim odama gelin de konuşa. ım, Ilyas Bey uysal bir adam. dı. Rüstemi orada gördüğü. ne pek memnun olmuştu. Za. ten o, Rüstemi çok severdi. Hattâ vaktile Geliboludan ayrılırken, ona: “oğul, sen kollarını a Yazan: -7 daha çok gençsin. Hele bu. rada birkaç yıl kal? Denizci. liğe istidadın var. Yarm bir gemiye reis olursun!, demiş ve Rüstemi Geliboludan bı. rakmak istememişti. Şimdi o da Rüstem de Ge. Kboluda geçen güzel günle. ri anarak karşılıklı konuşu. yorlardı. Rüstem, Niğboluda başına gelenleri birer birer anlattı. İlyas bey: — Geçmiş olsun, dedi, am can da çok mübarek bir a. damdır. Koca Doğan hâlâ Niğboluda bekçilik ediyor, İskender F. SERTELLİ 5 - değil mi? — Evet, Padişahın ona çok itimadı var. Gene ken. disini Niğboluda biraktı, — Sen hâlâ bekâr misin? İşte, İlyas bey, Rüstemin can damarına basmıştı. Delikanlı: — Evet, dedi şimdilik be. kârım, Fakat, bir nişanlım vardı... tam onunla Niğbolu- da evleneceğim sırada, ba- şıma o (kızıldeğirmen) felâ- keti geldi. Vaktinde kaleye dönemedim, Padişah da beni öldü sanmış ve sevgilim Mar. tayı diğer esir kadınlarla bir. — Beri sun baba? rtık hiç sevmiyir mu Oğluna dönüp baktı, onu selli ve teskin etmek için hiç yordu. te arzu duym — Ha ma da, git yat Enis bu emri duymamış yerinden kımıldamadı Ağlı çalışıyor, bu ceht, onun ruk kadar vüzünü buruşturuyor. du, Şimdi onda çocukluğu ağ »cük hali yoktu trap onu âdeta yaslandırmiştı İ. sacma saçma konuş, Yavaşça konustu — Beni artık neden sevmedi fini biliyorum baba! Evvelden hazıriadığı cümleyi, korkusundan gözlerini kapıya * rak, bir solukta — Beni. kendi çocuğun olma. dığımı zannettiğin içi yorsun değil mi? — Ne? Enis, gözle: açtı. Macit ona doğru eğilmiş, eliyle omu . mından tutarak sarsıyordu. — Sen ne söylüyorsun ? Söyle” diğinin manasını biliyor musun? — Evet baba, biliyorum! Çocuk, onun zihnini kurcalı . yan, beynini burgu gibi delen, bir türlü kat'i cevap veremediği korkunç suali ortaya atmıştı. Bir yerden bir şey mi duymuş. tu? Onu dinleyecek, neler bildi. ğini öğrenecekti. Bir koltuk işaret etti. Kendisi de karşısın da bir koltuğa oturdu. — Söylediğinin manasmı bili, yorsun öyle mi? Cevap ver. — 'Tâbii baba, ben on iki ya şsndaytn! Odada kısa süren bir süküt ol. du. Sonra Pinis, fısıldar gibi ko muşta: — Çocuklarm on iki yasmda pek çok şeyler bildiğini büyük. ler farkemiyorlar.. Annem ev. den uzaklaşaiiberi benimle ko. nuşmuyor, beni görmiye bile te hammü! edemiyorsun baba... Sa. na ne yaptığımı, benden n böyle nefret ettiğini çok araştır. dım, sebebini anlıyamadım Anneme gelince o, bizi sevmi - yor değildi. Bu sevgi senin için beş sene, denim için ise beş s€ neden biraz fazla devam etti. On. dan sonra benimle hemen hemen hiç alâkadar olmadı. — Bunları nereden biliyor » sun?. — Aşçı kadın biraz evvel hiz. metci kıza anlatırken duydum: “Yanlarında senelerdir çalıştığı” mr biliyorsun, Evliliklerinin ilk beş senesinde hanım beye toz kondurmuyordu. Sonra ziyet değisti. Çocuğun h inden evde nâşe likte kendi sarayına gönder. miş. İlyas bey hayretle başını salladı: — Padişah seni hâlâ öldü mü sanıyor. — Hayır. Ben dönükten sonra, yararlıklarıma mükâ. fat olarak beni maiyetine al. dı. Ve dün ordu ile beraber geldik. — Peki ama, padişahımız kahramanlardan bir Macar kızını esirgiyecek kadar ka. dın düşkünü değildir. Ken. disine bu meseleden bahset. medin mi? »— Hayır. Kendisine Niğ. boluda iken, amcam: “Mar. ta Rüstemin nişarlısıdır.,, demis. Padişahın bunu düşü- nüp, ben esaretten dönünce sevgilimi hana iade etmesi icap etmez miydi? — Hakkm var, oğul! Böy. le yapması lâzımdı. Fakat, Bey de zaten neşeli bir adam de. ğildir.” Bu sözlere inanabilirsin baba.. Hizmetçiler ev p bitenleri ev sahiple s iyi bilir. Benim tan çekinmiy Duyduklarım ceğim? Kimsem var mı? £ bana hatır bile miyorlar mı cekler? Üs lar boşboğaz Bugün on ınlatmamı bir çocuk da € irm sözleri saymıyorum siyle onlara bir x k ki e boşboğazlık olsun. Düşün baba, beş sene zarfind szlerim dedikodu bes an başka ğun olmasaydım, muhakkak beni de beraber rdü, Her halde söyle düsünmüştür: “Ons zavallı Enis im müte; ötür Onunla eni te seli ememi ba? İstiyor musun ba Macit, tarak ka ile dini nNeyecanı gittikee ar di onu büyük bir ald yordu. Çocuk devam etti Annem gittiği suçlu görme baba... çı kadina sor. Onu oya ben elimden geleni beraber gezmiye götürüle. ucak yorulan. kes siyle konuşulacak mevzwlar mahdut olar kılan bir kadını » dar oyalıvabilir Baha, bender Ben senin çocuğunum! için beni bir çocuk etme! Bak... Cebinden, anhesinir çantalardan birinde bulduğu bir ayna çıkardı, yüzleri hizasma bıraktığı va Görüy baba ?. Gözlerimiz biribirine ne kadar benziyor. Ben de senin gibi es merim, Burunlarımız da biribiri. ne çok benziyor. Hem baba, an. nemden öğrendim: £ Ailemizde vaktiyle tıpkı benim gibi ve be nim hastalığıma tutulm çocuk varmış lerdir elbet.» bunu söyleyince sevir nuna sarıldım. # ba. ben ser dan şüphen olmasın". Macit, gü şanarak çocuğa <arılmıstı. Enis se onun göğsüne o yaslanmış. gözleri kapalı, ke “ordu. rinden yaşlar bo, — Bir daha öpeyim seni ba. ba... Sana da artık emniyet gek i, şüphenden kurtuldun değil tibi, bir gey öğrenmek isterim; Eğer senin hakikaten çocuğun Olma. nâydım ben sevmene bir miydi? büyükler, bu kadar küçük iş- leri düşünmeğe vakit bula. mazlar. Hatırlatsan, umarım ki, sevgilini sana iade eder. — Ben bunu kendisine na. sıl hatırlatabilirim? İlyas, Rüsteme acımıştı: — İstersen, bu işi bana bi. rak, Ben ocakta başkaldıran bazı yeniçeriler hakkında padişahla görüşmeğe geldim. Bir aralık fırsat bulursam, bu işi kendisine açarım. Ve Rüstemin omuzunu ck» sıyarak ilâve etti: — Eğer bugün fırsat bula mazsam, biriki gün sonra herhalde bu işi padişaha aç- mak vesilesini arıyacağım. — Beni ne kadar sevdiği. nizi bilirim. Doğan bey gibi, siz de benim bir amcam hat. tâ babam sayılırımız.. Bana Geliboluda babalık yaptman, (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: