11 Temmuz 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

11 Temmuz 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Günün Meseleleri | Benzin v2 .nazot Her millet, mayi mahruk meselesin! milli matıruk davası yapmıstır. Biz de, Haber'in bulmacası İ * Türk kömüründen benzin mazot ve makine yağı çıkarmalıyız Yazan: SABİH ALACAM İstanbul şebrinin sıkıntılarından biri ve belki we başlıcası nakil vasi. taları darlığıdır. Fakat, mesele, bu” simkü olayların doğurduğu hir so. müç sanılmasın. !, Meselâ, “VAKİT. gazelesinin 20 sene evvel çikan nüs halarını karıştırıyordam. Ayni ko. nuya temas öden vaveylih bir baş mekaleye rasiladım, Filhakika, dün” ya bulhranına tekaddüm eden zaman içinde İstanbul halkını taşıyan na-) kil vasıtaları, ecnebi sermaye vi #ibniyeti ile idare olunduğu cihçtle banlar, şebrin ihtiyacını karşılıyır * esk bir durumda değil idiler, bancı şirketler, satın alınmak sure tile millileştirildi. Bu müesseselerin tam ıslahı cibeline gidileceği sırada harp afeti dünyayı sardı, Malzeme kıtlığı yüzünden, gerekli tedbirler, tatbik sahasma geçemedi. Hattâ, 8- glsça söylemek Jâxım gelirse, eskisi” me-nisbelle yavaş yavaş bir darlık Bile hasıl oldu. Bu yüzden tramvay- Yarın bandajı şöbret aldı, Lâkin, İtanbulda görülen nakil vasıtası sr "Kımtısını yalnız yedek parça ve mal imame azlığından ötürü sanmak doğ rek, tâhdidi we yapılmamış olary. dı, gene horpten evvelki kadar ot büs ve olomebil işletmeğe imkân yoktu, Çünkü, molörlü nakil vasıta. larımın faaliyeti bol lâstik stoklarına Bağh idi. Memleketimizde nç kav çuk, ne de sun'? Jâstik sanayi Balun madığı için, bir ithal zortuğur kara, smda idik, Benzin ve mazol bakımın dan da ayni durumda idik. Nakil vasrtalarimızı, zamanın Vıp larına uydururken, yani ef, öküz, manda, bali eşek arabasından #ter mebil, otobüs, kamyon ve kamyoe- te geçerken en esaslı noktaya dik kat etmemiş idik. Bu, mayi mahrok Yerine, milli mahruk olan kömürü koymamak idi, Bu meseleyi tâ 1932 senesinde tetkik eden arkadaşım riühen'is Mehmed Ali Kâğıtçı, her sene petrol müştakları için dışarıya giden para Tarın ortalama bir hesapla, şu yeki. na vardığını tesbit etmişti * Benzin için 4.000.000 Tirs, Gas yağı için 4.500.000 lira, Mazot için 1.000.000 Tira. Demek ki bir senede petrol müş 1okları itbalinden dolayı, eenehi memleketlere mili | servetidinlen tam dokuzbuçuk milyon iirayı ken fi elimizle kaçırıyorduk. 1923 yılından 1999 yılına kadar devam eden ne. “mal zaman içinde bu miktarın, He. orlalama bir hesapla, 161.5 mil amli yedir, teyit mil ser velimizin tek bir kuruşunu bile tw ral çimemek mechuriyetindeyiz. Mayi mabruk meselesinin fzeri de duran diğer milleller, bu husu sw dört çareye basvurmüplarıdır. * 1 — Mümkün olduğu kadar mil kudret menbalarına güvenen vasıta» lar kullanmak (Fransada garo'en ie işliyen motörlerin kamyonler« * © ması gibi) , 3 — Motürleri alkol ile çalıştırmak, 3 — Sun” mayi mahruk İmaj e. mek, 4 — Petrol araştirmılern w mak, Türkiyenin mill mahruku olan kömürden mayi mahruk çıkarmak 1913 yılındanberi fen Âlemi İç” meçhul değildir. Bugün, bir ton kö "ürden 535 kilo madeni yeyt istih olunmaktadır, Tedrici taktir usu lü ile bu da şu bölümlere ayrılmak. tadır : i 150 kilo benzin, 200 kilo dizel nır *törlerinde kullanılan mayi mahrak. 60 kilo mskine yağı ve 125 kilo ma 7ot. Burada, bilhassa bir nokla üre rinde duracağız : Kömürden Istih sal edilen Benzin, henvelü ihtivş ev. Temek bakımından, otomobil! ve kan yon motörlerinde kullanılmaka çok elverişlidir. Motörlerin alkol mahlâtlerı İle çı UıştırıMmasına gelince * Bu, hilhassa memleketimiz İçin !r*bik kabiliyeii olan bir meseledir. Çünkü Türkiye, her şeyden evvel geniş bir zirsnl ülkesidir. Ba hasusta Prunen, esasli bir örnek olabilir, Sun'l mayi mw de teknik tesisler vücuda getirdikten sopra, hiç bir müşkül ile karşılaşma. miza İmkân yoktur. Zira, kömür ölan her memlekette suni petsi yapmak kabildir. Nüekim, Almanya geçen büyük harptenberi “Eesot, damgalı petrol İle mayi rçahruk ir tiyacını gidermiş bulunuyor. Dömlüncü çarenin, yani petrol a. raştırmalarının fzerinde durmağ” *» sum görmüyoruz, Zira, alâkadar mü essesenin bu husustaki beşeri « Tışmaları herkesce malümdür. Hülüsa; dava, yalnız İstanbul şeh. Pinin nakil vasılalarıma düzen ver mek değtidir. Bu ihtiyacı, bütün memleket mikyasında halletmek ”* zımdır. Aymen, mayi mahruk me lesini, milli mubruk ideali yupmık bu yolda başarı söstermek ulusa! » konomi için muflskn tai Yazdıklarımıza son verirken, bilhat sa ş<m önemli ve hayati holslaya de işaret edecekiz : Olây, esasında tam onlamı He “b mii midafan işidir. Bu itibarla, ye karıda dört vındde He hilâsa edilen enrelere bir en evvel haşvırme” hiç değilse onların ijzari safbain ; mahlülle-, pet elm 15 1 — Dini bir kabahat işliyen (iki kelime), 2 — Ağır bir şev a tında kalan, bir cins mektep, 3 — Kat'i bir âlet, 4 — Mahkeme kurar» larının Yazılışı, tav, 5 —— Alfabede hir harfin ökunum, bir ceşit hay. güden, & — İmal eden, bir sr fat edatı, 7 -— Seyahatle olan, İsim, # .— Akın, nota, evveline hir (GC) getirirseniz kısa boylu “olur, 9 — Bir erkek Ismi, müslümanları davet, 10 .— Genel direktör, 11 — Zaman ölçülerinden, Kurutulmuş ot, Yukarıdan aşağıya: İ — Çanakkale boğazı, civarın"? bir kasaba halkından, 2 — Muzir rip olan, gök, 3 —— Kavga, biris kembll kâğıdı, bir emrin tersi, 1 — Evveline bir (M) getirirseniz meçhüllük orladan kalkar, eşya ve mahlâkstın silmiş Oo meşguliyei, 5 — Bir emir, yapışkan, bir have van, .bir soru edatınm tersi, 7 — Hızlı geçen bir okun sesi, bir ma- but, merkez, 8 — Fazla parçası & lan, tavır, 9 — Yalvararak iltimas edici, hir yemiş, 14 — İsimler, Kafkasyada bir yer, 11. Bir eda- tin kısaltılmışının tersi, Kızıldeniz civarında bir İngiliz müstemlekesi & numaralı bulmacamızın halli; 1 — Seferesiden, 2 — Üşenen, Nora, 3 —— Risale, İr, M, 4 Aka, Maşuka, $ — MH, Davet, Naz, 6 — 1, Sakalım, 7 << Keşen,İ, K,8— İvir, « Sobacı, 9: — Rak; : Kebataş, 10 — Azılı, Adalı, $i — Nurani, Ekin. Kongre Türk gemiciler birliğinin yılhk kongresi 23 temmuz per” şembe günlü öğleden sonra Ga- lata yolcu salonunda toplana" caktır. Kayıp çocuk 10 temmuz #2 çuma akşomı sasi 848 İzmir vapurundan Tophane rh, ima İnerken sekiz yaşındaki Oğ. lam, Muntata kaybolmuştur. Kendi , sini görenicrin veya nerede bulun. duğunu bilenlerin. en yakın o polis merkezine veyamıt adrezime haber vermelerini insaniyet namma rica ederim.Top hanede kapıışında No, 79 Feikefendi kahvesinde babası KA, Şimdiye kadar, dünyanın en kü, çük kitabının, bir İsveçli meraklı &tn elinde bulunan, 1897 «le Roma, da basılmış olanı zanmediliyordu, Doğru dsğilmiş, En küçük kitap, 10 milimetre uzunluğunda ve 6 milimetre genişli- ğlude bir kifap İmiş ve şimsli, Malyan diplomaflarından birindey. miş. Bu kilun. 1897 de Padu şebiriir sında © basılmış iin Loren prn, ğı bir mektubu amuk luk #çerisinde n elbise yapı - kları doldarmak slacaklar? bayağı pamuk tadır. Hattâ dok» arı olduğunu da Böyle olmasaydı yuvalarını yo, ipmarlardı., — M da tahdidat ı vatandaşları > orveltie geliri ü mektedir. Bütün nun da bw vergi. cum sikilmakier #zeteniler toplan birlerinden biri- g gelerek sene Ö gösan edip etme, çit şu cevabı al neki vergileri (Baştarafı 2 neide) — Yani yalnız Ali beyin toka | yalan © söylediklerini atlamış, Hakikati ortaya cikarmak, yalan. | larını yakalamak için bir hayli uğ Titı, fakat üç kadm da “dedikle rinden saşmadılar, nihayet ii kar ns boylu, çarsaflı Emine hanım. çağırıldı, ! Hâkim: — Bak Emine hanm, dedi, bu üç kadm da başka başka seyler söylediler. birisi yalan söylüyor. Sanki mahkemeyi sade Ce yalan söylenecek yer lar, Onun için sen doğrusunu söy. Ie, bak namusuna vieddanma yemin edeceksin, Bu iki kelimenin içinde bepsi vardır: Allah, Peygamber her sey, her sey. Haydi, anlat bakalım, Emine hanrm, bir bayli kotk muştu. Doğruyu Söyllyeceği me- hakkaktı. Ali Beylerin tanıdık her seyi dosdoğru anlaita Ali bey aşağıya İnmiş, Kalyopiyi | sokağa atmıs, sonra yukarı çıkıp! yatmış, buna kızan Anna da karısı | Fatmayı kmkardeşi ve apnesiyle birlik olap adamakıllı dövmüşler. di, — Ali bey Annayı dövdü mü? — Dövmedi, Dövse herkes gö rürdü, Fakat bağıraraktan karı» ni ellerinden kurtardı, yukari çi kardı, Hâdisenin O Emine hanım an- lattığı sekilde okluğunu diğer bir şehit daha söyleyince mesele kak madı. İş anlaşılmıştı, Bunun üze- rine hâklm, Al; beyin Anmayı döv. mekten baratine, Annsnm ise Fat mi dövdüğü sabit oldufudan 25 lira para cezesr ödemesine Karar verdi, Eğer barısırlarsa bu- nun da düşeceğini bildirdi, AN | beyi ” J — Bin şimdi barışırım, Tek e- Anna bu kadarla kurtulduğuna çok saviniyordu. Dışarı çıkarak kendini heyecanla bokliyen Kalyo” Kulduğuna için için köpüren Kala yopi "elini şiddetle göğeüne vurdu: —- Ben” verâteğim, korkma. İs terse 50 lira olsun. NİHAT ŞAZİ Satış töreni Rümerbank Yeri siler pazarları. nın İstanbulda, Aksaray © şübesinin açılış töreni dün sabah müdür us. vini Ziys Arit Sirel va umum datış şefi Sadi Altaym kuzürile icra edi), hesap etmek bir hayli neşemi kr gırdı, Harp beya sarayın günlük ha tını esasından » değiştirmiştir. V tandaş Tuzvelt sarayda şeker sar, | fiyalını azalmak mecburiyetinde kalmıştır, Beyaz saray arlık eski den olduğu gibi günde 80 kileluk bir çuval şeker sarfedemiyor, tayda kompostalar yerine isi meyva kaim olmuştur. Sarayda ke bul resimleri #znlntış ve yemek Ms, * leleri o bayli lodilita o uğramışlır, Yemekte salala verilirse meyva ve | rilmiyor, | Eskiden beyoz saraya gelen da ; | vetli misafirler cömhurreisinin hu susi, otomobilleriyle gelirdi. Fakat Msliksizlik yüzünden bu âdele vi havet verilmiştir. Madam Tuzvelt dahi, memleketi düşünen bir va tandaş sıfatiylp İususi otormobilini * garaja çekmi, i Beyar #arayda ev eşyasından da | lasarrufa başlanmıştır, Eski sofra örlüleri kesilerek peçele — haline konmuşlur, Yenmiyen yemekler ar tık seskisi © gibi alılmıyor, akşam veyahut ertesi sabah dekrar »sıtla, rok safraya geliriliyor, Yenilemiye cek şekilde olan yemek artıkları isg domuzları beslemek üzere Vaşing lor civarındaki çitiliklere satıl maktadır. li Cimhurreisi hâruzunda banyosu, | nu yaparken şimdi yanındaki a” || damlaria devle! işlerini konuşmak» tadır, Arlık Basusl sinemasında film yetine de gitmiyor ,Beyaz &'a rayda aşıkları kararima © nizaniind şiddetle riayet © edilmektedir. sara, yın pencerelerini kapatmak için 2000 metre kumaş gitmiştir. Mösyö Ruzveli ve eşi saray batr !| çesindeki çayırinra patates ekmiye | karar vermişlerdir. ! Sanıyor. ; Gençlerin günü —» Gençlerin yazılarını her hafla cumnrlesi günleri bu sütunlerda neşrediyoruz. Yarının. inzalarının doğuşunda faydali alacağına Oslphe etmediğimiz bü sülün için gönderilecek yazılarda su oklar lara dikkat edilmesini rica ederiz: 1 — Yaztler okunukti olmalıdır (mümkünse makine ile yüzl #palıdir,) 2 — Küğiftarın yalnız Birer tarafına yazılmalıdır, 3 — Nesir yazilari en çok yüz kelimeyi geçmemelidir. 4 — Bu sülum için göhderilecek yazıların vorft üzerine “Yarı, nim imseleri,, kaydı Konelmalıder. YIKIK MABET Yaralı kelime vurdunda hançer! Gönlümü aşkınla ettin seferber... Gece ve gündezi'm oldu ahzar, ilihrahı pakılınış mâbede döndüm, Sen gittin ardından geçiyor yazlar! Möbelte yükseldi ah ve riyazlar,.. Gel arlık yetişir yaptığın nazlar, Mihrabı yıkılmış nelbede döndüm, HAYRİ BİRSEL GEMİMİZ GEBE! Kendimi dinliyorum., İçimde bir fısıltı Ruhumu köklüyor! « — Ruhum bir ateştir? Öyle bir ateş ki: Saurum bu sleşle eriye- rek mantığımın kalıplarını dökülür. oKafatasım fabrika, dima, Hım bir isabe ocağıdır! Gülerim; görür ve okur, Külaklarım; duyar. Görmek ve duymakla, fabelkama lüzumundan fosin İlk madde ithal ederim, Bütün bunlar, izabehanede erir, birbirine kalbojur veya, bizbirinden ayrılır, Şimdi; manlığımın binlerce kalıbı ha, vardar, İçimi dinlerim... Dökümhaneyi aydınlatan dinamo, göğsümü döğmektedir. Ay. nı zamanda bu dinamo (kalbim) bir tesviyehanedir!? Dökümden sonra çikan şekiller burada, vicdanımın eğesiyle tesviye edilerek, tekrar dimağunın anireposuma inde edilir, Bu; kalıptan çıkıp, tesviye olanları montaj etmek, bazan pek 20r.. Bunları ihraç edecek yexöne vasıta ise, Dil ve Kalemdir, Gözlerim hiç bir şey fthal etmiyerek, dalar. Kulaklarım duymayarak, dinler. Kafalasımı içinde bir faaliyet başlar; gözlerime, bir İhrac baş Mösterir! Yani; Dınıağımdan - sözlerime şekiller (OYÜTÜr. Buna iMayal) deriz “Zerrelerden ierekküp erlen sonsuz bir demiz içinde, bir (Güneş) yanmaktadır, Birbirinden çok başka ışıkları sydınhıklaş, riyle silerek, suları tutuşturmakla, yaktığı zerreleri. (Güneş) e yükseltmektedir? Gemimiz; denizin öslünde veya içinde değil, (Derz) gemi. mizla içiadedir!? Her yanda, Dalgalır kabarmış, #abardikçe kanamakladır? v Gemistiz; bu dalgalarla, bocalıyor. Kaplan köşkünde 9 ksds çek kaplan var ki de başka yönlere dümen kırmış, birbiri. nin eksi tarafa gilmek istiyorlar. Halbuki: Harita var? Denizin götürülmesi Kizun olan yeriyse, (Deniz) in içinde yaran (Güneş) in aşıkları gösteriyor! Hayır hayır, bir gemiye, hi- vardiyada, birçok kaptan de, Ail, bir kaplan olmalıdır!? diye, zerreler tekrar kabarıyor. Her bu sefer, (Kaptan köşkündeki) çokluğa doğrü?,, (Deniz) azgın, (Güneş) Kızsm, (Gemi) miz gebe! Doğuracak neler? Tnisa sancısı, bulunsa (Ebe) İşle: Dimağının İzabebanesinde, mantığımın kalıplarma 45. külerek tesviyebanetlen çıkan ve montaj edilmiş olan... Acıklı bir » hakikat? HAYRİ AYTEKİN GECE SAFASI En çek hoşuma giden şey nedir bilir misiniz? £ Gecenin sessizliği, ve bu sessizliği daymak, Jlâbi bir mağmenin vetedici agini dinler gibi, gecenin hafif hışırtılerla esen rüz. görini ciğerlerimin ücra köşelerine doldurınak.., Halicin ortasını, ân, köprünün üstünden İstanbul göklerinde parıldayan binlerce syıldızla dertleşmek... Gece ortasında sessizlikten değil, çıkaraca. Bun sesten korkarak yavaş #drmlarls tenha sokaklardan Yürümek, , Ban gecenin çocuğuyum, Sessizliğin âşıkıyım, Geceleri birbi, riyle deriissen, birbiriyle şakalaşıp, gülüşen yıldırların dostuyum. Ben hayat zevkini ancak onlarla tattım. Onlardan hürriyet fikrinin seromunu aldım, Zevkimin budalası olduğum için bu safa #leminin müşlerisi. vim, Ey hayat! Sen benim meşakkalimi bu sessizlik ülkesinde yüke Jenain. Gönlümün bu ilâhi sermestisi senin bir armağanın değil mı? “HAKKI TEKİN BOĞAZDA SABAH Sularda bir ürperli, MâNJ birikidalçe, dönü, Karşı sahltin değları arkasında, Penbe bir ales yandı. Yanan bu penbe alev, Her dakika rengini değiştiren sulara, Kizil bir iz bıraktı. Kisti iz katınlaştı, Kiztl İz enlileşti, Bütün sulur b renkten birer elbise giydi. Karşımda pencereler bu Krzil rengi çaldı. Tufuşmus gibi yandı, Ve şehir yavaş ırmvaş uykusundan uyandı, » Karanlıklar ağardı, Arlık sabah oluyar, , Uzak mesafelerden dülükler, daguluyor. Bu vapur düdükleri, İstanbalun ahları, Me güzel oluyor bak, , Bu verinsabahlerz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: