28 Kasım 1932 Tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi Sayfa 4

28 Kasım 1932 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA 4 HAKİMİYETİ MİLLİYE 2 ———— ——— 28 İKİNCİTEŞRİN —— ANAT ve EDEBİYAT YAYLA. « — Yayla, Ortaanadolu dağlıklarının düz'ü demektir. Bu yay- Ja üstünden şe tarih ği geçti; destanlar suyunu içti; masallar koy > Tarih, bi e, bir fırtına gibi görünür. Tarih- — ten, bu es ER dinmez bir uğultu, bir de türk göğsü kaldı. 5 © Anadolu'da boş yayla, kuru yayla, geniş havalı, tükenmez güneşli el dayanıklı, sağ ve sağlam yetiştirir. ayan: mıklı, sa; ğlam ve serttir. İnsanı da öyledir: Yayla karakter yetiştiri: bir devrin ÇOCUK EDEBİYATI. işe hatırlarım. ir köşesinden Sör fikrin ediyordu: devlet, bir avu o gün isa . ün bile adam Gla ibi, dışından sönük, içinden uyanık; : 3 ii derin, içinden du: yumludur. Yaylanın suyu kazılarak al 5 v > la Ve da kazmak gerektir. İnsan kendisinin l derinliklerindedir. Yayla insanı, ruhunun diplerine kadar akk epik karma e e coşmaz. 3 g Yayla nasıl se Devletadamı ve Sanat. işl insanı e durgun, o vürdum ğ — duym ayla havası gil ayla adamının; toplı- ya top! lal biriktir vi iktire, sindir re sindire, aldığı bir hız « vardır ki, yayla fırtınası gibi, birden boşanır; taş uçurur; ça- - o koparır; baca yıkar; kök söker. 5 Yayla buğdayı, olmıyacakmış gibi ağır ağır se iyimi Ş e özlenir. Adamı b öyle dir: Kul , kısa, rünür. Onda da kuvvet sinire, enerj ji ruha m Fr, O le mı ağn ak alayı den koparılmaz. Şüp- - >hesiz siz de gördünüz, Ankara'da bir arşın boyunda ağacım kökü; deriniz ve sa saklamladırı Bir çekişte söküledek"sör nılır: Kökü ayıklanmakla bitmez. Kıyılarda koparılmasına başlanan Anadolu ği kök- deri sökülemeri "eöklerinin daldığı irak katları . buluna- namaz. Anadolu; tersine. Ni ağaç gibi, yeşil yaprakları ve ye- i lil; k n kökleri yaylanın bağrındadır. Mussolini dedi ki: kupkuru bir birincisi gayeye biri ve Gk ile yazıyor ve k ve inize mi Ş! kapılmâktan hareketlerinize mi - dikkati teksif ederek i kelimesini kullan i — Tecrübe Dedim ki — Ben yazmakla iktifa etmeği daima Yayla, külük ve kö öktür. Ve bu i lanın sesi kuru, gözü boş, fakat içi yanık, türküsü yaş- Me gözyaşlıdır: Yayla için Ti ağlar, bütün suları için için aktığı gibi.. bularak Yayla, bir mir ruhun, kendini saklıyan bir alm ken: dini e m bir ruhun boz maskesi'dir. Yayalni alnın içine, tasavvu| a girilir gibi, ie dö girilir gibi, riyazet'le yıllar “Oyu, boş, duru ve dur; bakan gözleri inandırarak kuru kuru duran dudakları ndeki girilebilir. ayla da, bütün Kyle b gibi, Anadolu- ahı des bir tesiri olmalıdır. ço — Biyikamlep bu erdö gene iie çizin kendilerince kuvvetli konuşmak, iç g edilemez ençlikte, yaz“ hattâ, başka bizzat er, geç si öyler: e varabilen, bir büyük davanın sinirine, gönlü- züne ve yüreğine kavuşmuş demektir. d. ğı gibi. bakıldık alışıldıkatn. irem Agnes yeşerir. 1 d. dik soğuk suların- ünü YE lal li da | ayla yavaş Mağ sabırlıdır. via tekim çıp- ka değil, kapalıdı. Yayla, türkün besiği idi. Son-sınırı da o olmuştur: Yayla, biraz türkün kendisidir. bir edip, (Mussolini ile konuşmalar) Falih RIFKI ber Emil Ludwig bir ROMANI. Bir İsveç Gazetesinde Okunmuştur: Yapma Bir Mülakat. nı bu roman, romanın belki daha meraklı bir Roman Neyi Anlatıyor? oynanması acıyor. Roma'nat Aldığı Şöhret.

Bu sayıdan diğer sayfalar: