10 Ekim 1929 Tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi Sayfa 5

10 Ekim 1929 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l Teşrrmeve: 10 i Mili a 2 . Çi . o : 3 Orta Anadolu Simalinde BirGezinti. KÜÇÜK MUHABERE G üshad b N nca da memlekete, halka kafiyesiz, vezinsiz küf- $ Çankırı'da Kâzım Beye: — Geçen nüshadan mabat — eğici — zen mn şi el > kezinti kara - Gerede şosesine kızdığım kadar bu tındandır, Talim ve T Terbiye dairesine yazarsanız iş ae mİ inayet öl bu mü gizi oğmdi ama şaire kızıyorum, yahut buna ma kadar nasıl tedarik edeceğinizi ö yazısı meşhur tabancalı 4 Aliye Ha Hanımla. pa vw sm Yollar müdürü andaşın. $ Bolu'da Rıza Beye: enzi- yor. Zaten işi uzatan sebebi biliyorum: Yol elesi, en m Ankara - Gerede yolunun laği kodusu... Pa hendese anarşisi ermiş” ister işinata vi sin, benim ısrarla temcit pilavma döndürdüğüm e da Hükümetimiz er geç Ankara- Ge rede şosesini Alidedeşe; eyhler mıntakasına tebdil daldan bu bir ticari, zirai ve sıhhi zarurettir. Memleket payi > kre ettirmektedir. Vaktile bir büyük iç Kütahya - Balı- kesir dalya Mam am İN mal karşılanmıştım. Fakat bi Kütahya - Tavşanlı trenleri tı- Kara al ve yarın n Bah re? e ee varacak- tır ür,, de dursuri, varsın müdürü umumisi “oraya ol- ki büyük inkılabın ve hükümetin pisikolojisine akıl fikir erdirilebilsin. Devlet, inkılabın gösterdiği hedeflere hayre- te şayan hamlelerle gidiyor. Dünyanın “başara- mazlar,, dediği ilim, fen işlerini yapıyapıveriyor, artık inata üni Gerede şosesinin oehemmi mi kalır? Bu işin güme gitmekte olmasına iki . gö- rüyorum: Biri mes'eleyi d 'ki de Başvekil Hazretlerile Nafıa Vekilimizin gene bulunmamaları. Fakat akşama kalmaz bugün yarm ikisi de Ankâra'dadırlar, Avdetleri akabinde kalemi paçayı sıvayıp du: hine çalışmak hem meslek, hem memleket vazi- fesidir. Laf lafı Sami bp de er sü bir dafa “bu yol işi biraz iğrid gitti. Neyse, Daki kendime sadede geleyim. sözü uzattım at değil, Transatlantik vapurlarının yan kamara- sı, hem lüks tarafından, Maşallah! Nerede Don Kişot'un dünkü mek ii müdürün bugünkü düldülü sabah reftat Küçük Yaşar ne at, ne katır bulamayınca yü- zünü buruşturarak koca kulağa razı oldu. ve gene ini iliş nu e kurulmuş © Bey Keklik sürü- dsi inana DERSİN, aesip alp arı — eri şehirlilerin de i bakışla ri öylülerin pazı kuvvetile toprağı tesviye O- Yunmuş, hatta bâzı yerlerine setler, metler” örülmüş bir ince yoldan kıvrılarak gidiyoruz. Erdilek, Sa- lın yaylaları sağımızda, Hıdırlar yaylası solu- Fal habire çık, habire dön, , ağacın her çeşiti, şekli, üsü, Manzaranın ea çoban köpeklerinin her rengi ve her bo- Gıcır! gıcır! gıcır!... Kğnılar harmanlara demet taşıyorlar. Ah bu kağnılar! Hangi şair ne vakit doğacakta bu aziz ve asil kağnıların seslerinden bir şaheser yarata- cak. Fakat yazık ki istikbalin şairi kağnıları tanı- mıyacak. Kağnı ıları milli mücadeleyi gören, bilen, ter rakı, Ş: mi t borcu varmı i “ibi İaoEi dol lusu. kuruş, lira, hiç merak buyurmasın, ölünciye ve m kadar söyliyecek ve yazacağım. , Anladığıma göre Şire Bey kıdemli ma- görüyor. üdürlerden bir tanesi de akik zgat müdürü Süleyman Beydir; neme lâzım, sırası . aklre, mi her vakit Cemiyeti Umı eyi methede- cek değilizya imi efendim, Yukarıça- nılı ile Şorba köyüne geldik. Bu dağ sırtında, bu e ear ne — dene biçer dizi dizi, sıra -a büyük köy er. Hele bir e, lim unuttu ağu ee â gücenen zengin Ziraat Bankası bu yerleri na- zarı dikkate — il alırsa bu köylerin değ- meyin keyiflerine Ziraat Bankası dedim de sırası, geldi, köylü lıyayım, diyorlar ri te bu kadar karışık satır- lar arasında belki göze çarpmayiıverir, bunu baş ka bir gün bu Eanlirda beş on satırla yazarım. v Ankara - Gerede yanlış yolu ve şunu da tekraredeyim ki: Malmüdürü veya adı rsa o, Çinimaçin'den gelmiş deği) oda Cümkuriyek Türkiye'sinin mühterem vatandaşı- dır, çok rica ederim, kö lem Ziraat Bankasın- dan para alacağı günü, saati, dakikayı kollama- sınlar. Köylü bu parayı sa ve çiftini biraz Ni eek Eş 1 1 atarken aldığını verirse - a ii ki - zira- at işi allem etsekte yürümez, kallem'etsekte... A- in R bunun. daha eyisi var, Maliye Vekilimiz tef- söyleriz, en büyük * larına hicret ederler. Bizde fenni çiçek yetiştirmek mütehassısı Ceta Rüşü Berdi. İktısat Vekâleti b Ke a yaznız, yardımını esirg. “e zmn > — Kendinizi bildirir ve iktıdarmızı gösterir- kabul olunacağınızdan emin olabilirsiniz. Mr e . fakat kariimiz sıfatile e ai varsa - mnuniyetle yaparız. “sr derin — İşler kış yaklaştıkça azalmaktadır, mevcut işini va Ankara'ya martta ep her za- man n lar. : Günik 5 das ktı ei derdini Prrgkilrd A ve e iptüğgi kepa- tanbul gaz : ilini İsi ikinin ı amir sıfatile bu uygunsuz * işin bi m i km kulakları çınlasın - sabık Feylezof Rıza ir e makalelerine m Se” başladı reket versin a £ O arap Erden nin beri tarafında... ie böyle olmasaydı Anka- - Gerede yolunu kurcaladığım için kim bilir beni de belki Misisibi nehrinin öbür yakasma frr- latmak istiyenler bulunurdu. Yaşasın alm — nn yazı, fikir, gönül hürri; Ark tırla- üyük şahittir, politi Müzi dair hi hürriyetlerin li ile de uğraşan- Jar meşgul olsurlar. — Kendi kendime sayı Te a geli — Rap! başüstüne, geldim işte: Güvem mahiyesini teşkil eden köyüeeie yeni ve belli b ok eyi de- Zilse de herhalde memnun olacak bir'sayı, bir de Yabanabat merkez'yatı ii biterse, o vakit çini eyi Meri larin değil mi? Yabanova der- demez hatrı vukatın yegâne şoseye sipsivri Ci evinin » köşesi ç ıkıveriyor. Belediye reisi çok eyi bir zat, evin ar Se celadet göstermek işine gelmiyorsa bâri mhuriyet ' kanunlarını lg o iki anil yeri keserek yolu, yola geti a, . ağaçlı hoş bir yerde pm ye — harman. Arkamı mız solumuz an. miz vadi, ötesi yayla, berisi Çerkeş Seli. gram yer Türkiyeden başka nerede bulunur yahu!? Müdür pi, Bey dedi ki — Şu mektepleri me bir sıradaki üç köyün sikinde bir küçük bando mızıka yetiştire- << ki . rde a mızıkada çalışıp usta Gülmemek i öz dudaklarımı ısırdım, az kalsın şunu diyecektim — Aman vazgeç! biz Ankara'da Bethowen- madım ama, gile Şi dani da bir hş ses ve neşe üdür! ben bu Glümüiği Langa'- daki konservatuvarda bile işitemem! Derken Ali Pehlevan geldi. Ali Pehlevan, Ali Pehlevan işte! Genç, tm tuttuğunu koparır, Jikanlı, insan -maşal- Jah - böyle olursa, tabiidir ki çelimsizlerin, süm- gözlerine batar. Beceremedikleri ei birike birike Ali Debi gi bir gün van ki kıya Ali olmuş!,, Vallahi yalan, billahi lanlar, k âlâ biliriz ki eşkıyayı m Ri veyâ iy irrği miz Baksanıza Dahiliye Vekilimizin Sözüne: — Anadolu'da bir tek silahlı eşkıya kalmadı, diyor; demekki eyi idare bizim tetten” kuzulu- Süz bozmuyar, Bini çıldırtan, edepsiz ve Mi minel & asla! onu hankekakleni mele eieii “edepsiz ve vic- 'dansız idaresiydi. ii E Hanlis mulis türk Çakıcı'yı tepele- rk bin kö- şesinden kırk bin çeşit serseri getirdik. Türk Ça- kıcı âdeta Piçlerine bir kazanç ve rütbe basamağı pldu. Bu vatana, bu millete yazık değil- 5 lan “eşk alk, ın nev iy v devirde hoşa gitmiyen, e istiyen vatan- - > Be eşkıya derlerdi. Bu e Cümhuriyet Dahiliye Vekili bakı- nız ne diy: doln'da bi ise iki üc aradaki trk

Bu sayıdan diğer sayfalar: