23 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7

23 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yana, Niyazi Ahmed Okan <anibinden len sefi - lr Ana oluhisarı didebanndan e betud. Meray addehr” ubur eden TE bilâizin men için bir ka- idi ün x mesir silsile çekilmiş Tefrika No, — 39 — Rumelihisarı nasıl kuruldu? Hisariarı kuran Fatih Istanbula girerken m derisinden fazla olursa iznim i miş, nk malıdır. Bu bir tarih m, im çe ii. , ona bi ellere müra- ere) Se ilm elerin yıktırılması- ik Paşa kütüpha - kolleksi: N d meli be Ma Dört bin hiye faz- vardı. Bütün ve a » Parça parç - ğ Paz de Adliye Nazırı de Rıza Paşa tarafm- yin “Pede B Bektaşi tarikatinin bir tekkenin kir - Robert kolej mektebi kuru evyorklu Ro - Zaman hem sizin va kerim, hem de ke- an sandallar geçi İmal bei mm mar 7 ei ia Yakışıklı de - > DEE Yaşlarında, fa - e valetle vi am $işmanca bi kada da hiç şüp - Siz yi a hi. düla “| Çelebi Anadoluhisarı hakkında - ba kal Şey ba ve yıllar- | şunları yazmaktadır: e bir sara; “Burada vaktiyle se rahib yaşı- Mar se e düşmüştü .. | yordu.. Hakikatte bu rahib gizli- Pata Vefik Paşa bunu duyunca, | ce islâm dinini kabul. miş bulu - n mi mn, oraya koşmuş: nuyordu. Üç yüz kadar bu “e Ne de Olmanilği. Burası | dirne şehrindeFatihin ii tahta Saki duyunca, bir kâğrtla: '— İstanbulu fethedecek sen - sin...,, diye bildirmiş... Or - du: “Burada bir kale ile Akdeniz Boğazında iki kaleyaptırıp bula iki taraftan zahire bırakılma- ce takdirde e ie olur Aza- den misali as- er büt bizim el teşrif edi. Bu mektub, Fatihe verilince bir rahatlık duymuş, sevinmiştir. Bu- un üzerine Fatih, ikiyerden gayret kuşağını kuşatıp. Kostanti- nin izniyle gelerek av Karadeniz sahilinde Terkos kale- si Halicinde ve Çengelistanda an kendisi de'ona bir çok hediyeler ci muhalif ve mügayir hare - kette le Kostantine de ri birçok av göndermiştir. bu hisar o mahallinde bir “Şikârkane, saray çiftliği ga izin istemiştir. Bu esnada hisar yerindenki müslüman rahib ile gö- rüşüp uyuşmuştur. Hanı ktaldan gelen elçiler: *— Bir sığır derisi kadar çiftlik BA makbulümdür ve ricaları - nı kabul ederim. . Amma bir SI - — Ablam da sandalla gezme - — Sandalı verelim de gezsin!.. Dedi edim... — O kürek çekmesini bilmez Ki Annem söze karıştı — Annenize, babanıza söyle - ty eee onu da gez- diri ire karaya çıkarırken ene eski yerine gelmiş, bize ba - kıyordu. Turhan o hemonadoğru| koşuyor, hem de bağrıyordu: — Abla! Vedad ağabeyim se- ni de sandalla gezdirecek. Nahide hanımteyzem böyle söyledi... Os agi — Babamla annem razı olur - ! ur. Sonra sulha muga; pi Dediler. Fatih, elçilerin ii nmda ve öküz derisi kadar bir 2 m yaptırmağa başladı.,, bi daha bu gibi hiç bir ta - ribi Maili istinad etmiyen ma- lüâmat veriyor. Fatihin (gizlice ırgad getirterek bir gece kırk elli topu müslüman Oo rahibin izniyle yerleştirdiğini ve çalılarla örttü - sadır. Yukarıda da yazdığımız ve kikate uygun olmadığını ilâve et- tiğimiz hisarın Muhammed şek- linde inşa edildiği rivayeti için de ağ Çelebi şunları yazmakta « şahım demiş, ismi şe « mmeddir. Kitabımızda İmdi bu kalenin resmi (o seninis- minle bina olunmak gerek... Ben bu işe kırk bir yıldır memurum ve ilmü mimaride oüstadı kâmilim, amma bir ferde keşfiraz etmemi - şim.,, Rahib bunları söyledikten son- ya Rumelihisarınm plânını yapmış Sonra da altı ayda hisar bitirilince kıyafetini tebdil ederek kale mu- hafızı olmuştur. Kral bunu ha r alınca elçi göndermiş. Fasih de sığır derisini parça parça rek etrafa dağıtmış ve şu ii rmiz , * — İşte gene bir sığır derisinin Kapladığı yerde yerleşmiş bulu - nuyoruz. ( Arirası var ) Selma kızardı.. Bana doğru ka- çak bir bakış attı.. £ İstemeksizin gülümsedim, o di bein gibi yap- tı. Üçü birlikte eve girdiler... Bütün gece, m çi - nan denizde Selmayı açıklara türmek hülyasiyle erme Fakat ertesi gün hava bulutlu ve yağmurlu idi. (Deniz köpürü- yor.. Taşlara vuruyordu.. Hemen aşağıya koştum ve (demirli olan kayığın karaya çarpa çarpa tek - nesinin çatladığını gördüm.. Bahçivanm da yardımiyle onu karay çektim. ra aalna doğru hava du - per , Eskisinden daha güzel ol - akat der İY iii kaldı.. Çünkü dayım ayni gün tanbula gitmişti. KURUN 2 ür 1935 Sahne hayatında hadikeler > Raşid Rızadan ayrılanlar ve Şehir Tiyatrosu Şehir Tiyatrosuna bir müracaat yoktur, olsa bile kabulüne imkân gürüliiidr Mevsim başında Şehir Tiyat - larak Raşid Riza rosundan a ayrı trupundan an- sızm ayrılarak şehrimize gelmiş- lerdi. Bu artistlerin Ankaradan ay- ne binib İstanbula gelmişlerdir. Söylendiğine göre bu ayrılı - şın sebej ra meselesidir. Şehir Tiyatrosunda yüz elli lira alan Halide, Raşid Rizaya üç yüz lira ile gitmiştir. Bu aylık evvelâ kendisine muntazamen verilmişse de sonradan bu inti - zam kaybol bunun üzerine de Halide ayrılmak lüzumunu hissetmiştir. Diğer artistler de ayni meseleden dolayı truptan ayrılmışlardır. Dünkü gazetelerden biri Ra - şid Rizadan ayrılanlarm'Şadinin reisliği altında kurulacak yeni bir heyette çalışacaklarını yazı - yordu. Senelerce evvel sahneyi terke- den Bay Şadi, Raşid Rizadan ay- rılan artistlerin hareketini beğen- mediğini söyledikten sonra de - miştir ki: — Raşid Rizadan ayrılan ar - “e benim bir Ptpeaei e edeceğim katiyen doğru d. > Ozan operetiyle de ig - >. yoktur. er taraftan Raşid Rizadan aylar tekrar Şehir Tiyat - kadrosuna alınacakları da Dikme mi Şehir tiyatrosunda Dün Şehir Tiyatrosu mehafi - linde yaptığımız tahkikata göre, Raşid Rizadan ayrılanlar Şehir Tiyatrosuna müracaatte bulun - mamışlardır. Bununla beraber böyle bir mü- racaat yapılsa bile evvelce ayrı- lanlarm nmalarına ne kadro müsaittir, ne de vaziyet... Çünkü bu artistler Şehir Tiyat - rosundan ayrılınca yerlerine baş- kaları alınmıştır. Bundan başka Halide ile arkadaşlarının bu ha- Selmadan da bir haber çıkma - dı. Babasının yahut annesinin ra- zı olmadığı anlaşılıyordu. O zamanlarda on üç yaşmda bir genc kızın on altı yaşında bir - | gençle gezmesini pek az kimseler ardı. bu noktadan la Turhan da, bir gere m gezintisinden bahsetmedi Halbuki suladı varlığı artık kalbime inmiş, kemanla yanyana, sevgisi ondan one az, ne de çok, yerleşiyordu.. Öğleden bir saat sonra, günün en sıcak zamanı idi... (İmbat) rüz- — henüz © çıkmamıştı. Gevşek ir vücud, bunalmış (bir kafa ile e dalmak üzereydim.. Ya- Bayan Halide reketleri Şehir Tiyatrosu meha - filinde iyi karşılanmamıştır. Raşid Rizadan cakları - nı başka yolla istemeleri ve te - min etmeleri çaresi varken rol - lerinin olduğu bir temsilden bir saat evvel işlerini bırakıb savuş- maları bu san'atkârlara yakıştı - rılamamaktadır. Bay Yaşarın sözleri —B lerden İM Çünkü ben kre e a beş iddi vermek üzere cihetten zaten tatmin edilmiyor- dı Yalnız sahneye olan heve- sim ve alâkam çoktur. Raşid Ri- za ise bugün para için çalışıyor. Belki haklı bir yol... Şadinin beyanatına ce; ben kanli hiç bir teklifte bu- lunmadım. Süreyya opereti san atkârları beraber çalışmamı dek lif MAŞ F akat Ankaraya Raşid Ri: inmek mecburiyetinde idim, siri Burada Ye mesi gelince; o şüphesiz Küçük, temiz, kendi oühieldi doğan bir tiyatro... Fakat zama - nı belli değil..,, rı rüyada yarı sahiden gibi görü - nen bir çocuk dum. Bun lan ve bağırmağa çalışan bir insan sesi işitildi, 'kesin kuytu yerlerde ( sin- iği bu sırada, bu sesler nereden gelebilirdi... Pencereye koştum... İbrahim Beylerin tara - fında, denizde batıp çıkan mini mini iki el eN Biraz ileride muntazam bir tahta parçası yord İki elden sonra bir cuk başı, ıslak ve dağnık ade sudan fırladı.. Biraz evvelki gibi bir çığlık, bir harhare (o ve garib sesler çıktı. Orada Onu bizim küçük Turhana ben- zetmiştim. ” Arkası var), ı bir çocuk boğuluyordu .

Bu sayıdan diğer sayfalar: